Eğitim

Postacı – David Brin Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Postacı – David Brin Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Postacı kimin eseri? Postacı kitabının yazarı kimdir? Postacı konusu ve anafikri nedir? Postacı kitabı ne konu alıyor? Postacı PDF indirme linki var mı? Postacı kitabının yazarı David Brin kimdir? İşte Postacı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: David Brin

Çevirmen: Sönmez Itimat

Orijinal Adı: The Postman

Yayın Evi: Metis Yayınları

İSBN: 9789753421782

Sayfa Sayısı: 304


Postacı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Kimyasal harp bitmiş, bakteriler, kıtlık ve iklimdeki değişimler, Amerika Birleşik Devletleri’ni bir yıkıntıya çevirmişti. Birbirinden kopuk, minik köyler, seyyah maceracılar ve toplumu tekrardan “en kuvvetli olan sağ kalır” ilkesiyle örgütlemeye çalışan “sağ-kalımcı” ırkçılar, yeni Amerika’ya egemendi.

Gezgin bir maceracı, eski bir posta cipinde bulmuş olduğu postacı üniformasını giyip eski mektupları bir köyden diğerine taşımaya başladığında, uygarlığın en temel unsurlarından birini de tekrardan canlandırmış oluyordu: İletişim.


Postacı Alıntıları – Sözleri

  • ” Ölüm- dünyamızın gerçek sahibi-“
  • “Şu iflas etmiş dünyada en geçerli para birimi; kendin gibi bir insanla paylaştığın duygulardır.”
  • Şu batkı etmiş dünyada en geçerli para birimi; kendin benzer biçimde bir insanla paylaştığın duygulardır…
  • “Derler ki ‘iktidar yozlaştırırmış’ fakat doğrusu iktidar yozları kendine cezbeder olmalıydı. Aklıselim sahibi kişiler iktidar hırsından başka mevzulara ilgi duyarlar çoğu zaman. Eyleme geçtiklerinde ise, bunu sınırları belli olan bir vazife addederler. Zorba ise doymak bilmez, amansız bir açgözlülükle hükmetme peşinden koşar.”
  • “Dünyada çaresiz bir insandan daha tehlikeli hiçbir şey olması imkansız…”
  • Hayatta olmak, “mühim” olmaktan evladır.
  • ‘Şimdi mi veriyorsun ipuçlarını bana? Şimdi mi?’ diye dünyayı suçladı.
    Tutunabilecek bir dal verilmeksizin de yeterince derdim var aslına bakarsan.
  • ” Kişi, yapmak zorunda olduğu şeyi yapardı.”
  • Ona “Bay Tavşan” demişler ve ölmeye bırakmışlardı. Ama onlar bunu bilmeseler de haydutları “yurttaşlar” olarak adlandırmak ve yaşamlarını bağışlamış olmak onun ayrıcalığıydı.
  • Tüm efsaneler yalan üstüne kurulmuş olmalı, diye geçirdi aklından. Ilkin olabildiğince abartıyoruz, sonrasında bu masallara kendimiz de inanıyoruz.


Postacı İncelemesi – Kişisel Yorumlar

İthaki Yayınları Bilimkurgu Klasikleri serisinin 46. kitabı “Postacı”. Kitapta bilim oranı oldukça düşük, kurgu oldukça fazla. Bir post-apokaliptik ( kıyamet sonrası ) roman. Keşke İthaki Yayınları 1984 benzer biçimde, Postacı benzer biçimde bu kitapları ayrı bir seri olarak bassaydı.
Gelelim kitabın mevzusuna. Büyük bir harp çıkmış, nükleer güç ve değişen teknolojinin kullanımıyla insanların büyük çoğunluğu ölmüş, teknoloji oldukça büyük oranda yok olmuş ve üretim durmuş. Kalan insanların da komünikasyon ağı yok ve Holnist adında olan bir grup kendi ülkesini kurmaya çalışıyor.
Başkarakterimiz Gordon ise hayatta kalmış ve 16 senedir tek başına yaşayıp insanların bulunmuş olduğu toplulukları gezerek ve küçük sahne gösterileri düzenleyerek, bu işten topladıklarıyla yaşayan bir adam. Bu insanın başından geçenleri okuyoruz kitapta.
Genel olarak beğendiğim bir kitap oldu “Postacı”.
Herkese iyi okumalar. (Emre Şenkal)

İthaki Bilimkurgu Klasikleri serisinden okuduğum 43. kitap oldu. Her ne kadar Postacı adlı bu yaratı, İthaki Yayınları tarafınca bilimkurgu klasikleri içinde yer almışsa da bilimsel yönü oldukça zayıf olan bir eserdir. Oranlama yapmam gerekirse; bilim yönü %5, kurgu yönü %95 diyebilirim. Aynı zamanda eseri distopik bir yaratı olarak vasıflandırmak de mümkün.
Postacı adlı bu eserde, kıyamet sonrası hayatta kalan insanların ceberrüt insanlara ve feodal savaşçı insanlara karşı verdiği yaşam mücadelesi anlatılmaktadır. Kitapta anlatılan vakit dilimi, “kıyamet”ten sonraki 16. senedir. Bu arada “kıyamet”in sebebi, kitabın içinde tam olarak anlatılmamış ve detaylandırılmamıştır. Bu mevzu sanırım okurun hayal gücüne bırakılmış. Bundan dolayı bahsedilen “kıyamet”in tek bir somut sebebi yok. Salgın hastalıklar, nükleer savaşlar, kıtlıklar ve iklimsel değişimler benzer biçimde sebepler Dünya’nın o bilindik düzenini yok etmiş ve geriye kalan insanoğlu içinde “güçlünün zayıfı yendiği” bir yaşam mücadelesi adım atmıştır.
Kitabın baş kahramanı Gordon Krantz ise, düz bir insandır. Herhangi bir baskın yönü yada kahraman olacak bir karakteri yoktur. Yine zorbalardan kaçtığı bigün tesadüfen terk edilmiş bir posta aracı bulur ve posta aracının 16 yıl süresince asla kimse tarafınca fark edilmediğini anlamış olur. Hemen içine sığınır ve aracın içinde Amerikan Postası’na ilişkin bir görevlinin cesedini bulur. Ölü postacının giysisi hala üstündedir ve otomobilde sahibine ulaşmamış yüzlerce posta bulunmaktadır. İşte o andan sonrasında Gordon Krantz kendisini postacı olarak duyuru eder ve postaları sahiplerine ulaştırmaya adım atar. Bunu yaparken, “Yeni Amerika”nın postacısı olduğu benzer biçimde yalanlar söyleyerek karnını doyurmak ister. Kıyamet öncesi hayata dönme mevzusunda umudunu tamamen yitirmiş olan insanoğlu, düzmece postacıyı görünce tekrardan umutlanmaya ve geleceğe daha umutla bakmaya adım atar. Akabinde ise postacının yalanı iyice dallanıp budaklanır fakat o artık bir postacı değil, geleceği aydınlatan yalancı bir fenerdir…
David Brin kitabının kahramanı hakkında şu ifadeler kullanmış: “Kitabın baş karakteri hususi bir tür kahraman; başından geçen acı ve belaların katılaştırdığı, fakat gene de bir halde nasırlaşmamayı başarmış, umut etmek isteyen biri. Bir zamanlar hepimizin paylaşmış olduğu bir rüyayı elinden bırakamıyor; eski halimize dönebileceğimize, hatta bir ihtimal eskisinden daha da iyi olabileceğimize inanıyor. Bu sinik çağda, içimizde saklı olan iyiliği hatırlatan şeylere ihtiyacımız var.”
Kitabın konusu ve kahramanı ile ilgili bu kadar informasyon vermek kafi bence. David Brin’in bir “postacı” kullanarak insanlara ümit(posta) dağıtması, düşünce oalrak hakikaten de güzel; fakat mevzunun işlenişini süper ötesi bulduğumu söyleyemeyeceğim. Zaten bölümler içinde bağlantının koptuğunu düşündüğüm bölgeler de oldu. Bunun sebebi de eserin, David Brin’in bir bilimkurgu dergisine yazdığı yazıların derlemesi olmasından kaynaklı.
Ayrıca Kevin Costner’ın baş rolünü üstlenen oynadığı “The Postman” adlı bir film de var. Tabii filmi derhal izledim. Sonra şok geçirdim. Bundan dolayı film, kitabın mevzusundan bir fazlaca değişik bir mevzuyu anlatmış. Hatta kitabın ilk 100 sayfasından sonrasında gelişen vakalar ile film içinde hiçbir bağlantı yok. O yüzden bu kitabın bir filmi yok; fakat kitabın mevzusundan esinlenilerek çekilmiş bir filmi var demek daha doğru olacaktır. (Semih Doğan)

Herkese iyi geceler 🙂 Şubat ayının ikinci kitabı olan Postacıyla karşınızdayım. Aslında bilim kurgu kitaplarına düşkün olmamakla beraber akıcı olarak okuduğum ve beğendiğim ender kitaplardan. Öylesine güzel bölgeler vardı ki içinde insanlığa dair. Bir an evvel umudun karşılığını bulmak adına son sayfalarında olmak istedim. Bir taraftan da o mücadeleye birebir tanık olmak içinde oldukça zor bir çelişki yaşadım. Fakat bilirsiniz ki her son benzer biçimde bende sonunu yaşadım. Etkisinde kalınca birde filmini izle Merve dedim ve The Postman’ı da seyredip gecemi güzelleştirdim. Lakin yaşasın kitabın milyon kat filmlere karşı almış olduğu zilyonuncu zaferler !
Bir cümle aslen kısacık o şekilde etkiledi ki beni; Nasıl postacı olduğumu bilsen ya güler yada ağlarsın diyordu.
Postacı, en güçlüsünden bir gerçeğe dönüşen yalanlar silsilesi.
Bir de ; Leblebi dağıtır benzer biçimde ümit dağıtıyorsun demişti Abby.
İnsan ırkı, cinsiyeti, dini, görüşü her ne olursa olsun bir yalana bağlanmak ister şüphesiz. Eğer elinde inanacak bir şey kalmadıysa ve mutlu olmak için sebepleri azalıyorsa ve yarından yana bir beklentisi yoksa yalancı bir postacıya inanıp içinde kalan doğru için son demine kadar mücadelesini verir. Bilemezsiniz, yalan söyleyen postacı bile kendine son olarak anda inanabilir.
Okuyun derim, mükemmeldi de. (Merve)


Postacı PDF indirme linki var mı?


David Brin – Postacı kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de Postacı PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı David Brin Kimdir?

1950 senesinde hayata merhaba dedi. Astrofizik branşında doktora derecesi vardır ve NASA’da danışmanlık yapmasının yanı sıra üniversitede fizik profesörü olarak iş koşturmacasındadır.

Bilimkurgu romanları yazmaya 1980 senesinde başladı. İlk romanı olan Sundiver (Güneşe Dalan) aynı yıl yayımlandı. Bu roman hem de bugün beş kitaba ulaşmış olan Uplift (Kalkındırma) dizisinin ilk kitabıdır. Daha sonrasında bu diziden sırasıyla Hugo ve Nebula ödüllü Startide Rising (Yıldız Meddi Yükseliyor), Hugo ödüllü The Uplift War(Kalkındırma Savaşı), Brightness Reef (Parlaklık Kayalıkları) ve Infinity’s Shore(Sonsuzluğun Kıyısı) adlı romanları yayımlandı. Dizinin haricinde Practice Effect (1984, Pratik Etkisi), ekolojik felaketin eşiğindeki bir dünyayı anlattığı dev roman Earth (1990, Dünya) ve adam-egemen bir evren tarafınca tekrardan keşfedilme tehdidiyle karşı karşıya kalan anaerkil bir gezegeni anlattığı Glory Season (1993, Zafer Mevsimi) adlı kitapları vardır.

Öykülerini The River of Time (Zaman Nehri) ve Otherness (Başkalık) kitaplarında toplamıştır. 1985’te yazdığı Postacı, Brin’in bilimkurguda oldukça yaygın olan kıyamet kehanetlerine ve üstün ırk teorilerine “bilimsel” bir çerçeve oluşturan Sosyal-Darwinizme cevabı olarak kabul edilir. 1997’de Kevin Costner tarafınca filmleştirilen ve 1998 senesinde Türkiye’de de gösterime giren film, kitap bunu asla hak etmediği halde, epey başarısız olmuştu.


David Brin Kitapları – Eserleri

  • Postacı


David Brin Alıntıları – Sözleri

  • “Şu iflas etmiş dünyada en geçerli para birimi; kendin gibi bir insanla paylaştığın duygulardır.” (Postacı)
  • ” Ölüm- dünyamızın gerçek sahibi-” (Postacı)
  • Şu batkı etmiş dünyada en geçerli para birimi; kendin benzer biçimde bir insanla paylaştığın duygulardır… (Postacı)
  • ” Kişi, yapmak zorunda olduğu şeyi yapardı.” (Postacı)
  • Hayatta olmak, “mühim” olmaktan evladır. (Postacı)
  • Ona “Bay Tavşan” demişler ve ölmeye bırakmışlardı. Ama onlar bunu bilmeseler de haydutları “yurttaşlar” olarak adlandırmak ve yaşamlarını bağışlamış olmak onun ayrıcalığıydı. (Postacı)
  • “Derler ki ‘iktidar yozlaştırırmış’ fakat doğrusu iktidar yozları kendine cezbeder olmalıydı. Aklıselim sahibi kişiler iktidar hırsından başka mevzulara ilgi duyarlar çoğu zaman. Eyleme geçtiklerinde ise, bunu sınırları belli olan bir vazife addederler. Zorba ise doymak bilmez, amansız bir açgözlülükle hükmetme peşinden koşar.” (Postacı)
  • “Dünyada çaresiz bir insandan daha tehlikeli hiçbir şey olması imkansız…” (Postacı)
  • ‘Şimdi mi veriyorsun ipuçlarını bana? Şimdi mi?’ diye dünyayı suçladı.
    Tutunabilecek bir dal verilmeksizin de yeterince derdim var aslına bakarsan. (Postacı)
  • Tüm efsaneler yalan üstüne kurulmuş olmalı, diye geçirdi aklından. Ilkin olabildiğince abartıyoruz, sonrasında bu masallara kendimiz de inanıyoruz. (Postacı)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş