Eğitim

Bilimin Tiranlığı – Paul Feyerabend Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Bilimin Tiranlığı – Paul Feyerabend Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Bilimin Tiranlığı kimin eseri? Bilimin Tiranlığı kitabının yazarı kimdir? Bilimin Tiranlığı konusu ve anafikri nedir? Bilimin Tiranlığı kitabı ne konu alıyor? Bilimin Tiranlığı PDF indirme linki var mı? Bilimin Tiranlığı kitabının yazarı Paul Feyerabend kimdir? İşte Bilimin Tiranlığı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Paul Feyerabend

Çevirmen: Barış Yıldırım

Yayın Evi: Sel Yayıncılık

İSBN: 9789755707105

Sayfa Sayısı: 144


Bilimin Tiranlığı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Kaleme almış olduğu son felsefe kitabı olan Bilimin Tiranlığı’nda Paul Feyerabend, bilimdeki çağdaş mitleri sorgularken bilimin başarıya ulaşmış olup olmadığını değerlendiriyor. Bilim hakkında bazı temel varsayımların yanlış bulunduğunu ve bilimsel ideolojinin büyük bir kısmının insan yaşamı ve doğası hakkında bazı yanlış kavrayışlara neden olan yüzeysel genellemelere dayanarak oluşturulduğunu ileri sürüyor.

Feyerabend’e bakılırsa bilim, çağımızın acil sorunlarını çözemediği şeklinde, yaşamı anlamlı kılan gerçek tekillikleri göz ardı ederek soyut genellemeleri ve kuramsallığı da yüceltiyor. Ona bakılırsa, nesnellik soyutlamaya dayalıdır ve dolayısıyla bedeli oldukça yüksektir. Zira soyutlama, düşüncelerimiz ile deneyimlerimizin arasına girerek her ikisinin de yozlaşmasına neden olur. Pratik deneyimin gerçek dünyada kuramlardan oldukça daha iyi bir yol gösterici bulunduğunu korumak için çaba sarfeden Feyerabend Bilimin Tiranlığı’nda felsefesinin en olgun ve damıtılmış halini sunuyor.

(Tanıtım Bülteninden)


Bilimin Tiranlığı Alıntıları – Sözleri

  • Bilimler çatışmalarla doludur.
  • – “Uyumdan söz edenlerin sesi, buldukları her çeşitliliği kendi uyumlu kurallarına doğal olarak kılmak isteyen tiranların sesine kuşku çekecek kadar benzer!..”
  • Hiçbir şey hakikatten daha uzak olamazdı.
  • Talebe her za­man demokrasinin gücüne ve ifade özgürlüğüne inandığını söylemişti mektubunda; çatışmaların rasyonel bir tartışmayla çözülebileceğine inanmıştı, fakat “şimdi yalnızca benim tarafımda olan silahlı bir adama güvenirim,” diyordu. Gerçekten de haklı. Kim işkenceciler, katiller ve tecavüzcülerle rasyonel bir münakaşa yürütebilir ki?
  • Fakat dünya tek bir tane olsaydı bile, bu dünyada yolumuzu bulmak için en iyi kılavuzun bir dünya görüşü olduğu o denli kati de­ğildir.
  • Jean Amery’nin keşfettiği şeklinde, Hitler’in hapishane­lerinde insanı ayakta tutan en kuvvetli kuvvet Akıl ya da Aydınlanma de­ğil (İncil’e yada Marx’a) sıkı bir inançtı.
  • Evet, kaotik bir dünyada yaşıyoruz ve ona bir sistem uydurmak bir illüzyon yaratmak demek.
  • Bir felsefeci yeni bir moda yaratıyor ve ötekiler koca bir sürü ha­linde kimin o modaya uyup kimin uymadığını araştırmaya başlıyor.
  • Fikirler, tarihsel kazaların, toplumsal güçlerin, bazı bireylerin zekasının ve diğerlerinin ahmaklıklarının sonuçlarıdır.
  • Bağlantısızlık kural dışı değil kuraldır; uyum ise kural dışı olmak şu şekilde dursun, asla yoktur.


Bilimin Tiranlığı İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Feyerabend’e Sosyolojideki Bilim Felsefesi dersinden asinayim. O daldaki mühim isimden biridir. Hocasi olan Popper ve Çağdaşı Tomas Khun..
Kitap, unv derslerinin bir kac tanesinin derslenmesi ile oluşmuş. Dili ağır değil. Ders anlatimindan birebir yaziya aktarildigi icin o bilimsel niteliği olan soğukluktan yapıt yok. Bu benim icin kitabin en güzel yanı.
Insanlik tarihindeki “Tiranlik” lari ele almış. Din, kismen sanat ve şimdi de Bilim. Bilimin sorgulanamaz, kisulsuz sartsiz kabul edilmeyi bekleyen, tüm otoritelere kafa tutan gidişatından behsediyor. Farkli bir görüş açısı..
“Su anda icinde bulundugumuz durumda, yuzyillardir hastaliklarla iç içe olmamiza ve bizi tehdit etmelerine, bunca ilerleme katetmemize, gebetikte cigir acmamiza, embriyo cinsiyetini bile seciyor olmamiza ragmen, nasil oldu da bir covid virusune teslim olduk?” Sorusunu da sorardi inanırım.” Ve ben size söylemiştim, bilimi kendi lehinize denetim altina alin demistim” der, kıs kıs gulerdi..
Bu mevzuda çokça eleştirilmis, bunun da yanlis anlasilmis olmasindan kaynaklandığını düşünüyorum. Bilimsiz ilerlemenin olamayacağını kendisi de belirtmesine karşın, bilim karsiti şeklinde lanse edilmesinin sebebi nedir onu da bilmiyorum.
Bilim de zamaninda Dinin yasadigi tiranligi yasiyor. Son yüzyılda basimiza gelen felaketlerin istisnasiz hepsinin sorumlusu sorgusuz sualsiz ilerleyen bilim teknoloji, hiçe sayilan, yok edilen organik dengenin tepkisi…
Ve Feyerabend bizlere ” Bilimi de sorgulayin” demekle ne kadar hata hapiyor bunu tartismali insanlik.
Hatta bilimden sonrasında siradaki tiranlik kimin? Asıl bunu konusmaliyiz.. (Tutunduğum kitaplar)

Her mevzuda bilimin tek geçerli yol gösterici olamayacağını dile getiren bir kitap Bilimin Tiranlığı. Biroldukça bilim branşının kendine özgü üslupları bulunduğunu ve bunlar içinde çelişkiler bulunduğunu ortaya koyuyor.
Deney ve teorinin karşılaştırmasını yapmış olup çeşitli örneklerle fikrini korumak için çaba sarfediyor Feyerabend. Mesela “Fizik Yasaları Nasıl Yalan Söyler” diye bir kitaba atıfta bulunmuş. O kitabı okumak arzu ederdim doğrusu. Yazara bakılırsa, yüksek seviyedeki teorileri harfi harfine ele almak, bizi doğa ötesi bir ortamla yüzleştirir.
Sizi üstünde düşünmeye sevk edecek bir kitap sadece beklentilerinizi yüksek tutmamanızı tavsiye ederim. (Davet)


Bilimin Tiranlığı PDF indirme linki var mı?


Paul Feyerabend – Bilimin Tiranlığı kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de Bilimin Tiranlığı PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Paul Feyerabend Kimdir?

Paul Karl Feyerabend (d. 13 Ocak 1924, Viyana – ö. 11 Şubat 1994), Avusturyalı felsefeci ve bilim felsefecisi. Karl Popper’ın öğrencisidir, sadece hemen sonra tamamen Popper’a karşıt bir kuramsal konumda düşüncelerini temellendirmiştir. 20. yüzyıl felsefesinde ve bilhassa bilim felsefesi alanında Karl Popper, Thomas Kuhn ile beraber en mühim üçüncü isimdir. Kuhn’un görelikçi kuramına yakın sadece bilimin hem kuramsal hem de toplumsal statüsüne dair köktencilik bir kuramsal reddiye konumuna haizdir. “Anarşist informasyon kuramının” en mühim isimlerinden biridir.

Biyografisi

Paul Feyerabend, 1946 senesinde Viyana’da Tarih, Sosyoloji, Fizik, Gökbilim ve Matematik okumaya başladı. Viyana Çevresi grubuna ilişkin felsefeci ve bilim felsefecisi Victor Kraft’ın yanında felsefe doktora imtihanını verdikten sonrasında, British Consul’dan burs kazanmıştır veLondra’ya gitti. Burada, Ludwig Wittgenstein’ın yanında asistan olarak çalışmaya başlamayı istiyordu. Bu vakit içinde Wittgenstein’ın ölmesi sonucunda Feyerabend, Karl Popper’ın yanında göreve başlamaya karar verdi. Feyerabend ve Popper arasındaki sevgi-nefret ilişkisi böylece temellendi. Feyerabend’in bir çok eseri, esas bakımdan açık ya da örtük olarak hocası Popper’ın eleştirisini içermektedir. 1955 ve 1990 yılları aralığında Berkeley, Hamburg, Auckland, Kassel, New Haven, Londra, Berlin şeklinde birçok yerde bulunmuş oldu, aynı vakit içinde Berkeley ve Zürih’teki Teknik Üniversite’de profesörlük yapmış oldu. 1990’da her ikisinden birden emekliye ayrıldı. Feyerabend, Thomas Kuhn ile beraber esas olarak sosyolojik informasyon yönelimli görelikçi bilim felsefesinin savunucularından birisidir. Yalnız Kuhn’dan daha değişik olarak Feyerabend, mantıksal tutarlılık bakımından kuramsal iddialarını daha çok sonuna kadar götürmekte ısrar eder ve bundan dolayı daha çok tartışmalı bir konumda bulunur.

Feyerabend’in Bilim felsefesindeki yeri

Feyerabend’in bilim felsefesindeki düşünceleri 1968’lerden sonrasında değişik bir gelişim göstermeye adım atar. Feyerabend hocası Popper’ın eleştirel akılcılığını ve bu temelde bilimi temellendirme girişimini kabul edilmez bulur. Akılcılığın bilim felsefesinden arındırılmasına yönelir, zira Feyerabend’e bakılırsa rasyonalizm, ilk olarak ve esas olarak “yasa ve seviye” rasyonalizmidir. Dolayısıyla o bilim felsefesinde görece bir bilim anlayışını savunur. Bu bakımdan Feyerabend’in emek vermesi, bilim felsefesi alanında, malum bir Anarşizm kuramı ya da felsefi bir Dadaizm olarak anlaşılır. Feyerabend, bilimin ortodoks dogmatizmine karşı ya da başka bir deyişle bilimin ortodoks dogmatik tarzda anlaşılışına karşı isyan eder.

Feyerabend, “Akla Veda” diyen öncü adlardan biridir. Aklı tek ve bütünsel bir kalite, onun yönteminin de tek bir yol izlediği fikri Feyerabend’in karşısına almış olduğu bir görüştür. Bunun yanı sıra bilimsel kuramlara ve yönteme tanınan ayrıcalığa da itiraz eder. En mühim metinlerinden birinin adı “Yönteme Hayır”dır. Bilimsel kuramlar tarihsel olarak görelidirler ve informasyon bakımından öteki kaynaklardan üstün ya da ayrıcalıklı bir konuma haiz olamazlar. Feyerabend’in geç dönem yazıları, bir anlamda, Popper’in eleştirel rasyonalizminin geçersizliğini göstermek üstüne kuruludur. Ahmet İnam, Feyerabend’in bilime yönelik anarşist girişimini şu şekilde değerlendiriyor;

Bilim düşmanlığı savunulmuyor burada: Bilimin sınırlan, yeri yurdu, ortaya konuyor, tartışılıyor. Bilimde yaratıcı olabilmiş, bilime katkıda bulunmuş Batılı insan için anarşizmin bir anlamı var: Zincirlerinden kurtulmaya çalışıyor. Kör bilimciliğin tehlikelerini görüyor. Feyerabend, deyim yerindeyse, bilimi ‘ti’ye alıyor, yer yer bir kara gülmece yapıyor bilim üzerine. Buna hakkı var: Bilimi tanıyor, bilim zamanı üstünde detaylı, kapsamlı emekler yapmış, son gelişimleri üzerine yabana atılmayacak görüşler ileri sürmüş…

Feyerabend’in en keskin ifadesi olan “Her şey uyar” (Anything goes) sözü, onun bilimi, din ya da sanat ile aynı noktada ya da onlarla beraber, mümkün olan informasyon olanaklarından biri olarak ele almasının bir sonucu şeklinde ortaya çıkar. Bilim, din, sanat bunların her biri informasyon edinmenin değişik yollarıdır, birbirlerinden daha üstün ya da öncelikli ya da ayrıcalıklı değillerdir. Gerçekliğe ulaşmanın değişik yollarıdır bunlar. Birbirleriyle ölçülebilir ya da kıyaslanabilir değillerdir. Tek bir yönteme indirgenemezler. Buradan Feyerabend ve Kuhn “Eş-ölçülemezlik” sorununa gelirler. Bu kavram bilhassa Kuhn’a ilişkin görünmektedir; yalnız Kuhn bu meseleyi bilim içi değişik kuramların eş-ölcülemezliği bağlamında değerlendirirken, Feyarabend daha ileri giderek bilimin kendisinin diğeri informasyon kaynaklarıyla eş-ölçülemezliği meselesi olarak ele almıştır.

Feyerabend’den Alıntılar

“O zamanlar, hatta daha da yenilerde, çağcıl bilimin yükselişiyle yirminci yüzyıldaki gözden geçirilişi esnasında, Bayan Us, araştırmanın güzel, yardımsever sadece ara sıra fazlasıyla koruyucu olabilen tanrıçasıydı. Bugün onun felsefi koruyucuları (ya da pezevenkleri mi demeliyim?) Bu tanrıçayı ‘olgun’, kısaca geveze fakat dişleri dökülmüş bir hanıma çevirdiler.”

Bilgi Üstüne Üç Söyleşi’nin kapak arkasından;

“Düşünceler, tıpkı kelebekler şeklinde, yalnızca varolmakla kalmaz; gelişir, başka düşüncelerle ilişkiye girer, etkide bulunurlar… Platon düşüncelerle yaşam arasındaki uçurumun söyleşiyle aşılabileceğini düşünmüştü – kendisince, geçmiş olayların yüzeysel bir anlatımı olan yazılı söyleşiyle değil değişik ortamlardan gelen kişiler içinde gerçek, sözlü bir alışverişle. Söyleşinin denemeden daha esinleyici olduğuna ben de katılıyorum. Savlar, uslamlamalar üretebilir. Savların, uslamlamaların işin içinde olmayanlar ya da başka bir okuldan uzmanlar üstündeki etkilerini izah edebilir, bir denemenin ya da kitabın gizlemeye çalmış olduğu açık uçları ortaya serer, en önemlisi yaşamımızın en sağlam olduğuna inandığımız parçalarının kuruntuluğunu tanıtlayabilir. Sakıncalı yanı, tüm bunların yaşayan kişilerin, gözlerimizin önündeki eylemlerine değil, kağıt üstünde yapılması. Yine bir tür arıtkan etkinliğe katılmaya çağrılıyoruz. Yine, “salt” informasyon de içinde olmak suretiyle, yaşamlarımızı hakkaten biçimleyen fikir, idrak, duygu arasındaki savaşlardan oldukça uzağız..”


Paul Feyerabend Kitapları – Eserleri

  • Bilimin Tiranlığı
  • Yönteme Karşı
  • Özgür Bir Toplumda Bilim
  • Akla Veda
  • Bilgi Üstüne Üç Söyleşi
  • Anarşizm Üstüne Tezler
  • Vakit Öldürmek
  • Bilim Kilisesi
  • Problems of Empiricism


Paul Feyerabend Alıntıları – Sözleri

  • Gerçekten tüm evren öylesine muhteşem bir uyum içinde dönmektedir ki, tüm parçalarının düzenini bozmadan herhangi bir şeyin yerinin değiştirilebilmesi ihtimaller içinde değildir. (Bilim Kilisesi)
  • – “Çağdaş kültür”ün ya da “dünya kültürünün bunalımı”ndan bahsettiklerine bakmayın, demek istedikleri Batı bilimsel niteliği olan ve sanat hayatıdır…” (Akla Veda)
  • İnsanın aynı yaşamı paylaşmadığı ve sorunlarını bilmediği insanların sorunlarını çözecek çözümlere haiz bulunduğunu sanmasi budalılık, kendini beğenmişliktir. (Özgür Bir Toplumda Bilim)
  • Bilgi hazır bulunmuyor,insanlarca yapılıyor,bir sanat yapıtı şeklinde. (Bilgi Üstüne Üç Söyleşi)
  • Talebe her za­man demokrasinin gücüne ve ifade özgürlüğüne inandığını söylemişti mektubunda; çatışmaların rasyonel bir tartışmayla çözülebileceğine inanmıştı, fakat “şimdi yalnızca benim tarafımda olan silahlı bir adama güvenirim,” diyordu. Gerçekten de haklı. Kim işkenceciler, katiller ve tecavüzcülerle rasyonel bir münakaşa yürütebilir ki? (Bilimin Tiranlığı)
  • Bir anarşist aklın otoritesini baltalamak için akıl oyunu oynayan gizli saklı gizmen gibidir (Yönteme Karşı)
  • Özgür bir cemiyet, başka geleneklerin onlar hakkında ne söylediğine bakılmaksızın, tüm geleneklere eşit hakların verildiği bir toplumdur. (Bilgi Üstüne Üç Söyleşi)
  • İnsanlar ve tabiat, evvelde koyulmuş belirli sınırlar içinde kalındığı sürece, aşılamayan ve anlaşılamayan kaprisli varlıklar olarak kalacaklardır. (Anarşizm Üstüne Tezler)
  • Sık sık âşık oluyordum, hem de tutkuyla; fakat serüven, ki benim için çoğunlukla hayal gücünün bir işiydi, gerçek olmaya başlıyor şeklinde olunca duygularım değişiyordu. Hemen her hareketim tecrübe etme kabilindendi, tamamlanmamıştı ve kapsamlı bir amaçtan yoksundu. Belki oldukça fazla şeyden hoş­lanıyordum ve bir yere çakılı kalmak istemiyordum. Gece gündüz birinin, tercihen bir kadının ortaya çıkıp işleri yoluna koymasını umut ederek etrafta dolaştığım uzun yalnızlık ve sorun anları oldu. (Vakit Öldürmek)
  • Fizikte görülen gelişmelere paralel olarak, iyi mi kullanılan ölçülerin de devamlı olarak geliştirilmesi gerekiyorsa, aynı şekilde, aydınların kullandıkları standartların da geliştirilmesi gerekir. (Bilim Kilisesi)
  • Tanimadiklari ırk,kültür tane ya da bakış açılarıyla karşılaştıklarında insanların tepkileri değişik farklıdır.
    Şaşkınlıkla ve merakla derhal tanimak ,öğrenmek isteyebilirler;
    Küçümseyebilir ve organik bir üstünlük duygusuna kapilabilirler; iğrenebilir ve açıkça nefret duyabilirler.
    Bir beyin ve ağızları olduğundan da,hissetmekle yetinmez konuşur, duygularini ifade eder ve onları aklamaya çalışırlar.Görecelik işte bu süreçte ortaya çıkan görüşlerden birisidir. (Akla Veda)
  • – “Uyumdan söz edenlerin sesi, buldukları her çeşitliliği kendi uyumlu kurallarına doğal olarak kılmak isteyen tiranların sesine kuşku çekecek kadar benzer!..” (Bilimin Tiranlığı)
  • Hristiyanlık insanlığa sevgiyi öğretmiştir, sevmeyi telkin etmiştir. Sonra da binlerce insanı yakmıştır, sakat bırakmıştır, katletmiştir. Fransız devrimi Akıl ve Ahlak diye yola çıkmış, oluşturduğu kan göllerinin içinde nice canları soluksuz bırakmıştır. ABD her insana özgürlük ve mutluluk getirmek amacıyla kurulmuştur. Uzun süre köleliği, baskıyı, insanoğlunun insanı ufak görmesini kaldırıp atamamıştır. (Bilim Kilisesi)
  • Politik rölativizm, tüm geleneklerin eşit haklara haiz bulunduğunu kabul eder. Bazı kimselerin hayatlarını belirli bir geleneğe bakılırsa tanzim etmeleri, bu geleneğin içinde bulunmuş olduğu toplumun tüm temel haklarıyla donatılması için kafi gelir… Felsefi rölativizm, tüm geleneklerin, teorilerin ve fikirlerin doğru olma şanslarını eşit olarak gören bir doktrindir. (Bilim Kilisesi)
  • Gelenek “her şeyin kralıdır.” Fakat değişik insanoğlu değişik krallara itaat ederler. (Akla Veda)
  • Biraz akordiyon çalardım; iyi de çalardım. Kimse umursamazdı. Bu yüzden kim bilir haiz olduğum bir beceri zaman içinde körleşti. (Vakit Öldürmek)
  • Liberallerin ve Marksistlerin devamlı olarak özgürlükten, eşitlikten ve ger­çeklikten söz ettikleri doğrudur, fakat savundukları eşitlik, tüm yaşam biçimlerine eşit haklar vermez, mesela, Kızılderililere ve Harvard akademisyenlerine eşit davranmaz – yalnızca kendi oyun alanına, Batı akılcılığına giriş hakkı tanır. Diğer yaşam biçimleri söz konusu bile olması imkansız. Gerçeklik de, insanlığın tüm yanlarını kapsayan, insanoğlunun hem bedensel hem ruhsal, hem dün­yevi hem Tanrısal yanlarını barındıran bir şey değildir, aksine, bu oyun alanında meydana getirilen oyunların bir sonucudur. Ne özgürlük ne de informasyon vardır – mevcud tek şey, yeni önyargılar üstüne ku­rulan yeni bir köleliktir. (Anarşizm Üstüne Tezler)
  • Doğanın eylemleri, yaşamı zamana yayılmış bir yaratıkça öngörülemez. (Bilgi Üstüne Üç Söyleşi)
  • Benim şeklinde dalgacı herifin biri, felsefe şeklinde ciddi bir mevzuyu öğretmek için uygun gö­rünmüyordu. (Vakit Öldürmek)
  • Bir felsefeci yeni bir moda yaratıyor ve ötekiler koca bir sürü ha­linde kimin o modaya uyup kimin uymadığını araştırmaya başlıyor. (Bilimin Tiranlığı)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş