Böbrek işlevleri yaralanma yada doz aşımı sebebiyle aniden bozulabildiği gibi diyabet yada yüksek tansiyon sebebiyle yavaş yavaş da zayıflayabilir.İki gidişatta da bel bölgesinde bulunan fasülye biçimindeki bu uzvun kanı atıklardan ve fazla sudan temizletememesi ölümcül olabilir.Kan metabolik bir atık olan üreyle, sodyum , potasyum ve fosfor gibi minerallerle fazla yüklenir.Sodyum, kan tazyikini yükseltir.Potasyum , kumpassız kalp atışına neden olur.Fosfor , kemiklerde kalsiyum kaybına yol açar.
Ağır böbrek yetmezliği olaylarında hastalar, böbreğin ehemmiyetli işlevlerini üstlenen bir rehabilitasyon olan diyalize başvurur.Akut bir problemin çözülmesi sırasında veya aralıksız olarak kullanılabilen diyalizde , makine hastanın kanını tüpler yoluyla arıtıcı bir akışkan içinden geçirdikten sonra bedene geri verir.Tüpler, yarı iletken bir çeperden yapılmıştır.Böyle bir çeperden geçen çözeltideki parçacıklar, osmoz prensibine uygun olarak her zaman yüksek yoğunluklu alandan , düşük yoğunluklu alana doğru hareket ederler.Böylece diyalizde , kandaki zehirli atık parçacıkları çeperi aşarak seyreltik suya geçerken , eritrositler büyük oldukları için çeperin gözeneklerinden geçemezler.
Böbrek yetmezliğinden yavaş yavaş can veren genç bir adamı izlemenin acısı , Hollandal ıdoktor,Willem Kolff’u 1940’ların başında ilk diyaliz cihazını planlamaya yöneltti.Yapımı için lüzumlu olan parçaları çeper güç birleştirdiği cihazın protipini ilk kere 1943 senesinde test etti.Makine ilk birkaç hastayı kurtaramadıysa da 1945 senesinde komadaki bir hastayı yaşama döndürdü.
Diyaliz, böbrek yetmezliği hastalarının yaşamda kalmasını sağlayarak ilk zaferli böbrek nakillerinin de yolunu açtı.Böbrek diyalizi çoğunlukla diyaliz merkezlerinde uygulansa da ev ortamında da diyaliz uygulamaları yapılabilmektedir.
.
