Eğitim

Beyazlı Kadın – Wilkie Collins Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Beyazlı Kadın – Wilkie Collins Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Beyazlı Kadın kimin eseri? Beyazlı Kadın kitabının yazarı kimdir? Beyazlı Kadın konusu ve anafikri nedir? Beyazlı Kadın kitabı ne konu alıyor? Beyazlı Kadın PDF indirme linki var mı? Beyazlı Kadın kitabının yazarı Wilkie Collins kimdir? İşte Beyazlı Kadın kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Wilkie Collins

Çevirmen: Serim As Özdemir

Orijinal Adı: The Woman in White

Yayın Evi: Can Yayınları

İSBN: 9789750713934

Sayfa Sayısı: 744


Beyazlı Kadın Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Beyazlı Kadın, Victoria süreci kurgusal yapıtları içinde “duygusal gerilim romanı” diye tanımlanan ve Gotik edebiyatın gerilimini, İngiliz edebiyatının ruhsal gerçekçiliğiyle kaynaştıran türün ilk örneği olarak kabul edilir.

Roman karakterlerinin çeşitli ruhsal durumlarını aktaran çarpıcı ifade biçeminin ustası Wilkie Collins, bu ilk romanında gotik romanlardaki dehşeti gizemli İtalyan şatolarından, Victoria süreci İngilteresi’nin daha çağıl, orta derslik evlerine taşıdı. Gotik edebiyat çoğunlukla katliam, delilik, iki eşlilik temalarına odaklanırken Beyazlı Kadın türü romanlar, devrin kırsal malikânelerinde olabilecek bir ekip fena niyetli emelleri ve onlara bağlı vakaları aktarır. Henry James, Collins’in yapıtlarını, “Mr. Collins, gizemlerin en gizemlisini, kapımızın eşiğindeki muammayı romana kattı,” diye tanımlar. Charles Dickens’ın onu yansılamak eden bir roman yazmaya çalışmış olması da Wilkie Collins’in ve Beyazlı Kadın’ın kıymetini belirtmek için kafi sayılabilir. Collins ise kendi tarzını, “evindeki tiyatronun sırları” olarak açıklar.


Beyazlı Kadın Alıntıları – Sözleri

  • “Kelimeler bizi yaralayacakları zaman devleşir, bize hizmet edecekleri zamansa cüceleşirler.”
  • “Kimimiz hayatı koşarak yaşar, kimimizse ağır ağır yürürüz.”
  • Kimimiz yaşamı koşarak yaşar, kimimizse ağır ağır yürürüz.
  • “Kız tımarhaneye kapatılacak kadar deli, ama serbest kaldığı takdirde beni mahvedebilecek kadar da akıllı, anlıyor musun?”
  • “Tanrı’nın lütuflarını kendi sınırlarınız dahilinde kucaklarsınız.”
  • “İnsan zekâsı bugüne kadar erkeklerin kadınları değiştirebileceği ancak iki yol bulabilmiştir. Biri onları yere sermektir; bu, genellikle daha alt tabakadan insanların seçtiği, kibar ve eğitimli insanların nefret ettiği yoldur. Çok daha uzun zaman gerektirse ve çok daha zor olsa da bir o kadar kesin olan diğer yolsa kadınların hiçbir zaman seni kızdırmasına izin vermemektir.”
  • “…ikimiz de apayrı yollarımızda, gizemli gelecekte tekrar karşılaşacağımız o noktaya doğru mu ilerliyorduk?”
  • Ancak hukuk hâlâ, bazı kaçınılmaz durumlarda, kabarık cüzdanların peşinen uşağı olmakta…
  • “Bilinmez bir tehlikenin, geleceğin karanlığında hepimizden gizlendiğini kuvvetle seziyordum.”
  • “Kimimiz hayatı koşarak yaşar, kimimizse ağır ağır yürürüz.”


Beyazlı Kadın İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Uzun soluklu bir kitaptı ve klasik olduğundan de sıkılıp bırakacağımdan korkuyordum. Hiçbir sayfası sıkmadı, durağan bir vakası anlatırken bile dilinin akıcı olması sebebiyle oldukca rahat okudum.
Kitapta en dikkat çeken şey hanımefendilerin toplumdaki yeriydi benim için. Bekarken, evliyken, birinin esi ve kardeşi olarak konumlarıni 740 sayfada oldukca iyi işlemiş yazar. Hikaye aslına bakarsanız gercekte yaşanmış da birilerinin günlüğü kullanılarak birleştirilmiş şeklinde yazılmış. Anlatanlar değişiyor ve vakaya gerçeklik katıyor, devamlı baska bakış acılarını tanıyoruz ve değişik statüden insanların etraflarında olan vakalara iyi mi tepki verdiklerini de anlayabiliyoruz böylece. Aynı zamanda insanların manipulasyonunu da anlayabiliyoruz kolayca.
Hikayemiz bir fotoğraf öğretmeninin zengin bir ailenin kızlarına fotoğraf öğretmesi için işe alınmasıyla başlıyor. Öğretmen ve kızlar içinde bir dostluk hatta daha fazlası gelişiyor. Hikayeyi özetleyen kızımız Marian Halcombe kardeşine oldukca düşkün, onun iyiliğini istiyor ve başta önyagıyla yaklaşsam da duruşu hakiki olan bir karakter. Kadınların daha düşük bir konumda bulunduğunu, daha yetersiz bulunduğunu ara ara belirtiyor fakat kardeşi için yaptıkları sözlerinin aksini kanıtlar biçiminde. Kuvvetli bir karakter. Her sey öteki kardeş Laura’nın eşiyle olan evliliği sebebiyle başlıyor. Kendinden 25 yaş büyük bir insanla, ölmüş babasının dileğini yerine getirmek için bir evlilik gerçekleştiriyor. Bu adam Sir Percival Glyde, bir baron, başta bir centilmen şeklinde gözükse bile hizmetçilere olan kaba tavrından ne tip bir adam olduğu hep ortadaydı. Bu eşiyle olan evliliği ne için yapmış olduğu da oldukca geçmeden ortaya çıkıyor, hatta evlenmeden ilkin bile Laura bu eşiyle olan evliliği yapmamak için direniyor birazcık.
Hikayenin en tilki karakteri de Kont Fosco. Glyde ailesiyle aynı evi paylaşıyor ve Percivalle aynı amacı güdüyor. Bu karakterin garip bir aurası var. Kendisi oldukça çekici, insanlara iyi görünen ve cok akıllı bir adam. Kurduğu planlar, tavrı hep oturaklı ve yerli yerinde. Entrikanin işlemesi için ihtiyaç duyulan ana taş.
Romanın adını almış olduğu beyazlı hanım: Anne Catherick, kendisi bir sırrı bulunduğunu söyleyerek her seyi karıştırıyor ve Laura’nın uyanmasına sebep oluyor diyebiliriz. Ileriki sayfalarda işler karıştığında, oyunlar oynandığında ve minik çaplı entrikalar çevrildiginde Anne her şeyin bir tetikleyicisi konumunda oluyor. Hikayede oldukca azca görüyoruz, devamlı ne anlatacak diye bekliyoruz. Karakterleri de kızdırıyor ve stresten terletiyor, merak ettiriyor. Gerçekleri acıklamasa bile büyük bir karmaşaya sebep olacak bir varlığı var.
İşin ana noktası bir miras problemi. Sir Percival Glyde paragöz bir adam ve borçlarını kapatmak için Laura’nın mirasına ihtiyacı var.
Bu miras kavgası büyüyor büyüyor ve beyazlı kadının açığa çıkarmak istediği sırrı ortaya çıkaracak bir noktaya ulaşıyor.
Belki de daha intikamvari bitseydi daha keyifli olabilirdi (Monte Kristo Kontu şeklinde hayal ediyorum) fakat her şeye karşın asla sıkılmadan okuduğum bir roman oldu. Karakterlerle 13 gündür yaşıyorum. Onları oldukca iyi tanıdığımı düşünüyorum. 1800ler Ingilteresindeydim sanki. (C)

Fazlaca sevdim ….
Evet kesinlikle ; diline ( o devrin saygı duyulan ve son aşama kibar diline hayranım), kurgunun işlenişine, karakter analizlerine , gizemin son ana kadar heyecanı asla yitirmeden devamının sağlanışına fanatik kaldım. Bir kere daha kanaat getirdim ki klasikler es geçmeden okunmalı ve Beyazlı Kadın şeklinde çok da fazla tanınmayan nadide klasik eserler okunmaya devam edilmeli.Her anlamda yazınsal doyuma vesile kitaplarımız iyi ki varlar.
Keyifle , iyi okumalar … (Nurhan Topaloğlu)


Beyazlı Kadın PDF indirme linki var mı?


Wilkie Collins – Beyazlı Kadın kitabı için internette en oldukca meydana getirilen aramalardan birisi de Beyazlı Kadın PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Wilkie Collins Kimdir?

65 senelik yaşamı süresince 30 roman, 60 kısa öykü, 14 sahne oyunu ve 100’den fazla yazı kaleme aldı. Yaşadığı dönemde ve ölümünden sonraki yıllarda, yazınsal çevreler tarafınca  pek ciddiye alınmadığı için, biyografisi yazılacak kadar meşhur biri olmadı. Bu nedenle yaşamı hakkında geniş bir informasyon yoktur. Tıpkı romanları şeklinde yaşamı da kalınca bir sır tabakasıyla kaplıdır.

Yazdığı ilk iki roman oldukca ünlüdür ve bugün hak etmiş olduğu değere ulaşmışlardır. Birer baş yapıt kabul edilen bu eserler, Beyazlı Kadın ve Aytaşı’dır. Diğer romanları, bunlarla aynı seviyede olmaktan uzaktırlar.

Beyazlı Kadın, İngiltere’de yazılan ilk Gotik Roman olma özelliğine haizdir. Her iki roman da gizem türünün birer şaheseri ve ilk örnekleridir. Aytaşı hem de ilk polisiye roman kabul edilmektedir. Beyazlı Kadın ve Aytaşı, bugün hala ilgiyle okunan ve geniş bir okur kitlesi tarafınca beğenilen kitaplardır.

Collins’in yaşamı hakkında azca da olsa informasyon, Charles Dickens vasıtasıyla temin edilebilmiştir.

Her iki yazar 1851 senesinde tanışmışlar ve dost olmuşlardır. Olgunluk dönemindeki Collins, hemen hemen genç bir yazar olan Dickens’ı derinden etkilemiştir. Arkadaşlıkları Charles Dickens’ın 1870’deki ölümüne dek sürmüştür.  O yıl, hayranı olduğu Collins’e özenen Dickens, bir gizem romanı yazmaya girişir fakat ömrü yetmediği için tamamlayamaz. Bu vaka, İngiliz edebiyatçıları içinde, Dickens’ı Collins öldürdü şeklinde hüzünlü esprilere niçin olur.

Dickens, ölümünden bir süre ilkin, elindeki tüm mektupları yaktığı için, Wilkie Collins’in yazdıkları da kül olur gider. Böylece, Collins’in yaşamı hakkında informasyon verecek kaynakların büyük çoğunluğu ortadan kalkar.

Gençlik yıllarından beri baş ağrılarına karşı afyon ve çeşitli ağrı kesiciler kullanan Collins bir süre sonrasında bağımlı hale gelir. Bu yüzden yaşamının sonlarına doğru ciddi ruhsal problemler yaşar. 


Wilkie Collins Kitapları – Eserleri

  • Beyazlı Kadın
  • Aytaşı
  • Lanetli Otel
  • Hukuk ve Kadın
  • Lanet
  • Queen of Hearts
  • The Dream Woman
  • The Frozen Deep
  • Quien Mato a Zebedee?


Wilkie Collins Alıntıları – Sözleri

  • “Kız tımarhaneye kapatılacak kadar deli, ama serbest kaldığı takdirde beni mahvedebilecek kadar da akıllı, anlıyor musun?” (Beyazlı Kadın)
  • “…ikimiz de apayrı yollarımızda, gizemli gelecekte tekrar karşılaşacağımız o noktaya doğru mu ilerliyorduk?” (Beyazlı Kadın)
  • ” (…) Artık neticesi belli olan bu uzun ve esrarengiz hikâyenin ilk kısmını size özetleyen yaşlanmış Gabriel Bet­teredge, gene karşınızda! Ama endişeye kapılmamanızı rica edeceğim. Zirâ size gene Hint elmasından bahsedecek değilim. ” (Aytaşı)
  • “Ben, bir tek dostu ve arkadaşı olmayan bir kadınım. Sevip kıymet verdiği şeyleri yitirmiş, tekrardan bulmaya çalışan bir bayan.” (Hukuk ve Kadın)
  • Benden nefret ettiğin için seni oldukca seviyorum. (Hukuk ve Kadın)
  • Bir hanıma aşkı verin, her şeyi feda eder; acı çekmek de dahil her şeye katlanabilir. (Hukuk ve Kadın)
  • Ancak hukuk hâlâ, bazı kaçınılmaz durumlarda, kabarık cüzdanların peşinen uşağı olmakta… (Beyazlı Kadın)
  • Tüm etik niteliklerin içinde en kolay çürümeye uğrayanı “vicdanlılık” denilen niteliktir. (Lanetli Otel)
  • “Delirmek suretiyle miyim bilmek isterim, lütfen.” (Lanetli Otel)
  • Keşke asla büyümeseydik, ne kadar mutlu olurduk! (Lanetli Otel)
  • Görünüşe aldanmamak, dedim, içinde bulunduğum koşullarda yapabileceğim en zekice şey, her şeyden kuşkulanmak: Bu kırık bir çiçeklik bile olsa. ” (Hukuk ve Kadın)
  • Ama bir zamanlar bizi bağlayan şey tamamen kırılmış olabilir mi? Ben sanki onu asla sevmemiş ve asla tanımamış şeklinde onun yaşamının iyilik ve fenalık yönlerinden de tamamen ayırabilir miyim? (Lanet)
  • Güve mumun alevine doğru uçarsa, sizce alev onu yakmaz mı ? (Lanetli Otel)
  • İnsan yaşamı sanki bir tür hedef tahtası şansızlık oklarını fırlatıp duruyor ve hepsi de hedefi vuruyor. (Aytaşı)
  • Heyecana tutulmuş beyinler için en güzel uyuşturucu müziktir. (Hukuk ve Kadın)
  • ” Benim hurafelere inanan biri olduğumu sanmayın sakın! Hayatım süresince oldukca kitap okumuş biriyim ben. Sizin anlayacağınız, bu tarz şeyleri okuya okuya aşağı yukarı bir âlim olmuş gibiyim! Yetmiş yaşlarında olmama karşın, hafızam hâlâ muhteşem. Yalnız hafızam mı? Sağlık bakımından da sağlamım. Demek oluyor ki, beni cahillik ve ahmaklıkla suçlayamayacaksınız… Yanılmıyorum, değil mi? ” (Aytaşı)
  • “Kelimeler bizi yaralayacakları zaman devleşir, bize hizmet edecekleri zamansa cüceleşirler.” (Beyazlı Kadın)
  • ” (…) Aralık bir kapıya doğru yöneldiğim sırada, saray muhafızlarının üniformasını giymiş iki Hintli’­nin cesetlerini gördüm. Keskin bir feryat, başımı si­lâh müzesinin bulunmuş olduğu yere doğru çevirtti. Ağır yaralı olduğu anlaşılan üçüncü Hintli, sırtı bana dö­nük bir insanın ayakları dibinde inliyordu. İçeri girdiğimi anlayan adam, başını çevirdi. John Herncast­le’ ı derhal tanıdım. Bir elinde bir meşale, diğerinde de kanlı bir hançer vardı. Hançerin kabzasındaki bir taş, meşale ışığı altında tıpkı bir demet çiçek şeklinde par­lıyordu. Can çekişmekte olmasına karşın, dizleri üze­rinde doğrulmaya çalışan Hintli, ana diliyle, «AY TAŞI öcünü senden ve senin âilenden almasını bilecektir!» dedi. Sonra da düşüp öldü. ” (Aytaşı)
  • Karşılaştığımız vakalar kişinin hangi metalden yapıldığını ortaya çıkarır. (Aytaşı)
  • İnsanın ruh haline bağlı olarak vicdanı, kimi süre ona ceza kesebilecek en sert yargıç olur. Kimi zamansa kolaylıkla hata ortakları sıfatıyla hareket edebilen bu ikilinin arasından su sızmaz. (Lanetli Otel)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş