Eğitim

Aradaki Nehir – Ngugi Wa Thiongo Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Aradaki Nehir – Ngugi Wa Thiongo Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Aradaki Nehir kimin eseri? Aradaki Nehir kitabının yazarı kimdir? Aradaki Nehir konusu ve anafikri nedir? Aradaki Nehir kitabı ne konu alıyor? Aradaki Nehir PDF indirme linki var mı? Aradaki Nehir kitabının yazarı Ngugi Wa Thiongo kimdir? İşte Aradaki Nehir kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Ngugi Wa Thiongo

Çevirmen: Bora Korkmaz

Yayın Evi: Ayrıntı Yayınları

İSBN: 9786053140672

Sayfa Sayısı: 208


Aradaki Nehir Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Vadide durduğunuzda, iki dağ sırası, yaşamın ortak kaynağıyla birleşmiş uyuyan aslanlar olmaktan çıkıp iki düşman olurlardı… Bu tenha bölgenin liderliği için girişilecek bir hayatta kalma mücadelesine hazır bekleyen iki rakip şeklinde.

Afrika edebiyatının en mühim isimlerinden, 2014 Nobel Edebiyat Ödülü talibi Kenyalı yazar Thiong’o’nun çarpıcı romanlarından önde gelen Aradaki Nehir, Kenya’nın dağ köylerinde yaşayan Gikuyu insanlarının hikâyesini konu alıyor. Beyaz insanın Kenya’ya yerleştiği ilk başlarda geçen hikâye sömürge sürecinin başlangıcına ayna tutan tarihsel bir dokuya da haiz. Beyaz yerleşimcilerle beraber gelen çelişkilerin, iki din, iki tepe, iki değişik yaşam savaşı içinde kalan Gikuyu halkını birleştirmeye çalışan genç Waiyaki’nin öyküsünü aktaran roman, yazarın öteki eserleri şeklinde Kenya’nın geçmişine ışık tutarken, çarpıcı ve derin bir kurgu ve dille okurda güçlü bir tesir yaratmayı da başarıyor.


Aradaki Nehir Alıntıları – Sözleri

  • Hayat yalnızca tatmini olmayan arzulardan mı ibaretti? Yaşamak, insana asla rahatlık vermeyen yırtıcı bir hayvanı arayıp durmanın getirmiş olduğu garip boşluktan mı ibaretti?
  • Ama dinin, inancın yıkanması, tüm kirlerden arındırılıp geriye yalnızca sonsuz olanın kalması gerekiyordu. Ve o sonsuz olan da, halkın gelenekleriyle ulaştırılması ihtiyaç duyulan gerçeklikti. Bir halkın gelenekleri bir gecede süpürülüp atılamazdı. O yol parçalanmaya giderdi.
  • “Baskılanmış bir halk için eğitim her şeye yetmiyor.”
  • “Baba,
    Mızrak ve kalkanların savaşı bitti artık
    Geriye ne kaldı?
    Bilmenin savaşı, aklın savaşı.”
  • “Baskılanmış bir halk için eğitim her şeye yetmiyor.”
  • “Yaşamak, insana asla huzur vermeyen vahşi bir hayvanı arayıp durmanın getirdiği tuhaf boşluktan mi ibaretti?”
  • “Beyaz adamın bütün bilgeliğini ve bütün sırlarını öğren. Ama onun kötülüklerine uyma.”
  • Berpirsyarê ji derd û kulên van erdan Mirovê Spî bû? Na, berpirsyar ew mirovên çavkor bûn, nedixwastin di ronahiyê de bimeşin…
  • Ama yaşam ona karşı nazik değildi.


Aradaki Nehir İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Pirtûk li ser dagirkirina Kenyayê ye. Kenya ji aliyê çend dewletan tê dagirkirin. Karê dagirkeran ya ewil guherandina ziman û dînê gel e. Bi zorî dikin xaçperest. Lewra dewlet an jî miletek li ser du tiştan hebûna xwe didomîne. 1) ziman û çand, 2) dîn. Bi taybetî jî li ser ziman gel hebûna xwe didomîne. Ev herdu tişt têgehên mêtingehkariyê ne. Dewletên dagirker bi zordarî zimanê xwe wan dide hîn kirin. Dibistana wedikin û perwerdehiya ziman û çanda xwe didin hîn kirin. Bi vî awayî wan ji ziman û çanda wan dûr dixist. Jixwe dema ku ziman û çand di nav civatekî an jî di nav gelekî de holê rabe, ew gel ji miriyan zêdetir tiştek nîne. Miriyên neçalkirî. Laşên bêziman û bêrih. Dema ku dewletek û axek were dagirkirin, li ser wî axê hin kesên xweperest û çavbirçî alikariya dagirkeran dikin. Pirtûk gelek li ser vê tiştê disekine. Bi dijminên miletê xwe re yar û dostî dikin. Mixabin. Ew kesên zikbirçî bi destê dijmin birayên xwe dikujin û dest diavêjin mal û namûsa wan.
Dema dagirkerinê gel dibe du beş, beşek li ba hêzên dagirkeran, beşek jî li ba miletê xwe disekine. Wê demê plana dagirkeran tê cî û Birakujî dest pê dike. Li ber dijmin tenê tiştek dikare wan hişyar bike. Perwerdehî. Belê miletek tenê dikare bi perwerdehiyê serfiraz bibe û bigîje asta civakên mezin. Serlehengê pirtûkê jî dizane ku miletê wî bi tenê dikare perwerdehiyê hişyar bibe û dagirkeran ji welatê xwe baqij bike. Tenê perwerdehiyê dikare miletekî ji taritiyê xilas bike. Di nav taritiyê de mirovên xwendane dikarin gelê xwe li hemberê dijminan biparêzin. Belê rewşa Kurdan ji rewşa Kenyayê jî xirabtir e. Lewra perwerdekerên me li ba dijmin disekinin. Di dibistanên wan de xwendine û bi fikrên wan ên pûç û dijminane hişê xwe tijekirine. Rewşenbîrên bê ar. Dîsa jî li serî her tiştî perwerdehî ye. Wek Bedîuzzeman Seîdê Kurdî gotî “Xwendin xwendin xwendin û desthevgirtin desthevgirtin desthevgirtin”
Vê pirtûkê pêşniya dikim. (Ferîdun Buendîa)

Aradaki Nehir, son yıllarda adı Nobel Edebiyat Ödülü için sıkça anılan Kenyalı yazar Ngũgĩ wa Thiong’o’dan okuduğum ilk kitap ve kesinlikle şimdiye kadar Afrika edebiyatından okuduğum kitaplar içinde en sevdiğim oldu. Kitap, sömürgecilerin ülkeye gelmeye başladığı dönemde, Kenya’nın aralarından dere geçen iki komşu dağlık köyünde yaşanmış olan değişimleri ya da parçalanma sürecini işliyor. Bir yanda eski geleneklerini, inançlarını ve yaşam biçimlerini devam ettirmek isteyen topluluk, öteki yanda ise ‘Beyaz Adam’ın dayattığı inançlar ve gelenekleri benimseme taraftarı olan topluluk arasındaki çatışmalarla dağılan, birliği ve düzeni bozulan insanları konu alıyor. ‘Beyaz Adam’ normal olarak yalnız bir kültürü yok etmekle kalmıyor; iki dağlık köyü ayıran dere misali toplumu parçalamakla başladığı işe ekonomik ve politik sömürüyle devam ediyor. İnsanların arada sıkışıp kalmışlığını, değişiklik ve bocalama periyodunu, o ruh halini fazlaca güzel anlatmış yazar. Kitap konusu itibariyle Achebe’nin Parçalanma adlı eserini anımsatsa da, ben Aradaki Nehir’in hem yazınsal açıdan daha kuvvetli hem de kurgusu bakımından daha akıcı bir metin bulunduğunu düşünüyorum. Hem edebiyata doyuran, hem kurgusuyla elinizden bırakamayacağınız hem de siyasal alt metniyle sizi bambaşka bir ülkenin acılarına götürmüş olan çok büyük bir yaratı. Fazlaca fakat fazlaca sevdim. Farklı ülke edebiyatlarına ya da Afrika edebiyatına ilgi duyan her insana muhakkak tavsiye ederim. (İpek Dadakçı)

#aradakinehir: İlk kez Afrika edebiyatına ilişik bir kitap okudum. Edebi açıdan yoksul fakat aktarılmak istenen fikir açısından tatminkar bir kitaptı. Hikaye beyaz insanın Afrika’ya gelmesi ile başlıyor. Kenya’da yaşayan mahalli kabile halkına misyonerlerin hristiyanlığı yayması ,öğretilerini sunmasıyla devam ediyor. Yerel halk ile beyaz insanın içinde kalan Önder kahraman Waiyaki bu iki din,iki halk , iki Farklı yaşam içinde bir yol bulmaya çalışıyor. (mery)


Aradaki Nehir PDF indirme linki var mı?


Ngugi Wa Thiongo – Aradaki Nehir kitabı için internette en fazlaca meydana getirilen aramalardan birisi de Aradaki Nehir PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Ngugi Wa Thiongo Kimdir?

İngilizce ve son zamanlarda Giküyü dilinde eserler veren Kenyalı yazar. Sanatçının emekleri içinde romanlar, oyunlar, kısa öyküler, denemeler, eleştiriler ve çocuk öyküleri yer verilmiştir. Sanatçı, Gikuyu dilindeki Mutiiri adlı gazetenin kurucusu ve editörüdür. Bunun yanında Kenya’da kalmış olduğu hapishaneden 1977’de çıktıktan sonrasında sürgüne yollandı. Gittiği Abd’de Yale Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak çalıştı. Daha sonraları ise New York Üniversitesi’nde de aynı görevde çalıştı. Öyleki ki bir süre sonrasında bu üniversitede karşılaştırmalı edebiyat ve performans branşında profesörlük düzeyine terfi etti

Kamiti adlı cezaevindeyken, kendine verilen hela kâğıdının üstüne Caitaani mũtharaba-Inĩ (Devil on the Cross) adındaki Gĩkũyũ dilinde verdiği ilk uygar romanını yazdı


Ngugi Wa Thiongo Kitapları – Eserleri

  • Aradaki Nehir
  • Bir Buğday Tanesi
  • Kan Çiçekleri
  • Kargalar Büyücüsü
  • Zihni Sömürgeden Azad
  • Öze Dönüş


Ngugi Wa Thiongo Alıntıları – Sözleri

  • Sloganları ya da herhangi bir sağlam dayanağı olmayan deyişleri işine nerede gelirse orada kullanabilirsin. Demokrasi, Özgür Dünya sözleri örneğin, tam karşıtlarını ifade etmede kullanılıyorlar. (Kan Çiçekleri)
  • İnsanlar, şehirde ve başka yerlerde, fazlasıyla tok karınlarıyla yiyip içiyor, gülüyor ve sevişiyorlardı. Burada ise açlıktan ve gıdasızlıktan baygınlık geçiriliyordu. (Kan Çiçekleri)
  • Kendilerine hayrı dokunanları Tanrı da gözetir, denir servet ve pozisyon sahibi başarı göstermiş insanoğlu için, fakat kendilerine düşen maddi oranı asla çoğaltamadan her gün çalışan ve açlıktan kıvranan binlercesi unutulur. (Bir Buğday Tanesi)
  • Yalnızca hakikat sizi özgür kılacaktır. (Kargalar Büyücüsü)
  • Düşünceler, sözcükler olmayınca, çıkışı olmayan buğu gibidir. (Kargalar Büyücüsü)
  • Bir kimse yoksulluk ve okumamışlığın dayattığı soyutlama edilmişlikten iyi mi kurtulabilirdi? (Zihni Sömürgeden Azad)
  • Yaşam, bitkilerin, hayvanların ve insanların yararlandığı ortaklaşa bir ırmaktır. (Kargalar Büyücüsü)
  • “Yaşamak, insana asla huzur vermeyen vahşi bir hayvanı arayıp durmanın getirdiği tuhaf boşluktan mi ibaretti?” (Aradaki Nehir)
  • “Baskılanmış bir halk için eğitim her şeye yetmiyor.” (Aradaki Nehir)
  • “Avrupa’dan gelen yabancı kurnazdı. Topraklarını, alın terlerini ve servetlerini almış, onlara da, yanında getirdiği yenilip içilemeyen paranın gerçek servet olduğunu söylemişti!” (Kan Çiçekleri)
  • Hepimiz fahişeyiz; gasp, talan, eşitsizlik ve asaletsizlik üstüne inşa edilmiş bir dünyada, birileri yiyebiliyorken, birilerinin yalnızca ırgatlar şeklinde çalışabildiği; birileri çocuklarını okula gönderebiliyorken, birilerinin gönderemediği; insanoğlu açlıktan kıvranırken ya da kafalarını kilise duvarlarına vurarak açlıklarına son verecek tanrısal bir kurtuluş umarken, bir prensin, bir monarkın, bir işadamının milyarların tepesinde oturabildiği bir dünyada, toprağına bir kez olsun ayak basmamış bir insanın, New York ya da Londra’daki ofisinde oturup ne yiyeceğime, ne içeceğime, ne okuyacağıma, ne düşüneceğime ve ne yapacağıma, sırf yeryüzündeki yoksulların ellerinden alınmış milyarlar yığınının tepesinde oturuyor diye karar verebildiği bir dünyada, artık tamamımız fahişeyiz. Hapishanede insanoğlu olduğu müddetçe ben de hapishanedeyim, aç kalan ve üstü başı olmayan insanoğlu olduğu müddetçe ben de açım, ben de çıplağım. (Kan Çiçekleri)
  • …Dünya yoksulluğunun üstüne dikilmiş o büyük dünya sarayını yıkın ve yeni 1yeryüzünün, yeni 1dünyanın temellerini atın. Yeryüzünde yargı devam eden
    “sefalet içinde saltanat”
    felsefesine son verin… (Öze Dönüş)
  • ” (…) taş ocağında kendini üstüne bir sürü motif oyulmuş tabureyi düşünürken buldu. Birkaç dakikalık dinlenme arası ulaştığında hâlâ aynı ruh halindeydi. Gatu’nun yanına oturdu. Gatu’nun yüzü asıktı.
    ‘Ne oldu?’ diye sordu Gikonyo.
    ‘Yok bir şey.’ Gözlerini taş ocağının ötesine, uzaklara dikmişti.
    Bir şey düşünüyor benzeri biçimindesin diye ısrar etti Gikonyo, aklında azca ilkin hayal etmiş olduğu motifi döndürürken.
    ‘Artık düşünecek ne kaldı?’
    ‘Özgürlük!’ dedi Gikonyo. ” (Bir Buğday Tanesi)
  • …Bugünün dünyasında günden güne genişleyip derinleşen iki yar mevcut: Ilki, ekseriyetle Batılı uluslardan oluşan zengin grupla yoksul uluslardan -ağırlıklı olarak Afrika, Asya ve Latin Amerika ulusları- oluşan çoğunluk arasındaki yar… (Öze Dönüş)
  • Erkeklerin hiçbir özellikleri yoktu, onlar yalnızca hanımefendilerin heves ve gereksinimlerini karşılamak için vardılar. (Bir Buğday Tanesi)
  • …Kendine inanma, gücün başlangıcıdır… (Öze Dönüş)
  • Halkımız için özgürlüğün şarkısından daha güzel bir şarkı var mı? Doğrusu, bunu fazlaca uzun, uykusuz geceler süresince bekledik. Bizden öncekiler, bugün güneşi görmek için yaşayan hepimiz ve hatta yarın doğacak olanlar bu festivale katılmalı. (Bir Buğday Tanesi)
  • Eğitim; insanların engellerin üstesinden gelmek veya insanoğlu olarak dış dünyanın tabiat yasalarına ilişkin derin bir data edinmek adına, kabiliyet ve kudretlerine güvenmelerini sağlamak şu şekilde dursun, onlara gerçeklik karşısında kabiliyetlerini, acziyetlerini, iş göremezliklerini ve hayatlarına hükmeden şartlara karşı hiçbir şey yapamayacaklarını hissetirme eğilimi içinde bulunmaktadır. Onlar gittikçe kendilerine ve organik, toplumsal çevrelerine daha çok yabancılaşırlar. (Zihni Sömürgeden Azad)
  • Öğretmenlik asil bir meslekti ve bu mesleği icra edenler şan şöhretle işi olmayan, kendilerini özveriyle hizmet etmeye adamış, tevazu sahibi kimselerdi ki bu tüm yurttaşlar için örnek teşkil etmeliydi. (Kargalar Büyücüsü)
  • İnsan, bir sözcük yada bir eylemin gücüne inanmadığı sürece o sözcük yada eylemden şifa bulamaz. (Kargalar Büyücüsü)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş