Eğitim

Ağabeyim Mustafa Kemal – Şemsi Belli Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Ağabeyim Mustafa Kemal – Şemsi Belli Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Ağabeyim Mustafa Kemal kimin eseri? Ağabeyim Mustafa Kemal kitabının yazarı kimdir? Ağabeyim Mustafa Kemal konusu ve anafikri nedir? Ağabeyim Mustafa Kemal kitabı ne konu alıyor? Ağabeyim Mustafa Kemal PDF indirme linki var mı? Ağabeyim Mustafa Kemal kitabının yazarı Şemsi Belli kimdir? İşte Ağabeyim Mustafa Kemal kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Şemsi Belli

Yayın Evi: Selis Kitaplar

İSBN: 9799758724542

Sayfa Sayısı: 88


Ağabeyim Mustafa Kemal Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Kızkardeşi Makbule Atadan, ağabeyi Mustafa Kemal’in hususi

yaşamına ilişkin garip detayları bu kitapta konu alıyor:

-Atatürk’ün anası ile babası iyi mi evliliğe ilk adımını attı?

– Dedesi iyi mi biriydi?

– Nasıl asker oldu?

– Fareden korkar mıydı?

– Kindar mıydı?

– Kaç kere ağladı?

– Atatürk asla aşık oldu mu?

– Evliliğini niçin yürütemedi?

– Latife ve Fikriye hakkında ne söylemiş oldu?

– İsmet İnönü ile niçin anlaşamadı?

– Makbule Hanım Serbest Fırka’ya iyi mi girdi?

Gazeteci Şemsi Belli’nin, Atatürk’ün kızkardeşi Makbule

Atadan hayatta iken yapmış olduğu röportajlarla ortaya çıkan

bu kitap, oldukca özet bir kaynak…


Ağabeyim Mustafa Kemal Alıntıları – Sözleri

  • O gün annem :
    – Mustafa, dedi, seni evlendirelim artık !…
    Ağabeyim bu teklif karşısında sustu. . . Biraz düşündü :
    – Anneciğim ,dedi, ben vatanımla evli biriyim .. .
    Başka bir izdivaç halletmeye şu anda niyetim yok . . .
  • Hanımefendi ; Atatürk ‘ün emek harcama yaşamı
    hakkında da birşeyler söylemek istemez misiniz ?
    – Evladım, onun belirli bir emek harcama saati
    yoktu ki ! .. . Çalışmadığını sandığınız zamanlar bile çalışırdı. .. O ‘nun ünlü yiyecek sofraları, bir ziyafet ve eğlence alemi değildi . . . Biroldukca zamanı kararlar o sofralarda düşünce istişarelerinden sonrasında verilirdi … Atatürk, başkalarının fikir ve mütâlalarına oldukca önem verirdi …
  • Çocuk Mustafa Ke­mal yalnız fareden korkardı. ..
  • Yalnız mektupları­nın birinde şu şekilde bir paragraf bulunduğunu hatırlıyo­rum:
    «Şu Araplarla başım dertte… Avuç dolusu para harcıyoruz, o gün bizim saflarımızda çarpışı­yorlar… Ertesi gün bir de bakıyorum karşı tarafa geçmişler… Bana oldukca zahmet veriyorlar…»
  • – Hanımefendi, dedim. Atatürk, çocukluğun­ da ve delikanlılığında hangi yiyecekleri severdi.
    -Annem, yiyecek hususunda oldukca dikkatli idi…
    Soframızda çeşitli yemekler bulunurdu. Ağabeyim en oldukca irmik helvasını ve yoğurdu severdi…
    – Ya kuru fasulye ile pilav?
    -Onlara, askeri mektebe devam etmeye başladıktan sonrasında alıştı.
    – Peki leblebi?
    -Leblebiye düşkünlüğü de rakı içmeye baş· lamasından sonradır.
    – Rakıya ne süre başladı?
    – Enver Paşa ile didişmeye başladığı süre !
  • Kapısını vurarak odasına girdiğim süre kâğıt ve kitap yığınları içinde çalışıyordu… Uykusuz ve bitkin olduğu belliydi …
    – Atatürk … dedim. Niçin bu kadar yoruluyorsun. Biraz istirahat etsene !. ..
    – Memleketin büyük dertleri varken iyi mi durulur, kardeşim, dedi.
    – Peki fakat ağabey, sizin mesai arkadaşlarınız var, onlar bu dertlerle normal olarak ki meşgul oluyorlar …
    Bu sözüm üstüne Atatürk ‘ün dudaklarında müstehzi bir tebessümün dağıldığını gördüm …
    – Makbuş, dedi, işte ben, onların yapmış olduğu hatalarla bu kadar yoruluyorum … Onların hatalarını temizliyorum …
  • Halil nuri yurdakul Atatürke ilişkin en minik bir eşyayı bile kaybolmaktan kurtaran ve büyük bir dikkatle muhafaza eden yurdakul, ınkılap müzesi için büyük ölünün hemşiresine ilişkin eşyaları da temine çalışıyordu
    Latife uşaklıoğlu ” Atatürke ilişkin bir yapıt yazmak istedim. İşe, tüm dünya büyüklerinin yaşamını tetkikle başladım. Onları okudukça ve tanıdıkça Atatürk, gözümde daha oldukca büyüdü. En sonucunda şuna kani oldum ki Atatürk yazılamaz.,anlatılamaz..”
  • O gün annem:
    – Mustafa, dedi, seni evlendirelim artık !…
    Ağabeyim bu teklif karşısında sustu… Biraz düşündü:
    – Anneciğim, dedi, ben vatanımla evli biriyim… Başka bir izdivaç halletmeye şu anda niyetim yok…
  • Nerede saadetim, sevincim? Nerede?


Ağabeyim Mustafa Kemal İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Kızkardeşi Makbule Atadan ağabeyi Mustafa Kemal ATATÜRK’ü konu alıyor.. Mustafa Kemal ATATÜRK’ü kendi hususi dünyasında tanıma fırsatı veren güzel bir kitap.Korkulari,heyecanları mutlulukları ve daha bir oldukca detay mevcut (Kitap Kurduu)

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün en yakınında bulunmuş kardeşi Makbule Atadan ile meydana getirilen röportajın kitaplaştırılmış hali… Çeşitli mevzularda Atatürk’ün anlatıldığı kısa bir yaşam öyküsü emek harcaması… Okuduktan sonrasında – keşke röportaj birazcık daha uzun olsaydı- dedirtiyor insana… (Dilek Hayta)


Ağabeyim Mustafa Kemal PDF indirme linki var mı?


Şemsi Belli – Ağabeyim Mustafa Kemal kitabı için internette en oldukca meydana getirilen aramalardan birisi de Ağabeyim Mustafa Kemal PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Şemsi Belli Kimdir?

Şemsi Belli (1925, Malatya – 11 Ekim 1995, İstanbul), Türk ozan, yazar, gazeteci, siyasetçi.

Birlik Partisi genel sekreterliği yapmıştır. Şiirlerinin yanı sıra tiyatro, seyahat yazısı, anı, araştırma-araştırma alanlarında da ürünler vermiş bir edebiyatçıdır. Yerel ağız özellikleri gösteren kırsal şiirleri bilhassa Anayasso adlı şiiri ile tanındı. Bir Yangının Külü adlı unutulmaz şarkının söz yazarıdır.

1925 senesinde Malatya ilinin Arguvan ilçesine bağlı Kızıluşağı Köyü’nde (yeni ismiyle Yenisu mahallesi) dünyaya geldi. 1947 senesinde Haydarpaşa Lisesi’nden mezun olduktan sonrasında Ankara Hukuk Fakültesi’nde başladığı yüksek öğrenimini 1956’da tamamladı.

Avukatlık, gazetecilik (Vakit, Cumhuriyet, Ulus, Son Havadis, Milliyet, Özgürlük, Dünya gazeteleri), edebiyat öğretmenliği (Vefa Lisesi, İstanbul Kız Lisesi, Çapa Öğretmen Okulu ve Gazetecilik Yüksek Okulu’nda öğretim görevlisi) şeklinde değişik görevlerde bulunmuş oldu, radyo ve tv programları yapmış oldu (1953’ten 1960’a kadar Ankara Radyosunda Adım Adım Anadolu, Kırk Gözlü Heybe, İçimizden Biri; 1959 / 1960 yıllarında Kıbrıs Radyo ve Televizyonunda Adım Adım Türkiye, 1988 / 1989 yıllarında TRT’de Şiir Bahçesi), dergiler (Kervan, Çadır, Anayasso, Şiir Defteri)ve gazeteler (Memleket, Son Posta) çıkardı.

Bir ara siyasetle de uğraşan Şemsi Belli 1969 senesinde Adana milletvekili talibi olduğu Birlik Partisi’nin genel sekreterlik görevinde bulunmuş oldu. 1958 senesinde Gülsen Hanım’la evlenen şairin Orhan (1960), Bengü (1961) ve Yağmur (1966) adlı üç oğlu oldu. 11 Ekim 1995 günü İstanbul’da hayata veda etti.

Edebi Yaşamı

Şemsi Belli’nin ilk şiiri 1939 senesinde Maceralar Dünyası dergisinde, sonrasında da 1943 senesinde Orhan Seyfi Orhon’un çıkardığı Çınaraltı dergisinde yayımlandı.

Halk şiiri geleneği tesirinde ilk ürünlerini veren ozan sonrasında kendi çizgisini bulmuş, özgür şiire yönelmiştir. Garip şiir akımının tesiri bu dönem şiirlerinde görülür. Düzyazı şiirleri (mensur şiir) de yazan Şemsi Belli bu alanda yetkin şairlerimizden biridir ve Umut Yaşar Oğuzcan’la beraber çağdaşlarından bu biçim şiirleriyle ayrılır.

Siyasal taşlamaları da olan Şemsi Belli, 1968’den sonrasında toplumcu gerçekçi akım içinde değerlendirilebilecek şekilde, sadece onlardan değişik olarak, mahalli ağız özellikleri gösteren kırsal şiire yöneldi. Bu devrin en meşhur şiiri Anayasso’dur. 1968 senesinde piyasaya sürülen bu şiir ile ülkenin doğusunda mahrumiyet içinde yaşayan insanları gündeme getirerek büyük ilgi uyandırdı. Şiirleri İngilizce, Fransızca, İtalyanca, Arapça ve Azeri Türkçesine çevrildi.

Yusuf Ziya Ortaç’ın çıkardığı Akbaba ve Pardon, Papağan şeklinde gülmece dergilerinde de değişik takma adlarla gülmece yazıları da yazmdı. Bestesini Muzaffer İlkar’ın yapmış olduğu Bir Yangının Külü adlı unutulmaz şarkının söz yazarıdır. Tiyatro, seyahat yazısı, anı, araştırma-araştırma alanlarında da ürünler vermiştir.

Anayasso Şiiri Hakkında

Şemsi Belli’nin Anayasso adlı şiiri, Hakkari’de Zap Suyu’nun kıyısında yaşayan ve tel gererek çekince içinde suyun öte yanına geçmek zorunda olan insanların çaresizliğini anlatmaktadır. Bu şiirden ilk kere 15 Mart 1968 tarihindeki Savaş Gazetesi’nin bir haberinde bahsedilmişti[2]. Haberde, Trabzon Devrim Ocağı’nın kuruluşunun 6. senesinde Attilla Aşut tarafınca Anayasso adlı bir şiirin okunduğu, şiirtin oldukca beğenilmiş olduğu sadece şarininin bilinmediği yer almıştır. Milliyet Gazetesi köşe yazarı Hasan Pulur, 3 Nisan 1968’de şiiri haber yaparak şairini aramaya başladı. Boğaz Köprüsü inşaası hakkında tartışmaların sürdüğü bir dönemde Zap Suyu’nu tel üstünde geçen insanların çilesini şiir kanalıyla öğrenmek toplumda büyük yankı doğurdu. Gazeteye şairin Şemsi Belli olduğuna dair haberler ulaştı. Bir gazete muhabiri kendisini bulup sorunca şairin Şemsi Belli olduğu ve şiirini ilk kere Anayasso dergisinde yayınladığı, sonrasında Hasan Pulur’a gönderilmiş olduğu ortaya çıktı.

Yapıtları

– Köy Akşamları (Şiir – 1945)

– Bahar Şarkısı (Şiir – 1949)

– Başşehir Sokağı (Şiir – 1957)

– Güzçiçeği 1 (Mensur şiir – 1958)

– Bahar Güneşi (Mensur şiir – 1959)

– Şeytan Diyor ki (Şiir – 1959)

– Ağabeyim Mustafa Kemal ( Araştırma, araştırma – 1959)

– Yavru Vatan’dan Notlar (Gezi yazısı – 1960)

– Cumhuriyetin Eşiğinde Kıbrıs (Gezi yazısı – 1960)

– Cankuşum (Mensur şiir – 1960)

– Uykusuz Trenler (Şiir – 1960)

– Boncuk Kutusu (Taşlama şiirler – 1960)

– Karpuz Dilimi (Şiir – 1961)

– İpek Kaplı Defter (Mensur şiir – 1961)

– Gelin Telleri (Şiir – 1962)

– Öpme Beni Bu Akşam (Şiir – 1962)

– Büyük Paydos (Anı – 1962)

– Satırbaşı (Şiir – 1964)

– Güzçiçeği ll (Mensur şiir – 1965)

– Anayasso / Doğu Anadolu Şiirleri ( Şiir – 1970)

– Anayasso / 5 Bölümlük Oyun (Tiyatro – 1970)

– Bir Yangının Külü (Mensur şiir – 1974)

– Otopsi (Şiir – 1974)

– Renkli Balonlar (Şiir – 1974)

– Tükenmez Kalem (Gülmece öykü – 1974)

– Ağa Kapısı (Şiir – 1975)

– Çocukluğundan Liderliğine Kadar Bülent Ecevit (Araştırma, araştırma 1975)

– Aşk Dersleri ( Gülmece öykü – Tarihsiz)

– Babıâli- Babıâdi / Türkiye’de Basın Rezaletleri (Araştırma, araştırma – 1988)

– Atatürk’ün Aşk Hayatı (Araştırma, araştırma – 1988)

– Zeydo Ağa (Tiyatro – Tarihsiz)

– Fikriye (Araştırma, araştırma – 1995)

– Cudi / Doğuanadoludan Kanlı Şiirleri (Şiir – 2003)*,

– Yiyin Pez…nkler Yiyin (Şiir – 2003)


Şemsi Belli Kitapları – Eserleri

  • Fikriye
  • Ağabeyim Mustafa Kemal
  • Bahar Güneşi
  • İpek Kaplı Defter
  • Atatürk’ün Aşk Hayatı
  • Cankuşum
  • Tükenmez Kalem
  • Bir Yangının Külü
  • Çocukluğundan Liderliğine Kadar Bülent Ecevit
  • Anayasso
  • Güzçiçeği – 2. Cilt
  • Güzçiçeği
  • Renkli balonlar
  • Uykusuz Trenler
  • Başşehir Sokağı
  • Cudi
  • Yiyin Pezevenkler Yiyin


Şemsi Belli Alıntıları – Sözleri

  • Hanımefendi ; Atatürk ‘ün emek harcama yaşamı
    hakkında da birşeyler söylemek istemez misiniz ?
    – Evladım, onun belirli bir emek harcama saati
    yoktu ki ! .. . Çalışmadığını sandığınız zamanlar bile çalışırdı. .. O ‘nun ünlü yiyecek sofraları, bir ziyafet ve eğlence alemi değildi . . . Biroldukca zamanı kararlar o sofralarda düşünce istişarelerinden sonrasında verilirdi … Atatürk, başkalarının fikir ve mütâlalarına oldukca önem verirdi … (Ağabeyim Mustafa Kemal)
  • Kalkmak istersin, kalkamazsın… Uyumak istersin, uyuyamazsın… Ağlamak istersin, ağlayamazsın… Hıçkırıklar boğazında düğümlenir. Sevdiğin insanların düşsel bir damla gözyaşına girer ve kirpiklerinin ucunda inci şeklinde titrer. (Güzçiçeği)
  • …Ama. Şikayetçi değilim sizden…Bana insan olduğumu hatırlattınız, bana ottan, ağaçtan, mermerden ve kağıttan ne farkın bulunduğunu öğrettiniz!.. (İpek Kaplı Defter)
  • Şiir olmuş, hayal olmuş, rüya olmuş, masal olmuş Güzçiçeği… (Güzçiçeği – 2. Cilt)
  • «Bir de Atatürk için intihar eden Fikriye Hanım
    var efendim. Onu da anlatır mısınız?
    — Efendim, Fikrive Hanım, İstiklâl Harbi zamanında Ankara’da Atatürk’ün yanında. Paşa’ya hizmet etmiş. Çankaya Köşkü’nde kalıyor. Paşa, Latife Hanım’Ia evlendikten sonrasında Fikriye’yi Siirt Mebusu Mahmut Bey’ in yanına verip Almanya’ya tedaviye gönderiyor. Şundan dolayı Fikriye verem. Kızcağız Almanya’da özlem içinde ve bir an ilkin Ankara’ya dönmek istiyor… Atatürk’ü oldukca seviyor. Orada gazetelerde okuyor ki Paşa, Latife Hanım’la evlenmiş. Hemen trene atlayıp
    Ankara’ya geliyor. Şimdi bundan sonrasını bana Yakup söyledi. Fikriye, istasyonda bir faytona binip Köşk’ün kapısına geliyor ve nöbetçiye, «Bana yaveri çağır» diyor. O sırada içerideki yaver Fikriye Hanım’ ı eskiden beri biliyor. Bir de yeni başyaver olan Resühi Bey var: Resühi Bey, içeriye girip arzetmiş. Latife
    Hanım da Paşa’ya «Hayır, kabul edemezsin» demiş.Resühi Bey’e de «Kov gitsin» demiş. Resühi bunun üstüne Kılıç Ali’nin yeğenine «Git sen söyle ve kov» diyince, o da diyor ki, «Ben Fikriye Hanım’ı dünyada kovamam. İstiklal Harbi esnasında dört yıl burada hepimizin çorabını yamadı, çamaşırlarımızı yıkadı, her şeyimize baktı. Sadece bizleri değil, tüm Muhafız Alayı’nda ne kadar çorapsız, yırtık pırtık üniformalı asker var ise hepimizi o giydirdi. Ben bu nankörlüğü yapamam…» Ama Resühi başyaver ve bunun amiri ya, «Gidip sen kovacaksın» diye komut veriyor. Bunun üstüne, Kılıç Ali’nin yeğeni olan yaver, kapıya gidip,
    «Maalesef içeriye giremezsiniz hanımefendi» diyor.
    Fikriye de azca ötede bekleyen faytona biner binmez çantasından tabancasını çıkarıp kendini vuruyor. Fakat orada ölmüyor. Alıp hastaneye götürüyorlar. Hastane’ye kaldırılınca Paşa, Latife Hamm’dan yine rica ediyor, «Ne olur gidip bir bakıver, kızcağız ölüyor»
    diyor fakat Latife Hanım gitmiyor. (Atatürk’ün Aşk Hayatı)
  • Bir sürü ben var bende
    Ben bile tanışmadım hepsiyle. (İpek Kaplı Defter)
  • Sana dönmeme mâni olan gururumun hislerime yenik olduğu tek anım var ise o da seni bana hatırlatan şarkılarla kendimi kaybettiğim zamanlardır.. (Güzçiçeği)
  • Aşk varken kansere ne lüzum vardı? (Güzçiçeği – 2. Cilt)
  • Aldanmak bir teselli, aldatmak bir amaç mi insanoğlu için? (Bahar Güneşi)
  • Kapısını vurarak odasına girdiğim süre kâğıt ve kitap yığınları içinde çalışıyordu… Uykusuz ve bitkin olduğu belliydi …
    – Atatürk … dedim. Niçin bu kadar yoruluyorsun. Biraz istirahat etsene !. ..
    – Memleketin büyük dertleri varken iyi mi durulur, kardeşim, dedi.
    – Peki fakat ağabey, sizin mesai arkadaşlarınız var, onlar bu dertlerle normal olarak ki meşgul oluyorlar …
    Bu sözüm üstüne Atatürk ‘ün dudaklarında müstehzi bir tebessümün dağıldığını gördüm …
    – Makbuş, dedi, işte ben, onların yapmış olduğu hatalarla bu kadar yoruluyorum … Onların hatalarını temizliyorum … (Ağabeyim Mustafa Kemal)
  • «Mustafa Kemal, bakışlarını Neşet Ömer Bey’e çevirdi:
    «— Bir çocuğum olsaydı oldukca büyük bir luk
    duyacaktım. Milletime benden sonrasında, benim neslimden, bana benzer bir evlat bırakmayı oldukca arzu ederdim.Profesör, bunu çaresi yok mudur?..»
    Neşet Ömer Bey gülümsüyordu… Eşim söze karıştı:
    «— Paşam, dedi, bir değil, birkaç evladınız olmalıydı. Belki birisi bir nebze size benzerdi. Şundan dolayı Paşam, size benzemek o denli güç bir şey ki!..»
    «Mustafa Kemal’in güzel gözleri uzaklara, derinlere dalmıştı…» (Atatürk’ün Aşk Hayatı)
  • “Dönmeni bekledim her yıl umutla
    Mevsim güze döndü, gelsen ne çıkar.” (Bir Yangının Külü)
  • “Ordular ilk hedefiniz Akdeniz!..İleri!..” emrini verecek olan Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın zafer kazanmış ordusuyla beraber İzmir’e girmiş olduğu günler, bir başka genç kızın gönlüne de aynı anda girebileceğini iyi mi tahmin edebilirdi ki ? (Fikriye)
  • Kendimi unuttumsa seni bulduğum içindir. Seni unuttuğum gün ben likten uzağım. (İpek Kaplı Defter)
  • Taptâze bir meyve soydum
    Rengi, kokusu içimde.
    Lezzeti özünde kaldı.
    İpek-naylon hışır hışır
    Dudak-yanak haşir-neşir
    Ellerim dizinde kaldı.
    O Aslı’ydı, ben kerem’dim.
    Rujunu dikkatle emdim,
    Pudralar yüzünde kaldı.
    Bir hüzün vardı sesinde…
    Arzularım annesinde,
    Hislerim kızında kaldı. (Başşehir Sokağı)
  • Şöyleki diyordu Lâtife Hanım:
    «Atatürk’e ilişkin bir yapıt yazmak istedim. İşe, tüm dünya büyüklerinin yaşamını tetkikle başladım. Onları okudukça ve tanıdıkça Atatürk gözümde daha oldukca büyüdü. En nihayet şuna kani oldumki Atatürk yazılamaz
    anlatılamaz…» (Atatürk’ün Aşk Hayatı)
  • Unuttum tüm acılarımı
    Sen varsın ya.. yetmez mi ? (Uykusuz Trenler)
  • – Hanımefendi, dedim. Atatürk, çocukluğun­ da ve delikanlılığında hangi yiyecekleri severdi.
    -Annem, yiyecek hususunda oldukca dikkatli idi…
    Soframızda çeşitli yemekler bulunurdu. Ağabeyim en oldukca irmik helvasını ve yoğurdu severdi…
    – Ya kuru fasulye ile pilav?
    -Onlara, askeri mektebe devam etmeye başladıktan sonrasında alıştı.
    – Peki leblebi?
    -Leblebiye düşkünlüğü de rakı içmeye baş· lamasından sonradır.
    – Rakıya ne süre başladı?
    – Enver Paşa ile didişmeye başladığı süre ! (Ağabeyim Mustafa Kemal)
  • Seni karşıma çıkaran kadere oldukca şeyler borçluydum.. (Güzçiçeği – 2. Cilt)
  • “Sevmek!… dedi. Sevmek!…Hanımefendi, sevmeye acaba zaman bulabildik mi?…Bir yaşam, çeşitli mücadeleler içinde geçti…Dağ,dere,tepe…Çadırda, karargahta yaşam devam eden bir askerin sevmeye vakti kalır mı?… (Fikriye)

loading…

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş