Eğitim

Atmaca – Hikmet Hükümenoğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Atmaca – Hikmet Hükümenoğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Atmaca kimin eseri? Atmaca kitabının yazarı kimdir? Atmaca konusu ve anafikri nedir? Atmaca kitabı ne konu alıyor? Atmaca PDF indirme linki var mı? Atmaca kitabının yazarı Hikmet Hükümenoğlu kimdir? İşte Atmaca kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Hikmet Hükümenoğlu

Yayın Evi: Can Yayınları

İSBN: 9789750745904

Sayfa Sayısı: 400


Atmaca Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Saat ikiyi on dört geçiyordu. Daha fazla beklemenin anlamı yoktu artık. Ayağa kalkmak için sandalyemi ittiğimde çıkan gıcırtı sınıfta yankılandı. Sami Hoca tahtaya dönmüş bir şeyler yazıyordu, bir tek o duymadı. Huzursuzca kıpırdananlar, öksürenler oldu. Arkamdakilerin gözlerini ensemde hissettim. Midemde küçük çapta bir fırtına kopuyordu. Neden bilmiyorum fakat ceketimin önünü ilikledim. Kapıya vardığımda Sami Hoca bana dönerek, “Evladım, gelirken yan sınıftan tebeşir de ister misin sana zahmet,” dedi. “Bu düdük kadar kalmış, parmağımdan kayıyor.”

Hiddet, kısa süreli bir delilik halidir derler fakat kimi zaman o kadar da kısa sürmez, insanoğlunun ömrünü ele geçirir. Atmaca, gitgide artan öfkesiyle boğuşan Ömer’in lisede başlayıp kırklı yaşlarına, 90’lardan bugüne uzanan öyküsü. Hayal kırıklıkları, kararsızlıklar, yarım kalan aşklar, umarsızlık, hiddet ve devamlı bekleyiş: Gerçek yaşam ne süre başlamış olacak?

Saat ikiyi on dört geçiyordu. Daha fazla beklemenin anlamı yoktu artık. Ayağa kalkmak için sandalyemi ittiğimde çıkan gıcırtı sınıfta yankılandı. Sami Hoca tahtaya dönmüş bir şeyler yazıyordu, bir tek o duymadı. Huzursuzca kıpırdananlar, öksürenler oldu. Arkamdakilerin gözlerini ensemde hissettim. Midemde küçük çapta bir fırtına kopuyordu. Neden bilmiyorum fakat ceketimin önünü ilikledim. Kapıya vardığımda Sami Hoca bana dönerek, “Evladım, gelirken yan sınıftan tebeşir de ister misin sana zahmet,” dedi. “Bu düdük kadar kalmış, parmağımdan kayıyor.”

Hiddet, kısa süreli bir delilik halidir derler fakat kimi zaman o kadar da kısa sürmez, insanoğlunun ömrünü ele geçirir. Atmaca, gitgide artan öfkesiyle boğuşan Ömer’in lisede başlayıp kırklı yaşlarına, 90’lardan bugüne uzanan öyküsü. Hayal kırıklıkları, kararsızlıklar, yarım kalan aşklar, umarsızlık, hiddet ve devamlı bekleyiş: Gerçek yaşam ne süre başlamış olacak?5


Atmaca Alıntıları – Sözleri

  • İnsanlara hala okudukları kitaplara nazaran aklımda not veriyordum;fizyolojik özellikler ikinci sırada geliyordu.
  • Artık kabuk bağlamıştır söylediğim yaralar hala açıkmış…
  • Kendime öfkelenme ve acıma içinde gidip geliyordum ve bunlardan hangisi daha tatlı diye soran çıksa yanıt veremezdim.
  • Bir şeyin kıymetli olması için fazlaca pahalı olması, ışıklar saçması gerekmiyor. En zoru basitliğin içindeki güzelliğe erişebilmek.
  • Kabul ediyorum, cümleler yaşamı değiştirecek güce haiz fakat yaşam denen şey de bir takım fiyakalı cümlelerden ibaret değil. Günler, {hiç de} öyleki öznesi, yüklemi, noktası, virgülü yerli yerinde, şık cümleler halinde birbirini takip etmiyor.
  • ‘Ben iyi kötü ne yaptığımı biliyorum. Seni kafamda küçük bir kutuya kapattım, dışarıya taşmana izin vermeyeceğim.’
  • Biraz geç doğmuştuk, dünyaya yirmi yıl ilkin gelseydik bu kadar bilgisiz olmazdık büyük olasılıkla. Bize anlatılanlarda Cumhuriyet’ in ilanıyla Özal’ ın başbakan olması içinde sisli bir dönem vardı, o arada mühim şeyler olmuştu….
  • Keşke yaşamdan aynı şeyleri isteseydik. Ruhumuzu tüketmeden, kendimizden nefret etmeden, kimseyi incitmeden istediklerimize ulaşabilseydik.
  • Her şey, tatsız, kokusuz, soğuk bir sisin ardında kaybolmuştu. Sanki hatırlatmak istemediğim ne var ise silip atmıştım. Üzerine onlarca defa başka şarkılar çekilmiş eski kasetlerin sonunda kalan hışırtı benzer biçimde anlam ifade etmeyen bir şey kalmıştı geriye.
  • ‘Kaçıncı öğlendi bilmiyordum. İkimiz de saymıyorduk.’


Atmaca İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Değerli bir yazar…: Bu yazardan okuduğum ikinci kitap. Basit yaşamları yakın tarihle harmanlayan, didaktik olma çabasına girmeyen, süslü ve ağdalı bir dilden uzak oldukça başarı göstermiş bir roman bulunduğunu düşünüyorum. İki günde bitirdim. Tavsiye ederiM. (G.)

Göğsümdeki Atmaca: Her kitap aynı hislerle yazılmıyor
Bu sebeple Körburun ile karşılaştırmayacağım.
Yazar ruhsal tahlil ve gözlemde, gözlemlerini kurgu ile okuyucuya geçirmekte hakkaten başarı göstermiş.
Ömer’in 1995 lise yıllarında başlayıp 2019 da orta yaşına gelene kadar yaşamış olduğu yaşam serüvenini okuyoruz.
Aslında; romandaki kahramanlar yanımızda, yakınımızda görebileceğimiz karakterdeler.
O kadar da yabancı değil bizlere Ayfer, Önder, Ömer ….
Okurken kendinizden, çevrenizden bir şeyler bulmanız fazlaca olası.
Nedense aralarda anlatılan Ay hikayelerini sevemedim.
Yerine Ömer’ in travmaları derinleştirilebilirdi.
Uzay metaforları güzel fakat birazcık bağlantısı kopuk ve noksan benzer biçimde bir his uyandırdı bende. .
Körburun ve Atmaca’da ana karakterler fotoğraf yapıyor.
Ayrıca Atmaca’ da saat 04:00 🙂
Hemen okumayacaktım fakat Körburun’ a göndermeleri ve saati de 04:00 görünce kısa sürede 04:00 ü de okumaya karar verdim..
Zor zamanlardan geçiyorsanız, ağır kitaplardan sonrasında yorulmadan Türk filmi tadında, ruhsal gözlem durumunda okuyabileceğiniz keyifli bir kitap.
Karantina günlerinde okumak bana fazlaca iyi geldi .. (O1Demir)


Atmaca PDF indirme linki var mı?


Hikmet Hükümenoğlu – Atmaca kitabı için internette en fazlaca meydana getirilen aramalardan birisi de Atmaca PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Hikmet Hükümenoğlu Kimdir?

1971 senesinde İstanbul’da doğdum. Üniversite sınavlarında tek bir fizik sorusuna bile doğru yanıt veremeden fizik bölümünü kazandım. Baktım dersler hoşuma gidiyor, dişimi sıkıp mezun oldum. Ama fizikçi olmaya cesaret edemedim. 2004′e kadar finans sektöründe çalıştım. Sonra işi gücü bırakıp roman yazmaya başladım.  İnternette bulduğunuz eski fotoğraflara aldanmayın, bir zamanlar daha kiloluydum ve saçlarım vardı. İlk romanım, Kar Kuyusu 2005′de yayımlandı. Daha sonrasında Ufak Yalanlar Kitabı, 47 Numaralı Kamara ve son olarak 2012′de 04:00 çıktı.  Roman haricinde öykü yazıyorum ve arada sırada tercüme yapıyorum. Aslına bakarsanız şimdilik bir tek bir tane tercüme yaptım (İnsan Çatlatan Hayvan Öyküleri, Hannah Tinti) fakat fırsat olursa devamı gelsin isterim.

Yazı yazmaktan süre kaldığında elektronik müzik yapmayı seviyorum…

…fakat para kazanmak için değil, bir tek kendi kendimi eğlendirmek için. Doğrusu müzik yaparak para kazanmak asla kötü olmazdı, kendime daha fazlaca elektronik müzik oyuncağı alabilirdim ve asla suçluluk duygusu hissetmezdim. Hala İstanbul’da yaşıyorum fakat günün birinde şu şekilde bir yere yerleşme hayallerim var. Ya da şu şekilde bir yere. En sevdiğim film  Blade Runner ve en sevdiğim şarkı sözü “…teach me the value of restraint / of saving my strength / and long pauses.” Jun Miyake’nin Turn Backisimli şarkısından bu sözler. 04:00 adlı romanımın sonunda, mühim bir sahnede karşınıza çıkabilir. 


Hikmet Hükümenoğlu Kitapları – Eserleri

  • Körburun
  • Atmaca
  • 04:00
  • Aşka İnanmayanlar İçin Aşk Öyküleri
  • 47 Numaralı Kamara
  • Kar Kuyusu
  • Ufak Yalanlar Kitabı
  • Eşit Masallar
  • Pamuk Kalpli Prens ve Yedi Cüceler


Hikmet Hükümenoğlu Alıntıları – Sözleri

  • Aşka dair tüm acılar unutulabilir, en azından dondurulup uzun süre bozulmadan saklanabilir.
    Şundan dolayı lüzumlu koşullar bir araya ulaştığında, olasılıkları tüketmemek adına her türlü zorluğu ve acıyı unutmak, hanımefendiler için bayağı bir kabiliyettir.
    Şundan dolayı hanımefendiler ilkin affeder, sonrasında uygun bir anı yakalayıp intikam alır. (47 Numaralı Kamara)
  • “Annem babama niye aşık olmuş sence abi?”
    “Bana ne soruyorsun, git ona sor.”
    “Sordum. Hatırlamıyorum dedi.” (Aşka İnanmayanlar İçin Aşk Öyküleri)
  • Artık kabuk bağlamıştır söylediğim yaralar hala açıkmış… (Atmaca)
  • “Sondan başa doğru okuyabilseydik, tüm aşk öyküleri mutlu biterdi.” (Aşka İnanmayanlar İçin Aşk Öyküleri)
  • Ben iyi mi mutlu olacağını asla keşfedemeyecek insanlardan biriyim sanırım (Kar Kuyusu)
  • eline kalem alan hepimiz başta kendini anlatır derler. (47 Numaralı Kamara)
  • Bu şekilde rasgele bir evrende kendi yaşamımıza yön verebileceğimize inanmamız fazlaca acıklı değil mi? (04:00)
  • Hepimiz gözlerimizi kapatıp unutuyoruz. Hiçbir şey olmamış benzer biçimde yaşamımıza devam ediyoruz. Tüm kent çıldırdı, gökdelenlerin tepesinden kanalizasyonların altına tamamımız kafayı sıyırdık fakat baksana asla belli etmiyoruz. (04:00)
  • “Aşkın o kadar da mühim bir şey olduğuna inanmıyorum. Sarhoşluk gibi.. Sofradayken iyi hoş ama ardından günlerce hasta yatıyorsunuz. Acıdan kıvranıyorsunuz” (Aşka İnanmayanlar İçin Aşk Öyküleri)
  • Hem insanoğlunun televizyonu olunca kocaya ne gerek var, değil mi fakat? (Kar Kuyusu)
  • İnsanlara hala okudukları kitaplara nazaran aklımda not veriyordum;fizyolojik özellikler ikinci sırada geliyordu. (Atmaca)
  • Gerçek sanıp sırtımızı yasladığımız her şeyin çatlaklarla dolu bulunduğunu görünce, korku anlık bir şey olmaktan çıkıp asla bitmeyen bir kabusa dönüşüyordu. (04:00)
  • ‘Ben iyi kötü ne yaptığımı biliyorum. Seni kafamda küçük bir kutuya kapattım, dışarıya taşmana izin vermeyeceğim.’ (Atmaca)
  • Biraz geç doğmuştuk, dünyaya yirmi yıl ilkin gelseydik bu kadar bilgisiz olmazdık büyük olasılıkla. Bize anlatılanlarda Cumhuriyet’ in ilanıyla Özal’ ın başbakan olması içinde sisli bir dönem vardı, o arada mühim şeyler olmuştu…. (Atmaca)
  • Ama bir tek şeyi anladım, o da her gün bundan önceki gün benzer biçimde geçip giderken kendimi otomatik pilota bağlayıp sonrasında da mutsuzum diye söylenmek işe yaramıyor. Dönerek geri baktığımda mutlu olabilmek için elimden gelen her şeyi yaptım diyebilmen lazım. (Kar Kuyusu)
  • “İnsan kalemini kaybeder, anahtarını kaybeder. Sonra da bulur. Babasını kaybetmez ki ! O kadar saçma geliyor ki ! Nereye koyduğumu unuttuğum bir eşya gibi günün birinde karşıma çıkmayacak. Çünkü artık öyle birisi yok.” (Körburun)
  • Seviye itimat verir fakat devamlı mutlu etmez. (Kar Kuyusu)
  • Bir şeyin kıymetli olması için fazlaca pahalı olması, ışıklar saçması gerekmiyor. En zoru basitliğin içindeki güzelliğe erişebilmek. (Atmaca)
  • Umarsızlık denilen şeyin lafın gelişi değil de gerçek olanını bir kez tadan, neye benzediğini asla unutmaz. (04:00)
  • “Aşkın o denli da önemli bir şey olduğuna inanmıyorum. Sarhoşluk benzer biçimde… Sofradayken iyi hoş fakat peşinden günlerce hasta yapıyorsunuz. Acıdan kıvranıyorsunuz.” (Aşka İnanmayanlar İçin Aşk Öyküleri)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş