Aldatmak Kitap Künyesi

• Yazar: Ahmet Altan
• Yayın Evi: Everest Yayınları
• İSBN: 9786051416205
• Sayfa Sayısı: 216

Aldatmak Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

“Biraz ilkin konuşmuş olduğu insanın şımarık aldırmazlığından, hayatla alay eden kibirli boş vermişliğinden sonrasında kocasının bir mevki ardında koşusunda kendisini hem utandıran hem de öfkelendiren zavallı bir sıradanlık, daha kötüsü rahatsız edici bir başarısızlık görüyordu. Kocasının bir başka erkekle kıyaslandığında böylesine kuvvetsiz ve önemsiz görünmesinden içi acıyordu; Haluk o bayağı ihtirası ve tekdüze yakınmalarıyla onu sıkıyor, asla tanımadığı bir başka erkeği neredeyse hastalıklı bir halde özlemesine niçin oluyordu.

“Bir başka erkeği özlemesine niçin olduğundan kocasını asla affetmeyecekti ve affetmedi. Haluk’un bir ihtimal tekrar asla hatırlamadığı o kısa ve önemsiz konuşma, aralarındaki ilişkiyi onarılması oldukca zor bir şekilde sarsıyor, seneler içinde inşa edilmiş birçok duygusal bağları koparmasa da mühim seviyede zedeliyordu. Bu duygularının içinde, bir taraftan da kocasına iyi mi haksızlık yaptığını fark ediyor, utancına bir de haksızlık yaptığını düşünmenin huzursuzluğu ekleniyordu.

“Kocası kim bilir Cem’in asla haiz olamayacağı muhteşem bir kabiliyete sahipti, yaşamın içinde, emek vererek, dövüşe dövüşe yükselmişti; asla hiç kimseye fenalık etmezdi, karısını kıracak bir hareketi bilerek hiçbir süre yapmamış, devamlı onu hoş tutmaya uğraşmıştı. Şimdi kendi kazanmadığı zenginliğine güvenen, bu güvenle şımaran, hiçbir şeyi kazanmadığı için hiçbir şeyi kaybetmekten korkmayan küstah ve kibirli bir insanın hercai serseriliğinin imgesel karşısında eziliyor, karısının gözünde değersizleşiyordu.”

Aldatmak Alıntıları – Sözleri

• Sen, kazandığın onca parayı, bu cehaletle iyi mi harcayacaksın?
• Heyecanı macerada değil başarıda buluyordu..
• ‘Mucize onu beklemeyenlere geliyordu..’
• Erkeklerin dünyasında başarı göstermiş olmak için erkeklerden daha yırtıcı olmak zorundaydılar..
• Rastlantılar, eğer onların size getirdiklerini yaşamaya hazırsanız, hayatınızı sizin bilgili planlarınızdan daha acele değiştirebilir kimi zaman.
• “Para kazanmak için kültüre gerekseme yoktur, hatta bir ihtimal para kazanabilmek için bilgisizlik bir avantajdır fakat para harcayabilmek için kültür gerekir..”
• Hepimiz çekiciliğimizi bizlere benzemeyen insanların varlığına borçluyuz birazcık..
• Tüm zenginlerin, kendilerinden daha varlıklı birini gördüklerinde hissettikleri o garip ürküntüyü ve çekingenlikle karışık saygıyı o da hissetmişti..
• Her süre orada duracağına, her istediğinde görebileceğine inanılmış olduğu birinin aslen hayatından aniden kaybolabileceğini sezmek onu şaşırtıp telaşlandırmıştı.
• Lanet olsun, dedi. Zaten bu ülkede tüm suçlular kurtuluyor..
• İçinde çoğalan duyguların yarattığı karmaşa aşka oldukca benziyordu..
• Bazen kısacık bir cümle bile oldukca etkili olabiliyor..
• Duygulara yabancıydı fakat duygusuz değildi..
• Rastlantılar, eğer onların size getirdiklerini yaşamaya hazırsanız, hayatınızı sizin bilgili planlarınızdan daha acele değiştirebilir kimi zaman..
• Bende bir eksiklik görmüş olmalılar… Bende bir eksiklik var herhalde… Hepsi birden yanılmış olması imkansız..

Aldatmak İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Aldatan insan psikolojisini merak edenler için uygun bir kitap olmasına rağmen vaka örgüsü ve aldatılan insanın perişanlığına rağmen eşinin pişkinliğiyile oturduğunuz yerden kitabı yumruklamaya başlamanız ihtimaller içinde. Minareyi çalan kılıfını uydurur sözünün vicut bulmuş hali olan bu kitapta bir paragraf süresince betimleme okumak insandan kimi zaman kusma hissi oluşturabiliyor. Sonundan ek olarak nefret ettim. Eğer Adam o pişkin bayanı camdan aşağı atsaydı sonrasında da mimara gidip onu da bir güzel dövseydi on numara kitap olurdu fakat bu haliyle devamlı nefretle söz edeceğim kitaplar sıralamasında en tepeye yerleşti. (english time!)

Bulunduğunuz yerden/kişiden kacmaniz gerektiği için aldatmaya yönelen kuvvetli duran fakat zayıf kişilikler. Velhasıl ne sebeble olursa olsun aldatma oruspu cocuklugudur. (Neval KILINÇ)

Yorumlarda okuduğum izlenimlerden daha bi ayrı yorum yapacağım ben. İlk kitap okumaya başladığımda ilkin evimizdeki kitaplardan başlamalıyım diye düşündüm ve gördüğüm tüm kitapları odama taşıdım. Bu kitap ilgimi çekti ve elime aldım. Oturdum bir kenara ve sessiz bir şekilde okumaya başladım. İlk kitap okuma zamanlarımda oldukça yavaştım ve Ahmet Altan’ın cümleleri oldukca anlamlı, oldukca uzun ve anlaması güç, düşünülmesi ihtiyaç duyulan cümlelerdi. Bu yüzden bu kitap da elimde oldukca süründü. Arkadaşlarım dahi elimde bu kitabı görmekten bıkmıştı. Ama ben uzun soluklu okumaktan oldukça hoşnuttum ve hala da hoşnutum. Bir kitabı sindire sindire, tane tane, anlaya anlaya okuma taraftarıyım. Öyleki hissetmişim ki kitabı hala sahnelerini, repliklerini, altını çizdiğim bölgeleri unutamıyorum. Tabi bu kitabı okurken önyargılarınızdan arınıp yalnız vaka örgüsüne dikkat etmekten kaçınmanız gerekiyor. Ahmet Altan bu kitabında sevginin ne kadar mühim bulunduğunu vurgulamış. Ruha ve duygulara ehemmiyet veren bir kadının beyne ve düz yaşama, işine ehemmiyet veren bir kocasının olması ve bu kadının, kocasının bu hallerinden sıkılmış olduğu bir dönemde onu daha iyi hissettiren, ilişkilerde iyi mi davranması icap ettiğini bilen birinin kollarına atılması anlatılmıştır. Aslında kollarına atılmak birazcık yanlış olacaktır. İlişkilerdeki mükemmelliğiyle birçok hanım tarafınca rağbet gören bir insanın kollarıyla bayanı sarması demek daha doğrudur. Kitabı okumamın üstünden bilmiyorum kaç ay geçti hala aklıma geldikçe oturur bu kitap hakkında fikirler üretirim. Eğer okursanız kendiniz daha iyi anlayacaksınız aslına bakarsanız. Ayrıca ders çıkarılması ihtiyaç duyulan kitaplardan biri. Kestirip atmayın. (Başucumda Kitap)

Kitabın Yazarı Ahmet Altan Kimdir?

Ahmet Hüsrev Altan (d. 1950; Ankara), yazar ve gazeteci.

Gazetecilik kariyeri

Özgürlük, Güneş, Milliyet ve Yeni Yüzyıl gazetelerinde uzun seneler köşe yazarlığı yapmış oldu. Milliyet’te çalmış olduğu dönemde, gazetede Kürtlerin çoğunluğu oluşturduğu kurgusal bir “Kürdiye” ülkesinden bahseden yazısı sebebiyle işinden çıkarıldı.

Taraf gazetesinin kurucusudur. 2007 senesinde gösterim hayatına başlamış olan Taraf gazetesinin Alev Er ile beraber genel gösterim yönetmenliğini üstlenmiş, hemen sonra Alev Er’in ayrılmasıyla genel gösterim yönetmenliği görevini tek başına yürütmeye devam etmiştir. Ayrıca aynı gazetenin Kum Saati adlı köşesinde, köşe yazarı olarak yazılar yazmıştır. Eylül 2008’de Ermeni Kırımı’nın kurbanlarına adamış olduğu bir köşe yazısı sebebiyle Türklüğe hakaretle suçlandı. Genel Yayın Yönetmenliğini üstlendiği Taraf gazetesi 2009 senesinde Leipzig Bankası Medya Vakfı tarafınca verilen dünyanın prestijli basın ödüllerinden önde gelen “Özgürlük ve Medyanın Geleceği” Ödülü’ne layık görülmüştür Ahmet Altan ek olarak 2011 senesinde üçüncüsü düzenlenen ve Ulusulararası Hrant Dink vakfı tarafınca özgür ve adil bir dünya için çalışan, esin ve ümit ışığı kişilere layık görülen “Hrant Dink Barış Ödülü”nün de sahibidir. Aralık 2012’de, Yasemin Çongar ile beraber Taraf gazetesindeki görevinden çekilme etmiştir.

TV programcılığı

Bunun yanında, doksanlı yılların ortalarında Neşe Düzel ile beraber Star TV’de Kırmızı Koltuk adlı münakaşa programını hazırlamış ve sunmuştur.

Hususi yaşamı

Yazar ve eski milletvekili Çetin Altan’ın oğlu, İstanbul Üniversitesi İktisat profesörü ve yazar Mehmet Altan’ın ağabeyidir. İki çocuk babasıdır.

Ahmet Altan Kitapları – Eserleri

• Aldatmak
• En Uzun Gece
• İçimizde Bir Yer
• İsyan Günlerinde Aşk
• Kılıç Yarası Gibi
• Kristal Denizaltı
• Tehlikeli Masallar
• Son Oyun
• Ölmek Kolaydır Sevmekten
• Sudaki İz
• Karanlıkta Sabah Kuşları
• Gece Yarısı Şarkıları
• Ve Kırar Göğsüne Bastırırken
• Bir Hayat Bir Hayata Değer
• Hayat Hanım
• Dört Mevsim Sonbahar
• Yalnızlığın Hususi Tarihi
• Yabani Manolyalar
• Berfin
• I Will Never See the World Again
• Dört Mevsim Sonbahar-Tehlikeli Masallar

Ahmet Altan Alıntıları – Sözleri

• “O gitmez” söylediğin kaç şahıs gitti? Asla kopamayacağını sandığın kaç kişiden koptun? Hafızanda birer nefes hayalet şimdi onlar ve sen onların hafızasında nefes bir hayaletsin! Gelecek, hayatından kimleri nefes hayaletlere çevirecek?” (İçimizde Bir Yer)
• Ama bazıları oldukca şaşırtıcıydı. Onların hastalıklarını yüzlerinden okuyamıyordunuz. (İçimizde Bir Yer)
• “- Düşmanlarımızı öldürdük, dedi. Niye düşman olduğumuzu Tanrı bilir. – Düşmanlarımız değildi, dedi Ömer, fakat bizlere ateş ediyorlardı. Biz de onları öldürdük. – Biz de onlara ateş ediyorduk. – Eh, gelecek sefer de onlar bizi öldürürler, ödeşiriz.” (Sudaki İz)
• “Yazarken bildiklerini yaşarken bilmediğine” karar vermişti. (İçimizde Bir Yer)
• Ulusal onuru’ bu kadar kıymetli, ‘ulusal parası’ bu kadar değersiz başka bir ülke bulmak oldukca zor olsa gerek. (Ve Kırar Göğsüne Bastırırken)
• Erkeklerin dünyasında başarı göstermiş olmak için erkeklerden daha yırtıcı olmak zorundaydılar.. (Aldatmak)
• Senelerce tenha adada kalmış birinin, kendi yüzünün ne hale geldiğini görmek için ayna araması benzer biçimde bir telaşı vardı, (Tehlikeli Masallar)
• Bu şehrin her tarafınca ihanet, katliam, kan sızıyor. (Kılıç Yarası Gibi)
• Aslında biz asla yaşamamalıydık… (Yalnızlığın Hususi Tarihi)
• “Bazen bir insanın yokluğu bütün dünyayı bomboş yapıyordu..” (En Uzun Gece)
• ‘gelecek, insanların içinden bir ışık fışkıracağını bekledikleri bir karanlıktı faniler için.’ (Kılıç Yarası Gibi)
• Heyecanı macerada değil başarıda buluyordu.. (Aldatmak)
• Yalanımız, gerçeğimizden daha yakındır bizlere. (Gece Yarısı Şarkıları)
• Yeryüzünde iki tür insan vardır Anibal, dedi. Biri bildiğimiz düzgüsel insanoğlu birisi de bayanlar. Kendinle kıyaslayarak anlayamazsın onları. (Sudaki İz)
• Like Borges, you can answer the mugger who demands, ‘Your money or your life,’ with, ‘My life.’ The power you will gain is limitless. (I Will Never See the World Again)
• Hayatı yaşamak üzüntü verici bir şey. Ben de hayatımı, yaşam üstüne düşünerek geçirmeye karar verdim. (Bir Hayat Bir Hayata Değer)
• “İyi” sözcüğü neredeyse anlam değiştirmişti hayatımda. (Son Oyun)
• __Eğer birgün hayatıma ihtiyacın olursa gel ve al onu… (İçimizde Bir Yer)
• — Sen iyi bir çocuksun Nizam güldü : — Benim iyi bir çocuk olduğumu sizden başka kimse bilmiyor, siz nereden bildiğiniz gibi? — Acı çekiyorsun oğlum… Acı çektiğini görüyorum… Oradan biliyorum (Ölmek Kolaydır Sevmekten)
• “Ve acaba kaçımız gelecek korkusu yüzünden geleceğimizi kaybettik?” (Kristal Denizaltı)