Eğitim

Daktiloya Çekilmiş Şiirler (1977-1987) – Nilgün Marmara Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Daktiloya Çekilmiş Şiirler (1977-1987) – Nilgün Marmara Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Daktiloya Çekilmiş Şiirler (1977-1987) kimin eseri? Daktiloya Çekilmiş Şiirler (1977-1987) kitabının yazarı kimdir? Daktiloya Çekilmiş Şiirler (1977-1987) konusu ve anafikri nedir? Daktiloya Çekilmiş Şiirler (1977-1987) kitabı ne konu alıyor? Daktiloya Çekilmiş Şiirler (1977-1987) PDF indirme linki var mı? Daktiloya Çekilmiş Şiirler (1977-1987) kitabının yazarı Nilgün Marmara kimdir? İşte Daktiloya Çekilmiş Şiirler (1977-1987) kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Nilgün Marmara

Yayın Evi: Everest Yayınları

İSBN: 9789752893566

Sayfa Sayısı: 140


Daktiloya Çekilmiş Şiirler (1977-1987) Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Nilgün Marmara, Ekim 1987 tarihinde, geride daktiloya çekmiş olduğu şiirlerin yayınlanabileceği vasiyet etmiş olduğu bir mektup bırakarak aramızdan ayrıldı.

Daktiloya Çekilmiş, Türkçe şiirin bu ayrıksı şairinin bizzat seçip bir araya getirmiş olduğu bir toplam olarak edebiyatımızın kalıcı kitapları içinde yer ediniyor.


Daktiloya Çekilmiş Şiirler (1977-1987) Alıntıları – Sözleri

  • Uçurumlar var diyorum, insanla insan içinde, kendiyle kendi içinde.
  • Her şey yitik değerde,
    Burada bu çöl kıyısında,
    Acı avcımız:
    Tertipli ısrarı
    ve çantası
    dolu pıhtılarımızla.
  • Yabancıların en yakınıydın sen!
  • Üşümüşüm …
    Bu yaklaşan kışla değil,
    Deniz ürpertisi, göğün alacasıyla değil,
    Ellerimin soğukluğu hep bir kalabalıkta.
    Kaçışının gizini gönlünde tuttuğun
    Bilisiz aşkı ( nı) ver bana!
    Üşümeyeyim …
  • ödünç aldım kokunu kendi tenimde,
    sen kokuyor yüzeyi bedenimin,
    her gözeneği.
  • Beklentim yokmuş şeklinde davranıp, içime dünyalar kadar umudu sığdırmaktan yoruldum.
  • Ey, iki adımlık yerküre
    Senin tüm arka bahçelerini
    gördüm ben!
  • Yabancıların en yakınıydın sen!
  • Kim ekler kendine uçtu uçacak düşüncemizi ve ne yakın kılar enerjisini bizlere aydınlanabilir gecenin?
    Bizim söz, sözün biz olduğu!
  • Dünyamsın benim, zorbam, düzenim,
    Bundan gözlerim göğe çevrili, ellerim denizde.
    Hiç katılmadan sende yaşıyorum, dirimimsin benim, doğarken öldüğüm.
  • Sen yüzümü bile götürmüyorsun,
    Kendi gözüne bile !


Daktiloya Çekilmiş Şiirler (1977-1987) İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Biraz buruk bir araştırma olabilir…
Nilgün Marmara uzun süreden beri okumak istediğim şairlerdendi. Fotoğraflarından gördüğüm kadarıyla nedense bana hep bir yerden tanışıyormuşum hissi veren bir hanımdı. Sanki bir yerde oturup iki lafın belini kırmışız şeklinde… Kitabı bitirdiğimde anladım ki evet, biz oldukca evvelde beri tanışıyormuşuz Nilgün Marmara ile…
Bambaşka bir dünya karşıladı beni… Bu şekilde şiirler beklemiyordum hakkaten… Tarif edilmez bir karanlık ve gene dile gelmez yalnızlıklar barındırıyor şiirleri… Kelimelerden öyleki nefis yararlanmış ki asla tekrara düşmeden…
Bir karanlık labirent şeklinde şiirleri, tüm çekim gücüyle bu şiirlerin içinde buluyorsunuz kendinizi…
Ve karanlık tüm bedeninizi peşinden ruhunuzu sarıyor şeklinde…
“Ey, iki adımlık yerküre
Senin tüm arka bahçelerini
gördüm ben!”
Belki de bu tarz şeyleri düşünerek ölüme atladı 29 yaşlarında evinin penceresinden… Yaşayacak bir şeyi kalmadığını düşünüyordu bir ihtimal. Belki de acı dolu şiirler yazmaktan bıkmıştı kederli gözlerle bakan bu hanım… Kimseye göstermedi yaşamı süresince bir şiirini bile. Hepsi o öldükten sonrasında çıkmış su yüzüne… Ah be Nilgün abla, kim bilir ne mücadeleler verdin zihninde ve eşi olmayan ruhunda…
Ece Ayhan’ın söylediği şeklinde “dünyayla yaralı Nilgün Marmara”…
Kendi çıkmazlarıyla bana Hümeyra’nın diliyle şunları söylemiş oldu sanki Nilgün abla:
Nasılsın kızım, anlat bana hikayeni kimler üzdü gözlerini?
Nasılsın kızım, söyle bana derdini neler kırdı kalbini?
O taze saçlardan kimlerin eli, yaşlanmış dumanlı nefesleri
Hoyratça itişleri, görgüsüz asaletsiz üzüşleri…
Sen neler neler çektin ben biliyorum,
Dokunsam ağlarsın hissediyorum,
Hüzün zamanı geçti onlar eskidendi bitti hepsi geçti….

Sevgiyle… (İnci Küpeli Kız)

“Biliyorum, bir gün dayanamayacak küçük kalbim, arkamı dönüp inandığım ve güvendiğim her şeye veda edeceğim.”
diye yazmıştı Nilgün Marmara. O yaşamın içinde bir gölge şeklinde yaşarken umutları hataları, kırgınlıkları, üzüntülerinden hiç kimseye bahsetmedi. Daha kuvvetli görünmeye çalıştı bir ihtimal o denli kuvvetli değildi ve zaman içinde bu kuvvetli olma rolünden yoruldu ve yaşamdan yollarını ayırdı..
Eşi bile onu her daim cok severken en büyük yabancıydı ona karşı. Bu sebeple o öldükten sonrasında bir röportaj da şunları söylemişti:
“Şiir yazdığını bile bilmezdim, bir kenarda pıtır pıtır bir şeyler yazardı.”
Kocasının bu sözleri söylemiş olmasından onun bu dünyaya ne kadar yabancılaştığını görebiliyoruz. Bir düşünün aynı yaşamı ve bir ömrü paylaştığınız eşiniz neler yaptığınızdan haberi yok..
Nilgün Marmara’nın kısa da olsa yaşamını okumanızı tavsiye ediyorum. Ondan sonrasında şiirlerini okuduğunuz vakit daha iyi anlayabilirsiniz.
Vasiyeti üstüne basılmış olan ‘Daktiloya Çekilmiş Şiirler’ kitabını sevmiş olarak okuyacağınıza inanırım. (Kuş Yürekli)

Nilgün Marmara’nın şiirlerini uzun süreden beri okumak istiyordum, tek tek denk geldiklerimden ayrı olarak bu şekilde üst üste okumak birazcık ağır geldi . Şiirler anlamlamdırması zor , fazlaca karamsar ve şairin iç dünyasından değişik hisler yansıtmakta… Keşke bu kadar derinliğin, yalnızlığın ve karanlığın sonu intihar olmasaydı… Gönlü güzel ve ruhu derin şaire slm olsun . (Cansu Doğan)


Daktiloya Çekilmiş Şiirler (1977-1987) PDF indirme linki var mı?


Nilgün Marmara – Daktiloya Çekilmiş Şiirler (1977-1987) kitabı için internette en oldukca meydana getirilen aramalardan birisi de Daktiloya Çekilmiş Şiirler (1977-1987) PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Nilgün Marmara Kimdir?

Nilgün Marmara, Balkan göçmeni olan bir ailenin iki kızından biri olarak, 13 Şubat 1958’de İstanbul, Moda’da dünyaya geldi. Bir Marksist olan babası Fikri Marmara, muhasebe müdürüydü. Babası, Bulgaristan’ın Plevne şehrinden, annesiyse Vidin’den İstanbul’a göç etmişlerdir.

Liseyi Kadıköy Maarif Koleji’nde okudu. Üniversite hayatına İstanbul Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden başladı sadece siyasal sebeplerle burada devam edemeyip yeniden sınava girdi ve Boğaziçi Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünü kazanmıştır. Okulu, “Sylvia Plath’in Şairliğinin İntiharı Bağlamında Analizi” tezi ile 1985’te tamamladı. Mezun olduktan sonrasında Marmaris’te bir dinlence köyünde çalışmaya başladı. Farklı şirketlerde sekreterlik, Mısır Konsolosluğunda memurluklarda bulunsa da iş yaşamı oldukca uzun soluklu olmadı.

1982’de, dost ortamında tanıştığı sanayi mühendisi Kağan Önal ile evliliğe ilk adımını attı. Eşinin işi dolayısıyla 16 ay Libya’da yaşadılar.

13 Ekim 1987’de 29 yaşlarındayken kalmış olduğu evin balkonundan atlayarak intihar etti.

İntiharının peşinden Ece Ayhan, “Meçhul Talebe Anıtı” şiirinde “Aldırma128! İntiharın parasız yatılı ufak zabit okullarında..” mısralarıyla kendisine seslendi.

Ferda Erdinç, “üstü ağır oturaklı bir kadın, altı ayak parmakları birbirine bakan bir çocuktu”, Cemal Süreya 841. gün eserinde, “Nilgün ölmüş. Beşinci kattaki evinin penceresinden kendini aşağı atarak canına kıymış, Ece Ayhan söylemiş oldu. Fazlaca değişik bir insandı Zelda. Akşamları belli saatten sonrasında kişilik hatta gövde değiştiriyor şeklinde gelirdi bana. Yüzü alarır bakışlarına oldukca güzel fakat ürkütücü bir parıltı eklenirdi. Çok da fazla gençti. Sanırım otuzuna değmemişti daha.. Bu dünyayı başka bir yaşamın bekleme salonu ya da zaman geçirme yeri olarak görüyordu. Dönerek baktığımda bir acı da buluyorum Nilgün’ün yüzünde. O zamanlar görememişim. Bugün ortaya çıkıyor.” demiştir. Ayrıca Seyhan Erözçelik, Nilgün Marmara’nın intiharının peşinden Nilgün’ün Göztaşı isminde şiiri yazmıştır.

Ölümü Ardından Tartışmalar

Nilgün Marmara’ın intihar etmediği, öldürülmüş olduğu ve Nilgün Marmara’nın ölümünde eşi Kağan Önal’ın dikkatsizliği olduğu açıklanmıştır.

Kağan Önal, kendisine yöneltilen suçlamalara yönelik, “Oysa Nilgün’ün tedavi olması gerekiyordu fakat o doktordan kaçıyordu. Doktor, ulaştığında evde olması gerekirken evde değildi. Doktor beklemişti. Gelince de konuştular… Doktor bana “İşiniz çok zor, tedavi olması lazım ama çok zeki ve kültürlü. Yani en zor vakalardan” demişti. Bu sebeple iyileşmesi için entelektüel faaliyetlerde bulunmaması gerekiyordu. İlacı dayayacaklar ve uyuşacaktı. Orta kültür ve zekalı durumlarda bu hastalık genel anlamda 20’li yaşlarda ortaya çıkarmış, Lityum tedavisi ile başarıya ulaşmış olunurmuş. Ancak Nilgün bu tipte değildi. Tedavi olması, buna ikna olması, tedaviden memnun kalması hepsi ayrı bir dertti. Dolayısıyla tedavi olmadı. Öldüğü gün bana tedaviye yeniden başlayacağına dair söz vermişti.” şeklinde açıklamıştır.

Nilgün Marmara’nın, ölümünün peşinden basılan Kırmızı Kahverengi Defter isminde kitap büyük bir münakaşa yarattı. Kitap, Nilgün Marmara’nın günlüklerini yayımladığını söylüyor olsa da Libya’da geçirdiği zamana dair tek alıntıyı “Kağan eteğine kirli bir herif oldu, her gün barlarda sürtüyor.” şeklinde yapmıştı ve kitabın en büyük problemi “baskının kesilip biçilme seçimi sebebiyle, Nilgün Marmara, ıstıraplar içinde, bir tek ölümü ve arada da şiiri düşünen, asık suratlı, sinik ve netice olarak intiharından ibaret birisiymiş, yaşamamış, kısaca aslına bakarsak intiharına kadar bayağı varolmamış biri şeklinde” sunmasıydı.

2016 senesinde Everest Yayınları’nca Nilgün Marmara’nın arkasında bıraktığı “günlüklerinin ‘Kırmızı Kahverengi Defter’ adıyla izinsiz bir şekilde yayımlanmasından itibaren başlayan yanlış anlamalar, yersiz kuşkular, haksızlıklar, aşırı yorumlar silsilesine bir son vermek amacıyla eksiksiz olarak yayımlanan ‘Defterler’, Nilgün Marmara ile ilgili soru işaretlerini ortadan kaldırıyor. ‘Defterler’ ile Nilgün Marmara adı etrafında dönen spekülasyonlar, yalan haberler, yanlış iftiralar sona eriyor. ‘Defterler’ gündelik yaşama, çevresine, ilişkilerine bakışını yansıtarak şimdiye kadar bilinenden, varsayılandan farklı bir Nilgün Marmara portresini de gözler önüne seriyor.” arka kapak yazısıyla günlüğün tıpkıbasımı da ihtiva eder şekliyle yayımlandı.

2017 senesinde günlüklerini tuttuğu iki defterinden başka notları da gene Everest Yayınları’nca Kağıtlar ismiyle yayımlandı.

Eserleri

Şiir

Daktiloya Çekilmiş Şiirler (1988)

Metinler (1990)

Günlük

Kırmızı Kahverengi Defter (1993, Gülseli İnal tarafınca hazırlandı)

Defterler. (2016)

Kağıtlar. (2017)

İnceleme

Sylvia Plath’ın Şairliğinin İntiharı Bağlamında Analizi (1985, Dost Körpe tarafınca 20 yıl sonrasında Türkçeye çevrildi)

Kaynak: https://tr.wikipedia.org/wiki/Nilgün_Marmara


Nilgün Marmara Kitapları – Eserleri

  • Daktiloya Çekilmiş Şiirler (1977-1987)
  • Kırmızı Kahverengi Defter
  • Sylvia Plath’ın Şairliğinin İntiharı Bağlamında Analiz
  • Metinler
  • Kağıtlar
  • Defterler


Nilgün Marmara Alıntıları – Sözleri

  • Beklentim yokmuş şeklinde davranıp içime dünyalar kadar umudu sığdırmaktan yoruldum. (Kırmızı Kahverengi Defter)
  • “Hiçliği kusan uzaklıklar yazgımdı ve öğrettiler hoşnutluğu, yaşamdan sıyrılacak gizleri.” (Metinler)
  • ölürken, kahkahamı ona bırakacağım. (Defterler)
  • Zamanın kara saplı bıçağı, kanımca büyük yaralar açtı, o güzel kızıllığın kapanması da olanaksız bence. (Kağıtlar)
  • Niye izin vermiyorsun yoluna kuş konmasına
    niye izin vermiyorum yoluma kuş konmasına
    niye kimseler izin vermez yollarına
    kuş konmasına? (Kırmızı Kahverengi Defter)
  • Herkesin vicdanı kendi polisidir. (Kağıtlar)
  • Pavese’nin intihar etmeden önceki son günlerinde günlüğüne
    yazdığı şeklinde: “Sözler değil. Eylem. Artık yazmayacağım.”
    Plath da bir zamanlar varoluş sebebi olan sözcüklerde teselli
    aramaktan vazgeçer ve son şiirlerinden kabul edilen “Seneler”de şu şekilde der:
    “Sözcükler kuru, sürücüsüz,
    Yorulmak bilmez toynak sesleri.
    Bu arada
    Sabit yıldızlar havuzun dibinden
    Bir yaşamı yönetiyor.” (Sylvia Plath’ın Şairliğinin İntiharı Bağlamında Analiz)
  • Beklentim yokmuş şeklinde davranıp, içime dünyalar kadar umudu sığdırmaktan yoruldum. (Daktiloya Çekilmiş Şiirler (1977-1987))
  • Ey, iki adımlık yerküre
    Senin tüm arka bahçelerini
    gördüm ben! (Daktiloya Çekilmiş Şiirler (1977-1987))
  • Avazım çıkmış olduğu kadar gülüyorum… (Kağıtlar)
  • ..
    Sana neler anlatmalıyım neler, oldukca yer, oldukca insan, çirkin, güzel, vakalar, tarihler, akış, akış…
    Gözlerimin önünde biten, yiten herşey bir çevrimin içinde tutsaklandığım ben ve rastlantıyla aynı çevrim içre bulunan ötekiler, bizlere değen, değmeyen her şeyi. konuşmak, konuşabilmek böylesine zorken ben anlatıyorum beynimdeki öteki ses yöntemiyle sana, kimi zaman de düşlerde. şükür! bir itimat var hâlâ (nereden sonrasında!) beni duyarsın. (Kağıtlar)
  • Her şey yitik değerde,
    Burada bu çöl kıyısında,
    Acı avcımız:
    Tertipli ısrarı
    ve çantası
    dolu pıhtılarımızla. (Daktiloya Çekilmiş Şiirler (1977-1987))
  • “Delilik sevgilim, bir sözcük üstüne kurulmuyor,
    var olanı dürtüyor, eşeliyor, o bölgede yer ediniyor.” (Metinler)
  • Bir tek güneşten utandım hayatımda.
    Yalnızca. (Kırmızı Kahverengi Defter)
  • Ağlıyordum, onu gönlümde arzu ederdim ve bir tek orada. (Metinler)
  • Eskiden bir yıldızmış.
    Göğünü yitirmiş. (Kırmızı Kahverengi Defter)
  • “…Doğayı yok edemediğim için de, sadece kendimi yok ediyorum, hiçbir suçlunun bulunmadığı bir tiranlığa katlanmaktan bezmiş olarak…” (Sylvia Plath’ın Şairliğinin İntiharı Bağlamında Analiz)
  • Tavşan korkmuş olduğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. (Defterler)
  • Kim ekler kendine uçtu uçacak düşüncemizi ve ne yakın kılar enerjisini bizlere aydınlanabilir gecenin?
    Bizim söz, sözün biz olduğu! (Daktiloya Çekilmiş Şiirler (1977-1987))
  • Ben bir tek atan bir kalptim. (Sylvia Plath’ın Şairliğinin İntiharı Bağlamında Analiz)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş