Eğitim

Bordamıza Vuran Deniz – Yedinci Gün – Orhan Hançerlioğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Bordamıza Vuran Deniz – Yedinci Gün – Orhan Hançerlioğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Bordamıza Vuran Deniz – Yedinci Gün kimin eseri? Bordamıza Vuran Deniz – Yedinci Gün kitabının yazarı kimdir? Bordamıza Vuran Deniz – Yedinci Gün konusu ve anafikri nedir? Bordamıza Vuran Deniz – Yedinci Gün kitabı ne konu alıyor? Bordamıza Vuran Deniz – Yedinci Gün PDF indirme linki var mı? Bordamıza Vuran Deniz – Yedinci Gün kitabının yazarı Orhan Hançerlioğlu kimdir? İşte Bordamıza Vuran Deniz – Yedinci Gün kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Orhan Hançerlioğlu

Yayın Evi: Remzi Kitabevi

İSBN: 9789751407283

Sayfa Sayısı: 192


Bordamıza Vuran Deniz – Yedinci Gün Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

BORDAMIZA VURAN DENİZ Antep’ten İstanbul’a göçen bir ailenin beş çocuğundan her biri, aradan geçen yirmi beş yıl içinde, kendine değişik bir yaşam yolu çizmiştir. Kardeşlerden yalnızca Sedat ve Vedat kendi özkimlikllerini sorgular, ikisi de kişilik yitimine karşı kendi yöntemleriyle savaşım ederler… Ama aralarından biri mücadeleden kendi isteğiyle vazgeçecektir…YEDİNCİ GÜN Ömer, Bakanlıkta Müsteşar’a bağlı olarak iş yapmaktadır. Tertipli bir yaşamı vardır. Ama bu öldürücü rutinlikten sıkılmakta, adeta boğulmaktadır. Ve bigün Müsteşar’ın suratını üç yumrukta darmadağın edip, İstanbul uçağına tek gidiş bir bilet alır. Tayyare bulutların üstünde yükselirken, Ömer’in önünde oldukca değişik bir kimliğin kapıları aralanmaktadır…


Bordamıza Vuran Deniz – Yedinci Gün Alıntıları – Sözleri

  • Ben, hayatta, sizin yarı yolda bıraktığınız şeyleri sonuna kadar götürdüm, o denli.


Bordamıza Vuran Deniz – Yedinci Gün İncelemesi – Kişisel Yorumlar


Bordamıza Vuran Deniz – Yedinci Gün PDF indirme linki var mı?


Orhan Hançerlioğlu – Bordamıza Vuran Deniz – Yedinci Gün kitabı için internette en oldukca meydana getirilen aramalardan birisi de Bordamıza Vuran Deniz – Yedinci Gün PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Orhan Hançerlioğlu Kimdir?

1939 senesinde İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni tamamladı. Keşan ve Karaisalı’da kaymakamlık yapmış oldu. İstanbul Belediye Müfettişi, Emniyet Şube Müdürü, İstanbul Belediyesi Kent Tiyatrosu Müdürlüğü yapmış oldu. 1954’ten sonrasında İETT Hukuk İşleri Müdürü olarak çalıştı. 1978’de emekli oldu.

Sanat hayatına şiirle girdi. Bir şiir kitabı çıkardı (Kıvılcım, 1936). Bazı dergilerde şiir yayımlamaya devam etti. Bir süre hikâye ile uğraştı. Bir hikâyesi Şadırvan dergisi yarışmasında birincilik kazanmıştı. 1951’den 1957’ye kadar her yıl bir roman çıkardı. İlk romanı “Karanlık Dünya” ile dördüncü romanı “Ekilmemiş Topraklar”’da Anadolu sorunlarını ele aldı. Diğer romanlarını ise büyük kent yaşamlarından seçtiği sahnelerle ördü. Romanlarını birer büyük hikâye ölçüsüyle daraltması, her birinde yeni bir şekil denemesine girişmesi, dikkati çeken özelliklerindendir.

1956 senesinde “Ali” adlı romanıyla Türk Dil Kurumu Ödülü’nü kazanmıştır. Orhan Hançerlioğlu 1956-58 yılları arasındaTRT uzun dalga radyo yayınında akşam saatlerinde yer edinen “Binbir gece masalları” adlı yayında masalları seslendirdi.


Orhan Hançerlioğlu Kitapları – Eserleri

  • Ali – Kutu Kutu İçinde
  • Bordamıza Vuran Deniz – Yedinci Gün
  • Ruhbilim Sözlüğü
  • Büyük Balıklar – Oyun
  • Ekonomi Sözlüğü
  • Ticaret Sözlüğü
  • Karanlık Dünya
  • Türk Dili Sözlüğü
  • Yedinci Gün
  • Toplumbilim Sözlüğü
  • İslam İnançları Sözlüğü
  • Felsefe Sözlüğü
  • Fikir Tarihi
  • Dünya İnançları Sözlüğü
  • Mutluluk Düşüncesi / Başlangıcından Bugüne
  • Felsefe Ansiklopedisi
  • Başlangıcından Bugüne Özgürlük Düşüncesi
  • Karanlık Dünya
  • İnanç Sözlüğü


Orhan Hançerlioğlu Alıntıları – Sözleri

  • Mânâsı olmayan bir şey ise yaşamıyor anlama gelir. Taşların, toprakların, ağaçların ve böceklerin bile bir mânâ ifade etmiş olduğu bu dünya üstünde kendimden kuşku etmem de ne yaparım? (Karanlık Dünya)
  • Ahmet birkaç kez bu insanın yaşamaktan ne zevk aldığını düşünmüştü. İçinde bulunmuş olduğu dünyanın bilincinde olmayan bu sağlam makinede ne güneşin doğuşundan, ne kuşların ötüşünden, ne mevsimlerin geçişinden hiçbir iz yoktu. Bu adam acaba ne için yaşıyordu?… (Karanlık Dünya)
  • Yaşamayı sevinç ile karşılamaya başladığı günden beri yüzünün asık bulunuşu kesinlikle esaslı bir sebebe dayanırdı. (Karanlık Dünya)
  • Yaşamamız gerek Gönül.. Yaşamak bizim de hakkımız olmalı. (Yedinci Gün)
  • İyilik ve fenalık. İşte tüm sorun bu iki ruhu mümkün olmasıyla birlikte zarar vermeyecek surette bağdaştırabilmektedir. Ne yazık ki dünya kurulalı beri be din, ne felsefe, ne kanun bu işi bir türlü beceremedi… (Karanlık Dünya)
  • Dünyadaki tüm sevgilerin toplamı kadar seviyorum seni. . (Yedinci Gün)
  • Bulunduğum yere alıştım, fakat itiraf etmeliyim ki memnun değilim. Tabi ki mümkün olmayan hayaller, tatmini imkânsız hayaller içindeyim. (Karanlık Dünya)
  • Başkalarına karşı maske taşımaya o denli alışmışızdır ki, sonunda kendimiz bile gerçek yüzümüzü unuturuz. (Fikir Tarihi)
  • Ne var ki artık, yoksulluk ve acı çeken insan yığınlarına öğütler yetmiyor.Onları baskı altında tutacak, başkaldırmalarını önleyecek bir güç gerekmektedir.Bu güç ‘devlet’tir. (Fikir Tarihi)
  • Sonraki acıyı bilmeyen bilgisiz yakın mutluluğu seçer, yarasına bıçak vurdurmaz. Sonraki mutluluğu bilen bilgili yakın acıyı seçer, yarasına bıçak vurdurur. Her ikisi de seçimlerinde zorunluğun peşinden gitmektedirler. Ancak bilgidir ki gerçek zorunluğu sahtesinden ayırabilir. Bilgisizin zorunluğu mutsuzluğa, bilgilinin zorunluğu mutluluğa ulaştırır.
    İşte bu bilgidir ki kişiyi özgür kılar, mecburi vakalara egemen yapar.
    SOKRATES (Başlangıcından Bugüne Özgürlük Düşüncesi)
  • Yapabilseydim eğer… Ne kadar arzu ederdim, düşünmemeyi. (Ali – Kutu Kutu İçinde)
  • Yaşamak?… Ama iyi mi yaşamak?… “Ben bu yaşamayı sevmiyorum,” diye mırıldandı. (Yedinci Gün)
  • “Gelmek senin elinde miydi de gitmek elinde olsun?… Marifet ölmekte değil, yaşamakta..” (Yedinci Gün)
  • “Acımasız ve ceberrüt” olarak bildiğimiz “Ceberrut” aslına bakarsak tanrıya ulaşmanın bir aşaması. Tanrınında büyüklüğünü dile getiren bu sözcük aslına bakarsak “güç” anlamına gelen İbranice “geburah” sözcüğünden türemiştir. Ayrıca bu terim tanrının niteliklerini de dile getirir. Buna rağmen tanrının kendiliğine lâhût denir. İslam gizemciliğine bakılırsa en üste lâhût alemi, ortada ceberrut âlemi, altta da melakût alemi vardır. Tanrıya bu alemleri geçerek ulaşılır. (İnanç Sözlüğü)
  • Davranışlarını akla bakılırsa düzenleyenler delilerden daha deli olduklarından insanlıklarını unutur “tanrılığa özenirler.” (Mutluluk Düşüncesi / Başlangıcından Bugüne)
  • Kazık, çakılmıştı bir kez.
    Çıkarmak kolay olmayacaktı elbet. (Fikir Tarihi)
  • İdealizmin vardığı netice şudur: Evrende tek varlık (Ruh, Tanrı) vardır, o da var bulunmayandır. (Felsefe Sözlüğü)
  • Düşünmelisiniz… Başüstüne… Ama neyi düşünmeli, iyi mi düşünmeli? Maziyi düşünsem, faydasız. İstikbalimi düşünsem, karanlık. O denli karanlık ki onu göremiyorum. (Karanlık Dünya)
  • Geçmiş tüm ürpertileriyle karşısına dikilmişti. (Yedinci Gün)
  • Descartes, “Düşünüyorum, öyleyse varım” (Felsefe Sözlüğü)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş