Eğitim

Anaların Hakkı – Selçuk Baran Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Anaların Hakkı – Selçuk Baran Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Anaların Hakkı kimin eseri? Anaların Hakkı kitabının yazarı kimdir? Anaların Hakkı konusu ve anafikri nedir? Anaların Hakkı kitabı ne konu alıyor? Anaların Hakkı PDF indirme linki var mı? Anaların Hakkı kitabının yazarı Selçuk Baran kimdir? İşte Anaların Hakkı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Selçuk Baran

Editör: Murat Yalçın

Tasarımcı: Nahide Dikel

Tasarımcı: Mehmet Ulusel

Tasarımcı: Akgül Yıldız

Yayın Evi: Yapı Kredi Yayınları

İSBN: 9789750847578

Sayfa Sayısı: 96


Anaların Hakkı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Selçuk Baran’ın yedi öykü kitabı daha ilkin Yapı Kredi Yayınları’ndan Ceviz Ağacına Kar Yağdı (2008) adıyla tek ciltte toplanmıştı. Tüm öyküleri şimdi gözden geçirilerek, yazar portreli kapaklarla ayrı ayrı basılıyor.

Selçuk Baran’ın ikinci öykü kitabı “Anaların Hakkı” (1977) 1978 Sait Faik Hikâye Armağanı’na kıymet görülmüştü. Dokuz öyküden oluşan kitapta Selçuk Baran çaresizliklerin, umutsuzlukların, acıların mutluluklarla, umutlarla yan yana yaşamış olduğu, çürümeyle yeşermenin iç içe geçmiş olduğu bir toplumda, sınırlarını kendilerinin çizdiği minik dünyalarında yaşam tüketen insanların fırtınalı dünyalarına ustaca sokuluyor.

Yalnızlık ve umutsuzluk dolu öykülerinde düşsel, şiirli bir hava yaratmakta başarı gösterdiği kabul edilen Selçuk Baran, Behçet Necatigil’den Vedat Günyol’a, Füsun Akatlı’dan Selim İleri’ye, Hulki Aktunç’tan İbrahim Yıldırım’a, İnci Aral’dan Behçet Çelik’e pek oldukca yazarın övgüyle üstünde durduğu, sadece günümüz okuru tarafınca daha çok keşfedilmeyi bekleyen bir yazar.

“Bir zamanlar pek içli dışlı olduğu gündelik yaşantısı, ondan kopup gitmişti. Ancak yeni öğrendikleriyle biçimlenebilecek, saydam, ağırlıksız bir maddeydi çevre. Üzerine hiçbir şey çizilmemiş kocaman bir cam parçası….”


Anaların Hakkı Alıntıları – Sözleri

  • Bilir misiniz, kitaplara oldukca saygım vardır benim. Kitapçı vitrinlerini seyretmeye bayılırım. Ne tertipli dururlar raflarda… Bana sorarsanız, birazcık aristokrattır kitaplar
  • Kulağımıza tıkaç yerleştirip ağzımıza da kilit vuracak değiliz ya!
  • Hâlâ öldürüyorlar evlatları.
  • Sobanın üstünde demlenen çaylar…
  • Sanki insan tüm gün bir şeylerden kurtulmayı düşünerek yaşıyordu.
  • Yaşadığının bilincinde değildi. Bunu kendisine duyuracak bir şey gerekliydi. Parmak ucuna dikiş iğnesinin batması şeklinde… dirseğini hafifçe dolabın köşesine çarpmak şeklinde… önemsiz, küçük, sonradan kolayca unutuluveren… gene de bir şey.
  • Alışkanlıklar, beraberlikler bunaltıcı şeklinde gelir kimi süre. Tekrarlar bıktırır adamı. Ama çaresizsen eğer… O süre sevmeye bakmalı. Elindekine sımsıkı sarılmalı.
  • Kulağımıza tıkaç yerleştirip ağzımıza da kilit vuracak değiliz ya!
  • Neden apartmanlarda oturanlar, balkonlarında sardunya, küpe çiçeği, fesleğen yetiştirmezler? Bu güzelim çiçekler onlara yüksek kiralar, pahalı eşya bedelleri ödeyerek kurtulduklarını sandıkları sınıflarını mı hatırlatır yoksa?
  • İnsan kavuşmak istediği şeyleri görürdü düşünde…


Anaların Hakkı İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Selçuk Baran’la tanışma kitabım Tortu adlı öykü kitabı olmuştu. Kitabı o denli sevdim ki oldukca geçmeden yazarın Anaların Hakkı adlı öykü kitabını aldım.
Kitapta birbirinden bağımsız dokuz öykü içeriyor. Bilhassa bir iki tanesinden daha oldukca etkilenmekle beraber bu kitabı da oldukca sevdim. Diğer kitaplarını da bir an ilkin alıp okumak isterim şundan dolayı onları da bu kadar seveceğimden asla kuşku duymuyorum.
Selçuk Baran’ın inanılmaz mütevazı ve içten bir üslubu var. Okurken okuduğunuz şeyler size bir yerlerden tanıdık geliyor sanki. Anlatılanlar aslen o denli bayağı ve aşina olduğumuz şeyler ki. Ama bu bayağı şeyler inanılmaz etkisinde bırakan bir üslupla anlatılmış. Genel olarak melankolik bir havası var okuduğum iki eserin de. Sakin kafayla sindire sindire okuyup, okuduktan sonrasında da kitabın kasveti üstüne bir süre boş duvar seyrettirecek cinsten. Ne yazsam yetmeyecek şeklinde hissediyorum. Kendi çevreme de naçizane tavsiye edip, onlar da okuduktan sonrasında üstüne konuşabilmeyi isterim. Umuyorum ki Selçuk Baran’ın eserleri daha oldukca okuyucu kitlesine ulaşır. (Ecem Akgül)

Kitapta birbirinden bağımsız dokuz öykü içeriyor. Okurken okuduğunuz şeyler size bir yerlerden tanıdık geliyor sanki. Anlatılanlar aslen o denli bayağı ve aşina olduğumuz şeyler ki. Ama bu bayağı şeyler inanılmaz etkisinde bırakan bir üslupla anlatılmış…. Okura
1978 Sait Faik öykü armağanın’a kıymet görülen kitapta
Çareszlıklerın
Umutszlukların
Acıların, mutluluklarla yanyana yasadığı, yaşam tüketen insanların fırtınalı dünyalarına ustaca sokuluyor.. Selcuk Baran
(Arka kapaktan)
Yaşamak; ölesiye didinmek, yorulmak, sonrasında da sıcak bir dam altı bulmak demekti. Yorula yorula giderdi insan dinleneceği yere. Oraya bir vardı mıydı da, sıcak bir çorba, kuru bir yatak iyi mi olsa bulurdu.
(S:36) Kitaptan
S. Baran’ın mütevazı ve içten bir uslubu, naif ve kırılgan bir kalemi..
Kesfedilmeyi bekleyen bir yazar..
Kendinize bir iyilik yapın ve#OKUYUN (Hande gunkut)

Geçen yıl tam bugünlerde Orhan Kemal’le tanıştım, fakat tanışmadan ilkin de Orhan Kemal’le ilgili içimde onu kati beğeneceğime dair bir his vardı. Yani kimi zaman bazı yazarları okumadan bile onu beğeneceğimizi anlıyoruz ya, işte öyleki bir şeydi. Aynı hissi birkaç gündür Selçuk Baran için de hissediyordum. Kendisinin kaleminden hoşlanacağıma o denli emindim ki… Ne kadar güvenilir olduğumu anlatmak için şunu söylemeliyim: 4 kitabını birden sipariş vermiştim. Normalde asla okumadığım bir yazarın 4 kitabını birden sipariş vermem fakat beklentim yüksekti ve karşılanacağına güvenilir gibiydim. Şanslıyım ki beni yanıltmadı ve bu büyüleyici kalemine fanatik bıraktı.
Normalde araştırma yazarken yazarları tanıtırım ki, kimi okuduğumuzu bilelim. Ancak şöyleki bir durum var ki, ben de Selçuk Baran’ı aşağı yukarı 1 hafta ilkin keşfettim. Kendisi hakkında pek bir bilgim yok. Pek çoğunuz duymamıştır bile. (Ben de geçen haftaya kadar duymamıştım, orası ayrı sorun…) Kim bilir bu şekilde arka planda kalan, duyulmamış nice yazarlarımız vardır.
Kitapta 9 öykü bulunuyor, hepsini birbirinden oldukca sevdim. Bilhassa 1-2 öykü var, öylesine içine çekti ki beni, anlatamam… Anlattığı şeyler öyleki ahım şahım şeyler değil ha; seni, beni, bizi konu alıyor. Memuru, mısırcıyı, oğlu öldürülen anneyi… Oğlu öldürülen anneden kastım, kitaba adını veren Anaların Hakkı hikayesi. Hikayede öldürülen 3 şahıs var ve bu öykü 1972 senesinde yazılmış. Belki ölüm tarzları aynı değil fakat, orada aklımıza gelen 3 adı bildiğiniz gibi…
Yani son zamanlarda oldukca kaliteli adlar okudum, iddia ediyorum ki Selçuk Baran’ın üslubu bunlardan daha içten, daha samimidir. Kitabı birazcık yavaş okudum, ağır okunması gerekiyor birazcık. Kafanızı iyice verdiğinizde öyleki zevk alıyorsunuz ki. Bu görkemli üslubu her insanın okumasını canıgönülden isterim. Bu şekilde rahat vakaları, bu şekilde müthiş anlatmak! Selçuk Hanım’ın öteki kitaplarını okumak için dört gözle temenni ediyorum. İyi okumalar! (Emir)


Anaların Hakkı PDF indirme linki var mı?


Selçuk Baran – Anaların Hakkı kitabı için internette en oldukca meydana getirilen aramalardan birisi de Anaların Hakkı PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Selçuk Baran Kimdir?

1933’te Ankara’da dünyaya geldi. ortaöğrenimini ankara kız lisesi’nde, yükseköğrenimini ankara üniversitesi hukuk fakültesi’nde tamamladı. bir süre aynı fakültenin banka ve tecim hukuku araştırma enstitüsü’nde çalıştı.

ilk öyküsü 1968 senesinde yeditepe dergisinde yayımlandı (çocuğun biri). 1972’de piyasaya çıkan ve yirmi bir öyküden oluşan ilk kitabı haziran’la türk dil kurumu 1973 öykü ödülü’nü kazanmıştır. ilk romanı bir solgun adam’a milliyet yayınları 1974 roman yarışması’nda beşincilik verildi. baran’ın bu romanı 1975 senesinde basıldı. bunu bir öykü kitabı izledi: anaların hakkı. yazar, 1977’de piyasaya çıkan bu kitabıyla 1978 sait faik hikâye armağanı’nı adnan özyalçıner’le paylaştı. bozkır çiçekleri adlı romanı milliyet yayınları 1979 roman yarışması’nda mansiyon aldı. kitap 1987’de basıldı. 1983’te gene bir öykü kitabı yayımlandı baran’ın: kış yolculuğu. bunu tortu (1984), yelkovan kuşu (1989) ve arjantin tangoları (1992) adlı yapıtları izledi. baran’ın ek olarak porselen bebek (1996) adlı bir çocuk kitabıyla , roald dahl’dan çevirilmiş olduğu çarli’nin büyük cam asansörü (1991) adlı çocuk romanı ve devlet tiyatrosu’nca sahnelenmiş olan türkân hanım oyunuyla radyo oyunları var.

selçuk baran 1980’lerde ankara’dan istanbul’a taşındı. ayrıca piyasaya çıkan öykü kitapları haricinde radyo oyunları yazdı. bunlar trt istanbul radyosu’nda gösterildi. 1993’te tekrardan ankara’ya dönen yazar, bu tarihten sonrasında edebiyat alanında ürün vermedi. seneler ilkin çalmış olduğu hukuk fakültesi banka ve tecim hukuku araştırma enstitüsü’nde gösterim sekreteri ve gösterim müdürü olarak yaşamının sonuna kadar çalıştı. selçuk baran 4 kasım 1999’da ankara’da öldü. seneler ilkin yazdığı sonbahar gelmeden adlı son romanı ölümünden sonrasında yayımlandı.


Selçuk Baran Kitapları – Eserleri

  • Tortu
  • Bir Solgun Adam
  • Bozkır Çiçekleri
  • Haziran
  • Kış Yolculuğu
  • Anaların Hakkı
  • Sonbahar Gelmeden
  • Yelkovan Yokuşu
  • Öğle Saatleri
  • Türkan Hanım’ın Ölümü
  • Arjantin Tangoları
  • Porselen Bebek
  • Ceviz Ağacına Kar Yağdı


Selçuk Baran Alıntıları – Sözleri

  • Çıkıp dolaşsam sokaklarda… Öylece, yağmura falan aldırmadan… (Bir Solgun Adam)
  • “Günler hep gebedir, iyiye de kötüye de… (Sonbahar Gelmeden)
  • … Tüm bunlar boş… En iyisi yeni bir kitaba adım atmak. (Bir Solgun Adam)
  • Herkes bir şeyler istiyordu. Daha oldukca oda, daha oldukca kitap, daha iyi dinlenmek, daha temiz gömlek… Bir gün bende birşey istesem, dedim. Bu, yaşamımın neresine geldiğimi kendi kendime sorduğum gündü. (Ceviz Ağacına Kar Yağdı)
  • …hepimizin, aylıklı, ücretli köleler şeklinde çalıştırıldığımızı biliyorum. Sırtımızı sıvazlıyorlar, sonrasında insanlığımızı elimizden alıyorlar. (Tortu)
  • Artık acı çeken hanım görmek istemiyorum. (Arjantin Tangoları)
  • Alışkanlıklar, beraberlikler bunaltıcı şeklinde gelir kimi süre. Tekrarlar bıktırır adamı. Ama çaresizsen eğer… O süre sevmeye bakmalı. Elindekine sımsıkı sarılmalı. (Anaların Hakkı)
  • Bir masal vardı, adam gölgesini yitirmişti… Ben neyimi yitirdim, bilemiyorum. (Bir Solgun Adam)
  • Gelecek yalnızca bir bahaneydi; bugünden kaçmak için bahane. (Yelkovan Yokuşu)
  • “Ama bu korkulu pahalılık! Birden sadece geçinecek duruma düşüverdik.” (Öğle Saatleri)
  • Senin sevdiğin şarkıları seviyorum. Benim sevdiğim şiirleri biliyorsun. Geleceğin önünde el eleyiz. (Ceviz Ağacına Kar Yağdı)
  • “Kaçmak iyi gelir diye düşünülür kimi süre. Ama kimse hiçbir yere kaçamaz,” (Kış Yolculuğu)
  • Oldukca hesaplı yaşayanlar, tatsız tuzsuz insanlardır. (Bozkır Çiçekleri)
  • Bir süredir kendi hayatımın dizginlerini elimde tuttuğuma inanıyordum. Şimdi ise sürükleniyorum. Paramparça oldum. Toparlanabileceğimi asla sanmıyorum. (Türkan Hanım’ın Ölümü)
  • “Sizler kendinize ehemmiyet vermediğinizi sanıyorsunuz. Sizler, kısaca –diyelim– otuz beş yaşın altında olanlar… Oysa toplumu, hatta toptan insan yapısını değiştirecek kati çareleri bulduğunuzu sanacak kadar gururlu ve kendinizi beğenmişsiniz!” (Türkan Hanım’ın Ölümü)
  • Kırılan bir şey, der, onarıldı mı eskisinin yerini hiçbir süre tutmaz. En iyisi atmalı onu. Hiç değilse gözümüz görmez. Gözümüz görmeyince de unutur, gideriz. (Porselen Bebek)
  • İnsan iyi mi olsa günün birinde büyüyüveriyor.
    Ama büyümek bir işe yarıyor mu? İşte bunu daha öğrenemedim. (Porselen Bebek)
  • Sobanın üstünde demlenen çaylar… (Anaların Hakkı)
  • … bir zambak koskoca bir müdürü korkutabilir pekâlâ. Bir zambakla banka soyulabilir. İhtilal bile yapılır. Tüm iş edada. Bilmem anlatabildim mi? Şu sebeple çiçek de bir silahtır aslen. (Haziran)
  • Benim için her hanım keşfedilecek bir dünyadır. Önüne ne kadar güçlük çıkarsa keşfedeceklerin de o denli varlıklı olur. (Türkan Hanım’ın Ölümü)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş