Ay Operası – Jacques Prevert Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Ay Operası – Jacques Prevert Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Ay Operası kimin eseri? Ay Operası kitabının yazarı kimdir? Ay Operası konusu ve anafikri nedir? Ay Operası kitabı ne konu alıyor? Ay Operası PDF indirme linki var mı? Ay Operası kitabının yazarı Jacques Prevert kimdir? İşte Ay Operası kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…
Kitap Künyesi
Yazar: Jacques Prevert
Çevirmen: Nuri Pakdil
Orijinal Adı: L’Opera de La Lune
Yayın Evi: Edebiyat Dergisi Yayınları
İSBN: 9789757013358
Sayfa Sayısı: 64
Ay Operası Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Jacques Prevert’in, “Ay Operası”nda ortaya koyduğu şiirsel anlatımıyla, Nuri Pakdil’in emsalsiz, usta ve güzel duyu tercüme anlayışı bir araya ulaşınca, hakkaten okunası bir kitap ortaya çıkmış. İlk baskısı 1975 senesinde meydana getirilen ve uzun senelerdir baskısı olmayan bu kitap, 2. baskı olarak nihayet kitaplaştı. Yaklaşık 40 yıl ilkin basılan bu kitap, hala zevkle okunabilme hususi durumunu kaybetmemiş.
(Tanıtım Bülteninden)
Ay Operası Alıntıları – Sözleri
- avım ben
can sıkıntısı
usta avcı - insanlarsa veriveriyorlardı
kati yargılarını - -niçin
çekip
gittiler?
– GÜRÜLTÜ –
den
dolayı
NE
GÜRÜLTÜSÜ?
öldüren
evlatları
MA- kinaların
çıldırtan
savaşı
ma-
Kİ- naların
yakan
dünyayı
maki-
NA- ların
GÜ-
RÜ/L-
TÜ-
sü - ONLAR
asla savaşmazlar
mı?
-SAVAŞMAZLAR
meydana getirecek başka işleri vardır
güzelleştirmek ay’ı
alıyor tüm vakitlerini
özlemiyorlar
savaşı
da
paraysa
ol-
muş
ol-
ma-
mış - bir kilo kurşunun
başınızın altındaki
yastığın
BİR KİLO TÜY/
ünden daha ağır geldiğini
nedir tartan
söyleyiniz bakalım? - yoktur Ay Operası’nda
perde
-olmayan şeyleri soran kim sana
mevcuttan söyle bizlere,
diyorlardı beyimize
-bana anlattığınız diğer operalarda
olanların hepsi var
Ay Operası’nda
da
fakat bu
oldukca daha güzel doğal
hayal edemezsiniz bile
yoktur öyleki lüks localar
tüylü koltuklar
koltuk bitişiğinde oturacak bölgeler
perde araları
ne koridor
ne paradi
bildiğiniz şeklinde öyleki büyük avize de
BELKİ
ANLIYORSUNUZ
AYDINLANIR
KÜÇÜK
YILDIZLARLA
bir şebeke gökyüzünde
YILDIZ
LAMBA
BOMBA
… - …
insanlarsa veriveriyorlardı
kati yargılarını
… - kışlarda
soğuklarda
başkaları için maşa şeklinde kullanılan
LAĞIMCI-
ları
maden
İŞÇİ-
leri-
ni
saymazsak
kimse artık
‘yer’de
DEĞİL
insanlarsa
pek birşey diyemiyorlardı buna karşı
KONU-
yu
değiştiriveriyorlardı
ivecen
tilki tüyünden
burjuva yasası
… - kuşkusuz tüm parlayanlar altındandır
- yoktur Ay Operası’nda
perde
…
yoktur öyleki lüks localar
tüylü koltuklar
koltuk bitişiğinde oturacak bölgeler
perde araları
ne koridor
ne paradi
bildiğiniz şeklinde öyleki büyük avize de
BELKİ
ANLIYORSUNUZ
AYDINLANIR
KÜÇÜK
YILDIZLARLA
bir şebeke gökyüzünde
YILDIZ
LAMBA
BOMBA
…
Ay Operası İncelemesi – Kişisel Yorumlar
L’Opéra de la lune…: Fransız sürrealist ozan Jacques Prévert ‘in (4 Şubat 1900 – 11 Nisan 1977) kitap/siirler–159147 adlı seçkisini Sabahattin Eyüboğlu çevirisiyle okuduğumda, tıpkı bir zamanlar olduğu şeklinde, yüreğimde düşünmeye başladım. Şiir peşine düşmek oldukça güzeldir ve bir şairin kapısını aralayıp onunla bağ kurarsanız kapıyı içeriden kilitleyip sizi tekrar bırakmayabilir. Prévert de öyledir, bir kuşun resmini yapmak için ilkin bir kafes çizer, sonrasında kuşu bekler ve kafese kuşu aldıktan sonrasında fırçasıyla kafesi ortadan kaldırır ve onu özgür bir ağacın branşında bırakır ( gonderi/75275757 bu şiir bana Kafka’nın ‘A cage in search of a bird’ aforizmasını da anımsatıyor.) Onun şiirlerini ifade etmek için bu şiiri örnek gösterebilirim sadece bundan oldukca daha fazlası bulunduğunu da belirtmeden geçemem.
Prévert, şiirlerini fotoğraf şeklinde çizen bir şairdir. Şiirleri “İnsan kovanları içinde oluşan bir baldır onun için, bir halk türküsüdür her şeyden ilkin.” (S.Eyüboğlu) Onun şiirleri dünya halklarının olmasıyla birlikte ülkemiz insanının da duygularını yansıtır. Ama bizlere yakınlığı Aisopos’un topraklarında yaşadığımızdan ve La Fontene’in nüktedanlığının (Fransız şakacılığı ‘Esprit gaulois’ da denir) Prévertsi ozanlarda da izlenmesinden dolayıdır. Yalnız bunun için değildir elbet, Prévert iki dünya savaşını da yaşamış ve bir asker olarak İstanbul’a ulaştığında bu toprakları oldukca sevmiştir. Bu mevzuda Hıfzı Topuz’a şu şekilde bahsetmiştir : “İstanbul’u oldukca seviyorum. 1919’da İstanbul’a işgal askeri olarak gitmiştim. Ben işgal askeri olarak vazife alacak insan değilim.” (Wikipedia)
Ay Operası Prévert’in 1953 senesinde gösterilen şiirsel çocuk öyküsüdür. Bu tanımı oldukca düşündüm, bundan dolayı eserin hedef kitlesi çocuklar kadar büyüklerdir bununla beraber. Tanımdaki öteki sorun şiirin özgür nazım şeklidir ve biçimiyle de tercüme şiir okumanın dezavantajını, tam anlamıyla yaşatır Ay Operası. Prévert kelime oyunlarını oldukca seven bir şairdir, bu sebeple Ay Operası’nın Türkçe okunması oldukça zor olsa gerek. Ben ilk okuduğumda hayal kırıklığı yaşadım fakat bu şiiri -kitap tek şiirden oluşur- idrak etmek istedim. Bunun için kitabı onlarca defa okudum ve her okuyuşumda benim için anlamı da arttı.
Şiire ulaşınca;
Dünyada yüzü asla gülmeyen anne babasız, mutsuz bir çocuğun kapkaranlık yalnızlığıyla adım atar dizeler. Aynı zamanda bambaşka bir yerde gülmekten yatağını luk mağarasına dönüştüren bir çocuk daha yaşamaktadır; Michel Morin. Ayın minik beyi ve dünyadaki mutsuz çocuğun aynı şahıs olmadığını söyler Prévert, bu mevzu bir bilmece gibidir, akla dünyada altmış kilogram gelen kişinin ayda on kilogram geldiği fizik problemini getirir. Belkide dünyadan uzaklaştıkça yüklerimizden de kurtulduğumuzu ifade etmek ister Prévert. Bana bakılırsa de Michel Morin, dünyanın mutsuz evlatlarının rüyasıdır.
Ay Operası’nda Michel Morin, dünyadaki insanların yaşayışlarını, yoksulluklarını, savaşları, eşitsizliği garip bulurken dünyadaki insanoğlu onunla alay ederler. Oysa bu minik çocuk hepsinden daha oldukca şey görmektedir bundan dolayı durup bakmış olduğu yer onlardan oldukca daha farklıdır… Ayda insanoğlu bir tek ayın şekillerini inşa etmekle meşguldürler. Ne cenk vardır, ne yoksulluk yaşarlar orada… Şarkılarını söylerler, dans ederler ve mutluluktan bitkin düşerler, dünyadaysa tabiatın şarkısı bile sonlanmaktadır, makina, tabanca, efsane gürültüleriyle…
Şiirde dünyalı çocuk isimsizken, onun ütopyası diyebileceğim Ay Operası’ndaki çocuğun adı Michel Morin’dir. (Gerçekte Prévert’in 1946 senesinde dünyaya gelen kızının adı da Michele’dir.
Prévert ve Michele :
https://www.hizliresim.com/a0KSfN
Dünya ve Ay; Michele ve Michel, cenk ve sulh, mutluluk ve mutsuzluk… Bu şiiri niçin yazmıştır Prévert diye sormak yüzyıldan haberi olmayanlar için doğaldır. Ancak 20. yüzyıl şeklinde kanlı bir yüzyılda umutsuzluk üstüne yazmamak elde değildir. Bir çocuk sahibi olmanın üzerimde daima tüyler ürperten duygusunu taşırım. Klişe sözler bile geçerliliğini yitirmez bu mevzuda, bunca savaşın, kirlenmiş bu dünyanın ortasında bir çocuk var etmek hakkaten cesaret işidir. Ama bu problemi dünya tarihinde hangi çağa koyarsak koyalım bu günkü kadar acı verici değildir. Bundan dolayı artık tabiat da eskisi kadar merhametli değil… İspanya Kralı II. Felipe’nin bir sözünü oldukca beğenirim: “Barış bir harbe hazırlanma zamanlarıdır.” Prévert’in eserini yarattığı dönem, muhtemelen cenk sonrasında sulh denilebilecek bir döneme aittir ya da şimdiki şeklinde sessiz savaşların olduğu bir sulh halidir… Dünyadaki tüm çocuklar kızı Michele şeklinde ebeveyne haiz değildir ve muhtemelen muharebede yitirmişlerdir ebeveynlerini. Dünya halkı durmadan çalışmak zorundadır, makina sesleri, tabanca sesleri durmak bilmez… Michele Morin ‘in Ay Operası’nda dans ederken dünyaya düşen ebeveyni da ilk olarak doğaya aşık olmuşlardır, bu gün gelseler tabiat ile karşılaştıkları anda Ay’a geri dönmek isteyecekleri kati. Ve nitekim dünyadaki savaşlar, ihtiraslar, kötülükler varolduğu sürece yaşanacak topraklar değildir Michel Morin’e bakılırsa burası. Ay bir yansıtıcı görevi görür şiirde, zıtlığı yansıtan bir ayna gibidir sadece bu zıtlık dünyanın olması ihtiyaç duyulan halidir bununla beraber…
Ay Operası okudukça tadına vardığım bir yapıt diyebilirim. Fransızca görseller ve videolar ile bu şiirde bir Ufak Prens havası da sezdim. Antoine de Saint-Exupéry ve Prévert aynı yıl dünyaya gelen ve aynı süreçlerde yaşamışlar sadece Ufak Prens Ay Operası’ndan on yıl ilkin yayınlanmış. Ufak Prens’in hepimiz orjinalini okuyamıyoruz maalesef ki aslına bakarsanız orada Atatürk hakkında görüşler tartışılmalıdır fakat gene de Ay Operası ile beraber dünyayı evlatların eline vermenin mantığını doğrulayan iki eserdir benim için.
Prévert daima halkın, ezilenin yanında bir şairdir, doğaya, insana, canlılara saygı duymanın gerekliliğini şiirlerine yansıtır. Onun çocukluk şiiri ile veda etmek isterim. Prévert ile tanışırsanız ilkin Şiirlerini okumanızı tavsiye ederim, sonrasında Ay Operası’nı anlamaya çalışmak güzel olacaktır…
ÇOCUKLUK
Acıdır yürekler acısıdır çocukluk
Dünya durur dönmez olur
Kuşlar susar ötmez olur
Güneş küser açmaz olur
Taş kesilir ortalık.
Yağmur mevsimi bitti derken
Yağmur mevsimi adım atar tekrardan
Acıdır yürekler acısıdır çocukluk
Yağmur mevsimi bitti derken
Yağmur mevsimi adım atar tekrardan
Ve duman rengi ihtiyarlar
Ellerinde eskice teraziler
Kurulur otururlar köşeye
Dönen dünya dönmez oldu mu
Biten otlar bitmez oldu mu
Bir İhtiyar hapşırdı anlama gelir
Ne çıkabilir
İhtiyarların ağzından
Kara kara böceklerden
örümceklerden başka
Acıdır yürekler acısıdır çocukluk
Boğuluruz sisler içinde
Sakallı sakallı sisler içinde.
İhtiyarlar çocuk oldu mu yeni baştan
Küçüklere balta olur hepsi
Koruyabilirsen koru kendini
Olan küçüklere olur daima.
Acıdır, acı acı
Yürekler acısıdır evlatların hali
Yağmur mevsimi bitti derken
Yağmur mevsimi adım atar tekrardan.
Michel Morin’den BULMACALAR…
gonderi/75259394 (Psyche)
Ay Operası PDF indirme linki var mı?
Jacques Prevert – Ay Operası kitabı için internette en oldukca meydana getirilen aramalardan birisi de Ay Operası PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Jacques Prevert Kimdir?
Fransız ozan ve senarist.Paroles adlı şiir derlemesindeki kelime oyunlarıyla büyük yankı buldu. Toplumsal ümit ve aşk üstüne baladlarıyla ve yapmış olduğu fotoğraf ve kolaj çalışmalarıyla da bilinir.
Yatılı bir talebe olarak Paris’te okudu. Drama eleştirmeni olan babası André Prévert’le tiyatroya giderdi ve anası Suzanne Catusse’ten okuma sevgisini aldı. 15 yaşlarında ilköğretim eğitimini tamamladıktan sonrasında okulu bıraktı ve Le Bon Marché adlı büyük bir mağazada çalışmaya başladı. Savaştan sonrasında, 1918’de Yves Tanguy ile tanışacağı Yakın Doğu’ya askerliğe çağrıldı. Ondan sonrasında İstanbul’a gönderilir ve Marcel Duhamel ile tanışır. İstanbula işgal askeri olarak gelmesi hakkındaHıfzı Topuz’a şu şekilde bahsetmiştir : “İstanbul’u oldukca seviyorum. 1919’da İstanbul’a işgal askeri olarak gitmiştim. Ben işgal askeri olarak vazife alacak insan değilim.”
Jacques Prevert Kitapları – Eserleri
- Ay Operası
- Şiirler
- Harikalar Tablosu
- Aşk Şiirleri
- Seçme Şiirler
- Sözler
- Yaramaz Küçüklere Masallar
- How to Paint the Portrait of a Bird
- Şiirler
Jacques Prevert Alıntıları – Sözleri
- Eğer yüreğiniz yufka ise, sulu ise gözleriniz
Daha iyisi mi, dönün evinize,
Daha iyisi mi, siz ağlayın kendi halinize,
Ama beni bırakın… (Seçme Şiirler) - sana yalvarıyorum
senin için benim için tüm sevişenler için
ve sevişmişler için (Aşk Şiirleri) - Günâha giren insan
Sanatın ilk kaynakları (Şiirler) - insanlarsa veriveriyorlardı
kati yargılarını (Ay Operası) - Bana hanımefendi deme, kanatlarımı acıtıyor. Devekuşu de bana özetlemek gerekirse. (Yaramaz Küçüklere Masallar)
- Sanatçılar dâima evlatları evlat edinirler, bu âdettir. (Harikalar Tablosu)
- Hiç değilse örnek olmak için mutlu yaşamaya çalışalım. (Şiirler)
- Ve yaşamak luğu… (Seçme Şiirler)
- bıraksaydın beni kucaklamayı
inan boğulmuş ölecektim (Aşk Şiirleri) - Kuşku etmediğimiz şeyler bilmediğimiz şeylerdir.
Bilmediğimiz şey bizi yaşatan şeydir, sevdiğimiz
süre. (Şiirler) - çiçek pazarına gittim
sana
çiçek aldım
sevgilim (Aşk Şiirleri) - Kuş pazarına gittim
Kuşlar aldım
Sana
sevgilim
Çiçek pazarına gittim
Çiçekler aldım
Sana
sevgilim
Hurda pazarına gittim
Prangalar aldım
Sana
sevgilim
Ve sonrasında tutsak pazarına gittim
Seni aradım
Ama bulamadım
sevgilim
(‘sana sarı laleler aldım çiçek pazarından’ çağrışımını bir tek bende mi yapmış oldu acaba ?) (Sözler) - Mutlu insanların başlarından geçmiş öyküleri yoktur. (Harikalar Tablosu)
- ve ben ölesiye sarhoştum
ve luktan bir ateştim
sen aklı başlangıcında bir sarhoş
tüm çıplaklığınla kolllarımın içinde (Aşk Şiirleri) - bunalıyor
sanki boğazına sarılıyor hepimiz
verdiği sözlerin tutsağı olmuş
hesap soruluyor kendisinden (Aşk Şiirleri) - Bunca orman koparılır topraktan
Kesilir biçilir
Bunca orman yok edilir
Merdaneler altında
Bunca orman kurban edilir kâğıt hamuruna
Milyarlarca gazete çıkar her yıl
Ve bu gazetelerde
Ağaçların ormanların tükenmesinden doğacak
belâlar üzerine
Okurların dikkati çekilir. (Şiirler) - bir kilo kurşunun
başınızın altındaki
yastığın
BİR KİLO TÜY/
ünden daha ağır geldiğini
nedir tartan
söyleyiniz bakalım? (Ay Operası) - Mutlu insanların serüvenleri olmaz. (Harikalar Tablosu)
- Kim o
Kimse yok
Çarpan yalnızca yüreğim. (Aşk Şiirleri) - ordasın
karşımda
aşkın ışığı içinde
ben de
şuradayım
mutluluğun musikisiyle beraber (Aşk Şiirleri)
Yorum Ekle
[
YORUMLAR
YORUM YAZ!