Eğitim

Anadolu Kültür Tarihi – Ekrem Akurgal Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Anadolu Kültür Tarihi – Ekrem Akurgal Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Anadolu Kültür Tarihi kimin eseri? Anadolu Kültür Tarihi kitabının yazarı kimdir? Anadolu Kültür Tarihi konusu ve anafikri nedir? Anadolu Kültür Tarihi kitabı ne konu alıyor? Anadolu Kültür Tarihi PDF indirme linki var mı? Anadolu Kültür Tarihi kitabının yazarı Ekrem Akurgal kimdir? İşte Anadolu Kültür Tarihi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Ekrem Akurgal

Yayın Evi: Tübitak Yayınları

İSBN: 9789754031072

Sayfa Sayısı: 417


Anadolu Kültür Tarihi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Anadolu Kültür Tarihi, Ord. Prof. Dr. Ekrem Akurgal’ın 60 yılı aşkın süreyle yabancı dillerde yayımlanmış araştırmalarının neticelerini ana çizgileriyle özetleyen bir başyapıt…

(Arka Kapak)


Anadolu Kültür Tarihi Alıntıları – Sözleri

  • Hitit İmparatorluğu’nun en kuvvetli ordu komutanı,en başarıya ulaşmış devlet adamı.
    Kargamış ve Halpa’yı(Halep’i) ele geçirerek oğullarının yönetimine verdi.Akılcı bir politika uygulayarak Hurri Bölgesi’nde Mitanni ve Cenup Suriye’deki Amurru krallıklarını Hattuşaş’a dostlukla bağladı.Onun döneminde Hitit İmparatorluğu, Yakındoğu’nun egemenliğini Mısır ve Babil ile paylaşıyordu.
  • ” Cesedimi yıka, gerektiği şeklinde!
    Beni göğsüne bastır ve
    Göğsünde tutarak
    Beni toprağa göm.”
    (Hattuşili’nin vasiyetinden)
  • “Cesedimi yıka,gerektiği şeklinde!
    Beni toprağa bastır,ve göğsünde tutarak
    Beni toprağa göm.”
  • Asurlular M.Ö. 8. ve 7. yüzyılda Anadolu’da Frigler’in oturmuş olduğu dönemlerde bile onu Hatti Ülkesi adı ile anmakta devam etmişlerdir.Bunun şeklinde Araplar ve İranlılar Anadolu’ya Roma Çağı’ndan beri “Diyar-ı Rum” demişler ve ona Selçuklu süreci süresince da bu adı vermeye devam etmişlerdir.Nitekim Selçuklu beyleri de Roma İmparatorluğu’nun varisleri olduklarını belirtmek için kendilerine “Sultan-ı Rum” demişlerdir.Bu geleneğe bugünkü Türkler hala uymakta ve Avrupa’daki topraklarına “Rumeli”, Anadolulu ve Kıbrıslı Hellenlere “Romalı” anlamına gelmekte olan “Rum” adını vermektedirler.
  • mö. 1600’lerde yaşamış hitit kralı hattuşili’nin vasiyetinden: cesedimi yıka, gerektiği şeklinde! beni göğsüne bastır ve göğsünde tutarak beni toprağa göm.
  • Hitit İmparatorluğu’nun kurucusu dirençli kral I. Hattuşili, ilgi çekici vasiyetnamesi ile Hitit anlatı sanatının güzel bir örneğini vermiştir.
  • Hellen mitolojisine gore meşhur kahraman Theseus, Girit Adası’ndaki Minotauros canavarını öldürmeye giderken babası Atina Kralı Aigaios’a başarı ile dönerse gemisine beyaz yelken çekeceğini söyler. Ancak Theseus, Minotauros’u öldürdükten sonrasında dönerken verdiği sözü unutur ve gemisi limana kara yelken ile girer. Oğlunun dönüşünü özlemle gözleyen Aigaios kara yelkenleri görünce onun öldüğünü sanarak kendini denize atar. Böylece boğulduğu denize Aigaios Pontos (Aigaios Denizi) adı verilir. Bu ad zaman içinde Türkçede “Ege Denizi” biçimini bulur.
  • Babil’i yıkarak Hammurabi sülalesine son verdi.İmparatorluğun Yakındoğu’ya(Mezopotamya’ya) ve deniz kıyısına erişme politikasını saptadı.


Anadolu Kültür Tarihi İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Ekrem Akurgal elit bir kazıbilimci olmakla beraber, bir filolog, Hititolog yada antik çağ tarihçisi değil. Kitabın içinde de ağırlıklı olarak arkeolojik veriler ışığında yorum yapılıyor esasen. Buna karşın arkeolojik bir kanıt olmaksızın kullandığı, kitapta yer edinen ve daha ilkin bir oldukca kitapta aksi yönde bilimsel araştırmaların ve tespitlerin yapılmış olduğu ifadeler var. Bu sebeple çıkarılan buluntular ve sanat zamanı açısından meydana getirilen yorumların üstüne söz söylenmesi mümkün olmamakla beraber, Akurgal’ın doğruymuş şeklinde kabul etmiş olduğu, bilim dünyasınca aksine bir oldukca sav geliştirilmiş zamanı olgularla ilgili ifadelerine ve okuyanda bir ön kabul yapmaya yarayan ifadelerine dikkat ederek okumanızı tavsiye ederim. Bunun haricinde bu kitabın en büyük artılarından bir tanesi de Hatti uygarlığı hakkında en geniş informasyon veren Türkçe eserlerin ilki olması. (Tamer Sağcan)

Anadolu Kültür Tarihi, Ord. Prof. Dr. Ekrem Akurgal’ın 60 yılı aşkın süreyle yabancı dillerde yayımlanmış araştırmalarının neticelerini ana çizgileriyle özetleyen bir başyapıt… (birazcık kitap konuşalım)

Arkeoloji adına Türkiye’nin gururu sayılacak Ekren Akurgal’ın çok önemli eseri. Anadolu kültür tarihini M.Ö. 600.000’den başlayarak M.S. 395(Roma’nın ikiye bölünmesi) evveliyatına kadar detaylı bir halde konu alıyor. Bilhassa Hitit kısmı oldukça detaylı. İçinde bol miktarda esere yer verilmiş(245 kadar). Tabii herhangi bir okur bu kitabı alıp okuyacaksa birazcık araştırma yapması ve bir ekip bilgilere haiz olması gerekir bu sebeple kitap, kaynak kitap durumunda. Okurken sıkılmamak ne mümkün! Kazanç gereği cümleler uzatılabildiği kadar uzatılmış. (osman)


Anadolu Kültür Tarihi PDF indirme linki var mı?


Ekrem Akurgal – Anadolu Kültür Tarihi kitabı için internette en oldukca meydana getirilen aramalardan birisi de Anadolu Kültür Tarihi PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Ekrem Akurgal Kimdir?

Ekrem Akurgal; arkeologdur (İstanbul 1911 – 1 Kasım 2002).

1932-1940 içinde devlet bursuyla Berlin Üniversitesi’nde arkeoloji eğitimi görmüş oldu ve doktorasını verdi. 1941’de Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Arkeoloji Kısmı’nde doçent, 1949’da profesör, 1957’de de ordinaryüs profesör oldu. 1958-1959 içinde aynı fakültenin dekanlığını üstlendi; 1943-1983 içinde Türk Tarih Kurumu üyesi olarak çalıştı. Avrupa ve Amerika’nın çeşitli üniversitelerinde misafir profesör olarak dersler ve konferanslar verdi. Arkeolojiyle ilgili nerede ise tüm internasyonal kurumların üyeliklerine seçildi. Federal Almanya Büyük Liyakat Nişanı, Goethe Madalyası ve TC Kültür ve Turizm Bakanlığı Büyük Ödülü ile onurlandırıldı. Mühim bilimsel bir gösterim olan Anatolia dergisinin kurucusudur. 1948 ‘de başladığı kazı çalışmalarını günümüzde de sürdürmektedir. Bayraklı, Foça, İzmir, Sinop, Daskyleion, Çandarlı ve Eryhrai’de kazılar yapmış oldu. Kazı buluntularıyla Anadolu kültür evveliyatına ışık tuttu. İzmir yakınında, eskiden körfezde bir yarımada durumunda olan Bayraklı’da meydana getirilen kazılarda İÖ 3000-300 içinde birbirini izleyen kültür katları ortaya çıktı. Akurgal, bu yerleşmenin antik kaynaklarda adı geçen eski İzmir bulunduğunu ve kentin adının İÖ 18. yüzyılda Kültepe çiviyazılı metinlerde geçen Tsmurna bulunduğunu ileri sürer. Bayraklı’daki en eski yerleşmenin Troya II ile uygar bulunduğunu ve Anadolu halkınca kurulduğunu saptadı. Bu höyükte İÖ 1050-300 içinde, İon uygarlığının tüm aşamalarını incelemek olanağını elde etti. Çalışmalarını kazı buluntularına dayandırarak Doğu-Batı ilişkilerinin ilkçağdaki durumunu ve Anadolu’nun bu dönemdeki yerini ortaya koydu. Mezopotamya’ dan Yunanistan’a kadar geniş bir alanı araştırarak ilkçağda Doğu-Batı ilişkilerinin karşılıklı bir alış veriş bulunduğunu saptadı.

Güneydoğu Anadolu ve Kuzey Suriye’ de İS 1200-750 içinde yaşayan uygarlığa Geç Hitit Krallıkları adını verdi ve bu tanımı arkeoloji biliminde kabul edildi. Tüm araştırmalarında bileşime varmayı amaçlayan Akurgal, sayısız yayınlarıyla Anadolu kültürünü en iyi tanıtan bir bilim adamıdır. 1985′ te emekliye ayrıldı.

Başlıca eserleri: Griechische Reliefs aus Lykien (Likya’daki Yunan Kabartmaları) 1942, Remarques stylistiques sur les reliefs de Malatya (Malatya Kabartmalarında Dikkate Değer Üsluplar) 1946, Spaethethitische Bild Kunst (Geç Hitit Resim Sanatı) 1949, Zwei Reliefs aus Sinope (Sinop’tan iki Kabartma) 1955,Die Kunst Anatoliens (Anadolu Sanatı) 1961,Orient una Okzident (Doğu ve Batı) 1966, Erythrai: An Ancient lonian City (Erythrai: Eski Bir İon Kenti) 1979, Eski İzmir I Yerleşme Katları ve Athena Tapınağı (1983).


Ekrem Akurgal Kitapları – Eserleri

  • Anadolu Kültür Tarihi
  • Anadolu Uygarlıkları
  • Türkiye’nin Kültür Sorunları
  • Hatti ve Hitit Uygarlıkları
  • Ege: Batı Uygarlığının Doğduğu Yer
  • Bir Arkeoloğun Anıları
  • The birth of Greek art: The Mediterranean and the Near East


Ekrem Akurgal Alıntıları – Sözleri

  • Bugünkü Türk ulusu, eski Anadolu’da yaşamış kavimlerle Türklerin kaynaşmasından ortaya çıkmıştır. (Türkiye’nin Kültür Sorunları)
  • Hellen mitolojisine gore meşhur kahraman Theseus, Girit Adası’ndaki Minotauros canavarını öldürmeye giderken babası Atina Kralı Aigaios’a başarı ile dönerse gemisine beyaz yelken çekeceğini söyler. Ancak Theseus, Minotauros’u öldürdükten sonrasında dönerken verdiği sözü unutur ve gemisi limana kara yelken ile girer. Oğlunun dönüşünü özlemle gözleyen Aigaios kara yelkenleri görünce onun öldüğünü sanarak kendini denize atar. Böylece boğulduğu denize Aigaios Pontos (Aigaios Denizi) adı verilir. Bu ad zaman içinde Türkçede “Ege Denizi” biçimini bulur. (Anadolu Kültür Tarihi)
  • İnsanoğlu yüksek düzeye ulaşmış olduğu süre bile duygunun tutsağı olmaktadır. (Ege: Batı Uygarlığının Doğduğu Yer)
  • Eğer Garplılaşmak milletlerin benliğini yok etseydi bugün Avrupa’nın ortasında yerleşen Macaristan’ın kendine özgü kültürü, örfü ve âdeti ile yaşamasına imkân olur muydu? (Türkiye’nin Kültür Sorunları)
  • Avrupa’daki Rönesans çağından yarım bin yıl ilkin başlamış olan ve birkaç yüzyıl devam eden bu birinci Rönesans atılımı esnasında Farabi, Biruni ve İbni Sina şeklinde Türk asıllı bilginler de ilk sırada yer alarak bundan tam bin yıl ilkin ortak İslam biliminin oluşmasına destek olurken Batı ülkelerine de örnek ve kaynak olmuşlardır. Doğu ülkelerindeki bu bilimsel çabalar büyük seviyede 13. ve 14. yüzyıllarda da süregeldi ve Anadolu’da Selçuk uygarlığını geliştirmekte olan Türkler bu çalışmalara ayak uydurmaktan geri kalmadılar. Ancak 15. yüzyıldan beri tüm Doğu dünyası dinsel tutumlu düşünürlerin tesiri altında bilimsel araştırmalardan koptular ve bugün bile düştükleri o ilkel durumdan tekrar kendilerini kurtaramadılar.
    Doğuyu kendine örnek alan Türkler de giderek 16. yüzyıldan sonrasında Atatürk dönemine değin tüm güçlerini diğeri dünyaya, ölüler alemine hazırlık işlerine adamışlar, bugünkü geri kalmışlığa boyun eğmişlerdir. (Türkiye’nin Kültür Sorunları)
  • mö. 1600’lerde yaşamış hitit kralı hattuşili’nin vasiyetinden: cesedimi yıka, gerektiği şeklinde! beni göğsüne bastır ve göğsünde tutarak beni toprağa göm. (Anadolu Kültür Tarihi)
  • Atatürk 1931 senesinde Türk Tarih Kurumu’na gönderilmiş olduğu bir mektupta Şarkın bir hırka-bir hurma zihniyeti ile tarih yazılamayacağına işaret etmektedir. Binaenaleyh mevzuubahis olan, Şarklı dünya görüşünün, diğeri dünyaya bağlı olma ve bir lokma-bir hırka ile iktifa etme zihniyetinin ortadan kaldırılmasıdır. (Türkiye’nin Kültür Sorunları)
  • “Cesedimi yıka,gerektiği şeklinde!
    Beni toprağa bastır,ve göğsünde tutarak
    Beni toprağa göm.” (Anadolu Kültür Tarihi)
  • “Cesedimi yıka, gerektiği şeklinde!
    Beni göğsüne bastır, ve göğsünde tutarak
    beni toprağa göm.” (Anadolu Uygarlıkları)
  • Asurlular M.Ö. 8. ve 7. yüzyılda Anadolu’da Frigler’in oturmuş olduğu dönemlerde bile onu Hatti Ülkesi adı ile anmakta devam etmişlerdir.Bunun şeklinde Araplar ve İranlılar Anadolu’ya Roma Çağı’ndan beri “Diyar-ı Rum” demişler ve ona Selçuklu süreci süresince da bu adı vermeye devam etmişlerdir.Nitekim Selçuklu beyleri de Roma İmparatorluğu’nun varisleri olduklarını belirtmek için kendilerine “Sultan-ı Rum” demişlerdir.Bu geleneğe bugünkü Türkler hala uymakta ve Avrupa’daki topraklarına “Rumeli”, Anadolulu ve Kıbrıslı Hellenlere “Romalı” anlamına gelmekte olan “Rum” adını vermektedirler. (Anadolu Kültür Tarihi)
  • I.Ö 470-400
    Eski Çağda Kadın
    Hellenlerde hanım çoğu zaman ev hanımıdır ve kültür mevzularında yeterince eğitilmemiştir; onun için de adamların içkili ve müzikli toplantılarında kısaca symposionlarında sanat, yazın ve felsefe şeklinde alanlarda yaptıkları sohbetlerine katılamazdı. Soylu sınıfın bu tür toplantılarda eserlerinden parçalar okuyan güzel hanımefendiler yer alırlardı. Genç, akıllı ve çekici olan bu hanımefendiler özünde high society (yüksek sosyetenin) ”yaşam kadınlan” idiler sadece onlara nazik bir deyişle heteira, kısaca dost denirdi. Orta sınıfın yaşam hanımlarına ise pomai (tekili porne) adı verilirdi. (Ege: Batı Uygarlığının Doğduğu Yer)
  • Hitit İmparatorluğu’nun kurucusu dirençli kral I. Hattuşili, ilgi çekici vasiyetnamesi ile Hitit anlatı sanatının güzel bir örneğini vermiştir. (Anadolu Kültür Tarihi)
  • Osmanlı imparatorluğunun son asırlarındaki devrede Türklük kaybolmuş hatta Türk olmak bir nevi adilik ve aşağılık manasını almıştı. (Türkiye’nin Kültür Sorunları)
  • Ancak şeyhlerin, mollaların, tarikat liderlerinin dini siyasete ve ticarete alet etmeleri durumunda ise halk toplulukları büyük seviyede felaketlere sürüklenmişlerdir. (Türkiye’nin Kültür Sorunları)
  • Mezopotamya müziğinin günümüzdeki benzer bir tarzda, yedi basamaklı bir ses sistemine haiz bulunduğunu gösteriyor.Daha ilkin.Eski Yunanlıların;
    buluşu olduğuna inanılan yedili ses dizesinin.Babiller tarafınca oldukca evvelinde bilinmiş olduğu anlaşılmaktadır. Eski babil devrine ilişkin bir metinde bir lirin akordu için yönerge verilmetedir. I.Ö 2. binyıl sonralarına ilişkin, Assur kazılarında bulunan bir tablet ise Akkadça bir şarkı kataloğu olup, bununla birlikte müzikal terimler de içermektedir. Çift dilli belgeler. Sümer müzik terminolojisi ile Babil terminolojisi içinde yakın bir ilişki bulunduğunu göstermektedir. Akkadça birçok teknik terim için sümerce logogramlar kullanılmıştır. Bunlar bu uygulamaların Eski babil öncesi evreden de daha önceleri varolduğunu düşündürür. (Ege: Batı Uygarlığının Doğduğu Yer)
  • Türkler Anadolu’ya geldiklerinde orada minimum kendileri sayısında yerli topluluklar buldular. Türkler yerlileri kesmediklerine ya da yurt dışına atmadıklarına gore onlara karıştılar. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan sonrasında Yunanistan’la meydana getirilen mübadele ve onu takip eden kısmi göçler haricinde tüm tarih süresince Anadolu’dan dışarıya göç eden hiçbir topluluk yoktur. Tersine gelenlerin hepsi yanmada potada erimişlerdir. O şekilde ise biz Hattilerin, Hititlerin, Hurri ve Urartuların, Fryglerin, Karialıların, Lykialıların ve daha Anadolu’da yaşamış tüm milletlerin çocuklarıyız. (Anadolu Uygarlıkları)
  • İlerlemek istiyorsak, hele Atatürk’ün öngördüğü çağdaş, kısaca “çağdaş” uygarlık düzeyinin üzerine çıkmak istiyorsak, tekdüze kuruluşlardan caymak, rekabeti, tecim hayatında olduğu şeklinde yarışmayı sağlayacak dinamik bir yöntem içinde çalışmanın yollarını bulmak zorundayız. (Türkiye’nin Kültür Sorunları)
  • Binaenaleyh Garplılaşma hareketinde averaj yol yoktur. (Türkiye’nin Kültür Sorunları)
  • Babil’i yıkarak Hammurabi sülalesine son verdi.İmparatorluğun Yakındoğu’ya(Mezopotamya’ya) ve deniz kıyısına erişme politikasını saptadı. (Anadolu Kültür Tarihi)
  • ” Cesedimi yıka, gerektiği şeklinde!
    Beni göğsüne bastır ve
    Göğsünde tutarak
    Beni toprağa göm.”
    (Hattuşili’nin vasiyetinden) (Anadolu Kültür Tarihi)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş