Türk Tabipler Birliği Başkanı Şebnem Korur Fincancı, Türk Silahlı Kuvvetleri’ni (TSK) hedef almaya çalıştı.

Fincancı, TSK’nın teröristlere yönelik operasyonlarda kimyasal silah kullandığını öne sürdü.

TSK’yı hedef alma çabaları

Milli Savunma Bakanlığı’ndan (MSB) meydana getirilen açıklamada, Fincancı’ya sert tepki gösterilirken, “İddialar tamamen mesnetsiz ve gerçek dışıdır.” denildi. Söz mevzusu mühimmatın, TSK envanterinde yer almadığı vurgulandı.

TSK’yı karalama çabaları, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da gündemindeydi.

Erdoğan: Peşini kesinlikle bırakmayacağız

Erdoğan, “Bunun peşini kesinlikle bırakmayacağız. Hem tazminat hem ağır ceza davaları açarak üstüne üstüne gideceğiz.” diye konuştu.

Azerbaycan dönüşünde uçakta soruları yanıtlayan Erdoğan, “Bu mevzuyla ilgili arkadaşlarıma da söyledim ve Hulusi Paşa ile de bunu yeniden yeniden konuştuk. Arkadaşlar derhal hızlıca davaları açtılar.

“Silahlı Kuvvetlerimizin kimyasal silah kullanmak benzer biçimde bir taksiratı yoktur”

Silahlı Kuvvetlerimizin bugüne dek kimyasal silah kullanmak benzer biçimde bir taksiratı yoktur. Attığı tüm adımları internasyonal hukuk neyi gerektiriyorsa bu çerçevede atmıştır ve bu çerçevede atmaya da devam edecektir. Bu, bunların namussuzluklarındandır, ahlaksızlıklarındandır.” ifadelerini kullandı.

“Bunlar densiz, bunlar ahlaksız”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, söz mevzusu iftiraların ilk kez atılmadığına dikkati çekerek, “Bunlar densizdir, bunlar ahlaksızdır. Ordumuza hep attıkları balçık budur. ‘Balçık at, tutmazsa iz bırakır’ diye düşünüyorlar. Bu komünizmin, komünistlerin de en mühim şiarıdır.

Bunlar da onların artıkları olduğundan bu tür iftiraları devamlı atacaklardır. Biz de hukuk içinde ne gerekiyorsa bunlara bunun hesabını orada soracağız.” dedi.

Erdoğan, gündeme dair şu mesajları verdi:

“Zengilan’daki havalimanı, bölge için mühim bir katma kıymet teşkil edecek”

“Kardeş Azerbaycan’ın Zengilan ve Cebrayıl şehirlerine gerçekleştirdiğimiz emek harcama ziyaretini hamdolsun başarıyla tamamladık. Zengilan Uluslararası Havalimanı’nın açılışını aziz kardeşim İlham Aliyev ile beraber gerçekleştirdik. Son aşama mühim bir konumda bulunan Zengilan’da yapımı tamamlanan havalimanı bir tek Azerbaycan için değil tüm bölge için mühim bir katma kıymet teşkil edecektir.

“Kırsal kalkınma çalışmalarına büyük katkı sağlayacak”

Bölgenin dünya ile bağlantısının tekrardan tesisi ve ulaştırma hatlarının kuvvetlendirilmesi, stratejik hamlelerdir. İnşallah bu atılımları seneye Laçın Havalimanı’nı da hizmete açarak taçlandıracağız. Ayrıca Karabağ Cebrayıl Orman Eğitim Merkezi ve Fidanlığı’nın da temelini attık. Zengilan Akıllı Tarım Köyü Projesi’nin ilk etabının açılışını yaptık. Dost Agropark’ın temelini de geçen yıl aziz kardeşimle beraber atmıştık. Organik ziraat ve hayvancılığın yanı sıra besin işleme faaliyetlerinin de yapılacağı bu çağdaş tesis, kırsal kalkınma çalışmalarına büyük katkı elde edecektir.

“Karabağ’ın kısa süre içinde bölgenin parlayan yıldızı olacağına inanıyorum”

Azerbaycanlı kardeşlerimiz işgalden kurtarılan topraklarında başlattıkları bayındır ve kalkınma hamlelerini hızlıca devam ettiriyor. Geçen yıl Şuşa ve Fuzuli’yi ziyaret ettiğimizde azat edilen topraklardaki emek harcamaları yerinde incelemiştik. Bir yıl sonrasında Karabağ’ın geldiği noktayı görmek, günden güne gelişimine tanık olmak, doğrusu beni son aşama mutlu etti. Bu projelerde kurumlarımızın ve Türk şirketlerinin payının olması biz için ayrı bir iftihar deposudur. Bu vesileyle başta İlham kardeşim olmak suretiyle tüm Azerbaycan halkını bir kez daha kutlama ediyorum. Azerbaycan’ın yatırım hamleleriyle Karabağ’ın kısa süre içinde bölgenin parlayan yıldızı olacağına inanıyorum.

“Ermenistan’ın bu zamanı fırsatı değerlendirmesini bekliyoruz”

Ziyaretimizde ek olarak ikili ilişkilerimizi, bölgesel ve internasyonal gelişimleri İlham Aliyev kardeşimle yaptığımız görüşmede ele aldık. Cenup Kafkasya’ya yönelik ortak vizyonumuzun sulh, istikrar ve kalkınma temelinde inşa edildiğini bir kez daha teyit ettik. Sınırların belirlenmesi, Nahçıvan ve Azerbaycan’ın batı bölgeleri arasındaki bağlantı yolunun açılması ve sulh anlaşmasının imzalanması bölgenin normalleşmesi için önemli adımları teşkil edecektir. Büyük bedeller ödenerek uzun seneler sonrasında bölgede kalıcı sulh şansı yakalanmıştır. Biz tüm samimiyetimizle Ermenistan’ın bu zamanı fırsatı değerlendirmesini bekliyoruz.

Azerbaycan-Ermenistan müzakerelerindeki ilerlemenin Türkiye-Ermenistan arasındaki normalleşme sürecine de olumlu katkı yapacağı şüphesizdir. Kardeş Azerbaycan ile iş birliğimizi “tek millet iki devlet” şiarıyla her alanda daha da güçlendirmekte kararlıyız. Ziyaretimin bir tek ikili ilişkilerimiz bakımından değil tüm bölgemiz için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.

Tahıl koridorunda son durum

Karadeniz tahıl koridoru inisiyatifi kapsamında 20 Ekim 2022 zamanı itibarıyla 363 vapur 8 milyon ton tahıl ve öteki besin ürünleri dünya piyasalarına arz edildi. Ukrayna limanlarından meydana getirilen sevkiyatın yüzde 62’si Avrupa, yüzde 19,5’i Asya, yüzde 13’ü Afrika, yüzde 5,3’ü Orta Doğu ülkelerine ulaştı. En azca gelişmiş ülkelere ise 454 bin 626 ton buğday sevk edildi; bu miktar bir tek yüzde 5,7’sine karşılık geliyor. Ürün olarak mısır, buğday, ayçiçeği yağı, kolza tohumu ve ayçiçeği küspesi öne çıkıyor. Bu ürünlerin toplam içindeki oranı yüzde 96 civarında. Sevkiyat anlaşmasını uzatma noktasında herhangi bir mâni söz mevzusu değil. Dün akşam Zelensky ile yaptığım görüşmede de Sayın Putin ile yaptığım görüşmede de gene bunu gördüm. Ama ayrıca herhangi bir tıkanma olursa aşmamıza mâni bir hal de yok.

Türkiye’nin arabuluculuk görevi

Bu mevzuyla ilgili ben Sayın Putin’in de şu anda geçmişe gore fazlaca daha yumuşak, fazlaca daha görüşmelere açık bulunduğunu gördüm. Gelecek günlerde yapacağımız telefon diplomasisiyle bunların nereye varabileceğini her iki liderden de dinlemek suretiyle göreceğiz. Dün Zelensky ile yaptığım görüşmede onda da bu şekilde bir tıkanmanın olmadığını, onun da bu işi aşmaktan yana bulunduğunu hissettim. Umutsuz değiliz. Temennimiz odur ki iki lideri de bir araya getirmek suretiyle yola sulh için devam edelim. Şu sebeple her iki tarafın ciddi kayıpları oluyor. İnanıyorum ki barışın kaybedeni olmayacaktır.

Avrupa’daki enerji krizi

Bunlar şu andan itibaren doğal ki Rusya’dan istedikleri anda istedikleri benzer biçimde doğalgaz temin edemiyorlar. Beklentileri nedir? Türkiye bu işin hub’ı olursa, Türkiye’den bu tür doğalgaz talepleri karşılık bulur mu, bulmaz mı; bunu gidermektir. Aynı şekilde doğal Azerbaycan’dan da doğrusu TANAP’tan bu aşamada doğalgaz talebinde bir temin olur mu olmaz mı? Bu mevzuda da İlham Aliyev kardeşimin pozitif yönde baktığını görüyorum. Bunların değerlendirmesini yapmış olup ona gore de gelişen süreci değerlendirip adımlarımızı ikimiz de atacağız.

F-16 mevzusu

Malumunuz olduğu suretiyle F-16 ile ilgili çalışmalarımız geçen yıl başlatıldı ve şu anda da bu süreç düzgüsel planlandığı şekilde devam ediyor. Amerikan Savunma Bakanı da Milli Savunma Bakanımızla görüşmelerinde yönetim olarak, bakanlık olarak, askeri olarak bunu desteklediklerini ifade ediyor. Daha ilkin de Milli Savunma Bakanlığımız bu mevzuda üçü Türkiye’de biri Amerika’da olmak suretiyle heyetler arası dört toplantı yapmış oldu. Prosedür devam ediyor. Bu Menendez benzer biçimde senatörlerin ifadeleri kendi kişisel görüşüdür, kişisel iddialarıdır; herhangi bir halde kurumsal bir durumu yansıtmıyor. Ayrıca bunların Yunanistan ile olan münasebetleri de ayrı bir araştırma mevzusu; niye bu kadar tarafgirler bu mevzuda?

“Tek başına Menendez’in karşı çıkması bu işi engellemez”

Yine geçtiğimiz günlerde NATO’daki Savunma Bakanları toplantısında Stoltenberg de bizzat bu mevzuda açık ve net bir halde tarafsızlığını açıkladı; F-16’ların Türkiye’ye verilmesinin bir tek Türkiye için değil NATO için de mühim bir hadise bulunduğunu, Türkiye ne kadar kuvvetli ne kadar hazır olursa NATO’nun da averaj değerinin bu şekilde yükseleceğini belirtti. Dolayısıyla biz gelişimleri, süreci yakından takip ediyoruz. Olumlu şekilde neticelenmesi için yapılacak ne var ise yaptık, hayata geçirmeye da devam ediyoruz. Fakat öteki taraftan da dünya pazarı geniş, dolayısıyla çeşitli çözümler de mevcut. Tek başına Menendez’in karşı çıkması bu işi engellemez. Herkes teklif verebilir fakat yasa tasarısının Kongre’den geçmesi gerekir ki şu andaki atmosfer o şekilde değil. Yani bir kişinin karşı çıkmasıyla olmaz. Diğer taraftan yönetim de esasen pozitif yönde istikamette lüzumlu adımları atıyor. Benim de son Amerika ziyaretimde Senato temsilcileriyle de Kongre temsilcileriyle de oldukça pozitif yönde bazı görüşmelerim oldu.

Bu görüşmelerde ‘Ben bizzat Menendez ile de görüşeceğim’ diyen senatörleri de gördüm ve Menendez’in bu yaklaşımlarını kabul etmediklerini gördüm. Dolayısıyla da burada tüm sorun Kongre’nin de Senato’nun da geneli itibarıyla iyi mi bir tavır alacağıdır. Şu an itibarıyla yönetimin bakışı pozitif yönde istikamette gelişiyor. Tabii bizim için tek çıkış yolu Amerika değildir. Gerektiğinde aynen S-400’lerde olduğu benzer biçimde biz Amerika’nın haricinde da alternatiflerle görüşüyoruz. Oralardan da bu işin temini yoluna gideriz. Elimizde bu tür alternatifler de var.

İsveç’in yeni başbakanı buluşma istedi

İsveç’in yeni başbakanı buluşma talebinde bulunmuş oldu. Arkadaşlarımıza ‘buluşma verin, gelsin’ dedim. Devletimizde kendisiyle bu mevzuları da görüşürüz. Bizim bu noktadaki düşüncemiz değişmedi. Bu tür cezai müeyyidelere çarptırılmış olan bu teröristleri bunların yakalayıp bizlere vermeleri lazım. Bunlar bizlere verilmediği sürece parlamento aşamasında bu iş yürümez. Şu andaki yeni başbakanın yaklaşım seçimi, terörle ve teröristlerle mücadeleden yanadır; ‘bizim terörü ve teröristleri barındırmamamız gerekir’ diye açıklamaları var. Bu konudaki samimiyetlerini de biz doğal yapacağımız görüşmeyle kontrol etmiş olacağız. Onların da hayrına, tüm insanlığın da hayrına olacaktır. Bizim duruşumuz değişmez. Şu sebeple terörle mücadelede tavizsiziz ve ödün vermeye de asla niyetimiz yok.

Türk Devletleri Teşkilatı ve KKTC’nin konumu

Beklenmemesi için bir sebep yok. Katılan ülkeler biz için hakikaten pozitif yönde sinyal vermesi ihtiyaç duyulan ülkeler. Yani Türk Devletleri Topluluğu olarak burada yaptığımız ikili görüşmelerde devamlı şunu söylüyorlar, ‘Türkiye bu mevzuda iyi mi bir adım atarsa ikimiz de doğal ki onun yanındayız.’ Nitekim bugün İlham Aliyev kardeşimle de yaptığımız görüşmede yaklaşım buydu. Burada Türk Devletleri Topluluğu zirvesinde doğal ki onu da çalışacağız ve Semerkant’ta alınması ihtiyaç duyulan en pozitif yönde neticeyi de alacağız. Temennimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne yönelik Birleşmiş Milletler’de yaptığımız açıklamalar istikametinde Türk Devletleri liderleri olarak ortaklaşa bir çalışmanın içine girmek.

“Şuşa bu işin Azerbaycan’da en mühim çekim merkezi”

Zengilan ve öteki havaalanı açılışlarıyla bu işin önü bir yerde açılıyor. Şu anda buralarda yolların altyapıları bitirilmek suretiyle. O şekilde zannediyorum ki bir yıl içinde üst yapıları da bitirildiği andan itibaren Şuşa’ya ulaşım fazlaca daha kolaylaşacak. İlham Bey gelecek yıl buraya fazlaca ciddi bir para ayırdıklarını, ayıracaklarını söylemiş oldu. Türk müteahhit firmalarımız da eğer planlar hayata geçirilirse biz burayı 1-1,5 yıl içinde bitiririz diyorlar. Tabii karayolları yanında demiryolları da var. Bunları bitirmekte kararlılar. Bunu icra ettikleri andan itibaren esasen Şuşa’nın yolu açılmış olacak.

Gerek iç gerek dış turistlerle buralar hayata geçmiş olacak. Tabi Şuşa bu işin Azerbaycan’da en mühim çekim merkezi. Bu çekim merkezini bundan sonrasında İlham Bey, bilhassa inanıyorum ki yapılacak otellerle filan fazlaca daha cazip hale getirecek. Şu sebeple o noktada atılması ihtiyaç duyulan adımlar var. Fakat hakikaten Sayın Başkan durmuyor. İşte fazlaca kısa zamanda meydana getirilen tek kattan oluşan da olsa o binalarla buraya bir hareket getirdi. Ama Şuşa ile ilgili yapılacak olan otel yatırımları da orayı bir albeni merkezi, bir çekim merkezi haline getirecektir. Biz de Şuşa’da Başkonsolosluğu açıyoruz.

Mehmet Ali Çelebi’ye çocuk tavsiyesi

Ben devamlı açık açık minimum 3 çocuk diyorum esasen. Bu benim gizli saklı bir politikam değil ki. Bu şekilde bir şeyi hiçbir vakit gizlemedim esasen. Orada da söylediğim fazlaca açık fakat onların istismarı bitmez. Onların istismarına yanıt yetiştirmeye de gerek yok.

Kılıçdaroğlu açıklaması

Bu şekilde sağa sola topu atmakla işi kurtaramaz. Zira futbolu ondan fazlaca fazlaca iyi bilirim. O, bu işin fazlaca acemisi. Kim kalede, kim orta sahada, kim geri dörtlüde yada kim forvette oynaması gerekir bunu bilmez. Lefter’i kaleci olarak tanıtan bir adamdan bir şey olmaz.

Türkiye’de hamburgerci dükkanları filan bitmiş değil. Fakat doğrusu bunu Kılıçdaroğlu’nun bizzat kendinden duymamış olsak ben bile ‘hakikaten böyle bir durum oldu mu’ derdim. Ama maalesef kendinden dinledik; doğrusu bir benzin istasyonuna uğramışlar, orada bir hamburgerci dükkanı görünce orada yemişler. Bunu bizzat kendisi söyleyince hakikaten ben de şok oldum. Yani böyle bir durum yapmış olsan bile anlatmaya gerek yok. Bu da siyasetin ne kadar acemisi bulunduğunu ortaya koyuyor. Tabii bir de onunla kalmadı. Yapılmakta olan Türken Foundation binasının karşısına geçip orada çekim yapmış oldu.

“Yine tazminatı koparacağımıza inanıyorum”

Buradan da aile terimine yönelik bizim şu anda ileri sürdüğümüz teze, güya tersinden bir yaklaşımla sataştı; ‘Ilkin sen kendi ailenin, kızlarının, oğlunun buraya yapmış olduğu destekleri açıkla’ benzer biçimde bir yaklaşımın içine giriyor. Bu da hukuk bilmezliğin, aile terimini tanımazlığın bu adamda ne kadar ileri bulunduğunu gösteriyor. Biz aile terimini inşallah bu başörtüsü meselesiyle ilgili çalışmanın içine alacağız. Arkadaşlarımızla gerek ilgili kamu görevlileri gerek akademisyenlerle geniş bir emek harcama yaptık. Bu emek vermeyi da arkadaşlarımız nihayete erdirdiler. En son dün akşam da bana sundular, gördük, baktık. Kısa zamanda bunu da kamuoyuna inşallah sunacağız. Tabii bu kadar açtığımız davalardan bundan tazminatları koparıyoruz. Şimdi bundan da gene tazminatı koparacağımıza inanıyorum. Türken Foundation, gene bundan şöyleki bir miktar para alacak.

Sosyal konut projeleri

Bunlarda yalan dolan fazlaca fazlaca fazla. Zira şu an itibarıyla bizim bir tek TOKİ’de bitirip sahiplerine teslim ettiğimiz konut sayısı ortalama 1 milyon 170 bin. Yapılmakta olan demiyorum, bitirip de sahiplerine teslim ettiğimiz… Şimdi ise gerek konut gerek iş yeri gerekse arsa noktasında yeni bir adım atıyoruz. İlk etapta 1 milyon arsa planladık. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımız, Türkiye’nin dört bir yanında hangi bölgede ne kadar parsel, arsa ayıracağız, bunların çalışmalarını yapmış oldu ve inşallah bunların teslimini de kura ile sahiplerine yapacağız. Bunun gerçekleştirilememesi için, yapılmaması için hiçbir sebep yok. Şu sebeple bizim icraatlarımızın ulaşmış olduğu yere bunların hayalleri dahi ulaşamaz. Biz bunu yaptık. Eserimiz ortada. Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri. Biz eserlerimizle konuşuyoruz. Olay bu kadar rahat.

“Muhafazakar devrimciyiz

Biz tutucu devrimciyiz. Milli ve içsel değerlerimize tavizsiz şekilde sahiplenen; haklarımızı, menfaatlerimizi her şartta korumuş olan yanımızla muhafazakarız. Ülkemiz için yapıt ve hizmet siyasetinden demokrasi, hak ve özgürlüklere, her alanda devrim durumunda adımlar atan; dünyadaki zulme ve adaletsizliklere itiraz eden yanımızla da devrimciyiz.

Yakıp yıkan, taş üzerine taş koymayan sözde devrimciliğin aksine; kendi medeniyetinin değerlerinden yana olarak devamlı okuyan, çalışan, üreten, bayındır eden, geliştiren ve atılım içinde olan gerçek bir devrimciliktir bu. Muhafazakâr devrimcilik işte budur. Bu anlamda bilhassa gençlerimize Nuri Pakdil’in eserlerini okumalarını tavsiye ediyorum. Ben merhum Nuri ağabeyimizin bununla beraber talebesi durumundaydım.”