Eğitim

Al Sana Bahar – Hüsnü Mahalli Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Al Sana Bahar – Hüsnü Mahalli Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Al Sana Bahar kimin eseri? Al Sana Bahar kitabının yazarı kimdir? Al Sana Bahar konusu ve anafikri nedir? Al Sana Bahar kitabı ne konu alıyor? Al Sana Bahar PDF indirme linki var mı? Al Sana Bahar kitabının yazarı Hüsnü Mahalli kimdir? İşte Al Sana Bahar kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Hüsnü Mahalli

Yayın Evi: Destek Yayınları

İSBN: 9786053110880

Sayfa Sayısı: 304


Al Sana Bahar Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Aralık 2010’da Tunus ve derhal peşinden Mısır’dan esen rüzgâra derhal ad aranmaya başlandı. Batılılar buna “Arap Baharı” dedi. Herkes heyecanlandı. Demokrasi ve özgürlüğe susamış Ortadoğu halkları sevindi. Bölgesel ve internasyonal medya müthiş bir vazife üstlendi. Milyonlarca yalan üretildi. Çağdışı, ilkel ve yobaz Suudi yönetimi ve yandaşı Körfez ülkeleri “Ortadoğu’da demokrasi ve özgürlük” için milyarlarca dolar dağıttı. Hüsnü Mahalli derhal “Ortada iğrenç bir oyun var. Bu bahar halklardan yana değil ve olması imkansız!” dedi. Ocak 2012’de “Ortadoğu’da Kanlı Bahar” kitabını yazdı ve tüm gerçekleri söyledi. Ocak 2014’te “Diren Suriye” kitabı ile Suriye merkezli tüm gelişmelere ışık tuttu ve hepimizi bekleyen tehlikelere dikkat çekti. Bahar’ın 5. senesinde Mahalli “Al sana bahar!” diyor. 5 yılda Suriye, Irak, Libya, Tunus, Mısır, Lübnan, Yemen ve tüm bölgede meydana gelen her şeyi yazdı. Emperyalist ülke ve güçlerin bölgesel işbirlikçileriyle iğrenç tezgâhlarını. Din adına öldürülen insanları, yıkılan ülkeleri ve acı çeken milyonları. Ama daha önemlisi dünyanın dört bir yanından Türkiye’ye gelmiş olarak Suriye’ye giren IŞİD, Nusra ve benzeri örgütlerin ruh hastası, sapık ve manyak katillerini. Ve onlara destek veren, yardım eden, seven, dayanışma içinde olan ve duygusal bağla bağlanan milyonlarca bilgisiz “köktencilik İslamcı” insanımızı. AKP olmasaydı bunların hiçbiri olmayacaktı.

(Tanıtım Bülteninden)


Al Sana Bahar Alıntıları – Sözleri

  • “Alo Fatih” devreye girmiş ve hiçbir tv beni programa çağırmaz olmuştu. Suriye için demokrasi ve basın özgürlüğü mücadelesini savunanlar benim Türkiye içinde konuşma özgürlüğümü engelledi.
  • Liberal, solcu ve devrimci geçinenlerin büyük kısmı. bile emperyalistlerin dili ile konuşur olmuştu: “Esad reform yapsaydı bunlar olmazdı.” Ya da “Esad bırakıp giderse savaş biter.”
    Ne kadar zavallı insanoğlu.
  • Aralık 2010 – Mart 2016…
    5 yılda bu coğrafyada “Arap Baharı”ndan kala kala kan ve gözyaşı kaldı. 5 yıl ilkin “Bahar” sevincini heyecanla bekleyen coğrafyamızın insanları şimdi fazlaca acı çekiyor.
  • 5 yıl ilkin insanlara “Size demokrasi ve özgürlüğü getiriyoruz” diyenler özgürlük ve demokrasinin baş düşmanı idiler.
  • Allah adına kafa kesenleri.
    Allah adına küçücük kızlara saldırı edenleri.
    Allah adına Allah’a ihanet edenleri.
    Allah adına Allah’ın ‘yapmayın’ söylediği her şeyi yapanları.
    Allah adına tüm günahları işleyenleri.
    Adları asla mühim değil. Mühim olan niçin ve iyi mi ortaya çıktılar, çıkarıldılar. Mühim olan kimdir onları yaratan? Kimdir bu hale getiren? Kimdir onları seven?
  • İŞİD, Nusra, ÖSO ve benzerleri… Hepsi ruh hastası, sapık ve katil.
  • Kolay değil “Big Boss” olmak.
    “Petrol, din ve iktidarlar bizim emrimizde olacak” dediler.
    Meğer ne kadar da uşak varmış bu coğrafyada.
    Hepsi de “hakiki” Müslüman.
    ABD “Gelin!” söylediği süre geliyor, “Dağılın!” söylediği süre camilere doluşuyorlar.
  • Sonra da Sovyetler Birliği dağıldı, komünistler ortadan kayboldu ve Amerikalılar düşmansız kaldı.
    Uşak var fakat coşku yok. Adamlar aksiyonlu Hollywood filmlerine alışmış. Büyük hayaller yaratmanın zamanı gelmişti. Söylemler de müzikal olmalıydı:
    Büyük Ortadoğu Projesi. BOP.
  • Hikâye “Bahar”ın fazlaca öncesinde başlamıştı.
    Lübnan’ın eski başbakanı Rafik Hariri 14 Şubat 2005 te öldürüldü. Sevgililer Günü’ndel Aşka fazlaca meraklı Batı ve onun bölgesel işbirlikçileri kıyameti kopardı. Onlara bakılırsa bu işi “Gaddar Esad” yapmış oldu.
  • “Arap Baharı” sürecinde El-Cezire ve Suudilerin El-Arabiye televizyonları birer Mossad ve CIA operasyon merkezi benzer biçimde çalıştı.
  • 30 yıl ilkin “bir genç kız” olarak Amerikalılara gelin giden Kutsal, Amerikalılar tarafınca terk edileceğini hissediyordu fakat yapacağı fazlaca fazla şey de yoktu.
  • Kuran’da adlarıyla malum 25 ve hadislerle İslam tarihinde adları geçen 313 peygamber bu coğrafyaya gelmiş fakat insanoğlu gene kötülüklere devam etmiş.
  • Bir düşünün, 30 yıl süreyle ABD hizmetinde olan bir Kutsal sonunda kafeste ve ihanetiyle ilgili bir kelime söyleyip bir kez olsun kahraman olmayı ya da en azından vicdanı rahat ölmeyi düşünmüyor yada göze almıyor, alamıyor.
  • Gerçek sevginin olmadığı yerde nefret en etkisi altına alan silahtır.
  • Mesela canı sıkıldığında ihale yasasını değiştiriyor ve kamunun mallarını yakın çevresine satıyor fakat komisyonunu da alıyordu.


Al Sana Bahar İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Hüsnü Mahalli Suriyeli bir gazeteci, yazar ve araştırmacı , Arap Baharı olarak adlandırılan Ortadoğu haritasının tekrardan şekillendirilmesi sürecini ve ülkemize etkilerini fazlaca mütevazi ve etkili anlatmış. Keşke her bahar insanlara mutluluk ve sulh getirse. Ancak Arap Baharı süreci kitapta da anlatıldığı benzer biçimde parçala, böl ve yönet taktiği ile demokrasi ihraç etmek isterken yerine kan ,gözyaşı ve bol miktarda acı ihraç etmiş. Kitabı okuyunca İşid,Nusra benzer biçimde terör örgütlerinin doğuşu ve destekçilerini , vatanımızda son dönem artan terör olaylarının nedenlerini fazlaca daha iyi anlıyorsunuz. Gerçekler maalesef acı. Ortadoğu batağına iyi mi saplandık sorusunun yanıtını oldukça yalın ve anlaşılır anlatmış. (ozge)

Arap baharının başlangıcından günümüze kadar tüm gelişmeler anlatılmış. birazcık olsun haberi takip edenler için fazlaca güzel bir kaynak. güncel gelişimleri takip etmeyi sevenler için tavsiye ederim. bir de makaleler olduğundan roman değil. (kübra aslan)

Hani bugünlerde Suriye haberleri ile yatıp Suriye haberleri ile kalkıyoruz ya, işte bu kitap Suriye mevzusunda ufuk açıcı bir kitap. Sadece Suriye mevzusunda değil, “Arap Baharı” nedir, senaristliği, oyuncuları, figüranları kimlerdir? IŞİD-NUSRA-ÖSO-MÜSLÜMAN KARDEŞLER-PKK/PYD mevzularında da oldukça bilgilendirici bir kitap. Hüsnü Mahalli Suriye doğumlu bir şahıs, bölgeye ve vakalara hakim bir gazeteci. Dolayısıyla yaşanmış olan vakaları anlamada bizlere katkı sağlayabilecek konumda. En azından değişik bir bakış açısıyla Orta Doğu’da dün neler olmuş, bugün neler oluyor sorusuna yanıt arayanlara ışık dokunabilecek bir yazar. Bence okunmalı… (Zeki Erdem)


Al Sana Bahar PDF indirme linki var mı?


Hüsnü Mahalli – Al Sana Bahar kitabı için internette en fazlaca meydana getirilen aramalardan birisi de Al Sana Bahar PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Hüsnü Mahalli Kimdir?

23 Mayıs 1949 senesinde Suriye’nin Halep kentinde dünyaya geldi.

26 Kasım 1979 senesinde İstanbul İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Yüksek Okulu’ndan mezun oldu.

20 Mayıs 1982 senesinde İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Yüksek Okulu’nda yüksek lisan eğitimini tamamlamış oldu.

1989 senesinde Suriye Arap Haber Ajansı (SANA) adına Türkiye’de çalışmaya başladı.

1993-1999 süre diliminde BBC Arapça servisinde çalıştı.

2000 senesinde geçici olarak El Cezire Televizyonunda bulunmuş oldu.

2001-2003 yılları aralığında tekrardan BBC Arapça servisinde çalıştı.

2004 senesinde ise SANA’ya dönüş yapmış oldu.

Arap vatanlarında radyo, mecmua, gazete ve ajans benzer biçimde basın gösterim müesseselerinde çalıştı.

2011 senesinde Türk vatandaşı oldu.

Sarı Basın Kartı sahibidir.


Hüsnü Mahalli Kitapları – Eserleri

  • Ortadoğu’da Diktatörler
  • Ortadoğu’da Kanlı Bahar
  • Maniki Dünya
  • Al Sana Bahar
  • Misyon
  • Kelepçe
  • Diren Suriye
  • Filistin Benimdir
  • Arap İşi Demokrasi
  • Dağınık Düşünceler
  • Ortadoğu’da Büyük Tiyatro
  • Tezkereden Tezkereye Gerçekler


Hüsnü Mahalli Alıntıları – Sözleri

  • Ne pahasına olursa olsun başarmak istiyorlardı.
    Ama Suriye halkını yenemediler.
    Dünya tarihinin tümünde, Suriye benzeri bir vaka yaşanmamıştır.
    100 ülke 300 bin ruh hastası katili yanlarına alarak Suriye’ye çullandı, fakat olmadı. (Dağınık Düşünceler)
  • Batı daima içimizdeki işbirlikçileri buluyor, onları satın alıyor, onlara en iğrenç ve rezil işlerini yaptırıyor, maddi ve içsel bedelini ödüyor ve işi bitince onları bir kenara atıyor.İran Şahı, Adnan Menderes, Saddam, Kutsal, Bin Ali, Andullah Salih be Kaddafi vakalarında olduğu benzer biçimde.Hiç kimse ders almadığı için sırada ne olursa olsun başkaları var ve olacak.Ruhlarını şeytana satanlar er ya da geç şeytanın kazığını yer. (Misyon)
  • Ama Suriye ordusu ve halkı iyi dayanmıştı.
    Beklenenin tersine Suriye ordusu parçalanmadı ve birilerinin ummuş olduğu benzer biçimde Sünni askerler “Alevi Esad”a karşı ayaklanmadı.
    Üstelik ordunun neredeyse yüzde doksanı Sünni’ydi. (Kelepçe)
  • İsrail medyası sık sık yaralı İslamcıları ziyaret eden Başbakan Netanyahu’nun görüntülerini yayınlıyordu.
    İsrail medyasına bakılırsa 2600 kadar İslamcı militan İsrail’de tedavi edilmişti.
    Radikal Yahudilerin köktencilik İslamcılarla ittifakı. (Kelepçe)
  • Şam’a giren Fransız ordu komutanı General Henri Gouraud’dur. ilk iş olarak Selahaddin Eyyubi’nin türbesine gider ve türbeyi tekmeleyerek şu meşhur lafını eder: ‘“Ey Selahaddin, hadi kalk bak biz yeniden buradayız ama sen yoksun.” (Diren Suriye)
  • Allah adına kafa kesenleri.
    Allah adına küçücük kızlara saldırı edenleri.
    Allah adına Allah’a ihanet edenleri.
    Allah adına Allah’ın ‘yapmayın’ söylediği her şeyi yapanları.
    Allah adına tüm günahları işleyenleri.
    Adları asla mühim değil. Mühim olan niçin ve iyi mi ortaya çıktılar, çıkarıldılar. Mühim olan kimdir onları yaratan? Kimdir bu hale getiren? Kimdir onları seven? (Al Sana Bahar)
  • …İsrail kurulduğu günden itibaren Filistin halkına yapmadığını bırakmadı. En son Aralık 2008’de Gazze’ye hücum eden İsrail minimum 1.600 Filistinli’yi öldürdü ve 5.000 kadarını yaraladı. Gazze yerle bir edildi. (Ortadoğu’da Kanlı Bahar)
  • Hiç kimse “Yahu çoğunluğu yabancı 200 bin terörist Türkiye’de ayaklanmış olsaydı hükümet ne yapardı?” diye sormadı. (Kelepçe)
  • Bundan dolayı Şerif Hüseyin ile tezgâh çeviren Lawrence İngilizlerin 150-160 senedir ortaklık yapmış olduğu Suud ailesiyle de oyun yapıyordu. Bu işbirliğinin sonucu olarak İngilizler ayaklandırmayı Mekke’den başlatan Şerif Hüseyin’i yavaş yavaş kuzeye doğru sürüklediler. Amaç, Hicaz denilen toprakları yeni sahipleri olacak Suud ailesine bıraktırmaktı. Üstelik oradan petrol kokusu da gelmeye başlamıştı. (Diren Suriye)
  • Hatta 1952-1970 döneminde Mısır ve Arap âleminin devrimci önderi olan Nasır’ın bir sözü vardır: “Suriye, Arap milliyetçiliğinin hep atan kalbidir.” (Diren Suriye)
  • Hikâye “Bahar”ın fazlaca öncesinde başlamıştı.
    Lübnan’ın eski başbakanı Rafik Hariri 14 Şubat 2005 te öldürüldü. Sevgililer Günü’ndel Aşka fazlaca meraklı Batı ve onun bölgesel işbirlikçileri kıyameti kopardı. Onlara bakılırsa bu işi “Gaddar Esad” yapmış oldu. (Al Sana Bahar)
  • ”Savaşım ” onurlu inanlar içindir . (Arap İşi Demokrasi)
  • Boşuna dememişler ‘En tehlikeli olanlar kendilerini bilge sanan yarı cahillerdir.’Allah bizleri onların şerrinden korusun! (Misyon)
  • Elli yedi Müslüman ülke içinde laik olan neredeyse yok. Gerçek anlamda demokrasi fazlaca azca sayıda ülkenin şansı. Okuma yazma, kitap ve gazete okuma oranları başta olmak suretiyle birçok kriterde dünya standartlarının fazlaca peşinde olan Müslüman ülkeler, yeraltı kaynaklarının zenginliğine karşın çoğunlukla açlık, sefalet ve bilgisizlik içinde. Koltuk sevdası fazlaca kuvvetli olduğundan yolsuzluğun fazlaca yaygınlaştığı bu ülkelerde demokrasi şu demek oluyor ki özgürlük ve insan hakları adına hiçbir şey doğru işlemiyor. Her şey egemen güç ya da güçlere bakılırsa ayarlanıyor. Ama asla kimse oturup da bunun nedenlerini sorgulamıyor. Hiç kimse bilim ve hızla gelişen teknolojinin ardında koşmuyor. Hiç kimse “Din ve dini kullanan siyasal Islamcılar bu işin neresinde?” diye sormuyor, soramıyor. Soramadığı için de işler hep kötüye gidiyor. Kötüye umar arayan da yok. En kolayından “yazgı” deyip geçiliyor. Ama geçmiyor şundan dolayı geçmemesi içen siyasal güçler ve onlara hizmet eden toplumsal yapılar devamlı işbaşında. Din hepimiz için fazlaca etkili tabanca. “Koltukları daim” olsun diye. (Ortadoğu’da Diktatörler)
  • Türkiye kendi Kürtleri ile savaşıyor fakat Irak Kürtlerine sınırsız destek veriyordu. Türkiye’den intikam almak isteyen Saddam kendi Kürtleri ile savaşırken PKK ya yardım ediyordu. İran ise kendi Kürlerinin her ayaklanmasını bastırmasına rağmen hem Irak Kürtlerine hem de PKK ya destek veriyordu. Suriye kendi Kürtleri ile asla savaşmamış olmasına karşın bazı haklarını vermiyor fakat Irak Kürt liderlerini ve Öcalan’ı Şam’da konuk ediyordu. (Maniki Dünya)
  • Halep’te Zekeriya ya da öteki adıyla Emevi Camii var. Hemen arkasında o inanılmaz daracık sokaklarıyla Kapalı-çarşı. Silahlı gruplar 2012’nin başlangıcında bu camiyi ele geçirerek komuta merkezine dönüştürdüler. Bu da yetmedi tüm silahlarını caminin içinde depo ettiler. Sonra caminin minaresinden dürbünlü tüfekle bölgedeki askerlere ateş etmeye başladılar. Suriye ordusu gelip onlarla çatışınca kıyameti kopardılar, “Vay efendim Esad ordusu camiyi bombaladı!” diye. YouTube’da görüntüler paylaştılar. Türkiye medyası da o süre onların bu yalanını pazarladı. Tıpkı binlerce yalanını pazarladığı benzer biçimde… (Diren Suriye)
  • Yusuf Azma, Osmanlı ordusunda uzun süre vazife yapmış, Enver Paşa’yla fazlaca yakın çalışmış, Çanakkale Savaşında bulunmuş ve Osmanlı ordusu için askerlik eğitim kitabını yazmış bir subaydı. 1918’de Osmanlı ordusu dagilinca ulkesi Suriyeye dönmüş ve 1919-1920 doneminde ilk ulusal orduyu kurmuş ve Savunma Bakanı olmuştu. Ülke Fransız işgaline uğrayınca Suriyenin ilk şehidi oldu. Öldüğünde tek bir kızı vardı o da annesiyle beraber memleketi Bursa’ya dönerek yerleşti.
    İbrahim Henano Kürt kökenliydi. Erzurum kaymakamı olarak vazife yapmış ve Erzurumlu bir hanımla evliliğe ilk adımını atmıştı. Osmanlı dağılınca o da ülkesi Halep’e döndü ve derhal halkı işgalcilere karşı örgütlemeye başladı. 1935’te veremden öldü (Arap İşi Demokrasi)
  • Bugün Suriye’de yaşananlar ilk değil. 1977’de şimdi olduğu benzer biçimde ” Alevilik ” konusunu bahane eden Müslüman Kardeşler Baba Esad’a karşı ayaklandı. Suudi Arabistan, Ürdün, Saddam yönetiminde Irak ve CIA onlara yardım ediyordu. 1977-1982 döneminde Müslüman Kardeşler militanları Esad’a yönelik 3 suikast teşebbüsünde bulunmuş oldu ve binlerce Suriyeli ilerici aydın , hekim, akedemisyen ve askeri öldürdüler. Şubat 1982’de Halep ve Hama kentlerinde kapsamlı bir ayaklanmayı örgütleyen Müslüman Kardeşlerin liderleri Halep’te yakalanmasına karşın Hama’da ayaklanma oldu . Suriye ordusu tarafindan kuşatılan şehir yoğun çatışmalara sahne oldu . Ayaklanma bastırıldı ve binlerce Müslüman Kardeşler militanı öldürüldü fakat Batılı ülkeler ve medyaları buna ” Hama Katliamı ” dedi. (Misyon)
  • Afrika ülkelerinden, Arap ülkelerinden ve öteki ülkeler. den… İsrail’i yönetenlerin büyük kısmı dışarıdan gelmiş adlar. Bir tek ideolojinin etkisiyle:
    Siyonizm.
    Bir tek amaç için:
    Ne pahasına okursa olsun Büyük İsrail Devleti’ni oluşturmak. Ilkin Filistin halkına yönelik terör ve kırım başladı sonrasında da Filistinliler ülkelerinden kovuldu… Bu da yetmedi 1956, 1967, 1973 savaşları, 1982 Lübnan işgali ve sonrasında sında gene Lübnan’a yönelik kapsamlı saldırılar… Arada bir Suriye’yi bombaladılar. Hepsi Nil’den Fırat’a kadar uzanan Büyük İsrail Devleti’ni oluşturmak, “Arz-ı Mevut” hikâyesini gerçekleştirmek içindi. Dünyadaki 14,2 milyon Yahudi bu topraklarda toplanacak, Aksa Camii altında Süleyman Tapınağı’nın izleri bulunacak, Büyük İsrail Devleti kuru lacak ve Yahudiler dünyaya egemen olacak! İster gül ister ağla fakat İsrailliler buna inanıyor. 14,2 milyon Yahudi, 7 milyara karşılık!
    1,5 milyar Müslüman’ı ek olarak belirtmeye gerek yok!
    İdeal İsrail! (Ortadoğu’da Diktatörler)
  • Bugün eğer İran ölümüne oğul Esad’a haiz çıkıyorsa sebebi baba Esad’a olan vefa borcudur. Yani bugün İran internasyonal emperyalist , siyonist ve gerici saldırıya karşı savaşan oğul Esad’ı kurtardıysa 30 yıl ilkin baba Esad da Humeyni’yi mutlak bir yenilgiden kurtarmıştı. (Maniki Dünya)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş