Eğitim

Ali-Muaviye Kavgası – Adnan Demircan Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Ali-Muaviye Kavgası – Adnan Demircan Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Ali-Muaviye Kavgası kimin eseri? Ali-Muaviye Kavgası kitabının yazarı kimdir? Ali-Muaviye Kavgası konusu ve anafikri nedir? Ali-Muaviye Kavgası kitabı ne konu alıyor? Ali-Muaviye Kavgası PDF indirme linki var mı? Ali-Muaviye Kavgası kitabının yazarı Adnan Demircan kimdir? İşte Ali-Muaviye Kavgası kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Adnan Demircan

Yayın Evi: Beyan Yayıncılık

İSBN: 9789754732986

Sayfa Sayısı: 208


Ali-Muaviye Kavgası Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

İktidarı ele geçirme arzusu, İslam Tarihinin ilk dönemlerinden itibaren Müslümanların birbirleriyle çeşitli yöntemler kullanarak savaşım etmelerine niçin oldu. Bu savaşım esnasında bazıları İslam’ın meşruiyet sınırını korumaya itina gösterirken, kimileri iktidarı elde etme çabalarının önündeki engelleri ortadan kaldırmak için büyük bir gayretle meşruluğu tartışılır bazı yöntemler dahil birçok yolu kullanmaktan geri durmadı. Çalışmamızın konusunu “Ali Muaviye Kavgası” olarak seçmemizin sebeplerinden birisi, bu dönemdeki iktidar mücadelesinin, tesirleri sonrası içinde da görülen pek oldukca gelişmeye sebeb olmasıdır.


Ali-Muaviye Kavgası Alıntıları – Sözleri

  • Savaş, insanoğlunun keşfettiği en fena çözümdür.
  • Başarı, âsileri kahraman yapar!
  • Savaş insanoğlunun keşfettiği en fena çözümdür.
  • Savaş, insanoğlunun keşfettiği en fena çözümdür.


Ali-Muaviye Kavgası İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Ali ve Muaviye Kavgası Hakkında: Ali ve Muaviye Kavgası Hakkında
Kitap, varlıklı bir bilimsel niteliği olan literatür taranarak yazılmış olup, alanında gösterilen mühim eserlerin başlangıcında gelmektedir. Bu bağlamda yapıt, hakkaten oldukca mühim bir boşluğu doldurmaktadır.
Yazar, eserin yazılma gerekçesini şöyleki açıklamaktadır: “İktidarı ele geçirme arzusu, İslâm Tarihinin ilk dönemlerinden itibaren Müslümanların birbirleriyle çeşitli yöntemler kullanarak mücadele etmelerine neden oldu. Bu mücadele sırasında bazıları İslâm’ın meşruiyet sınırını korumaya özen gösterirken, kimileri iktidarı elde etme çabalarının önündeki engelleri ortadan kaldırmak için büyük bir gayretle -meşrûluğu tartışılır bazı yöntemler dâhil- birçok yolu kullanmaktan geri durmadı. Çalışmamızın konusunu “Ali-Muâviye Kavgası” olarak seçmemizin sebeplerinden birisi, bu dönemdeki iktidar mücadelesinin, tesirleri sonraki asırlarda da görülen pek oldukca gelişmeye sebep olmasıdır. İncelediğimiz dönemde Müslümanların iktidarı elde etmek için ilk kez birbirleriyle savaşmaları, pek oldukca fikrî ve siyasî hareketin başlangıcı olmuştur. Kitabın konusunu bu şekilde belirlememizin bir başka sebebi de, Hz. Ali ile Hz. Muâviye arasındaki mücadelenin, İslâm Tarihinin ilk dönemindeki iktidar-karşıcılık çatışması çerçevesinde yaptığımız çalışmalarımızın bütünlüğü açısından ek olarak ele alınması gerektiğine inanmamızdı.”
Kitap, giriş ve beş bölümden meydana gelmektedir. Girişte, eserin daha iyi anlaşılması için Cahiliye döneminden Hz. Ali ile Hz. Muâviye çatışmasının başladığı döneme kadarki Hâşimoğulları-Ümeyyeoğulları ilişkisi üstünde durulmuştur. Arap cemiyet yapısı incelendiğinde, araştırma konusu olan devrin doğru anlaşılabilmesi/çözümlenebilmesi için, geçmişteki olayların ve toplumsal ilişkilerin anlaşılmasının ne kadar mühim olduğu görülecektir. Birinci bölümde eserin ana konusunu oluşturan Hz. Ali ile Muâviye’ye değişik bir perspektiften bakılmaya çalışılmış; onların siyasî geçmişlerine ve kişiliklerine ilişkin bazı değerlendirmeler yapılmıştır. Buradaki hedef, yaşam hikâyelerini genişçe anlatmak değil, okuyucuyu ilgilendirdiği yönleriyle onlardan bahsetmektir. İkinci bölümde Sıffîn savaşı öncesinde meydana gelen olaylardan, üçüncü bölümde ise iki tarafın fiilen çatışmaya girmiş olduğu Sıffîn savaşından bahsedilmiştir. Dördüncü bölümde, tahkim (yargıcı vakası) ve buna bağlı gelişmelere, beşinci bölümde ise hakemlerin kararlarını açıklamalarından sonraki vakalara ayrılmıştır.
Ali-Muaviye Kavgası
Adnan Demircan
Türkçe · Beyan Yayıncılık · 2002 · 208 sayfa
Ağrı Okuma Grubu (Ağrı Kültürel Okuma)

Birkaç kitapta okudum Hz Ali ve Hz Muaviye içinde geçen sorunları oldukca değişik görüşler var Olaylara perspektif yapmış olduğu yorumlar oldukça tutarlı. Sürükleyicilik mevzusunda kitabın eksiklikleri var lakin güzel bir kitap İslam’da ayrılıklar konusunu merak edenler için yararlı bir kitap (Umut aktaş)


Ali-Muaviye Kavgası PDF indirme linki var mı?


Adnan Demircan – Ali-Muaviye Kavgası kitabı için internette en oldukca meydana getirilen aramalardan birisi de Ali-Muaviye Kavgası PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Adnan Demircan Kimdir?

1964 senesinde Mardin’in Ömerli ilçesinde hayata merhaba dedi. İlk ve Ortaokulu Ömerli’de, Liseyi Mardin Tarım Meslek Lisesi’nde okudu. 1987’de Atatürk Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi’nden mezun oldu. Aynı yıl Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde İslâm Tarihi ve Uygarlığı Bilim Dalında Yüksek Lisansa başladı. 1989 senesinde Yüksek Lisansı, 1994 senesinde aynı Enstitüde Doktorayı tamamladı.

Ocak 1992’de Harran Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi’ne İslâm Tarihi Araştırma Görevlisi, 1994 senesinde Yardımcı Doçent olarak atandı; Ekim 1996’da Doçent, Şubat 2003’te Profesör oldu.

Bir süre Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdür Yardımcısı olarak çalıştı. 1994 yılından 2011 yılının ortalarına kadar İslam Tarihi ve Sanatları Bölüm Başkanlığı görevini yürüttü.

Çalışmalarını İslâm Tarihinin ilk dönem siyasî zamanı, bilhassa de muhalif gruplar üstüne yoğunlaştıran Demircan’ın yayımlanmış birçok kitabı ve makalesi bulunmaktadır.


Adnan Demircan Kitapları – Eserleri

  • İhsan Süreyya Sırma Kitabı Pervari’den Paris’e
  • Raşid Halifeler
  • Ali-Muaviye Kavgası
  • Emeviler
  • Hz. Peygamber’in (Sas) Ahlakı
  • Siyer
  • Gadir-i Hum Olayı
  • Kerbela
  • Cahiliye Arapları
  • Fitne
  • Cahiliyeden İslam’a Kadın ve Aile
  • Siyer Konusunda Bilinmesi Gereken 88 Soru
  • Nebevi Direniş Hicret
  • Hz.Ali Süreci ve Ehl-i Beyt
  • Tarih ve Tarihçi
  • Hz. Peygamber’in Ahlakı
  • Allah Elçisi’nin (s) Ailesi
  • Tarihin Akışını Değiştiren Son Peygamber
  • Siyeri Nebiden 40 Hikmet
  • Dört Halife Üç Cinayet
  • Tematik İslam Tarihi
  • Bedevi
  • Kızların Gömülerek Öldürülmesi ve Fazlaca Kadınla Evlilik
  • Uygar İslami Hareketler ve Sertlik Sorunu
  • Bir Bilim Olarak Siyer ve Kaynakları
  • Türkiye’nin İlahiyat Sorunu
  • İslam Tarihi-1
  • İslam Tarihi’nin İlk Döneminde Önderler ve İhtilafları
  • İslam Tarihi’nin İlk Döneminde Arap – Mevali İlişkisi
  • Kabile Topluluklarından Akide Toplumuna
  • Tarihin ve Dinin İstismarı
  • Allah’ın Elçisi ve Mesajı
  • Uygar Emek harcamalar ve Oryantalistlerin Siyer’e Yaklaşımı
  • Haricilerin Siyasi Faaliyetleri
  • Hz.Peygamber (sas)’in Beşeri Münasebetleri Temel Hak ve Hürriyetler
  • O’nun Ahlakı Kur’an’dı
  • Birlikte Yaşama Tecrübesi
  • Eğitimci ve Tebliğci Hz Peygamber (sas)
  • İktidar Mücadelesi
  • Hz. Peygamber’in (s.a.s) Doğduğu Çevre ve Toplum
  • Münafık
  • Yeni Bir Toplum İnşası
  • Kürtler
  • Hz. Peygamber’in (s.a.s) Ailesi ve Aile Hayatı
  • Çeşitli Yönleriyle Hz. Peygamber’in (s.a.s.) Hayatı
  • Haricilerin Siyasi Faaliyetleri
  • Münafıklar
  • Müslümanların Uzun Yürüyüşü
  • Bir Eğitim Sevdalısı – Nuri Gökalp Kitabı
  • Hz. Ömer
  • Hz. Peygamber Döneminde Münafıklar
  • Hz.Peygamber Döneminde Müşriklerle İlişkiler
  • Hz. Peygamber’in (Sas) Kişiliği ve Bazı Özellikleri
  • Kur’an’ın Geliş Ortamında İnanç ve İbadetler
  • Önder Peygamber ve Yeni Bir Devletin Kuruluşu
  • Urfa-Mardin Hattı
  • İslam Tarihi Literatürü
  • Din Siyaset İlişkisi Haricilik Mezhebinin Doğuşu Bağlamında
  • Çeşitli Yönleriyle Son Elçi (s.a.s)’in Hayatı
  • İtaat ile İsyan Arasında Dört Alim
  • İslam Medeniyeti
  • Peygamberimin Arkadaşları


Adnan Demircan Alıntıları – Sözleri

  • “Yiyecek maddelerinin pahalı olduğu yerlerde yaşam ucuzdur.”
    Durant, Will (1981), Medeniyetin Temelleri, Çev.: Nejat Muallimoğlu, İstanbul 1978, s. 105. (Kızların Gömülerek Öldürülmesi ve Fazlaca Kadınla Evlilik)
  • Geçmişi karalamak, bir meşruiyet aracı olarak kullanıldığı için yeni iktidarların eliyle ya da onlara yaranmak amacıyla geçmiş hakkında negatif kanaatler ileri sürmek, sık rastlanan bir durumdur. (Tarih ve Tarihçi)
  • Bazen sıhhat nedeni öne sürülerek de çocuklar öldürülürdü. Sparta’da bir bebek doğunca, baba onu muayene için ailenin yaşlılarına götürürdü. Bebek, sıhhatli ise yetiştirilmek suretiyle babasına bırakılır; sıhhatli değilse derin bir su çukuruna atılarak öldürülürdü. Fenikeliler ise her şeyin ilkini isteyen tanrılara ilk çocuklarını kurban ederlerdi. (Kızların Gömülerek Öldürülmesi ve Fazlaca Kadınla Evlilik)
  • Mekkeliler ve müttefikleri kendilerini Ehl-i Hums, Harem dışından gelenleri ise Ehl-i Hil olarak isimlendiriyordu. Ehl-i Hums olan kişiler giysileriyle tavaf yapabilirken, Ehl-i Hil olanlar ya daha ilkin giymedikleri bir kıyafetle tavaf yapmış olup o elbiseyi bir taşın altına bırakıyorlar, ya da Ehl-i Hums’tan birisinden ödünç bir elbise alıyorlardı. Bu imkânları bulamayanlar ise çıplak tavaf yapıyorlardı. İslâm, insan onuruna aykırı ve ayrımcı olan bu uygulamayı da kaldırmıştır. (Siyer Konusunda Bilinmesi Gereken 88 Soru)
  • Insan ister tanık olsun, ister olmasın bir vaka hakkında konuşmaya başladığında o olayın anlatımını öznelleştirmiş olur. Bundan kaçınmak mümkün değildir. (Siyer)
  • Hz. Hasan’ın vefatından sonrasında başlamış olan Yezid’e biat süreci beş-altı yıl sürdü. (Emeviler)
  • Tarihin din olarak algılanmaya başladığı yerde bilimin mihmandarlığından, sıhhatli bir anlama ve algılamadan söz etmek mümkün değildir. (Kerbela)
  • Cahiliye Araplarının tuttukları bir oruç da sükût orucudur. Adadıkları süresince asla konuşmazlar ve bunu yakarma sayarlardı. İslam döneminde bu şekilde bir ibadete yer verilmemiştir. (Cahiliye Arapları)
  • Filozof Bradley: “Dindar bir kimse eğer davranışlarında ahlaklı değilse ya sahtekardır, ya da bâtıl bir dine inanmaktadır. Ahlaksız dindar olmaz, dindarlık mahiyeti itibariyle dindarca yani ahlaklı olarak yaşamayı gerektirir.” (Hz. Peygamber’in Ahlakı)
  • Haddı zatında sabır denilince yalnız eziyet ve hakaretlere sabır anlaşılmamalıdır.
    “Taata devamda sabır, nasihatten sakınmada sabır, zıt düşüncedekilerin her türlü hile ve tuzaklarına sabır, zorluklara karşı sabır, batılın yayılmasına sabır, hakka yardım edenlerin azlığına sabır, eziyetli yolların uzunluğuna sabır, nefsin istekleri, tama ve heveslerine, za’fına, noksanlığına, aceleciliğine çabucak usanmasına sabır, sabır, sabır. Tüm bunlardan sonrasında neticeye ulaşınca nefsi tevazu ve şükür dairesinde tutabilmede sabır… (Hz. Peygamber’in Ahlakı)
  • Hz. Peygamber’in (sav) yaşamını doğru öğrenmek, tanrısal mesajın daha iyi anlaşılmasına katkı elde edecektir. İlahi ileti ise insanlığı, içine düşmüş olduğu sorunlardan kurtaracak yegâne yoldur. (Tarihin Akışını Değiştiren Son Peygamber)
  • İslâm dünyası Batı’ya teslim olmuştur; sadece Batı’nın, Müslümanlardan duyduğu korku devam etmektedir. Zira Batı, Müslümanlarda görmediği potansiyelin İslâm uygarlığında bulunduğunu hâlâ görebilmektedir. (Uygar İslami Hareketler ve Sertlik Sorunu)
  • Cihat Allah kelamının insanlara ulaştırılmasında önündeki engellerin kaldırılması faaliyetidir.
    Hz. Peygamber kişisel çıkar için insanlara saldırmayı, onları öldürüp mallarına el koymayı caiz görmemiştir. O, sadece Allah’ın rizasının gözetildiği savaşların meşru bulunduğunu ifade etmiştir. Onun bu bakış açısıyla cihat Allah rızası için gerçekleştirilmesi ihtiyaç duyulan bir ibadettir ve tek yöntemi harp değildir. (Siyer Konusunda Bilinmesi Gereken 88 Soru)
  • Rahmet Peygamberi, çevresindeki her insanın hidayete ulaşması ve kurtuluşa ermesi için çağrı görevinde o denli ısrarlı ve aşırı istekli bir emek harcama yürütmüştür ki neticede bu yüzden “Neredeyse inanmıyorlar diye kendini parçalayacaksın!” diye birkaç kez Allah’ın itabına/azarına uğramıştır. (Hz. Peygamber’in (Sas) Ahlakı)
  • Ali Şeriati,Kerbela’nın anlam erozyonuna uğraması hususunda safevileri suçlamaktadır.”Safevilerin hedefi,yalnızca halkın taasuplarını ve bilinçsiz duygularını harekete geçirmek,minik bir ameli için,hatta bir yakarma için,yapıcı,öğretici bir iz ve mantıklı bir çıkarım ve netice arayan İslam’ın değil Hırıstiyanlığın üslubunca dini karnavallar ve zamanı trajediler düzenlemekti. (Kerbela)
  • Müslümanlar, pozisyonlarını imanın beslediği akılla değil, körü körüne bağlanılmış bir duygusallıkla almaktadırlar. Daha doğrusu Müslümanların mühim bir çoğunluğu, olup bitenlerden haberdar değillerdir. Tam bir akıl tutulması yaşanmaktadır. (Uygar İslami Hareketler ve Sertlik Sorunu)
  • “Fâtıma, Cennet ehli kadınlarının hanımefendisidir. ” Buhârî (Allah Elçisi’nin (s) Ailesi)
  • İnsan kurbanı ve çeşitli sebeplerle çocuk öldürme adeti, Araplara mahsus olmayıp, öteki bazı cemiyet ve topluluklarda da bulunuyordu. (Kızların Gömülerek Öldürülmesi ve Fazlaca Kadınla Evlilik)
  • …Şu sebeple Abbasiler döneminde artık kadının tamamen ev hayatına mahkûm olduğu bir anlayışın dinin gereği olarak topluma egemen bulunduğunu görüyoruz. (Bedevi)
  • Şiilere gore Gadir Hum denilen yerde Hz. Muhammed şöyleki seslendi: “Ben kimin mevlasıysam Ali’de onun mevlasıdır. Allah’ım ona dost olana dost, düşman olana düşman ol. Ona yardım edene yardım et, onu yardımsız bırakanı yardımsız bırak!” (Gadir-i Hum Olayı)

loading…

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş