Kitap Künyesi

Yazar: Harry G. Frankfurt

Çevirmen: Gonca Gülbey

Orijinal Adı: On Bullshit

Yayın Evi: Altıkırkbeş Yayınları

İSBN: 9786055532895

Sayfa Sayısı: 56

Boktanlık Üzerine Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Harry G. Franfurt’un Türkçede basılı ilk metni olan “Boktanlık Üzerine” yurtdışı birçok ülkede oldukca okunanlar listesine girmiş olduğu benzer biçimde devletimizde de ilk baskısıyla beraber hatırı sayılır ilgi görmüş oldu ve kısa sürede baskısı tükendi. 

Bir taraftan LaPorte’nin dil ile dışkı içinde kurduğu ilintiyi hafızalarımızda tazelerken öteki taraftan Wittgensteinsal bir paralelde dil ve kelime ilişkilerini kurcalayan, ilişkilendirmeler bakımında fazlaca öneme haiz bir yapıt.

Kitap Altıkırkbeş’in yeni ve hususi serisinin bir ürünü olarak sert kapaklı ve bez ciltli, seriye hususi ebadıyla okurlarıyla buluşacak!

Boktanlık Üzerine Alıntıları – Sözleri

• Herhangi bir şahıs, herhangi bir şeyi olduğundan değişik şekilde ortaya koyuyorsa, kaçınılmaz olarak kendi zihinsel durumunu da olduğundan değişik şekilde sunuyordur.
• Din, siyaset ya da sex. İnsanlar çoğu zaman gereğinden fazla ciddiye alınabilecekleri düşüncesiyle, bu benzer biçimde mevzuları hep birlikteyken açıkça konuşmaktan çekinirler.
• kültürümüzün en göze çarpan özelliklerinden biri de, bünyesinde fazlasıyla boktanlık barındırmasıdır.
• Yalanı söyleyen doğru olarak göstermeye çalmış olduğu şeyin sınırlarına boyun eğer.
  Zaten yalanı uydurabilmesi için de gerçekte doğru olanın ne işe yaradığını bildiğini düşünüyor olması gerekir.
• Kültürümüzün en göze çarpan özelliklerinden biri de, bünyesinde fazlasıyla boktanlık barındırmadısıdır.
• Kendimi ezilmiş köpek benzer biçimde hissediyorum.
• Boş söz ile dışkı içinde tesadüfi benzerlikler vardır .
  Bu benzerlikler boş sözü , boktanın eşi yapar.
  Nasıl boş lafın informatif içinde ne olduğu boşaltılmışsa , dışkının da içinde besleyici olan hiçbir şey yoktur .

Boktanlık Üzerine İncelemesi – Kişisel Yorumlar

İlk araştırma için bu kısacık kitabı seçtim fakat anlatılacak pek oldukca içeriğe haiz. Harry G. Frankfurt bir tek tek bir mevzu üstünde filozofların, ozan ve yazarların yazdıkları eserlerinde geçen “boktanlık” ya da “saçmalık” kelimelerini çağrıştıran sözcükleri irdeliyor. Ayrıca Oxford ingilizce sözlüğünde geçen kelimeler ve açıklamalarını bile göz önünde bulundurmuş. Bunu yaparken birbirleriyle karşılaştırıp benzetiyor ya da bir tek kendi düşüncesini durumu açıklayacak örnekler vererek, kelimeler üstünde yorumlar yapıyor.
Filozoflar: Ludwing Wittgenstein, Blaise Pascal
Ozan: Ezra Pound
Yazar: Eric Ambler
Yaptığı açıklamaları okurken çoğunlukla güldüm. Neden derseniz gerçeği yüzünüze o şekilde bir çarpıyor ki gülünç fakat doğru diye hak vereceğiniz pek oldukca düşünceleri var. Hatta bir tanesini yazayım, benimle aynı mı düşüneceksiniz bakalım. (Bunu yazarken bile gülüyorum…)
UYARI: Midesi kırılgan olanların okumaya devam etmesini tavsiye etmem.
Boş söz ile dışkı içinde tesadüfi benzerlikler vardır. Bu benzerlikler boş sözü, boktanın eşi yapar. Nasıl boş lafın informatif içinde ne olduğu boşaltılmışsa, dışkının içinde de besleyici olan hiçbir şey yoktur. Dışkı besinin cesedi olarak düşünülebilir, yiyeceğin içindeki mühim maddeler tüketildikten sonrasında geriye kalan şeydir dışkı. Bu açıdan dışkı, bizim ürettiğimiz ölümü temsil eder ve işin aslı hayatımızı geçindirmek için bunu yapmak durumundayız. Belki de ölümü oldukca içselleştirdiği için dışkıyı bu denli tiksindirici buluyoruz. Dışkı yaşamsallığın amaçlarına hizmet etmez, aynen boş lafın iletişimin amaçlarına hizmet etmediği benzer biçimde.
Kitap adını hakkaten hak ediyor. Tam bir boktanlık üstüne yazılmış bir kitap. İlk incelememi okuduğunuz için teşekkürler beğenen içinde beğenmeyen içinde.
HERKESE İYİ OKUMALAR (Merve⁷Pehlivanツ)

Kitap şu şekilde başlıyor:
“Kültürümüzün en çok güze çarpan özelliklerinden biri de, bünyesinde fazlasıyla boktan barındırmasıdır.”
ve devam ediyor:
“Herkes bunun farkında. Herkes payına düşeni yapmakta… Durumu kabullenmiş gibi görüyoruz.”
Günümüz hayatına pekala da uyarlanabilir şekilde bulunduğunu düşünüyorum.
Politikacıların oy uğruna yaptıklarını ve söylediklerini düşününce, TV’lerde daha çok izlenme oranı sağlamak ve reklam kapmak adına yaptıkları,
Doğa, ağaç katliamları, atıklar problemi, gdo’lu ve sağlıksız gıdalar vb.,
“Biz balımıza o denli güveniyoruz ki, arılara bile iş bırakmayıp kendimiz yapıyoruz” diyenler,
Özensizlik, -mış benzer biçimde yapmalar, ahlaksızlık, gösteriş …
Harry G. Frankfurt, bu ve bunun benzer biçimde mevzulara da -belki- dikkat çekmek suretiyle yazmış olabilir mi? diye düşünerek devam ediliyor kitaba.
Kitap demek zor aslen, internette yaptığım aramalarda “On-Bullshit” isminde bir makalesi sözkonusu ve A4 boyutunda toplam 16 sayfa.
Bulshit ingilizcede saçmalık, zırva anlamlarına geliyor. Ancak yayınevi -belki satış artırma niyeti sebebiyle- bu adı seçmiş.
Frankfurt; dil ve kelime kullanımı üstüne yoğunlaşmış; ‘bullshit’in hangi durumlarda ne anlama geldiğini, hangi zamanlarda ne olarak kabul edildiğini bilimsel niteliği olan olarak yazmış.
Saçmalık anlamına geldiğinden, kimi zaman ‘dışkı’ olarak kullanıldığından bahsedip, martaval’ın, saçmalık’ın, boş söz’ın kelime anlamlarına ve günlük kullanımlarına yer vermiş. Yalana ve aldatmaya değinmiş, blöfün hayatımızdaki yerine dem vurmuş. Aralarındaki farkları açıklamış. Hangisi höşgörülür hangisi insanları irrite eder, anlatmış.
“Bilinçli varlıklar olarak biz sadece diğerlerinin karşısında var oluruz ve onları bilmeden var olamayız.”
Sonuç olarak mı; İşin doğrusu, Ne yaparsan yap, AŞKLA yap… (Akın Ölmez)

Ne yalan söyleyeyim bu kısacık kitaba bayıldım.
Her okuduğum cümlenin peşinden, tanıdığım ve yaptıklarına anlam veremediğim bazı insanları ,hatta çocukken, buluğluk döneminde kendi yaptıklarımı hatırlayıp gülümsedim.
Bu küçük kitap bizlere, martaval , saçmalık ve yalan üstüne rasyonel bilgiler aktarıyor.
Örnek mi istiyorsunuz ?
Sanatın eski günlerinde
İşçiler çalışırdı büyük özenle
Gözle görünmeyen en küçük yerde bile
Bu sebeple Tanrılar her yerde
Bu dizlerin anlamı oldukça açık . Eski zamanlarda zanaatkarlar kestirmeden gitmiyorlardı .
Dikkatle çalışılıyorlar ve yaptıkları işin her yönü ile ilgileniyorlardı. Ürünün her parçası dikkate alınıyor ve olması gerektiği benzer biçimde tasarlanıp , yapılıyordu.
Bu zanaatkârlar , yaptıkları işin normalde gözle görülmeyecek özellikleri söz konusu olduğunda bile, disiplinden taviz vermiyorlardı.
Bu özellikler eğer doğru şekilde aktarılmamış olsaydı kimse fark etmeyecekti fakat zanaatkarlar vicdanen rahatsız olacaktı.
Bu nedenle , hiçbir şey hasıraltı edilmiyordu.
Ya da denilebilir ki hiçbir boktanlık yoktu. (CEM AKDAG)

Boktanlık Üzerine PDF indirme linki var mı?

Harry G. Frankfurt – Boktanlık Üzerine kitabı için internette en oldukca meydana getirilen aramalardan birisi de Boktanlık Üzerine PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Harry G. Frankfurt Kimdir?

Harry Gordon Frankfurt (29 Mayıs 1929 doğumlu) Amerikalı bir felsefeci . Princeton Üniversitesi’nde felsefenin adını kullanan Profesör , 1990’dan 2002’ye kadar öğrettiği [2] ve daha ilkin Yale Üniversitesi , Rockefeller Üniversitesi ve Ohio State Üniversitesi’nde öğretmenlik yapmıştır.

Princeton Üniversitesi’nde felsefe profesörüdür ve daha ilkin Yale Üniversitesi , Rockefeller Üniversitesi ve Ohio State Üniversitesi’nde ders vermiştir.

Başlıca ilgi alanları etik felsefe , zihin ve fiil felsefesi ve 17. yüzyıl rasyonalizmidir . “Saçmalık” teriminin felsefi bir araştırması olan 1986 tarihindeki “Saçmalık” temalı makalesi, 2005 senesinde bir kitap olarak tekrardan gösterildi ve Jon Stewart’ın The Daily Show benzer biçimde medyada yer alanlara sürpriz bir bestseler haline geldi. 2006’da toplumun gerçeğe olan zararını araştıran bir kitap olan On Truth’u yayınladı.

Felsefeciler içinde Descartes’ın rasyonalizmini yorumlamasıyla tanınan en iyi zamanlardı. Bununla beraber, en etkili emek vermesi, üst düzey görevler konseptine ve ” Frankfurt vakaları ” ya da “Frankfurt” olarak malum şeyleri geliştirmeye yönelik iradenin özgürlüğüne (oldukca sayıda mühim makaleyi yazdığı dayanıyordu karşı örnekler “(doğrusu fikir deneyleri bir insanoğlunun yapamayacağı şeyleri göstermek için tasarlanmıştı, sadece sezgilerinde bu durumun bu özelliğin kişiyi engellemez olduğu söyleniyordu) etik olarak görevli olmak). Frankfurt, muhtemelen önde gelen yaşayan Humean uyumlu halefidir ve Hume’un özgür olmaktan birinin yapmak istediğini yapması görüşünü geliştirir. (Bu görüşü geliştiren ötekiler David Velleman , Gary Watson ve John Martin Fischer’dir .) Frankfurt’un uyumluluk yaklaşımı, öteki felsefe profesörlerinin mühim bir edebiyat mevzusudur. Daha yakınlarda sevgi ve sevecenlik üstüne yazmıştı.

Amerikan Sanat ve Bilim Akademisinin bir üyesidir. Oxford Üniversitesi’nden All Souls College’ın Ziyaret Fellowı; o Başkan, Doğu Kısmı, Amerikan Felsefe Derneği ; Guggenheim Vakfı , Beşeri Bilimler için Ulusal Vesikalık Vakfı ve Andrew Mellon Vakfı’ndan burs ve bağışlar almıştır.

Harry G. Frankfurt Kitapları – Eserleri

• Boktanlık Üzerine
• Gerçek Üzerine
• Aşk Üzerine

Harry G. Frankfurt Alıntıları – Sözleri

• Bizi hayal kırıklığına uğratsalar da hatta acı çektirseler de, onları sevmeye devam ederiz. Sevginin mantıksız olduğuna ikna olduktan sonrasında bile sevmeye devam ederiz. (Aşk Üzerine)
• Boş söz ile dışkı içinde tesadüfi benzerlikler vardır .
  Bu benzerlikler boş sözü , boktanın eşi yapar.
  Nasıl boş lafın informatif içinde ne olduğu boşaltılmışsa , dışkının da içinde besleyici olan hiçbir şey yoktur . (Boktanlık Üzerine)
• Sevginin işlevi, insanları iyi yapmak değil, yaşamlarını anlamlı bir hale getirmektir. (Aşk Üzerine)
• Herhangi bir şahıs, herhangi bir şeyi olduğundan değişik şekilde ortaya koyuyorsa, kaçınılmaz olarak kendi zihinsel durumunu da olduğundan değişik şekilde sunuyordur. (Boktanlık Üzerine)
• Yalanı söyleyen doğru olarak göstermeye çalmış olduğu şeyin sınırlarına boyun eğer.
  Zaten yalanı uydurabilmesi için de gerçekte doğru olanın ne işe yaradığını bildiğini düşünüyor olması gerekir. (Boktanlık Üzerine)
• Tavsiyem şudur: diyelim ki ne yapmış olursanız yapın içten olmayı başaramıyorsunuz . Kararsızlığınızın ve ikilemlerinizin üstesinden gelemiyor, bocalamadan yapamıyorsunuz. Eğer çekingenlikten ve kendinden şüpheden muzdarip olacağınız, kendinizden asla tam anlamıyla doyum olamayacağınız aşikarsa, en azından gülmece anlayışınıza bağlı kalacağınızdan güvenli olun. (Aşk Üzerine)
• Ahlaklı olmayan insanların mutlu olmayacağına inanan insanoğlu mevcut. Ahlaklı olmanın, tatminkar bir yaşam için kaçınılmaz bir şart olduğu doğru olabilir. Ancak kesinlikle tek şart değildir. (Aşk Üzerine)
• Kendimi ezilmiş köpek benzer biçimde hissediyorum. (Boktanlık Üzerine)
• Gerçekler ve gerçekleri önemsemek, bizleri bir tek günlük çıkarlarımız açısından ilgilendirmiyor. Gerçeklerin bundan oldukca daha derin bir anlamı var. (Gerçek Üzerine)
• Sevgi, sevilen şeyin var olması için karşılık beklemeden gösterilen bir ilgidir.
  Seven, sevdiğinin büyüyüp gelişmesini ve zarar görmemesi arzular ve bunu salt başka bir amacı yüceltmek  için arzulamaz. (Aşk Üzerine)
• Eski tanımı kullanacak olursak, İNSANOĞLU RASYONEL BİR HAYVANDIR. Rasyonalite bizlerin en ayırt edici özelliğidir. Temelde bizleri öteki tüm türlerden ayırır.Dahası, rasyonalitemizin bizleri öteki türlerden üstün kıldığını düşünmeye dair kuvvetli bir eylemimiz vardır ve kendimizi bu mevzuda ikna etmişizdir. Bu her durumda, insanoğlunun ısrarla ve inatla en fazla böbürlendigi özelliğidir. (Gerçek Üzerine)
• Doğru ve yanlış arasındaki ayrıma saygımız yoksa, o vakit oldukca kıymet verdiğimiz ” rasyonaliteye” de hoşça kal diyebiliriz. (Gerçek Üzerine)
• Bir arkadaşımızın bizlere yalan söylediğini keşfetmek kendimizi birazcık kafadan çatlak hissetmemize sebep olur. Bu bulgu bir tek yanılgıya düştüğümüzü, yanlış karar verdiğimizi anladığımız için canımızı sıkmaz; kendimizle ilgili, oldukca daha rahatsız edici bir şey de ortaya çıkar; kendi doğamızın güvenilir olmadığını, güvenilmemesi ihtiyaç duyulan birine güvenmemize yol açtığını görürüz. (Gerçek Üzerine)
• Rasyonel olmak temelde nedenlere karşı uygun tepkiler geliştirmekle alakalıdır. (Gerçek Üzerine)
• Bir şey, yarattığı fark yardımıyla önemlidir. Varlığı ya da yokluğu bir şey değistirmiyorsa, doğrusu her şey aynı kalıyorsa, o şeyi umursamanın bir anlamı yoktur. (Aşk Üzerine)
• İnsanların yalan söyledikleri ya da başka tür sahtekarca tavırlar geliştirdikleri gerçeği ne onlarla yaşamayı ne de kontakt oluşturmayı olanaksız hale getirmiyor. Bu gerçek bir tek daha dikkatli olmamız icap ettiğini gösteriyor.
  …Kendimize güvendiğimiz sürece, karşıdakinin doğruluğuna güvenmemiz o denli da lüzumlu olmuyor. (Gerçek Üzerine)
• Kültürümüzün en göze çarpan özelliklerinden biri de, bünyesinde fazlasıyla boktanlık barındırmadısıdır. (Boktanlık Üzerine)
• Şüphesiz insanoğlunun kendine dair gerçek bilgiye erişmesi oldukça zor, dahası İNSANIN KENDİ GERÇEĞİ IZDIRAP VERİCİ DE OLABİLİR. Ancak hayatlarımızı başarı göstermiş bir halde sürdürmeye çabalarken, kendimizle ilgili rahatsız edici gerçeklerle yüzleşmeye hazır olmak, dış dünyada ne ile karşı karşıya olduğumuzu bilmekten daha mühim olabilir. (Gerçek Üzerine)
• Eğer güneşe aşık olsaydım geceye yazık olurdu.ben de o gözlere aşık oldum tüm evren benim oldu.. (Aşk Üzerine)
• Din, siyaset ya da sex. İnsanlar çoğu zaman gereğinden fazla ciddiye alınabilecekleri düşüncesiyle, bu benzer biçimde mevzuları hep birlikteyken açıkça konuşmaktan çekinirler. (Boktanlık Üzerine)