Eğitim

Aramızda Kalsın Tanrı Var – John C. Lennox Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Aramızda Kalsın Tanrı Var – John C. Lennox Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Aramızda Kalsın Tanrı Var kimin eseri? Aramızda Kalsın Tanrı Var kitabının yazarı kimdir? Aramızda Kalsın Tanrı Var konusu ve anafikri nedir? Aramızda Kalsın Tanrı Var kitabı ne konu alıyor? Aramızda Kalsın Tanrı Var PDF indirme linki var mı? Aramızda Kalsın Tanrı Var kitabının yazarı John C. Lennox kimdir? İşte Aramızda Kalsın Tanrı Var kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: John C. Lennox

Orijinal Adı: God’s Undertaker: Has Science Buried God?

Yayın Evi: Ufuk Kitapları

İSBN: 6055314309

Sayfa Sayısı: 302


Aramızda Kalsın Tanrı Var Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

John Lennox Oxford Üniversitesi’nde Matematik profesörü ve aynı üniversitede Bilim felsefesi dersi de veren bir bilim adamı. Tüm ömrü süresince din ve bilimin arasındaki ilişkiye kafa yoran birisi olarak Lennox, tekrardan saldırıya geçen ateist yazarların ve bu saldırıda başı çeken Richard Dawkins’in eserlerinde kendini gösteren bilgisizliklere, mantıksızlıklara ve çarpıtmalara daha çok tahammül edemeyeceğini anlayınca, bu kitabı yazmaya karar vermiş. Kitap süresince Lennox, bir tek bilimin yüzlerce değişik delille iyi mi Tanrı’yı gösterdiğini okuyucuya aktarmakla kalmıyor, bunca delile karşın inanmamak ve hatta inançsızlıklarını yaymak için kitaplar yazmak zahmetine katlanan bazı bilim adamlarının da, psikolojilerini çözümleme ediyor.

Kâinattaki kırılgan ayarın etkilediği fizikçilerin, ayrıcalıklı bir gezegende yaşadığımız gerçeğinin şaşırttığı kozmologların, DNA’daki bilginin imana getirmiş olduğu felsefecilerin, genetikçilerin, Tanrı dememek için umutsuzca çırpınan Dawkins ve şürekâsının hikâyesini bu kitabın sayfaları içinde bulacaksınız. Ayrıca bilim tarihinin size iyi mi yanlış öğretildiğini, bilimin kendi taraflarında bulunduğunu söyleyen ateistlerin iyi mi aslen temelsizce konuştuklarını, her şeyi tasarlayan ve her an yönetim eden bir Tanrı’nın varlığının niçin bilimsel açıdan da en tutarlı izah bulunduğunu öğrenmek istiyorsanız, bu kitabı kesinlikle okumalısınız. Bu yapıt, son dönemde yazılmış ve meşhur bir bilim adamının elinden çıkmış en mühim yapıt. Yalnız dikkat edin, imanınızı artırabilir…

Bu kısa kitap, bir bilimsel polisiye tadında, kanıtları tek tek ortaya çıkarırken okuyucuyu soluksuz bırakıyor. John Lennox netice cümlesine dedektif Hercule Poirot edasıyla ulaşıyor ve yol süresince bir araya getirmiş olduğu ipuçlarına gore mümkün olan tek çözümü açıklıyor.

Keith Frayn, İnsan Metabolizması Profesörü, Oxford Üniversitesi

Elinizdeki bu kitap, çağıl bilimin ve felsefenin delillerinin sizi Tanrı’ya götüreceğini ortaya koyuyor. Bunu akıcı bir üslupla, zekâ dolu argümanlarla, informasyon seviyenizi yükselterek ve günümüzün meşhur ateistlerinin söylemlerine yanıt vererek yapıyor.


Aramızda Kalsın Tanrı Var Alıntıları – Sözleri

  • Tanrıyla, tanrılar içinde büyük bir fark vardır. Yaratıcı tek tanrı inancıyla kainatın kendisi olan bir tanrı inancı içinde daha büyük bir fark vardır.
  • “Tanrı bizlere kendini tanıtmak için iki kitap sunmuştur ; evren kitabı ve mukaddes kitap. “
  • “Senelerdir Tanrı’ya tüm tabiatın ardındaki büyük tasarımcı olarak olarak inandım…bilim alanındaki yaptığım tüm emek harcamalar o zamandan beri bir tek imanımı artırmaya yaradı.Ben bu mukaddes kitabı benim temel otorite kaynağım olarak kabul ediyorum.”
  • Stephen Meyer ortak atadan gelme hipotezinin metodolojik olarak ortak tasarım tezine benzediğini ve birinin bilimsel olup olmadığının sorgulanabileceği şeklinde ötekinin de sorgulanabileceğini ileri sürer. Mesela, gözlemlenemeyen bir Tasarımcı bulunduğunu varsaymak gözlemlenemeyen makro evrim adımları bulunduğunu varsaymaktan daha azca bilimsel değildir. Şu oldukça açık ve nettir ki ‘boşlukların evrimi’ minimum ‘boşlukların tanrısı’ kadar yaygın bir inanç türüdür.
  • “Tanrı bizlere kendini tanıtmak için iki kitap sunmuştur ; evren kitabı ve mukaddes kitap. “
  • Kâinat tek bir
    Tanrı tarafınca yönetilmektedir. Kainat kendi kurallanna gore kendi
    alanlarında yargı devam eden tanrıların heveslerinin ürünü değildir. Anlaşılan o ki çağıl bilimin tarihsel temelini oluşturan şey, bu tek-tanncı
    görüştür.”27
  • Eğer bu şekilde bir çatışma olsaydı, temel mantık gereği, tüm bilim adamlarının ateist ve bir tek bilim adamı olmayanların imanlı olması lazım gelirdi İd, evvel de gördüğümüz şeklinde, durum {hiç de} bu şekilde de­ ğildir. Hayır, gerçek çatışma birbiriyle taban tabana zıt iki dünya görüşü arasındadır: Natüralizm ve teizm içinde. Onlar kaçınılmaz bir biçim­ de birbiriyle çatışırlar.
  • Hayatında ilk kez otomobil görmüş bir adam düşünün. Bu adam en önce arabayı doğ­ rudan insanların yapım ettiğini sanır sadece sonrasında onu bir yapınak­ da robot kolların, kısaca insanoğlu tarafınca yapılmış makinelerin yapım ettiğini keşfeder. Bu kişinin, akıl sahibi ilk kaynağa yönelik başlangıç­ taki çıkarsaması yanlış değildir. Onun yanıldığı nokta, bu aklın icraata geçişinin doğası hakkında haiz olduğu öngörüdür. Başka bir deyişle, robot kolların çalmış olduğu fabrikada direkt insan etkinliği görülmese de, hem yapınak hem de onların ürettiği makineler sonunda akıllı insanoğlunun tasanmmın bir neticesidir.
  • Bu tür yorumlar biyolog ve felsefeci olan Paul Erbich’in görüşlerini destek sunar mahiyettedir: “Mutasyon-seleksiyon mekanizması (canlıyı) en optimal hale getirme mekanizmasıdır.” Yani halihazırda mevcud canlıların seçilerek değişen çevre koşullarına uyum göstermesini sağlar, tıpkı mühendislikte genetik algoritmaların optimizasyonu kolaylaştırması şeklinde. Ama yepyeni bir şey yaratmaz.
  • Hepimiz kaçınılmaz halde başlangıç noktası olarak kullanacağımız bir varsayım seçmek zorundayız. İnsan zekası netice itibariyle varlığını ya aklı olmayan maddeye, ya da bir Yaratıcı’ya borçludur. Bazı insanların ikinci yerine birinci varsayımı tercih etme sebeplerinin zekaları bulunduğunu ileri bulunduğunu ileri sürmeleri epey komik doğrusu.


Aramızda Kalsın Tanrı Var İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Ilk olarak kitap yedi gün da düz okumayla rahat bitirilebilecek bir kitap fakat içinde bilimsel terminolojiye ilişkin mevzuyla ilgili biyoloji, kozmoloji jargonları mevcut bundan sebep okurken buralarda duraklayıp bu mevzularda araştırmada bulunup bu bölüme sonrasında döndüm ki organik olarak bu da okuma süresini bir fazlaca arttırdı. Genel olarak hakkaten de kutlama edilesi bir, felsefi, bilimsel ve mantıki argümanlarla bezenmiş akıl dolu bir kitap. Bu kitabı okurken Bediüzzaman’ın bu sözünün ne kadar geçerli bir söz bulunduğunu tekrardan anladım. “Şimdi ehl-i inanç, değil Müslüman kardeşleriyle, bir ihtimal Hristiyanın dindar ruhanîleriyle ittifak etmek ve medar-ı ihtilâf meseleleri nazara almamak, niza etmemek gerektir. Bu sebeple, küfr-ü mutlak atak ediyor.”
/*SPOİLER /*
Bu kitabından anladığım temel olgu genel anlamda bizim Allah’a atfettiğimiz tüm özellikleri ki buna Cenab-ı Hakkın isim ve sıfatları diye nitelendiriyoruz. Bu özellikleri tabiata sebeplere başıbozuk kör doğa kanunlara verip bahsi geçen adeta ‘kör bir saatçiden’ usta işi çarkların çok büyük hareketlerle deveran etmiş olduğu bir saat yapmasını beklemek. Kısacası meydana getirilen izahların hepsine açık kapı bırakıp yeter ki bir yaratıcıya vermeyelim kafasıyla bilimsel olmaktan ziyade kurgusal düşüntülerle süre zarfında beynini ‘yaratıcı’ olgusundan uyuşturmak için kurulan gerçekdışı kurgusal durumlar. (Furkan Daşdelen)

Kitap kesinlikle güzel argümanlar içeriyor Teizmi ispatlamak açısından
Ayrıca ağır ağır ve sindirilerek okunabilecek bir kitap
Ancak benim kitabı yarım bırakmaktaki sebebim değişik; o da şu ki ; bu kitap teizmi anlatırken Zebur , Tevrat ve İncil’den bahsederken Son kitap Kuran-ı Kerim’ den bahsetmemesi beni şaşırttı doğrusu…
Bir Müslüman olarak bunu kabullenemediğim için kitabı bırakma sonucu aldım
Eminim karşıma daha nice güzel Kitaplar çıkacak ben en iyisi onlarla devam edeyim
Herkese iyi okumalar dilerim (Nihan Mert)

Bilimin Tanrı fikriyle zıt anlamlar ifade ettiğine dair son zamanlarda ateistlerin öne sürdüğü ve yaygın bir görüş var. Kitap bu temel noktadan hareketle bu düşüncenin yanlış ve yanlı bir düşünce bulunduğunu gene bilimin kendisini kullanarak ve çoğumuzun yapmış olduğu şeklinde ‘ Boşlukların Tanrısı na’ sığınarak değil kuvvetli argümanlarla iddia ediyor. Kitap dikkatli ve üstünde tefekkür edilerek okunması ihtiyaç duyulan bir kitap ve bazı bölümleri tam olarak kavrayabilmek için en azından lise düzeyinde biyoloji ve matematik bilgisi gerekiyor. Sonuç olarak Richard Dawkins’i perişan etmiş.. Zaten bu ikilinin canlı tartışmalarını da izlerseniz Lennox’un Dawkins’i oldukça zorladığını görebilirsiniz. (Oğuzhan Sönmez)


Aramızda Kalsın Tanrı Var PDF indirme linki var mı?


John C. Lennox – Aramızda Kalsın Tanrı Var kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de Aramızda Kalsın Tanrı Var PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı John C. Lennox Kimdir?


John C. Lennox Kitapları – Eserleri

  • Aramızda Kalsın Tanrı Var
  • God’s Undertaker
  • God and Stephen Hawking: Whose Design Is It Anyway?


John C. Lennox Alıntıları – Sözleri

  • Once again it needs to be stressed that M-theory is an abstract theory, and not a creator. It describes a scenario (or, more accurately, a series of scenarios, as it is a family of theories) that özgü solutions which allow for 10^500 different universes – assuming of course that M-theory is true, which is by no means certain, as we shall see. However, even if it is true, M-theory itself doesn’t create a single one of those universes. What Hawking says is: “The laws of M-theory allow for different universes with different apparent laws.” “Allow for” is one thing, “create” is something completely different. A theory that allows for many universes is not the same as an agent who designed them, or a mechanism that produces them.
    What is very interesting in all of this is the impression being given to readers of The Grand Design that God is somehow rendered unnecessary, or non-existent, by science. Yet when one examines the
    arguments one can see that the intellectual cost of doing so is impossibly high, since it involves an attempt
    to get rid of the Creator by conferring creatorial powers on something that is not in itself capable of doing
    any creating – an abstract theory. (God and Stephen Hawking: Whose Design Is It Anyway?)
  • Hayatında ilk kez otomobil görmüş bir adam düşünün. Bu adam en önce arabayı doğ­ rudan insanların yapım ettiğini sanır sadece sonrasında onu bir yapınak­ da robot kolların, kısaca insanoğlu tarafınca yapılmış makinelerin yapım ettiğini keşfeder. Bu kişinin, akıl sahibi ilk kaynağa yönelik başlangıç­ taki çıkarsaması yanlış değildir. Onun yanıldığı nokta, bu aklın icraata geçişinin doğası hakkında haiz olduğu öngörüdür. Başka bir deyişle, robot kolların çalmış olduğu fabrikada direkt insan etkinliği görülmese de, hem yapınak hem de onların ürettiği makineler sonunda akıllı insanoğlunun tasanmmın bir neticesidir. (Aramızda Kalsın Tanrı Var)
  • Just as my admiration of the genius behind a work of engineering or art
    increases the more I understand it, so my worship of the Creator increases the more I understand the universe he özgü created.
    Nasıl ki Bir mühendislik yada sanat işinin arkasındaki zekayı anladıkça hayranlığım artıyorsa o şekilde de, yarattığı evreni anladıkça Tanrı’ya olan derin saygım da artyor. (God and Stephen Hawking: Whose Design Is It Anyway?)
  • Tanrıyla, tanrılar içinde büyük bir fark vardır. Yaratıcı tek tanrı inancıyla kainatın kendisi olan bir tanrı inancı içinde daha büyük bir fark vardır. (Aramızda Kalsın Tanrı Var)
  • Bilim adamlarının dünya görüşlerinin yaptıkları deneylerin sonunçlarının yorumlanmasında ve şekillendirdikleri teoriler üstünde etkiye haiz olabileceği iyi bilinir.
    It is also well known that a scientist’s personal world-view can affect the
    interpretation he places on the results of his experiments, and on the theories he forms. (God and Stephen Hawking: Whose Design Is It Anyway?)
  • Hepimiz kaçınılmaz halde başlangıç noktası olarak kullanacağımız bir varsayım seçmek zorundayız. İnsan zekası netice itibariyle varlığını ya aklı olmayan maddeye, ya da bir Yaratıcı’ya borçludur. Bazı insanların ikinci yerine birinci varsayımı tercih etme sebeplerinin zekaları bulunduğunu ileri bulunduğunu ileri sürmeleri epey komik doğrusu. (Aramızda Kalsın Tanrı Var)
  • Eğer bu şekilde bir çatışma olsaydı, temel mantık gereği, tüm bilim adamlarının ateist ve bir tek bilim adamı olmayanların imanlı olması lazım gelirdi İd, evvel de gördüğümüz şeklinde, durum {hiç de} bu şekilde de­ ğildir. Hayır, gerçek çatışma birbiriyle taban tabana zıt iki dünya görüşü arasındadır: Natüralizm ve teizm içinde. Onlar kaçınılmaz bir biçim­ de birbiriyle çatışırlar. (Aramızda Kalsın Tanrı Var)
  • Kâinat tek bir
    Tanrı tarafınca yönetilmektedir. Kainat kendi kurallanna gore kendi
    alanlarında yargı devam eden tanrıların heveslerinin ürünü değildir. Anlaşılan o ki çağıl bilimin tarihsel temelini oluşturan şey, bu tek-tanncı
    görüştür.”27 (Aramızda Kalsın Tanrı Var)
  • gonderi/53353603
    Let us recognize these speculations for what they are. They are not physics, but in the strictest sense,
    metaphysics. There is no purely scientific reason to believe in an ensemble of universes. By construction these other worlds are unknowable by us. A possible explanation of equal intellectual
    respectability – and to my mind greater economy and elegance – would be that this one world is the way it is, because it is the creation of the will of a Creator who purposes that it should be so. (God and Stephen Hawking: Whose Design Is It Anyway?)
  • “Senelerdir Tanrı’ya tüm tabiatın ardındaki büyük tasarımcı olarak olarak inandım…bilim alanındaki yaptığım tüm emek harcamalar o zamandan beri bir tek imanımı artırmaya yaradı.Ben bu mukaddes kitabı benim temel otorite kaynağım olarak kabul ediyorum.” (Aramızda Kalsın Tanrı Var)
  • Dünyaca meşhur bilim adamları tarafınca söylense bile saçmalık devamlı saçmalık olarak kalacaktır.
    Nonsense remains nonsense, even when talked by world-famous scientists. (God and Stephen Hawking: Whose Design Is It Anyway?)
  • Bu tür yorumlar biyolog ve felsefeci olan Paul Erbich’in görüşlerini destek sunar mahiyettedir: “Mutasyon-seleksiyon mekanizması (canlıyı) en optimal hale getirme mekanizmasıdır.” Yani halihazırda mevcud canlıların seçilerek değişen çevre koşullarına uyum göstermesini sağlar, tıpkı mühendislikte genetik algoritmaların optimizasyonu kolaylaştırması şeklinde. Ama yepyeni bir şey yaratmaz. (Aramızda Kalsın Tanrı Var)
  • Stephen Meyer ortak atadan gelme hipotezinin metodolojik olarak ortak tasarım tezine benzediğini ve birinin bilimsel olup olmadığının sorgulanabileceği şeklinde ötekinin de sorgulanabileceğini ileri sürer. Mesela, gözlemlenemeyen bir Tasarımcı bulunduğunu varsaymak gözlemlenemeyen makro evrim adımları bulunduğunu varsaymaktan daha azca bilimsel değildir. Şu oldukça açık ve nettir ki ‘boşlukların evrimi’ minimum ‘boşlukların tanrısı’ kadar yaygın bir inanç türüdür. (Aramızda Kalsın Tanrı Var)
  • “Tanrı bizlere kendini tanıtmak için iki kitap sunmuştur ; evren kitabı ve mukaddes kitap. ” (Aramızda Kalsın Tanrı Var)
  • “Tanrı bizlere kendini tanıtmak için iki kitap sunmuştur ; evren kitabı ve mukaddes kitap. ” (Aramızda Kalsın Tanrı Var)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş