Cem Garipoğlu kimdir? Cem Garipoğlu öldü mü? Münevver Karabulut katili Cem Garipoğlu ailesi kim?

Cem Garipoğlu Münevver Karabulut cinayeti üstünden 13 yıl geçti. O dönemde ülkeyi hem yasa hem endişeye boğan katliam bilgileri günler sonrasında açıklandı.Münevver Karabbulut’un babadı çıkmış olduğu canlı yayında yaşadıklarını söyledi. Cem Garipoğlu tarafınca işlenen dehşet verici katliam yine gündeme geldi. Vatandaşlar internette “Cem Garipoğlu kimdir? Cem Garipoğlu öldü mü? Münevver Karabulut katili Cem Garipoğlu ailesi kim?” araması yapıyor. Peki Cem Garipoğlu kimdir? Cem Garipoğlu öldü mü? Münevver Karabulut katili Cem Garipoğlu ailesi kim?

CEM GARİPOĞLU KİMDİR?

Cem Garipoğlu 1991 tarihinde dünyaya geldi. Henüz 8 yaşlarındayken ilk olarak Fransa’ya ondan sonra da İngiltere, Almanya, Portekiz, İspanya, Rusya, Çin’e gitti. Oldukca sayıda ülkeyey gittiği için birkaç dil bilen Garipoğlu, 2007 senesinde İstanbul’da bir kolejde eğitim almaya başladı. Hususi şoförüyle okula giden Cem Garipoğlu sevdiği Münevver Karabulut’u öldürdü.

CEM GARİPOĞLU ÖLDÜ MÜ?

Cem Garipoğlu cinayetin peşinden 24 yıl hapis cezasına çarptırıldı. 10 Ekim 2014 tarihinde Cem Garipoğlu’nun Silivri’de kapalı cezaevi koğuşunda intihar etmiş olduğu ve ölü bulunmuş olduğu söylenildi. Fakat Cem Garipoğlu’nun Çin’de yaşamış olduğu şüphesi bulunmaktadır.

CEM GARİPOĞLU MEZASI AÇILACAK MI?

Avukat Epözdemir “Eğer müvekkillerden bu yönde bir talep gelirse, avukat olarak Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 87. Maddesinin 4. fıkrası uyarınca, mezarın açılarak kurtarılışı mezar işleminin yapılması, doku ve DNA örnekleri üstünden tekrardan araştırmaların yapılması yönündeki talebimizi Başsavcılığa sunacağız. Bu konudaki hukuki girişimleri derhal yapacağız. Müvekkillerden bayram sonrasında bu yönde bir talep gelirse, maddi gerçeğin ortaya çıkması ve adaletin tecellisi için tarafımızca derhal lüzumlu hukuki yollara başvurulacaktır” dedi.

Epözdemir bundan ortalama 13 yıl ilkin öldürülen Münevver Karabulut, cinayetin işleniş şekli, kullanılan araçlarla canice işlenmiş bir katliam bulunduğunu şu sözlerle açıkladı:

“Olay yeri, Adlı tıp, kolluk ve mahkemede yaşanmış olan dikkatsizlik ve soruşturmayı etkilemeye matuf girişimler sebebiyle, tarafımızca ikame edilen hukuki süreçler doğrultusunda, toplamda 11 dava açılmış ve bu süreçte bu cinayeti gizlemeye, delilleri yok etmeye ve yargıyı etkilemeye çalışan tüm adli tip, güvenlik ve yargı mensupları ile öteki kişiler hak ettikleri cezaları almıştır. Tüm engelleme çabalarına ve tehditlere karşın, mağdur aile vekili olarak başvurduğumuz tüm hukuki süreçler mahkûmiyet ile sonuçlanmış, emsal mahiyette kararlar verilmiştir.”

Avukat Epözdemir, “Bu hunharca ve vahşice işlenmiş katliam, Türkiye’de hanıma sertlik ve hanım cinayetleri açısından farkındalık oluşması ve fikri takip sürecinin işletilmesi noktasında bir ilk olmuş ve son aşama mühim bir yer edinmiştir” dedi. Epözdemir şu sözleri de ekledi:

“Bilhassa, vaka yeri araştırma, vaka yerindeki tutanaklara geçmeyen ve kayda alınmayan yüksek miktardaki paranın akıbeti, adli tıpta yaşanmış olan skandal, cinayetin en mühim delili olan kamera kayıtlarının yok edilmesi, mahkemede yaşanmış olan reddi başat süreci, savcılık şikâyetine mevzu ettiğimiz avukat olarak aldığımız tehdit ve çıkar teklifleri ile savaşım etmek zorunda kaldığımız tüm bu zorluklar ve yargılamayı etkileme çabaları sebebiyle Türkiye’de tüm ceza muhakemesi kurumlarının batkı etmiş olduğu ve sistemin sorgulandığı bir süreç yaşanmıştır.”

“KIZI ÖLDÜRÜLEN AİLENİN KAFASINDAKİ SORU İŞARETLERİNİ GİDERİLMELİ”

Yargıya düşen en temel görevin ise şüphesiz ki kızları öldürülen ailenin kafasındaki sual işaretlerini gidermek ve maddi gerçeği ortaya çıkarmak icap ettiğini açıkladı.

Epözdemir Garipoğlu’nun intihar bilgisi ulaştıktan sonra da yaşananları söyledi:

“Anne Nagihan Karabulut ve Süreyya Karabulut ile Silivri Cumhuriyet Başsavcılığına gittik, ilkin devrin Cumhuriyet Başsavcısı ile görüştük, sonrasında kendisinin yönlendirmesiyle soruşturma savcısı ile görüştük.

Otopsi işlemi yapılırken Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 87. Maddesinin son fıkrasına nazaran cesedin görüntüleri kayda alındığından, Nagihan Karabulut ile fotoğrafları ve DNA örnekleri üstünden meydana getirilen incelemeler neticesinde hazırlanan raporu inceledik. Hatta Savcı Hanım genç bir meslektaşımızdı, kendisi de öğrenciyken, bu vakası takip ettiğini, oldukca etkilendiğini ve üzüldüğünü açıkladı ve Nagihan hanıma sarılarak birazcık da duygulandı.

Nihayetinde Başsavcılık olarak meydana getirilen otopsi işlemi ve Adlı tıp raporları neticesinde, ölenin Cem Garipoğlu olduğuna ilişkin kanaatlerinin kati bulunduğunu, bu konudaki tüm araştırmaların yapıldığını açıkladı. Dosyadaki fotoğraf ve adli tıp raporları ve DNA incelemeleri neticesinde, ölenin Cem Garipoğlu olduğuna inandıklarını müvekkiller de ifade ettiler.”

BAŞTA MEZARIN AÇILMASINI İSTEDİ

Aradan geçen 7,5 senelik süreçte yalnızca 9 ay kadar ilkin, bu hunharca ve vahşice cinayetin işlendiği evindeki kanepe üstünde Garipoğlu ailesinin fotoğraflarının toplumsal medyada paylşatıktan sonrasında, anne Nagihan Karabulut ile görüştüklerini belirten Epözdemir, “Kendisi mezarın açılması benzer biçimde bir düşüncesinin bulunduğunu açıkladı. Benden hukuki süreç ile ilgili data aldı. Bu mevzuda kendilerinden bir talep geldiği anda lüzumlu hukuki işlemleri yapabileceğimizi ve başvuruları yapabileceğimizi ifade ettim. Sonrasında, kendisi bu talep sebebiyle kamuoyunda yanlış bir idrak uyanmasını istemediğini, insanların seneler sonrasında bu mevzu üstünden gündeme geliyormuş benzer biçimde düşünmesini istemediğini, bunun kendisini ve ailesini üzeceğini ve incitebileceğini, tekrardan bu şekilde bir süreç yaşamak istemediğini ifade ederek, şimdilik mezarın açılmasını istemediğini açıkladı” dedi.

Baba Süreyya Karabulut haberin ardında Tüm Türkiye’nin haiz çıktığını söyleyerek “Türkiye’nin dört bir yanından destek telefonları geldi. Bayramdan sonrasında mezarın açılmasını talep edeceğim” sözlerini söylemiş oldu. Haber Twitter’da da gündem oldu. Herkes şüphelerini söylemiş oldu. Cem Garipoğlu’nun cezaevinde intihar etmeden 2 ay ilkin günde 13-14 saat Çince öğrendiğini ve Çin’de olabileceğini belirtenler bile oldu.

CEM GARİPOĞLU AİLESİ KİM?

29 Ekim 1991 doğumlu Cem Garipoğlu, meşhur iş insanı Hayyam Garipoğlu’nun yeğeni, Makbule Tülay Garipoğlu ve Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafınca el konulmuş olan Sümerbank’ın ortaklarından Mehmet Nida Garipoğlu’nun dört çocuğundan ikincisiydi.

TMSF’nin Sümerbank’a el koyması ve babasının 18 ay hapis yatmasıyla Cem Garipoğlu’nun yaşamı da değişti. Evlatlarının iyi bir eğitim görmesini isteyen baba Mehmet Garipoğlu, hapse girmiş olduğu dönemde Cem Garipoğlu’nu yurtdışına gönderdi.