Ateşin ve Güneşin Çocukları – Adnan Yücel Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Ateşin ve Güneşin Çocukları – Adnan Yücel Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Ateşin ve Güneşin Çocukları kimin eseri? Ateşin ve Güneşin Çocukları kitabının yazarı kimdir? Ateşin ve Güneşin Çocukları konusu ve anafikri nedir? Ateşin ve Güneşin Çocukları kitabı ne konu alıyor? Ateşin ve Güneşin Çocukları PDF indirme linki var mı? Ateşin ve Güneşin Çocukları kitabının yazarı Adnan Yücel kimdir? İşte Ateşin ve Güneşin Çocukları kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…
Kitap Künyesi
Yazar: Adnan Yücel
Tasarımcı: Uğur Alparslan
Yayın Evi: Yurt Kitap Yayın
İSBN: 9789757076179
Sayfa Sayısı: 100
Ateşin ve Güneşin Çocukları Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Atesin ve güneşin cocukları
Ozlenen ates yakilmisti sonunda
Elden ele butun dunyaya tasinmisti
Kivilcim dansiydi gozlerdeki sevinc
Kavga daglarda bilinci kusanmis
Zindanlarda dirence sarilmisti
Ve haykiran dudaklar
Her ihanet vakti col col yarilmisti
…oOo…
Bir agittir bir ihtimal Agri’da Zilan deresi
Dersim’de Lac deresi bir kanli siir
Oysa bir destandi Diyarbakir kalesi
Ve Diyarbakir zindaninda
Atesle sevisen ‘dortlerin gecesi
Ne ki zindan – ne ki esir olmak
Ne ki kavga – ne ki daglarda vurulmak
Bir sehpada idam olmak ne ki
Ihanet utanciyla yasamak var ya hani
Onursuzlugun lagim cukurunda yok olmak
Uniformali bir Dehak onunde durmak
Ve beyninin iCindekileri tek tek kusmak
Sonra bir et yiginina donusup kalmak
Iste buydu Diyarbakir zindaninda yasamak
Ateşin ve Güneşin Çocukları Alıntıları – Sözleri
- Bulanık sular durulur bigün
Koşturan taylar yorulur bigün
İnanç ki hep sonsuz kalır insanda
Yalanın hesabı sorulur bigün.. - Bir ağıttır bir ihtimal Ağrı’da Zilan deresi
Dersim’de Laç deresi bir kanlı şiir
Oysa bir destandır Diyarbakır kalesi
Ve Diyarbakır zindanında
Ateşle sevişen ” dörtlerin gecesi” - Duvarları korkudan saraylar kurdular
Her aşka bir kelepçe
Her söze bir zincir vurdular - Korkuyu yenmenin tek yolu
Yine korkunun içinde yatan gizdedir
Ölüm düşmanın ellerindeyse
Yaşamak bizim ellerimizdedir.. - Derdin çaresi yalnızca bizdedir
Korkuyu yenmenin tek yolu
Yine korkunun içinde yatan gizdedir
Ölüm düşmanın ellerindeyse
Yaşamak bizim ellerimizdedir - Balta girmemiş duygu bahçelerine
Zulüm tohumları saçarak daldılar
Ateşin ve Güneşin Çocukları İncelemesi – Kişisel Yorumlar
Şairin okudum ikinci şiir kitabı;
Ezilmiş ve hor görülmüş Mezopotamya halkınin , Anadolu’da 80 ve 90’li yıllarda çekmiş olduğu çileyi ,çığlıkları ve haykirisini pek eşine rastlanamayacak şekilde şiire döken görkemli bir yaratı..
“Tanrı adına halkları kullaştıran
Ve kralları tanrılaştıran kinler
Yeryüzünü sınır sınır
Gökyüzünü yıldız yıldız böldüler”
“Kahrolsun fasizim yaşasın Hallkalarin kardeşliği” (é)
Yazarın okuduğum ilk kitabı… Şiirsel bir üslupla bin seneler içindeki yaşanmışlıkları bir okumluk mesafeye taşıyor.
Tavsiye edilebilirliği var kitabın.
Zihnimde tesir bırakan dörtlüklerden biri ;
” Tanrı adına halkları kullaştıran
Ve kralları tanrılaştıran kinler
Yeryüzünü sınır sınır
Gökyüzünü yıldız yıldız böldüler…” (Mehmet)
ufaklım: Beni en fazlaca sen anladın
Gözlerini kırpmadan hemde
Nasılsın demeyi unutmadan
Öylece siirçe anladın beni
Ufaklım öpsem seni
Unutma yürekçedir sana olan bakışım
Rezan_Helbest (Rêzan Helbest)
Ateşin ve Güneşin Çocukları PDF indirme linki var mı?
Adnan Yücel – Ateşin ve Güneşin Çocukları kitabı için internette en fazlaca meydana getirilen aramalardan birisi de Ateşin ve Güneşin Çocukları PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Adnan Yücel Kimdir?
27 Mart 1953 tarihinde Elazığ’ın Dilek (eski adı ile Seli) Köyü’nde bir karayolları işçisinin oğlu olarak dünyaya gelen Adnan Yücel, ilk öğrenimini köy ilkokulunda, orta ve lise öğrenimini ise Elazığ’da yapmış oldu. Ilkin Diyarbakır Eğitim Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun oldu (1975), arkasından Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi bölümünü tamamlamış oldu ve yüksek lisansını “Modern Türk Edebiyatı” üstüne yapmış oldu (1979)
Eğitimini tamamladıktan sonrasında Elazığ Karakoçan Lisesi, Ankara Yenikent Lisesi, Ankara Yıldırım Beyazıt Lisesi ve Ankara Cumhuriyet Lisesi’nde edebiyat öğretmenliği görevlerinde bulunmuş oldu (1975-1987). 1987 yılından vefatına kadar Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde Türk Dili öğretim görevlisi olarak çalıştı.
“Ter Şiirleri” başlıklı ilk şiirleri 1974 senesinde Yeni Adımlar dergisinde gösterilen şairin şiirleri ondan sonra Özgürlük İçin Direniş, Yapıt, Sesimiz, Petek, Sanat Edebiyat 81, Yeni Olgu, Dönem, Türkiye Yazıları, Somut, Viraj, Yazko Edebiyat, Yaba Öykü, Yeni Şiir, Sanat Emeği, Anadolu Ekini, Temmuz, Tavır şeklinde dergilerde gösterildi. Yeni Halkçı, Demokrat, Cumhuriyet gazetelerinde de yazı ve şiirleri gösterilen Yücel AYKO’nun kurucuları içinde yer aldı ve yönetiminde bulunmuş oldu (1981-1987)
Son dönem toplumcu, gerçekçi şiirimizin en mühim temsilcilerinden önde gelen Adnan Yücel, yakalandığı amansız hastalıktan kurtulamayarak 24 Temmuz 2002 tarihinde Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi’nde yaşama veda etti ve Elazığ’ın Dilek Köyü’nde toprağa verildi.
2012 yılından beri şairin anısını yaşatmak, kişiliğini, düşüncelerini ve yapıtlarını gelecek kuşaklara aktarmak, genç kuşakların dil duyarlılığını çoğaltmak, yazınsal becerilerini değerlendirmek amacıyla her yıl Adnan Yücel Edebiyat ve Sanat Festivali düzenlenmektedir.
Şiir kitapları
Kavgalara Sözlenen Sevda
Soframda Kaval Sesi
Bir Hasret Bir Türkü
Acıya Kurşun İşlemez
Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek
Rüzgarla Bir
Ateşin ve Güneşin Çocukları
Çukurova Çeşitlemesi
Sular Tanıktır Aşkımıza
Acının Rengi
Acıya Kurşun İşlemez
Ay Işığında
Adnan Yücel Kitapları – Eserleri
- Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek
- Acıya Kurşun İşlemez
- Bir Hasret Bir Türkü
- Ateşin ve Güneşin Çocukları
- Soframda Kaval Sesi
- Çukurova Çeşitlemesi
- Rüzgarla Bir
- Sular Tanıktır Aşkımıza
- Kavgalara Sözlenen Sevda
- Karacaoğlan
Adnan Yücel Alıntıları – Sözleri
- Sandık kadar odalarda
Uçurumlar oluşmadı mı aramızda (Acıya Kurşun İşlemez) - Bir derbeder yaşam ki sorma
Sanki aşk yasak
Buyruklar inmiş de sanki gökten
Sevişmek zincire vurulu esir. (Kavgalara Sözlenen Sevda) - …
Şu kızı görenin del’olur aklı
On beş yaşlarında da kırk beş bölüklü
Bir kız bana emmi dedi neyleyim
.
.
Bilem dedim, bilemedim adını
…
Bir kız bana emmi dedi, neyleyim
.
.
Bir yiğide emmi demek güç olur
Bir kız bana emmi dedi, neyleyim (Karacaoğlan) - •
Bin tane yüreğim yok ki benim
Bunca acı içinde nereye koysam seni
• (Çukurova Çeşitlemesi) - Yavru güzel olmak için
Yâre bir ben gerek bir ben
Aşık aklın almak için
Yâre bir ben gerek bir ben (Karacaoğlan) - Aşksız ve paramparçaydı yaşam
bir inancın yüceliğinde buldum seni
bir kavganın güzelliğinde sevdim.
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!
Aşk demişti yaşamın tüm ustaları
aşk ile sevmek bir güzelliği
ve dövüşebilmek o güzellik uğruna.
işte yüzünde badem çiçekleri
saçlarında gülen toprak ve ilkbahar.
sen misin seni sevdiğim o kavga,
sen o kavganın güzelliği misin yoksa…
Bir inancın yüceliğinde buldum seni
bir kavganın güzelliğinde sevdim.
bin kez budadılar körpe dallarımızı
bin kez kırdılar.
gene çiçekteyiz işte gene meyvedeyiz
bin kez korkuya boğdular zamanı
bin kez ölümlediler
gene doğumdayız işte, gene sevinçteyiz.
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!
Geçtiğimiz o ilk nehirlerden beri
suyun ayakları olmuştur ayaklarımız
ellerimiz, taşın ve toprağın elleri.
yağmura susamış sabahlarda çoğalırdık
törenlerle dikilirdik burçlarınıza.
türküler söylerdik hep aynı telden
aynı sesten, aynı yürekten
dağlara biz verirdik morluğunu,
hemen hemen bu şekilde yağmalanmamıştı gençliğimiz…
Ne gün batışı ölümlerin üzüncüne
ne tan atışı doğumların sevincine
ey bir elinde mezarcılar yaratan,
bir elinde ebeler koşturan tabiat
bu seslenişimiz yalnızca sana
yaşamasına yaşıyoruz ya güzelliğini
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!
Saraylar saltanatlar çöker
kan susar birgün
zulüm biter.
menekşelerde açılır üstümüzde
leylaklarda güler.
bugünlerden geriye,
bir yarına gidenler kalır
bir de yarınlar için direnenler…
Şiirler doğacak kıvamda gene
duygular tekrardan yağacak kıvamda.
ve yürek,
imgelerin en ulaşılmaz doruğunda.
ey herşey bitti diyenler
korkunun sofrasında yılgınlık yiyenler.
ne kırlarda direnen çiçekler
ne kentlerde devleşen öfkeler
hemen hemen elveda demediler.
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek! (Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek) - Ala gözlerini sevdiğim dilber
Şu gelip geçtiğin bölgeler öğünsün
Kadir Mevla’m seni öğmüş yaratmış
Kısmeti olduğun kullar öğünsün
Karac’oğlan der ki garibim acayip
Garibin halinden ne bilsin doktor
Akşamdan soyunup koynuna girip
Boynuna dolanan kollar öğünsün (Karacaoğlan) - Korkuyu yenmenin tek yolu
Yine korkunun içinde yatan gizdedir
Ölüm düşmanın ellerindeyse
Yaşamak bizim ellerimizdedir.. (Ateşin ve Güneşin Çocukları) - Solacak güllere dil dökemem.. (Bir Hasret Bir Türkü)
- Seneler okyanusta bitkin bir vapur
Ve yaşam
Karada ağlayan bir sevgiliydi (Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek) - Nasıl basarsam bağrıma
Vurulup düşen bir güvercini
Bir özlemi bir çiçek demetini
Aynen o şekilde kucaklarım seni (Soframda Kaval Sesi) - Bulanık sular durulur bigün
Koşturan taylar yorulur bigün
İnanç ki hep sonsuz kalır insanda
Yalanın hesabı sorulur bigün.. (Ateşin ve Güneşin Çocukları) - Kendi yüreğimizi bile inandıramadık
Anılar da avutmadı bizi
Biz bu şekilde kalleş ölümlere alışamadık (Sular Tanıktır Aşkımıza) - Gökyüzünde birazcık olsun ışık
Ve yeni çığlıkları tabiatın
Sonra inen sis
Zindanlar
Zincirler
Ve biz
Hüseyin, Yusuf, Deniz
Dört yanında dünyanın
Yangınlar tutuştururken ellerimiz
Zindanlarımız
Zincirlerimiz
Ve siz
Yaşamak için son bir umutla
Günü
Güneşi
Ve bizi
Boğmak istediniz karanlıklara
Başımız gömütlerdedir şimdi
Kavgamız gönüllerde.
Bilin ey karanlığın dostları
Boşunadır mumları söndürmeniz.
Gün
Güneş
Ve biz
Hüseyin, Yusuf, Deniz
Boğulmadık karanlıklara
Şafağın soluğunu alıyor yüreğimiz. (Kavgalara Sözlenen Sevda) - •
Sevmek ki bir yürek işidir
Nasıl tanıtsam
Tanıyamazsın… (Acıya Kurşun İşlemez) - Duvarları korkudan saraylar kurdular
Her aşka bir kelepçe
Her söze bir zincir vurdular (Ateşin ve Güneşin Çocukları) - Varsın kırılmış olsun kanatların
Uçmak yürek işidir (Sular Tanıktır Aşkımıza) - Nasıl kapanır bu kanayan yara
Nasıl anlatılır ki sana bu hâl (Soframda Kaval Sesi) - Henüz bu şekilde yağmalanmamıştı gençliğimiz (Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek)
- Beynimi yüreğime iyi mi haykırsam bu akşam
Bu akşam asla yaşamamış olsam.. (Sular Tanıktır Aşkımıza)
Yorum Ekle
[
YORUMLAR
YORUM YAZ!