Eğitim

Deliliğin Arifesinde – Friedrich Hölderlin Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Deliliğin Arifesinde – Friedrich Hölderlin Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Deliliğin Arifesinde kimin eseri? Deliliğin Arifesinde kitabının yazarı kimdir? Deliliğin Arifesinde konusu ve anafikri nedir? Deliliğin Arifesinde kitabı ne konu alıyor? Deliliğin Arifesinde PDF indirme linki var mı? Deliliğin Arifesinde kitabının yazarı Friedrich Hölderlin kimdir? İşte Deliliğin Arifesinde kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Friedrich Hölderlin

Çevirmen: Ahmet Cemal

Yayın Evi: YKY

İSBN: 9753634072-27168

Sayfa Sayısı: 56


Deliliğin Arifesinde Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Hölderlin’in şiirleri öylesine büyüleyici ki,

onları bir insanoğlunun değil,

direkt dilin yarattığını sanırsınız.

(Arka Kapak)


Deliliğin Arifesinde Alıntıları – Sözleri

  • Ah! Zavallı ben!
    Güzel günlerdi. Ama arkasından
    Hüzün dolu bir günbatımı geldi.
  • “Ancak şimdi anlıyorum insanoğlunu,
    Yalnız ve ondan uzak yaşadığım için!”
  • “Aslında asla sormamalısın bunu,
    Eğer cevap vermemi istiyorsan sana.”
  • “Bir insan için derim ki, iyi ve bilgeyse
    Neyi gereksinir daha? Doyurabilir mi ruhu
    Herhangi bir şey?”
  • “Tatlı bir rahatlık
    Yüreğimdeki her dikenin bedeli…”
  • Bir çok kez bulutlu, kapanık gibidir iç dünya,
    İnsanın ruhu kuşkuların pençesinde ve tedirgindir,
    Doğanın görkemidir yalnızca günlerini aydınlık kılan
    Ve sadece o süre uzaklaşır kuşkunun karanlık soruları.
  • “Bütünüyle kendine özgü bir yaşamdır paylaşılan,
    Bir ruh, ve tedirginlikten uzak bir saygı.”
  • “İnan bana sen insan değil, bir dünya arıyordun.”


Deliliğin Arifesinde İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Deha’nın Derinlerinde Demirlemek…: Bazen celladın olur, bir kaç mısra, yapışır yakana, kimi zaman de tatlı bir tebessümle yaralar… Fakât illa ki gönüle sızar, bir gönülden taşanlar…
Kimine nazaran susuz bir coğrafyaya günlerce yağan yağmurdur şiir, bazısına nazaran ısırgan otudur, şifası zahmetindedir, kiminde fısıldayan bir sestir, “Anne uyudun mu?”
Kiminin, “şiire anlam veremiyorum.” cümlesindedir, kimini hazırlıksız bir ağlama meblağ, kiminde öteden beri hep vardır…
Bu tatlı rayihayı insanoğlunun iliklerine dek yaşatabilen, ruhunun yalın dilini, – iyi mi olmuşsa- asla zedelemeden, en mütevazı şekliyle sunabilen başka bir ozan bilmiyorum.
Hakiki delilik bu olsa gerek, üstüne insani olan hiçbir yükü almayan, hiçbir duyguyu söz oyunlarına kaptırmayan…
Hayır bunu kastetmiş olması imkansız ozan, benimdi bu acı, bu adı konmaz yanılgı… Ben milyonlarca kapıyı zorlamışken o ilk anda bulmuş olması imkansız diyorsunuz, bu şekilde benim gözlerimle, bu şekilde tatlı bir içlenişle, bana dair bir hayretle seyre dalmış olması imkansız…
Bir yerden sonrasında alıntı yapmaktan vazgeçtim, bundan dolayı birbirinden ayırdığım her mısra ile şiirleri ziyan ettiğimi farkettim. Bir son vardır, artık zihnin ve anlayışın camlarını deli benzer biçimde döven rüzgarın durulduğu, doruğa ulaştığında uyuşan hissiyatla, gerçekle düşün fazlarının birbirine karıştığı… Bu sınırda artık cümle size hiçbir şey söylemesi imkansız, bundan dolayı bir kulak kendini duyamaz, bundan dolayı bir göz kendini göremez, bundan dolayı bir el kendini tutamaz…
Sabah, deniz, gün, bulut, güneş, yol, ışık benzer biçimde kelimeler artık mizaçlarını bütünüyle terkedip Hölderlin’in kurduğu sahnede bir başyapıtı oynamaya koyulurlar… Bu performans inanılmazdır, bundan dolayı yüzlerce muhteşem görünüm da kendileri olmaya ve huzurla anılmaya can atarlar. Bu şekilde nefis betimlemeleri asla okumadım…
Adeta yüceliği, ona verilen yaşamın olağanüstü güzelliklerini keşfetmekte bulmuş, erdemin ve bilgeliğin kanatlarını hayretinin vadilerinde gezdirmiş, zarif ruhu ve tabiat içiçe geçmiştir…
“Bir çok kez bulutlu, kapanık gibidir iç dünya,
İnsanın ruhu kuşkuların pençesinde ve tedirgindir,
Doğanın görkemidir yalnızca günlerini aydınlık kılan
Ve sadece o süre uzaklaşır kuşkunun karanlık soruları.”
İşte kendinde bulmuş olduğu özün yansımaları…
Bir suyun akışında, damarlarında gezinen ortaklaşa ritmi bulmuştur, dağın güneşle buluşmuş olduğu oyuklarda, kendi dünyasını inşaa etmiştir.
Ahmet Cemal’in eserin ruhunu baş üstünde taşıyan çevirisiyle, Hölderlin’in aklını yitirmeden evvel ki son cümlelerinin hüzünlü vedasıyla başbaşa bırakıyorum sizi…
“Tadını çıkardım bu dünyanın hoşluklarının,
Nasıl da akıp gitti tüm bir gençlik!
Uzakta şimdi Nisan, Mayıs ve Haziran,
Hoşlanmıyorum yaşamaktan, yokum artık!” (Eylül Türk)

Alman romantizminin en büyük isimlerinden kabul edilen Hölderlin, 30’lu yaşlarda şiir yaşamı sonlanan, 73 yaşlarında öldüğünde artık kendinin bile bilincinde olmayan talihsiz bir şairdir. Şiirleri ağır bir lirizm eşliğinde tabiat ve insan sevgisini işler. Romantizm akımı endüstrileşen Avrupa’da yaşamın mekanikleşmesine ve buna bağlı olarak fikir bağlamında hakim olan pozitivizme ve rasyonalizme tepki olarak ortaya çıkan sanat ve fikir akımıdır. Kitabın isminden anlaşılacağı suretiyle delirmenin eşiğindeki şairin bir veda metni olarak da ele alabiliriz:
Tadını çıkardım bu yaşamın hoşluklarının,
Nasıl da akıp gitti tüm bir gençlik!
Uzakta şimdi Nisan, Mayıs ve Haziran,
Hoşlanmıyorum artık yaşamaktan, yokum artık!
Klasik şiiri ve mevzuları seven okur için önerilir. Ahmet Cemal tarafınca çevrilmesi de kitap için artı puan. (semih)

Kitabın adı oldukca dikkatimi çekmişti. Çevirmene de bakınca Ahmet Cemal. Hölderlin adını çoğu zaman alıntılarda duymuştum fakat dikkatimi çekmemişti. Neyse ilkin yazardan söz edeyim. Alman romantizm en başı çeken ismiymiş. 30 yaşına kadar şiir yazmış sonrasında maalesef ki bilincini yitirmiş. Yani Deliliğin Arifesinde diyerek kitaba adını veren süreçte buradan gelmekte.
Doğa, iç dünya, vedalaşma benzer biçimde mevzuları işlemiş. Şiirlerinin bir çok mevsimlerin adı ile adlandırılmış.
Kitabın önsözünü kesinlikle fakat kesinlikle okuyun. Zweig ve Rilke’nin Hölderlin hakkında anlattıklarını es geçmeyin derim naçizane….
Güzel bir eserdi alıntıları incelemenizi tavsiye ederim. (insan_okur)


Deliliğin Arifesinde PDF indirme linki var mı?


Friedrich Hölderlin – Deliliğin Arifesinde kitabı için internette en oldukca meydana getirilen aramalardan birisi de Deliliğin Arifesinde PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Friedrich Hölderlin Kimdir?

Johann Christian Friedrich Hölderlin (d. 20 Mart 1770 Lauffen am Neckar; ö. 7 Haziran 1843 Tübingen) Alman lirik ozan. Friedrich Hölderlin klasik son zamanların ve romantizmin en mühim temsilcilerindendir.

Alman ozan Johann Christian Friedrich Hölderlin, 20 Mart 1770’te Lauffen am Neckar’de hayata merhaba dedi, 7 Haziran 1834’te Tübingen’de öldü. Ufak yaşlarda babasını, büyükbabasını ve kardeşlerini yitirdi, bu ölümler Hölderlin’i oldukca etkiledi. Tübingen Manastırı’nda dinbilim, Jena Üniversitesi’nde tahsil gördü. Hölderlin’in şiirlerini Schiller, Goethe’ye gösterdi, Goethe beğenmeyince müthiş bir düş kırıklığı yaşadı. Hususi ders vererek yaşamını kazanmıştır. Bordeaux’a gittiğinde sevilmiş olduğu kadının öldüğü öğrenince ruhsal bozukluklar yaşamaya başladı. Stuttgart dönüşünde hükümet doktoru saldırganlık emareleri saptadığından zorla Tübingen’e gönderdi. Çıldırdığı kesinleşince, yaşamının kalanını Neckar ırmağı kıyısında, nezaretine verildiği bir marangoz ailesinin evindeki kulede geçirdi. Tanrı’nın, tabiat ananın ve insanoğlunun bir sayıldığı zamanlara geri dönmeyi istemiş, şairin Tanrı ile insanoğlu içinde bir köprü niteliği taşıdığına inanmıştır.


Friedrich Hölderlin Kitapları – Eserleri

  • Hyperion : Yunanistan’da Bir Münzevi
  • Seçme Şiirler
  • Hyperion I
  • Deliliğin Arifesinde
  • Empedokles
  • Hyperion II
  • Şiir ve Tragedya Kuramı


Friedrich Hölderlin Alıntıları – Sözleri

  • Dil pek gereksiz bir şey. Ne yaparsak yapalım aslolan söylemek istediklerimiz daima için, denizin dibindeki inciler benzer biçimde kendi de­rinlerinde ilişilmeden kalır ve söylenemez. (Hyperion : Yunanistan’da Bir Münzevi)
  • “Kendi içimde bir durak bulamayacak mıyım?” (Hyperion II)
  • Öyleki bilmişim sizi, bir düş değil
    Gönlümde sizi duyuşum, (Empedokles)
  • Ah, insanoglunun deli gönlü için yurt bulunamaz. Güneş ışığı topraktaki bit­kileri ilkin yetiştirir, sonrasında iyi mi yakarsa, insan da göğsünde biten tatlı çiçekleri, yakınlık ve sevginin sevinçlerini öylece kendi öldürür. (Hyperion : Yunanistan’da Bir Münzevi)
  • Pek tenha, pek korkulu çevrem, her şey
    Parçalanıp dağılmakta, nereye baksam. (Seçme Şiirler)
  • “Tatlı bir rahatlık
    Yüreğimdeki her dikenin bedeli…” (Deliliğin Arifesinde)
  • “Öyleyse neden – uyumak bilmez benim bağrımdaki diken?” (Seçme Şiirler)
  • “Altüst olacak, umutsuzluktan öleceğini sanacaksın, fakat, iç dünyan seni gene kurtaracak.“ (Hyperion II)
  • Onlara kalbinin bilmecesini vermiştin, çözsünler diye. (Hyperion I)
  • …sana bir kez daha rastlayım diye konuşulan her dile bürünür, her biçime girer, bin seneler süresince yıldızdan yıldıza dolaşırdım. Ama öyleki sanıyorum, eşit varlıklar birbirlerine acele ulaşırlar. (Hyperion I)
  • ”…içimizdeki sevgi, biz yaşadığımız kadar yaşamış olduğu içindir ki, fakiriz.” (Hyperion I)
  • “İnan bana sen insan değil, bir dünya arıyordun.” (Deliliğin Arifesinde)
  • Bilmez misin,
    Delilerle dolu bir kentin ne iyi,
    Ne muhteşem bulunduğunu? (Empedokles)
  • “Sanat, tabiat ananın çiçek açışıdır, tamamlanışıdır.” (Şiir ve Tragedya Kuramı)
  • Ah! Zavallı ben!
    Güzel günlerdi. Ama arkasından
    Hüzün dolu bir günbatımı geldi. (Deliliğin Arifesinde)
  • Ah, insanoglunun deli gönlü için yurt bulunamaz. Güneş ışığı topraktaki bit­kileri ilkin yetiştirir, sonrasında iyi mi yakarsa, insan da göğsünde biten tatlı çiçekleri, yakınlık ve sevginin sevinçlerini öylece kendi öldürür. (Hyperion I)
  • “Bütünüyle kendine özgü bir yaşamdır paylaşılan,
    Bir ruh, ve tedirginlikten uzak bir saygı.” (Deliliğin Arifesinde)
  • İnsanoğlunun dramıdır bu: her başarısını bir yenilgiyle ödemek zorundadır. (Seçme Şiirler)
  • …sana bir kez daha rastlayım diye konuşulan her dile bürünür, her biçime girer, bin seneler süresince yıldızdan yıldıza dolaşırdım. Ama öyleki sanıyorum, eşit varlıklar birbirlerine acele ulaşırlar. (Hyperion : Yunanistan’da Bir Münzevi)
  • Saf yaşamda, tabiat ve sanat birbirleriyle uyumlu bir karşıtlık içindedir. Sanat, tabiat ananın çiçek açışıdır, tamamlanışıdır. Doğa sadece değişik fakat uyumlu olan sanatla birlikteliğiyle göksel olur. (Şiir ve Tragedya Kuramı)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş