TBMM Genel Kurulu 27. Dönem 6. Yasama Yılı başladı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, hususi oturumda Genel Kurul’a hitap etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın öne çıkan başlıklardan biri, yeni anayasaya yönelik açıklamaları oldu.

Yeni dönem emek harcamaları hakkında data veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni anayasa çalışmalarının ele alınacağını belirterek “Türkiye’yi hakkı olan yeni anayasa ile buluşturarak darbe dönemlerinin son izini de sileceğine inanıyorum.” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi vurgusu

Cumhurbaşkanı Erdoğan, mevzuya ilişkin açıklamalarında şu sözleri kaydetti:

“Cumhuriyet tarihinin en köklü reformlarına bu Meclis imza atmıştır. Bu süreçte gerçekleştirdiğimiz istiklalimizi ve istikbalimiz aydınlatan en mühim reformlardan biri de asla şüphesiz yönetim sistemimizde yaptığımız değişikliktir.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile demokratik erklerin her birini kendi alanında en kuvvetli, en etkili, en verimli hale getirdiğimize inanıyorum.

“Yasama, yürütme ve yargı  birbirlerini destekleyen bir anlayış ile iş yapmaktadır”

Geçmişte, demokratik bir denge içinde değil de yıkıcı bir rekabet görünümü ve yasama, yürütme ve yargı artık aynı ortak amaç doğrultusunda birbirlerini destekleyen bir anlayış ile iş yapmaktadır.

Önümüzdeki dönemde 4. yılını geride bırakan yeni yönetim uygulamalarımızda elde ettiğimiz tecrübeler ışığında sistemi eksikliklerini tamamlayacak, kuvvetli taraflarını tahkim edecek bir anlayış ile daha da geliştirmeyi planlıyoruz.

“Kendimizi yenilemeyi sürdüreceğiz”

Dünyanın ve bölgemizin her anlamda büyük değişimler yaşamış olduğu bir süreçte ülkemizi bunun haricinde tutamayız. Türkiye’nin ve Türk milletinin gereksinimlerine, beklentilerine, potansiyelini kullanma kabiliyetlerindeki ilerlemeye ve elde ettiğimiz tecrübelere gore kendimizi yenilemeyi sürdüreceğiz. Yunus Emre’nin ‘her dem tekrardan doğarız bizlerden kim usanası’ sözündeki irfanla işaret etmiş olduğu yolu takip ediyoruz. Mevlana Hazretlerinin şimdi yeni şeyler söylemek lazım mısralarındaki teşvikle, tavsiye etmiş olduğu istikameti izliyoruz.

Bu yaklaşıma sadık kalmayı ve gerektirme eden adımları atmayı tüm kalbimizle bağlı olduğumuz milletimize karşı sorumluluğumuzun gereği olarak görüyoruz.

Yeni anayasa emek harcamaları

İçimizde uhde kalan bir öteki sorun de ülkemizi yeni, sivil, demokratik yöntemlerle inşa edilmiş kapsayıcı mütevazi ve vizyoner bir anayasaya kavuşturmaktır.

Yeni anayasa mevzusunda 2013 ve 2021 yıllarında yaptığımız samimi çağrılar, maalesef ülkemizi bu şekilde bir kazanım ile buluşturmaya yetmedi. İlk emek harcama Meclis’teki ortak komisyonda tıkandı. İkinci çağrımıza da somut hiçbir yanıt alamadık. Yeni dönem Meclis’imizi Türkiye’yi hakkı olan yeni anayasa ile buluşturarak darbe dönemlerinin son izini de sileceğine inanıyorum.

“Yeni anayasa çalışmasını tamamlayacağız”

Bunu bununla birlikte gelecek nesillere bir borcumuz önümüzdeki dönemde gençlerimize armağan edeceğimiz en büyük kazanım olarak görüyoruz. İnsanlarımızın temel hak ve özgürlüklerini en üst seviyeye çıkartan ‘Sessiz Devrimleri’ hayata geçirdiğimiz şeklinde inşallah yeni anayasa çalışmasını da tamamlayacağız. Türkiye’yi vesayetin, darbelerin, baskıların, zulümlerin utancından; vatandaşlarımızı kökeni, inancı, mezhebi, meşrebi, kılık giyim ve kültürü sebebi ile horlanmaktan birlikte kurtaracağız.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Yeni anayasa ile darbe döneminin son izini de sileceğiz VİDEO

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarında öne çıkan öteki başlıkla ise şöyleki:

“TBMM’nin 27. Dönem 6. Yasama Yılı’nın sizlerle beraber ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını arzuluyorum. Meclis’imizin kuruluşundan günümüze, bu yüce kurum çatısı altında ülkemize hizmet eden tüm milletvekillerimize şükranlarımı sunuyorum.

İlk faaliyete geçmiş olduğu 1920’den beri Meclis’te vazife yapmış milletvekillerimizden vefat edenlere Allah’tan rahmet niyaz ediyorum. TBMM’nin ilk başkanı, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal başta olmak Türkiye’nin gelişmesi, büyümesi, güçlenmesi yolunda çaba gösteren herkesi hürmetle yad ediyorum.

Bin senedir vatanımızın müdafaası, milletimizin dirliği, ülkemizin bütünlüğü, devletimizin bekası uğruna gözlerini kırpmadan canlarını feda eden tüm şehit ve gazilerimizi dualarla anıyorum.

Türkiye’nin bağımsızlık ve istikbal davası çağlar ötesine uzanan kutlu bir mücadelenin adıdır.

“TBMM öncü bir rol üstlenmiştir”

Bugün de sınırlarımızın içinde ve ötesinde aynı mücadeleyi vermeyi sürdürüyoruz.Terör örgütlerinin başlangıcında yer almış olduğu düşmanlarımıza göç açtırmayan askerlerimize, polislerimize, jandarmalarımıza Sahil Güvenlik personelimize, istihbaratçılarımıza, güvenlik korucularımıza başarılar arzuluyorum. Rabbimden milletimizin tüm fertleri ile beraber bu kardeşlerimizi de müdafaasını niyaz ediyorum .

TBMM, Milli Savaşım yıllarından beri bu ülkenin her türlü meselesinin çözümünde, milletimizin her beklentisinin karşılanmasında öncü bir rol üstlenmiştir.

Bugün de gerek 27. Dönem süresince çıkartılan kanunlarda, gerek halen komisyon ve Genel Kurul gündeminde bekleyen tekliflerle gerekse bundan sonrasında gündeme gelecek çalışmalarla Meclis’imizin zamanı misyonunu hakkıyla yerine getirdiğine ve getireceğine inanıyorum Bu gün 27. Dönem Meclis’imizin son yasama yılının açılışını yapıyoruz.

Meclis’imizin seçim takvimine gore çalışmalarına ara vermeden ilkin pek oldukca tehlikeli sonuç düzenlemeyi hayata geçirerek bu yasama yılını da en iyi şekilde değerlendireceğine inanıyorum.

“Asırlık dengelerin kökünden sarsıldığı dönemde seçimleri yapacağız”

Türkiye ortalama 8 ay sonrasında gideceği seçimlerde hem yasama organı TBMM’nin üyelerini hem yürütmenin temsilcisi cumhurbaşkanını belirleyecek. Dünyanın ve bölgemizin hakkaten zamanı günler yaşamış olduğu, asırlık dengelerin kökünden sarsıldığı, siyasal, ekonomik ve askeri güç merkezlerinin tekrardan oluştuğu dönemde bu seçimleri yapacağız.

Ilkin Milli Savaşım’de sonrasında ise 15 Temmuz’da gazi unvanıyla şereflenen Meclis’imiz, bu vasıfları ile dünya parlamentoları içinde müstesna bir yere haizdir.

“Milleti ile bağlarını en kuvvetli şekilde sürdüren bir Meclis var”

Bir dönem ülkemize demokrasi karşılık ödemeden elde etmiş olduğu için içselleştiremediği ithamları yöneltilirdi. Şimdi ise karşımızda son çeyrek asrın en iddialı demokrasi kalkınma programlarının ahdi alt yapısını kurmuş bir TBMM var. Şimdi karşımızda darbecilere direnerek ulusal iradenin üstünlüğünü hiçbir tereddüte mahal bırakmayacak şekilde tescillemiş bir Meclis var. Şimdi karşımızda her türlü tehdide karşın milletin menfaatlerini cansiperane korumuş olan bir Meclis var. Şimdi karşımızda küresel eğilimlerin aksine milleti ile bağlarını en kuvvetli şekilde sürdüren bir Meclis var.

Geçtiğimiz 20 yılda ülkemize kazandırdığımız asırlık yaratı ve hizmetler de, milletimizin nesillerdir yaşamış olduğu, geri kalmışlık, yokluk, yoksunluk sorunlarını da ortadan kaldırmıştır.

Eğitimden sağlığa, ulaşımdan enerjiye, saniyeden tarıma, spordan toplumsal desteklere her alanı kapsayan yaratı ve hizmetlerimizin hayatına dokunmadığı, yaşam kalitesinin yükseltmediği tek bir insanımız dahi yoktur. Oldukca partili siyasal yaşamımız süresince, onlarca defa yaşadığımız darbeler periyodunu de 15 Temmuz’da istiklaline sahiplenen milletimiz ve ulusal iradenin itibarına, bilhassa itibarını yere düşürmeyen Meclis’imiz yardımıyla geride bıraktık. Bu vesile ile 15 Temmuz şehitlerimizi dualarla yad ediyor, aynı gece Meclis’te destansı bir direniş sergileyen milletvekillerimize yine şükranlarımı sunuyorum.

“Küresel krizlerin ağır tesirleri ile savaşım ettik”

Ülkemizi geliştirmek, büyütmek, güçlendirmek milletimizin refahını çoğaltmak yaşamını kolaylaştırmak için çalışıp çabalarken küresel krizlerin ağır tesirleri ile savaşım ettik. Üstelik biz küresel krizlerle beraber ülkemize yönelik saldırıları da göğüslemek mecburiyetinde kaldık.

“Merkezinde ekonominin yer almış olduğu tuzaklarla da uğraştık”

Nitekim cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinin yapıldığı 2018 Haziran’da bugün kadar dünyamız 2. Cihan Harbi’nden sonraki en ağır sınamalarını yaşamıştır. Türkiye olarak biz küresel sınamalara ilave olarak merkezinde ekonominin yer almış olduğu tuzaklarla da uğraştık.

Asgari ücret açıklaması

Enflasyondaki artışın insanlarımızın refah seviyelerinde yol açmış olduğu kaybı önlemek için asgari tutarı işyar maaşlarını, emekli maaşlarını, toplumsal yardım rakamlarını yılbaşında ciddi oranlarda artırdık.

Temmuz ayındaki ilave düzenlemelerle bu artışları daha da ileriye taşıdık. İnşallah önümüzdeki yılbaşında tüm ücretlilerin kayıplarını telafi edecek şekilde yine gözden geçireceğiz.

Küresel dalgalanmalar ülkeleri alışageldiklerimizden değişik yöntem ve üsluplarla yürütülen savaşların eşiğine getirmişken biz kendimizi bu kırılgan süreçten ayrıştıracağız.

Son dönemde karşımıza çıkan bölgesel krizlere de bu yaklaşımla yaklaşıyor, kuklaların değil iplerini ellerinde tutanların stratejilerini bozacak stratejilerle hareket ediyoruz.

Türkiye’nin eski günlerini unutanlar sanıyorlar ki ülke hep böyleydi. Bu eserlere bu hizmetlere bu imkanlara sahipti. Eskiler hafızai beşer nisyan ile maluldür derler.

“Eğitimde senelik bütçeyi 10,3 milyar liradan 304 milyar liranın üstüne çıkardık”

Halbuki özetin özeti mahiyetinde bir karşılaştırma ile ifade etmek bile Türkiye’nin 20 yılda nereden nereye geldiğini göstermeye yeterlidir. Bu tablo gençlerimizin de ülkemizin 20 yılda yaşadıkları asırlık değişimleri görebilmelerine olanak elde edecektir.

2002 senesinde yurttaşlarımıza bir söz verdik: Türkiye’yi eğitim, sıhhat, güvenlik ve hakkaniyet üstünde yükselteceğiz. Bununla yetinmedik ulaştırmayı, enerjiyi, sanayiyi, tarımı, sporu, toplumsal yardımları ve daha pek oldukca başlığı da ilave ederek ülkemizi 20 yılda asırlık yaratı ve hizmetlerle kavuşturduk.

Eğitimde bu alana ayrılan senelik bütçeyi, 10,3 milyar liradan hazirandaki ilave ile 304 milyar liranın üstüne çıkardık.

Derslik sayımızı 343 binden, 612 bine yükseltirken, 750 bin yeni öğretmen ataması yaptık. Emekli olanları söylemiyorum. Hükümetlerimiz dönelerinde ilk ve orta öğretim öğrencilerimize toplam 3 buçuk milyar tane parasız ders kitabı dağıttık. Son dönemde destek ders kitapları gene ücretsiz bir şekilde dağıtıldı.

“Mesleki eğitimi tekrardan ayağa kaldırdık”

Bir dönem darbe zihniyetinin kasıtlı olarak yerle yeksan etmiş olduğu mesleki eğitimi tekrardan ayağa kaldırdık. İtibarını ve işlevini iade ettik. Eğitime erişimi ve fırsat eşitliğini sağladık. Maarif Vakfı vasıtası ile 49 ülkede 407 okul, 1 yükseköğretim kurumu, 21 eğitim merkezi ve 42 yurt ile eğitim öğretim faaliyetlerini yürütüyoruz. Yükseköğretim de 76 olan üniversite sayımızı 208’e, 70 bin bilimsel niteliği olan personel sayımızı 184 bine çıkardık.

“Son 5 yılda toplamda 29 bin yataklı 20 kent hastanemizi hizmete sunduk”

Sağlıkta hastane yatak sayımızı 164 binden 263 binin üstüne yükselttik. Etlik Kent Hastanesi ile beraber son 5 yılda toplamda 29 bin yataklı 20 kent hastanemizi hizmete sunduk.

İnşası ve projesi devam edenlerle beraber sayısı 35’e yatak kapasitesi 47 bine çıkacak kent hastanelerimizde ülkemizi sağlıkta eşi olmayan bir yere taşımış olacağız. Gençlik ve sporda, gençlik merkezi sayımızı 9’dan 417’ye, spor tesisi sayımızı 1.575’ten 4.138’e, yükseköğrenim yurt yatak kapasitemizi ise 182 binden 850 bine çıkardık.

“5.777’den devraldığımız engelli işyar sayısı, bugün 66 bini buldu”

Şu anda bizim Kredi Yurtlar Kurumu’nda kapasitemiz oldukca oldukca uygun. Müracaatlara yanıt verme noktasın en küçük bir sıkıntımız yok. Yükseköğrenim burs ve kredi tutarını lisans öğrencileri için göreve geldiğimize 45 liraydı, 45 liradan 850 liraya, yüksek lisans öğrencileri için 90 liradan 1.700’e, doktora için 135 liradan 2 bin 550 liraya yükselttik. Aile ve toplumsal hizmetler son 20 yılda gereksinim sahibi yurttaşlarımıza toplam 540 milyar lira tutarında kaynak aktardık.

Göreve geldiğimizde 5.777’den devraldığımız engelli işyar sayısı, bugün 66 bini buldu. Yaşlılara destek programı ile 65 yaş üstü yurttaşlarımıza evde bakım, destek ve gündüzlü bakım hizmetleri veriyoruz. Kadınlarımızı siyasetten ekonomiye yaşamın her alanında hakkettikleri seviyeye çıkarma, sertlik başta olmak suretiyle her türlü tehditten koruma yönünde zamanı reformlar yaptık.

“Aile fıtratını güçlendirmeye yönelik attığımız adımları önümüzdeki dönemde yeni unsurlar ile destekleyeceğiz”

Milletimizin yapı taşı olan aile kurumumuzu ifsada dönük kasıtlı saldırıların farkındayız. Bu kurnaz faaliyetlere karşı maddi ve tinsel tüm boyutları ile aile yapımızı korumakta kararlıyız.

Aile fıtratını güçlendirmeye yönelik attığımız adımları önümüzdeki dönemde yeni unsurlar ile destekleyeceğiz.

2002 senesinde 184 lira olan net asgari ücret, bugün 5 bin 500 liraya ulaştı. Aktif sigortalı sayımız 12 milyondan 25,3 milyona yükselirken toplam istihdam da 31 milyon sınırına dayandı.

Adalette, iktidara geldiğimizde 9 bin 349 olan hakim savcı sayımızı bu yıl itibarıyla 22 bin 756’ya yükselttik.

Mahkeme sayısını adli yargıda yüzde 91, yönetimsel yargıda yüzde 42 artırarak teşkilatımızı güçlendirdik. Son 20 yılda toplam 277 hakkaniyet hizmet binası inşa ettik. İçişlerinde mahalli yönetim mevzuatlarında yaptığımız düzenlemelerle yöresel yönetimsel sistemimizi birçok alanda güçlendirdik.

Emniyet Genel Müdürlüğümüz, Jandarma Genel Komutanlığımız ve Sahil güvenlik Komutanlığımız toplam 538 bin çalışanı ile ülkemizin ve milletimizin güvenliği için gece gündüz çalışıyor. Muhtarlıklarımızı güçlendirdik. Muhtarlarımızı toplumsal güvenlik primi ödemelerinden maaşlarına kadar her alanda destekledik.

“Güvenli bölgelere ortalama 526 bin gönüllü geri dönüş oldu”

Küresel problem olan düzensiz göçle savaşım için 18 bin şahıs kapasiteli 30 geri gönderme merkezi kurduk. Suriye’de sınır ötesi harekatlarımızın başladığı günden bugüne oluşturduğumuz güvenli bölgelere ortalama 526 bin gönüllü geri dönüş oldu.

Milli savunmada Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Pençe, Barış Pınarı, Bahar Kalkanı ve Pençe-Kilit operasyonları ile cenup sınırımızda oluşturulmaya çalışılan terör koridorunu yok ettik, ediyoruz.

“Bölünmüş yol mesafemizi hamdolsun şu an itibarıyla 28 bin 722 kilometreye çıkardık”

Ulaştırmada 6 bin 100 kilometreden devraldığımız bölünmüş yol mesafemizi hamdolsun şu an itibarıyla 28 bin 722 kilometreye, 1.714 kilometreden devraldığımı otoyol uzunluğumuzu 3.633 kilometreye çıkardık. Karayolu tünel sayımız 83’den 469’a, karayolu tüne uzunluğumuz 50 kilometreden 663 kilometreye, köprü ve viyadük uzunluğumuz 331 kilometreden 730 kilometreye ulaştı.

“Havalimanı sayımızı 31 ilave ile 57’ye çıkardık”

Uzunluğu 11 bin 590 kilometreyi kabul eden mevcut demiryollarımızı tamamen yeniledik. Havayollarında 26’dan devraldığımız havalimanı sayımızı 31 ilave ile 57’ye çıkardık. Artık benim vatandaşım evine gideceğine vakit saatlerce değil havalimanından indirilmiş olduğu vakit otuz dakikada evine erişme şansını 81 ilde elde etti.

Denizcilikte tersane sayımız 37’den 84’e, yat bağlama kapasitemiz 8.500’den 18 bin 667’ye terfi etti.

Bilgi ve yazışma teknolojilerinde 2002 senesinde bir tek 3 bin olan geniş bant abone sayısı bugün 88,8 milyona, elektronik devlet kullanıcı sayısı ise 60,6 milyona ulaştı.

“Toplam 1 milyon 170 bin konut ürettik”

TOKİ ile 81 şehrimizin tamamına yayılan toplam 1 milyon 170 bin konut ürettik. Yani yapacaklarımızı söylemiyorum. Bunalar yaptıklarımız. Ama şimdi yapacaklarımızı da açıkladık. 3 milyon konutun dönüşümünü de tamamladık. Böylece bir zelzele ülkesi olan devletimizde 12 milyon vatandaşımızı yeni ve güvenli konutlara kavuşturduk. Hâlihazırda 350 bin konutun dönüşümü sürüyor.

“Konut amaçlı arsa üretimini 1 milyona çıkartacak bir hazırlığın da içindeyiz”

Geçtiğimiz haftalarda 500 bin toplumsal konut, 250 konut amaçlı arsa, 50 bin iş yeri kampanyamızın müjdesini paylaştık. Bu kampanyanın ilk etabı olan 250 bin toplumsal konutun, 100 bin konut arsasının ve 10 bin iş yerinin inşasına derhal başlıyoruz. Konut amaçlı arsa üretimini 1 milyona çıkartacak bir hazırlığın da içindeyiz.

“Tüm Türkiye’de 455 millet bahçesi yapıyoruz”

Bu mevzuda Çevre Şehircilik Bakanımız, ekipleri ile ülke genelinde tüm parselasyon çalışmalarını yapıyor. Buna gore de ülkemizin 4 bir yanında bu imkanı sağlayacağız. Tüm Türkiye’de 455 millet bahçesi yapıyoruz. Bunlardan 137’sini tamamlayarak hizmete sunduk. 2023’te tamamını bitirmiş olacağız.

“Toplam 183 milyar lira tutarında tarımsal destek verdik”

Son 20 yılda çiftçilerimize toplam 183 milyar lira tutarında tarımsal destek verdik. Cari rakamlarla bu sayı 465 milyar liraya karşılık ediyor. Tarımsal GSYH’yı 37 milyar liradan geçtiğimiz yıl itibarıyla 407 milyar lira seviyesine yükselttik. Barajlarımızı 276’dan 930’a, hidroelektrik santrali sayımızı 97’den 730’a, içme suyu tesisimizi 84’den 370’e, sulama tesisi sayımızı 1764’den 3325’e çıkardık.

“Türk ekonomisi, 2002-2021 döneminde senelik averaj yüzde 5 buçuk gelişme kaydetti”

Makroekonomide ulusal gelirimizi göreve geldiğimizde 238 milyar dolardan aldık 1 trilyon dolar sınırına kadar getirdik. Satın alma gücü paritesine gore Türkiye 2021 senesinde dünyanın en büyük 11. Ekonomisi, Avrupa’nın 4. Büyük ekonomisi haline geldi. Türk ekonomisi, 2002-2021 döneminde senelik averaj yüzde 5 buçuk gelişme kaydetti.

Geçtiğimiz yıl gelişme oranımız yüzde 11 ve bu senenin ilk yarısında yüzde 7 buçuk seviyesinde gerçekleşti.

Covid-19’un dünya ekonomilerini derinden sarstığı bir ortamda Türkiye G20 içinde en süratli büyüyen ülkelerin başlangıcında yer aldı. Ticarette senelik 36 milyar dolar olan ihracatımızı 250 milyar doların üstüne çıkardık. Dış tecim hacmimiz, geçtiğimiz yıl 500 milyar dolar sınırına dayandı.

142 yeni organize endüstri bölgesi, 25 sanayi bölgesi 87 teknopark kurulmasını sağladık.

“TOGG’un Gemlik’teki fabrikasını 29 Ekim’de açıyor, seri üretimi başlatıyoruz”

Milli Uzay Programımızı oluşturduk ve 2023 senesinde bir Türk vatandaşının internasyonal uzay istasyonuna gönderilmesi sürecine start verdik. Yerli elektrikli otomobilimi TOGG’un Gemlik’teki fabrikasını 29 Ekim’de açıyor, seri üretimi başlatıyoruz.

Milli teknoloji hamlemizi gençlerimizin enerjisini ve birikimini en üst düzeyde ülkemizin hizmetine sunacak bir anlayış da hayata geçiriyoruz. Savunma sanayiinde ülkemizin gereksinimlerini karşılamanın ötesinde küresel taleplere de yanıt verecek kuvvetli bir altyapı kurduk. İHA ve SİHA’lardan kara ve deniz araçlarına, donanımdan yazılıma her alanda kendi müdafa endüstri ürünlerini tasarlayabilen, üretebilen, ihraç eden dünyanın sayılı ülkeleri arasına girdik. Göreve geldiğimizde yüzde 20 olan yerli ve ulusal, şimdi yüzde 80’e geldik. Bu nedir biliyor musunuz? Bilhassa kendinize yetebilme noktasındaki en mühim sıçrama.

“Toplam 540 milyar metreküp doğalgaz rezervi keşfettik”

Karadeniz’de toplam 540 milyar metreküp doğalgaz rezervi keşfettik. İlk nükleer santralimizi önümüzdeki devreye alacak şekilde inşa etmeye başladık. Akkuyu’yu söylüyorum. İkinci görüşmemiz Sinop ile ilgili. Sinop ile ilgili de mutabık yatırımımızı sağlayabilirsek, 2. nükleer santralimizi de Sinop’ta kurmuş olacağız.

Yerli yenilenebilir enerji üretimine yaptığımız yatırımlarla ülkemizin dışa bağımlılığını merhale merhale azaltıyoruz.

Dünya mirası listesindeki varlık ve alan sayımızı 9’dan 19’a, yurt dışından getirilen yaratı sayısını 2.525’ten 9034’de, Türk kazıları sayısını 57’den 149’a ulaştırdık.

“40 milyar dolarlık bir gezim geliri elde etmeye gidiyoruz”

Turizmde, salgının zararlarını telafi etmekle kalmıyor daha büyük hedeflere yöneliyoruz. Bu yıl sonunda 40 milyar dolarlık bir gezim geliri elde etmeye gidiyoruz.

Görüldüğü şeklinde ne kadar özetlersek özetleyelim ülkemize kazandırdığımız yaratı ve hizmetler saymakla bitmiyor. İnşallah bu yaratı ve hizmet çıtasını önümüzdeki dönemde daha da yükseğe çıkaracağız.

“Dünyanın 34 değişik ülkesine yayılan 78 şehitliğimiz dış politikamızın doğal olarak sınırlarını da çizmektedir”

İnsanlık salgınların, savaşların, krizlerin ve istikrarsızlıkların merkezinde olduğu sancılı bir süreçten geçiyor. Dünyamız bununla birlikte toplumsal barışı, insanların bir arada yaşama iradesini ve demokratik kazanımları tehdit eden büyük bir girdaba doğru sürükleniyor.

3 kıtanın kavşak noktasında yer edinen Türkiye yaşanmış olan tüm gelişmelerden en fazla etkilenen ülke konumundadır. Türkiye’nin içine kapanma, kendini dış dünyadan izole etme bölgesindeki hadiseleri tribünden seyretme lüksü yoktur. Dünyanın 34 değişik ülkesine yayılan 78 şehitliğimiz dış politikamızın doğal olarak sınırlarını da çizmektedir. Hiç kimse Türkiye’nin ufkunu, 780 bin kilometrekareye hapsedemez.

Bize uzunca bir vakittir unutturulmaya çalışılsa bile bölgemizde cereyan eden her vaka bu hakikati hepimize yine hatırlatmaktadır. Türkiye olarak hu gerçekler ışığında vatandaşlarımızla beraber dost ve kardeşlerimize karşı sorumluluklarımızı yerine getirme çabasındayız. Küresel ve bölgesel sorunların çözümünde inisiyatif alan yapıcı ve etken politika uyguluyoruz. Gerilim ardında koşmadığımız şeklinde kimden gelirse gelsin baskılara da boyun eğmiyor milletimizin izzetine asla halel getirmiyoruz.

“255 dış temsilciliğimiz ile dünyanın en büyük 5 dış ilişkiler ağından birine sahibiz”

Onurlu, sabırlı, emin ve basiretli bir tavırla Türkiye’nin hak ve hukukunu her alanda kuvvetli bir halde savunuyoruz. Uluslararası alanda fikirlerine başvurulan, önerileri dikkate alınan, kah arabulucu kah kolaylaştırıcı olarak sorunlara çözüm üreten bir diplomatik güç haline geldik. 255 dış temsilciliğimiz ile dünyanın en büyük 5 dış ilişkiler ağından birine sahibiz.

“Türk diplomasisi son asırların en başarı göstermiş periyodunu yaşamaktadır”

Büyük bir gururla ifade etmek isterim ki Türk diplomasisi son asırların en başarı göstermiş periyodunu yaşamaktadır. Ukrayna krizindeki tutumumuz, ülkemizin barışı, istikrarı insanı ve insan yaşamını merkez alan dış politikasının em son örneğidir. Biliyorsunuz bu kriz ilk başladığında kimi çevrelerin yoğun baskılarına maruz kaldık. Bazı dış güçler ve onların içimizdeki sözcüleri ağızlarını her açtıklarında bizi treni kaçırmakla, yalnız kalmakla, hata yapmakla suçladılar.

Türkiye’ye Türk ekonomisine oldukca ağır bedeller ödetecek fevri kararlar almamız için bizlere etmediklerini bırakmadılar. Biz politikalarımızı bunların dediklerine gore değil, ülkemizin çıkarlarını merkeze alarak belirledik. 2 komşumuz arasındaki bu muharebede tercihimizi barıştan, diyalogdan, adaletli hakemlikten kullandık. 2 ülke ile mevcud yakın ilişkilerimizi gözeterek fitneyi körüklemek yerine savaşı sonlandırmak için çabalamayı tercih ettik. Bu anlayışla süreçte kolaylaştırıcı rol üstlendik. Rusya ve Ukrayna dışişleri bakanlarını Antalya’da buluşturduk, görüşme heyetlerine İstanbul’da ev sahipliği yaptık.

BM ile Ukrayna tahılının dünya pazarlarına sevk edilmesine yönelik tahıl koridoru mutabakatını hayata geçirdik. Ülkemizin yoğun gayretleri neticesinde varılan bu mutabakat küresel krizlerdeki tesiri sebebiyle prestij kaybeden BM’nin son yıllarda kaydettiği en büyük başarılardan biri oldu. Ve düşünün, 5 milyon tonun üstünde tahılı bizim bu koridordan dünyaya sevk ettiğimiz tüm kayıtlarda mevcut. Rusya Ukrayna içinde meydana gelen tutsak mübadelesi bu işin en mühim yükseldiği çıtadır.

Türk diplomasisini oldukca değişik bir lige yükseltmiştir. Ve New York’ta yaptığım görüşmelerde tüm cumhurbaşkanları, başbakanlar hepsi ilk olarak bizim tutsak mübadelesinde üstlendiğimiz rol sebebiyle bizlere teşekkür etmişler ve her takdirin üstünde bulunduğunu söylemişlerdir.

Ülkemizin Rusya Ukrayna krizi, göç meselesi, insani yardımlar, terörle savaşım ve barışı koruma yolunda attığı adımların tüm dünya tarafınca takdirle karşılandığına bizzat şahitlik ettik. BM kürsüsünden senelerdir dile getirdiğimiz ‘Dünya 5’ten büyüktür’ tespitimiz artık hepimiz tarafınca biliniyor. Bazı liderler de bunun reforme edilmesi icap ettiğini anlatmaya başladılar.”