Bu sene teravih namazı kılınacak mı 2022? Ramazan ayı yaklaşması ile “Teravih kılınacak mı? Ramazan’da teravih namazı kılınacak mı 2022?” soruları müslümanlar tarafınca cevap arıyor. Pandemi dolayısıyla son 2 senedir camilerde teravih namazı kılınamıyordu. Peki, Bu sene camilerde teravih namazı kılınacak mı? Bu sene teravih namazı kılınacak mı 2022? İşte detaylar…
2020 ve 2021 yıllarında Koronavirüs salgını sebebiyle alınan önlemler kapsamında teravih namazları evden kılınmıştı. Vatandaşlar Ramazan ayına sayılı günler kala teravih namazı kılınacak mı sorusuna cevap aramaya başladı. Bu sene şu demek oluyor ki 2022 senesinde hemen hemen camilerde teravih namazı kılınıp kılınmayacağı ile ilgili bir izahat yapılmadı. Ancak aşılama oranındaki artış ve olay sayılarındaki azalma sebebiyle bu sene teravih namazının camilerde kılınması umut ediliyor.
İlk teravih namazı 1 Nisan Cuma günü yatsı namazından sonrasında kılınacaktır.
Teravih namazı, yatsı namazından sonrasında kılınan bir namazdır. Dinimizde geceler ilkin geldiği için teravih namazı ilk olarak oruç tuttuğumuz günden bir günün öncesi şu demek oluyor ki bir gece ilkin kılınmıştı. Haliyle ilk teravih namazı da oruç tutacağımız ilk günün bundan önceki gecesi kılınacaktır.
Yani ilk oruç günü 2 Nisan Cumartesi olduğundan ilk teravih namazı da bu günün gecesi olan 1 Nisan Cumayı 2 Nisan Cumartesiye bağlayan gece kılınır!
Nafile namazların tek başına kılınması daha faziletli olduğu hâlde, teravih namazının cemaatle kılınması Hz. Peygamberin (s.a.s.) uygulamasıyla sabittir. Nitekim Hz. Peygamber teravih namazını birkaç kez cemaate kıldırmış, sadece ondan sonra farz olur düşüncesiyle cemaate kıldırmaktan vazgeçmiştir (Buhârî, Salâtü’t-Teravih, 1; Müslim, Salâtü’-Müsâfirîn, 177).
Hz. Ömer halife olunca, halkın dağınık bir halde teravih namazı kıldıklarını görüp, yeniden cemaatle kılınmasının daha uygun olacağını düşünmüş ve sahabeyle istişare ederek bu namazın tekrardan cemaatle kılınmasını başlatmıştır. Halkın vecd içinde bu namazı kıldıklarını görünce, “Ne güzel bir âdet oldu” diyerek memnuniyetini belirtmiştir (Buhârî, Salâtü’t-Teravih, 1). Hz. Ali de, bu uygulama sebebiyle “Ömer mescitlerimizi teravihin feyziyle nurlandırdığı şeklinde, Allah da Ömer’in kabrini o şekilde nurlandırsın.” (Müttakî, Kenzü’l-ummâl, XII, 576) diye yakarma etmiştir.
Hz. Peygamberin (s.a.s.) kıldığı teravih namazlarının kaç rekât olduğu mevzusunda, üstünde ittifak edilen bir rivayet bulunmamaktadır. Her ne kadar onun vitir dâhil yirmi üç rekât teravih kıldığı yönünde bazı rivayetler var ise da (İbn Ebî Şeybe, el-Musannef, III, 395; Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, II, 698) bunlar fukaha tarafınca değişik değerlendirilmiştir. Dolayısıyla bu mevzuda Hz. Âişe’nin, Hz. Peygamberin (s.a.s.) Ramazan ayındaki gece namazlarıyla ilgili hadisinden ve Hz. Ömer’in teravihin cemaatle kılınmasını başlatmasıyla ilgili haberlerden hareketle bir sonuca ulaşılmaya çalışılmaktadır. Bu konudaki haberler şöyleki değerlendirilebilir:
Resûlullah’ın (s.a.s.) Ramazan’daki gece namazları sorulduğunda, Hz. Âişe, “Resûlullah, Ramazan ve Ramazan dışındaki gecelerde on bir rekâttan fazla (nafile namaz) kılmamıştır.” (Buhârî, Teheccüd, 16) karşılığını vermiştir. Başka bir rivayette bu sayı on üç olarak zikredilmektedir (Müslim, Salâtü’l-Müsâfirîn, 123-124). Ilk olarak bu hadisin teravih namazı hakkında olduğu mevzusunda bir açıklık bulunmamaktadır. Diğer taraftan Hz. Âişe’nin, Allah’ın elçisinin Ramazan ayında ve Ramazan dışındaki gecelerde on bir yada on üç rekât namaz kıldığını belirtmesi, onun teravih haricinde sürekli olarak kıldığı bir gece namazının bulunduğunu göstermektedir. Zaten Kur’an-ı Kerim’de de, “Gecenin bir kısmında uyanarak, sana mahsus bir nafile olmak suretiyle namaz kıl. Umulur ki Rabbin, seni övgüye kıymet bir makama gönderir.” (İsrâ, 17/79) buyurulmaktadır.
Yukarıda zikredilenlerden, söz mevzusu probleminin, Ramazan ayında Hz. Peygamberin (s.a.s.) öteki ibadetlerinde olduğu şeklinde, gece namazlarında da bir artış olup olmadığını öğrenmek amacıyla sorulmuş olduğu ve teravih namazıyla bir ilişkisinin olmadığı anlaşılmaktadır. Hz. Âişe’den rivayet edilen, “Resûlullah (s.a.s.) Ramazan ayında, öteki aylarda görülmeyen bir gayrete girerdi. Ramazan’ın son on gününde ise oldukça daha çok bir çaba gösterirdi. Son on günde, geceyi ihya eder, ailesini de uyandırırdı.” (Buhârî, Fazlu Leyleti’l-Kadr, 5; Müslim, İtikâf, 7, 8) hadisi bu görüşü desteklemektedir. Diğer taraftan, bu hadisin teravihin meşru kılınmasından ilkin mi, yoksa sonrasında mı olduğu da belli değildir.
Öte taraftan Hz. Ömer zamanındaki cemaatle kılınan teravih namazlarının rekâtları mevzusunda yirmi ve on bir rekât şeklinde iki rivayet vardır (İbn Ebî Şeybe, el-Musannef, III, 392, 394). Kaynaklarımızda Hz. Ömer’in dönemiyle ilgili değişik rivayetler olmakla beraber ondan sonra teravihin yirmi rekât olarak yerleştiği ve günümüze kadar da cemaatle kılınarak bu şekilde devam etmiş olduğu ifade edilmiştir (Bkz. İbnü’l-Hümâm, Feth, I, 485; Aynî, Umde, XI, 126-127; Mâverdî, el-Hâvî, II, 291; Şevkânî, Neylü’l-evtâr, III, 516, 521).
Teravih namazı, Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali dönemlerinden başlayarak günümüze kadar cemaatle yirmi rekât olarak kılınmıştır. Sahabeden kimse buna itiraz etmemiş ve âlimler tarafınca da bu şekilde kabul edilmiştir. Günümüzde de, başta ülkemiz olmak suretiyle pek oldukça İslam ülkesinde teravih namazı cemaatle 20 rekât olarak kılınmaktadır.
Bununla beraber şunu da ifade etmek gerekir ki, teravih namazı nafile bir yakarma olduğundan, farz şeklinde telakki edilmesi de doğru değildir. Bu nedenle, bitkinlik, meşguliyet ve benzeri sebeplerle, teravih namazının evde 8, 10, 12, 14, 16 yada 18 rekât kılınması hâlinde de sünnet yerine getirilmiş olur. Ancak cemaate iştirak etmeye çalışmak daha iyidir.
Teravih Namazı, Dini, Gündem, Yaşam, Haberler
