Güncel

Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı Genel Özellikleri Nelerdir?

Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı Genel Özellikleri

Sosyal ve siyasal ortam Millî Mücadelenin zaferle neticelenmesinden sonra imzalanan Lozan Antlaşması ile ülkenin yeni sınırları belirlenmiş oldu. Anlaşmadan iki buçuk ay sonrasında 2 Ekim 1923’te İstanbul, düşman askerleri tarafınca boşaltıldı.

Yeni devletin başkenti olarak Ankara şehri uygun görüldü. Daha ilkin kurulmuş olan Halk Fırkası seçime gitme sonucu aldı. Osmanlı’nın devlet anlayışı yavaş yavaş terk edilerek yeni bir sisteme geçildi. Nihayet 29 Ekim 1923’te gecesi TBMM’de bir anayasa değişikliği ile Cumhuriyet diye deklare edildi.

Mustafa Kemal Paşa, ölene dek sürecek olan cumhurbaşkanlığı görevine getirilmiş olduğu.

Artık Anadolu topraklarında yeni bir devlet terfi etti ve bu devletin adı da Türkiye Cumhuriyeti oldu.

Türk halkı, kısa süre içinde ortaya çıkan ekonomik, toplumsal, eğitim, hukuk alanındaki değişimlere ayak uydurmaya başladı.

20 çağ başlarında Osmanlıcılık, İslamcılık, Milliyetçilik, Türkçülük, Batıcılık benzer biçimde siyasal ve fikir akımlarının tesiri ile sanatta, kültürde ve hususiyetle edebiyat alanında çeşitli arayışlar görülmeye başlandı. Bu, asırlar süresince İslam kültürü ile bütünleşen Türklerin kendi kimliklerini bulma ve olgunlaştırma çabası idi.

Yenilgi ile neticelenen 1. Dünya Savaşı ve zaferle tamamlanan Kurtuluş Savaşı, Türk milletinin kimlik arayışına hızlandıran mühim gelişmelerden olmuştur.

Batı medeniyetinin temel kurumları örnek alındı. Bağımsız ve barışçı yeni Türkiye Cumhuriyeti, süratli bir halde değişiklik yaşamaya başladı.

Bu değişimler özetlemek gerekirse şunlardır:

  • Halifeliğin kaldırılması
  • Eğitimin tek merkezden yönetilmesi
  • Şeriat mahkemelerinin kapatılması
  • Tekke ve zaviyelerin kapatılması
  • Kılık giyim kanununun çıkartılması
  • Takvim ve saat sisteminin değiştirilmesi
  • Batı anlayışına nazaran Medeni kanunun değiştirilmesi
  • Camilerde okunacak hutbelerin devlet kontrolü altına alınması
  • Latin harflerine geçilmesi
  • Millet mekteplerinin açılması
  • Kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilmesi
  • Lakap ve unvanların kaldırılması
  • Hafta sonu tatilinin cumadan pazara alınması

Siyasi ve toplumsal alanda meydana getirilen bu inkılap ve reformlar Türk milletini, uygar yaşama çabası içine sokmuştur.

1924 senesinde kabul edilen teşkilatı esasiye kanunu doğrusu anayasa ile egemenlik kayıtsız şartsız millete geçmiştir.

Devlet, cumhuriyetçilik, milliyetçilik, halkçılık, devletçilik, laiklik ve inkılapçılık ilkelerini benimsemeye adım atmıştır.

Anadolu ve Anadolu insanı, Türk düşüncesinin ve edebiyatının ilgi odağı olmaya adım atmıştır. Kurtuluş savaşı, Anadolu insanının bir amaç çevresinde toplanmasını elde etmiştir. Sanatçılarımız Anadolu’ya yönelmeye adım atmıştır.

Cumhuriyetin ilk yıllarında genç sanatçılar, “memleketçilik” adını verdikleri sanat çevresinde birleşmişlerdir. Anadolu kültürü, yeni oluşumların, konularında değerlerin filizlenmesi ile başlamış olan yeni bir edebiyata kaynaklık etmeye adım atmıştır.

Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatının Başlangıcı

Cumhuriyet Döneminde yeni Türk alfabesinin kabul edilmesi, dilde sadelik ve arılaşma hareketi, Medeni kanun, halkevlerinin yapmış olduğu emek harcamalar, öğretimin birleştirilmesi benzer biçimde inkılapların tesiriyle toplumsal ve kültürel yapıda şekil ve içerik olarak köklü değişimler adım atmıştır. Bu değişikliklere edebiyatta da kendini göstermektedir.

Cumhuriyetin ilanı ile edebiyatımız açısından yeni bir devrin kapıları açılmıştır. Bu devrin adı Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı olarak Türk edebiyatı geçmişine geçmiştir. bu periyodu 1940 yılına kadar Türk edebiyatı ve son dönem Türk edebiyatı olmak suretiyle iki ana kısım halinde ele alınmaktadır.

Başlangıçtan (1923) 1940’a Kadar Türk Edebiyatı

Servet-i Fünun, Fecr-i Ati ve Milli Edebiyat hareketleri içinde bulunarak tanınmış olan yazar ve şairler, cumhuriyetin ilk yıllarında hemen hemen yaşamaktadırlar. Bunlardan Abdülhak Hamit benzer biçimde, Tanzimat’tan sonrasında tüm yeniliklerin içinde bulunmuş ve yeniliklere ayak uydurmuş olanlar son eserlerini vermişlerdir.

Ahmet Haşim, Yahya Kemal, Yakup Kadri Karaosmanoğlu benzer biçimde sanatçılar ise geçmiş dönemlerde olgunlaştırılmış oldukları sanat anlayışları ile en güzel eserlerini Cumhuriyet Döneminde oluşturmuşlardır.

Bu dönem Türk edebiyatının en mühim niteliklerinden birisi de ulusal edebiyat hareketi esnasında ilk kez ele alınan Anadolu insanının, daha geniş açılardan bakılarak edebiyatı mevzu edilmesidir.

“Memleket edebiyatı” adı ile anılan bu yöneliş ve anlayış, eski nesle mensup ozan ve yazarlarla, ilk eserlerini mütareke yıllarından itibaren vermeye başlamış olan genç sanatçılarca benimsenmiştir. Bu mevzuyu işleyen şiir ve düzyazı türündeki eserlerin en yoğun olduğu dönem Cumhuriyetin ilk yılları olmuştur.

Dünyadaki ve Türkiye’deki sosyolojik gelişmelerin tesiri ile Osmanlı- İslam zamanı ve kültürü ile aydınlar içinde çizilen kati çizgiler, içsel alanda boşluklar içinde yaşayan bir aydın nesli meydana getirmeye adım atmıştır. Bu maddeci akıma karşı içsel değerleri ön planda tutan bir mistik akım oluşmuştur.

Şiirde Necip Fazıl’ın, romanda ise Peyami Safa’nın öncülüğünü yapmış olduğu mistisizmin yanı sıra, olgunluk periyodu eserlerini vermekte olan Ahmet Haşim ve Yahya Kemal’in eserlerinde sembolizmin tesirleri görülmektedir.

Bu dönemde yapıt veren sanatçılar ortak özellikleri mütevazi ve anlaşılır bir Türkçe kullanmaları olmuştur. Tüm yenileşme hareketlerinde olduğu benzer biçimde dil kullanımı mevzusunda da oldukça uç noktalarda gelişen çalışmalarda söz mevzusudur. Öz Türkçecilik adıyla bu hareketin içinde bin senedir kullanılmayan arkaik kelimelerin tekrardan gündeme getirilmesi ve Türkçenin organik gelişimine aykırı bir halde kuralsız kelimeler üretilmesi benzer biçimde çalışmalarda yer verilmiştir.

1940 Sonrası Türk Edebiyatı

Milli Edebiyat ile başlamış olan ve Cumhuriyet Döneminde süregelen Anadolu’ya açılma hareketi 1940’tan sonrasında yaygınlaşmaya adım atmıştır. 1935’ten sonrasında Anadolu’nun birçok köy ve kenti, çeşitli toplumsal ve ekonomik sorunlarla şiir, hikâye ve romana mevzu olmuştur.

Cumhuriyetten sonrasında Anadolu’ya yayılan eğitim kurumlarında yetişen ozan ve yazarlar, içinde yaşadıkları toplumun sorunlarını kendi dünya görüşleri çerçevesinde kaleme almaya adım atmıştır. Çevrelerindeki sefalet ve gerilik, köylerden şehre göç, bu göçün ortaya çıkan problemler ve gecekondu yaşamı, tarımda makineleşmenin doğurduğu neticeler, toprak kavgaları, sanayileşmenin ortaya çıkardığı yeni insan tipleri, ağa ve ırgat, işçi ve patron ilişkileri benzer biçimde birçok mevzu yazınsal eserlerde geniş yer tutmaya adım atmıştır.

İkinci Dünya Savaşı’nın ortaya çıkardığı toplumsal sıkıntılar, 1945- 1960 yılları aralığında dünyayı tesiri altına alan soğuk cenk, Amerika ve Sovyet Rusya çevresinde oluşan iki kutuplu güçler dengesi, yeni ideolojilerin tüm toplumları etkileyen baskısı, nükleer cenk tehdidi bigün uzay keşfetme emekleri ve hızla gelişen bilim ve teknoloji dünya siyasetini belirler hale gelmiştir.

Geri kalmış bir ülkenin aydınları olarak meydana gelen gelişmelere izleyici kalmak Türk aydınlarının ve sanatçılarını, ister istemez negatif etkilemiştir. Bu dönemde maddeci Batı Uygarlığı model olarak alınmıştır.

Kültürü oluşturan ulusal ve içsel değerler sarsılmaya adım atmıştır. Tarihle, din ve gelenekle ilişkisi zayıflayan nesiller, geçmiş değerlerle tüm bağlarını koparan bir kötümserlik içine düşmüştür. Halk- Aydın kopukluğu oluşmaya adım atmıştır.

1940 sonrasının siyasal ve toplumsal değişme ve gelişimleri Türk aydınlarının büyük seviyede kendilerini yenilemeye ve yeniçağa ayak uydurmaya zorlamıştır. Bu arada dünya edebiyatlarında meydana getirilen çeviriler artmaya ve dünyanın her yerinde okunmaya başlanmıştır. Bu çevreler Doğu ve Batıdan birçok felsefe, görüş açısı, zevk ve anlayış getirmiştir.

1940’tan sonraki ozan ve yazarların model almış olduğu Batılı sanatçılar, gerçekçi, natüralist ve daha çok toplumsal gerçekçilik akımına bağlı kalmışlardır.

Batıdan etkilendikleri her yazınsal akımı ülkede uygulama çabası, taklitçi bir edebiyatın doğmasına yol açmıştır. Meydana getirilen eserlerin çoğunun ulusal ve yerli kültürle ilgileri yok denecek kadar azalmıştır.

Eski değerlerden ve eski edebiyattan kopuş 1950’den sonrasında daha çok artmıştır. Lakin ozan ve yazarlar 1955’ten sonrasında ülke gerçeklerinden kopuk olarak yazdıkları pişmemiş gerçeklikten bunalarak soyut mevzulara yönelmeye adım atmıştır.

1940 sonrası şiir, hikâye ve romanda, edebiyat tür ve şekil ile ilgili kuralların büyük seviyede yok sayılarak oluşturulduğu edebiyat, halk nezdinde de pek ilgi görmemiştir. Şiirde vezin, kafiye, benzer biçimde biçimsel unsurlar dışlanır. Hikâye ve romanda serim düğüm ve çözüm bölümleri edebiyat çevrelerinde kabul görmez.

Cumhuriyet Döneminde dil ve üslupta da büyük değişimler görülmeye başlanır. Dilde sadeleştirme ve özleştirme çabaları 1950’den sonrasında hız kazanır. Şiirde ve düz yazıda yeni sözcükler kullanma özentisi, sanatçıların yeni üslup yapma ve yeni duruşları yeni kelimelerle anlatma kaygılarından doğan olsa da halk dilinden uzaklaşma meydana gelmektedir. Lakin birçok ozan ve yazar ise Anadolu ağızlarıyla zenginleşmiş halk dili ile yazmayı devam ettirir.

1940 sonrası edebiyatımızda güçlü yazınsal topluluklar da görülmeye başlanmıştır. Bazı ozan ve yazarlar bağımsız kalmayı tercih etmiş sadece şiirde Garip Akımı ve İkinci Yeni Akımı ile hikâye ve romanda toplumsal gerçekçiler ve soyutçular yeni yazınsal topluluklar kurmuş; bunlar da uzun ömürlü olmamıştır.

Bu dönemde bağımsız kabul edilecek ve devrin genel eylemlerinin haricinde kalan şairler, hikâye ve romancılar da mevcuttur. Günümüzde ise sanat endişesi ile eserlerini oluşturanların yanında bağlı oldukları ideoloji ve dünya görüşü çerçevesinde yazan ozan ve yazarlarımız bulunmaktadır.

Şiir, hikâye ve roman dışındaki yazınsal türlerde bu zamanda çoğalmış, yaşamını bir tek kalemi ile kazananların sayısı da artmıştır.

Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatının Genel Özellikleri

  • Dilde sadeleşme hareketi başarıya ulaşmış ve İstanbul Türkçesi temel Türkçe olarak kabul edilmiştir.
  • Yazı dili ile konuşma dili arasındaki fark en aza indirilmiş, dildeki sadeleşme çabaları aralıksız olarak devam etmiştir.
  • Cumhuriyetin kurulmasıyla 1923-1940 yılları aralığında yapıt veren ozan ve yazarlar genel olarak daha önceki ulusal edebiyat akımının tesirinde tam anlamıyla yerli ve halka doğru bir edebiyat anlayışı sergilemiştir.
  • 1940’lı yıllarda toplumcu gerçekçi bir yönelim kendini göstermiştir.
  • Cumhuriyet Dönemi, başlangıçta Milli Edebiyat zevk ve anlayışını devam etmiş olduğu, yenileşme periyodu Türk edebiyatında doğrusu Tanzimat’tan Cumhuriyete kadar geçen sürede, yazınsal eserlerde tartışılan birçok problem Atatürk ilke ve inkılaplarında yansımasını bulmuştur.
  • Edebiyatımız İstanbul aydınlarının tek elinden kurtulmaya, Anadolu’dan da aydın yetiştirmeye adım atmıştır.
  • Uluslararası düzeyde yazarlar yetişmiştir.
  • Cumhuriyet Dönemi edebiyatı ile beraber değişik yazınsal topluluklar ortaya çıkmaya adım atmıştır.
  • Türk edebiyatı bu zamanda toplumcu bir karakter kazanmış, gerçekçi bir anlayışla eserler verilmeye başlanmıştır.
  • Şiir, roman, hikâye, tiyatro ve tecrübe etme türlerinde nitelikli eserler yazılmaya başlanmıştır.
  • Şiirde aruz ölçüsü yerine özgür ölçü ve hece ölçüsü kullanılmaya başlanmıştır.
  • Şiirlerde günlük konuşma dili kullanılmıştır.
  • Cumhuriyet Dönemi edebiyatında şiirin şekil olarak daha da serbestleştiği görülmüştür.
  • Roman ve hikâye halkın gerçek yaşamı tamamıyla yerleştirilmeye başlanmıştır.
  • Cumhuriyet Periyodunun ilk yıllarında Milli Edebiyat akımının tesiriyle Maupussant seçimi hikayeler yazılmıştır. Bu hikayeler serim- düğün kira çözüm planında yazılmış ve belli bir sonu olan hikayelerdir.
  • Sonraki yıllarda Çehov seçimi doğrusu durum öyküsü hikayeleri yazılmıştır. Bu biçim hikâyede tamamıyla vaka değil hayatım belli kesitleri ve durumları kaleme alınmıştır.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş