COVİD-19’da yeni varyant Eris kabusu

İSTANBUL (İGFA) – Mutasyonlar sebebiyle birçok değişik alt türleri oluşan COVİD-19’un son günlerde konuşulan iki mühim versiyonu olan Pirola ve Eris varyantları hayatımızı hangi seviyede etkileyecek? Eris varyantı ile beraber kapanmaları yaşadığımız o eski günlere geri mi döneceğiz? Peki bu iki varyantın emareleri nedir? Bilhassa hangi yaş grubunu ve hastalıkları etkisinde bırakır? Sorularımızın cevaplarını Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Cengiz Özdemir’den aldık.

“Virüsün yapısı değişmeye devam ediyor COVİD-19 ortalama neredeyse dört senedir hayatımızda ve bu süreç içinde virüsün doğası gereği yapısında gelişen mutasyonlar sebebiyle birçok değişik alt türleri oluştu. Bu mutasyonlar bundan sonrada olmaya ve virüsün yapısının değişmeye devam edeceğini biliyoruz. COVİD-19’un Omicron varyantı uzun süredir dünyada en sık görülen tipi ve oluşan mutasyonlar bu varyantta değişimler yaparak yeni alt türlerin oluşmasına niçin olmakta.

Yakın zamanda Amerika ve Avrupa’da bildirilen olgularda Eris (EG.5) alt türüne dair veriler artarak gelmekte iken Dünya Sağlık Örgütü bu varyantı ‘’izlenmesi ihtiyaç duyulan varyant’’ statüsüne yükseltmişti. Eris varyantının görüldüğü ülkelerde hastaneye yatışlarda bir artışın gözlendiği bildirilmesine rağmen bu varyant ile COVİD-19 hastalığının daha ağır geçtiğine dair net veriler bulunmamaktadır.

Pirola ve Eris varyantları

Eris varyantı ile ilgili tartışmalar devam ederken kısa sürede ‘’Pirola’’ olarak adlandırılan Covid-19’un yeni varyantı BA.2.86 tanımlanmıştır. Dünya Sağlık Örgütü Pirola varyantının şu ana kadar 6 ülkede saptandığını bildirmiştir. Son aylarda Avrupa, Amerika ve Asya’da bildirilen olay sayılarında artışa rağmen geçmiş dönemlerde karşılaştığımız büyük olay artışları hala gözlenmemiştir. Bu yeni alt türün baskın tür haline gelip gelmeyeceğini şimdiden öngörebilmek mümkün değildir.

Pirola varyantı ile ilgili en büyük kaygı

Merak edilen mevzu Pirola varyantı ile hasta olan insanlarda hastalığın daha ağır geçip geçmediği, öteki varyantlara bakılırsa daha bulaşıcı olup olmadığı ve virüsün aşı bağışıklığından kaçıp kaçmadığıdır. Yapılan emek harcamalar bu soruların cevaplarını vermek için halen oldukca erken bulunduğunu ve net verilerin elimizde bulunmadığını bizlere göstermektedir. Çin ve İsveç’ten meydana getirilen çalışmalarda bu varyantın Omicron kadar tehlikeli olmayabileceğini bildirmiştir. Yine hastalığın aşılardan kaçma ihtimalinde bir miktar artış olsa da halen aşıların bu varyanta da etkin olabileceğine dair veriler bildirilmektedir.

Bulaşılıcılığı merak ediliyor

Mutasyonlar sonucunda virüsün yapısında meydana gelen değişimler ile daha hızla yayılacağına dair endişeler bildirilmiş olmakla beraber bunun gerçekleştiğine dair veriler bulunmamaktadır. Ama Pirola varyantı ile ilgili verilerin yakın takip edilmesi bu varyantın hastalığın seyrinde ve bulaşıcılıkta bir değişim yaratıp yaratmadığı mevzusundan dört gözle beklenen soruların cevaplarının alınmasına destek olacaktır.

Aşıların Pirola varyanta etkinliği ile ilgili üreticiler tarafınca meydana getirilen açıklamalarda da aşı etkinliğinin devam etmiş olduğu bildirilmektedir.

Vatanımızda Sağlık Bakanlığı açıklamalarında bugün itibari ile bu iki yeni varyant içinden Eris varyantının yurtdışı temaslı 9 hastada tespit edilmiş olduğu bildirilmiştir. Son zamanlarda meydana getirilen kontrol sayısının düşük olması da göz önüne alındığında yeni varyantlarla enfekte hastaların tespit edilenden daha çok olduğu düşünülebilir. Her iki varyant ile ilgili elimizdeki bilgiler boğaz ağrısı, burun akıntısı, burun tıkanıklığı, ateş ve kas ağrısı benzer biçimde klasik solunum yolu enfeksiyonu bulgularına benzer semptomlara niçin olduklarını ve hastalığın seyrinin kaygı duyulacak kadar fena seyirli olmadığını göstermektedir. Sonbaharın başlaması ve okulların açılması ile beraber öteki solunum yolu enfeksiyonları ile beraber COVİD-19 enfeksiyonlu hasta sayısında da bir artışın olması beklenmelidir. Hastalıktan korunmada hijyen kurallarına uyum ve kapalı alanlarda maske kullanımı önemini halen korumaktadır. Bilhassa hastalığı daha ağır geçirdiğini bildiğimiz ileri yaş ve ek hastalığı olan grupların bu önlemler yanında aşı ile de korunmaya ihtiyacı devam etmektedir.