Eğitim

Doğu Ekspresi – John Dos Passos Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Doğu Ekspresi – John Dos Passos Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Doğu Ekspresi kimin eseri? Doğu Ekspresi kitabının yazarı kimdir? Doğu Ekspresi konusu ve anafikri nedir? Doğu Ekspresi kitabı ne konu alıyor? Doğu Ekspresi PDF indirme linki var mı? Doğu Ekspresi kitabının yazarı John Dos Passos kimdir? İşte Doğu Ekspresi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: John Dos Passos

Çevirmen: Tomris Uyar

Çevirmen: Osman Yener

Yayın Evi: İletişim Yayıncılık

İSBN: 9789750520204

Sayfa Sayısı: 192


Doğu Ekspresi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Doğu Ekspresi, 20. yüzyıl Amerikan edebiyatının mühim yazarlarından John Dos Passos’un Doğu’ya dair izlenimlerini aktardığı keyif verici bir seyahatname. John Dos Passos, Doğu Ekspresi’nde 1920’lerin başlangıcında Anadolu, Doğu Avrupa, Yakındoğu ve Ortadoğu’ya seyahatlerinde karşılaşmış olduğu görüntüleri, sesleri ve kokuları titiz bir edebiyatçı dikkatiyle konu alıyor. Tiflis’ten Erivan’a, Kazvin’den Şam’a uzanan yolculuğunda en basit görünen manzaralara usta bir ressam şeklinde renk ve anlam katıyor. Suriye Çölü’nü aşan, Kafkaslar’ı tırmanan, Britanya’nın denetiminde yeni bir Irak’ın kuruluşuna tanıklık eden Dos Passos, Doğu’nun dertleri ve güzelliklerine aynı anda dikkat kesilirken Doğu Ekspresi keyif verici bir gezi anlatısına dönüşüyor. 20. yüzyıl başlangıcında Batı’da benzerine azca rastlanır cinsten bir Doğu seyahatnamesi. “Dos Passos’un dünyası, tıpkı Kafka’nın Faulkner’ın ve Stendhal’ınki şeklinde imkânsız bir dünya: çelişkilerle dolu. Ama güzellik, tam da çelişkide gizlidir; örtük bir çelişkidir. Dos Passos’un zamanımızın en büyük yazarlarından biri bulunduğunu düşünüyorum.”

-Jean Paul Sartre-

(Tanıtım Bülteninden)


Doğu Ekspresi Alıntıları – Sözleri

  • “Tozlu yolda ilerlemek, tekerlek izlerini kaybetmemeye çalışmak, hatırlayamadığınız bir rüyada yürümek gibidir. “
  • Tozlu yolda ilerlemek, tekerlek izlerini kaybetmemeye çalışmak, hatırlayamadığınız bir rüyada yürümek gibidir.
  • Bu yüksek sosyete yaşamı insanı yoruyor.
  • Yaz mevsiminde, öğle yemeğinden sonrasında bir gemiminin güvertesinde, güneşin altında uyumaktan daha tatlı bir afyon yoktur, hele de hangi limana, ne vakit ulaşacağınızı bilmiyorsanız, doğuyu, batıyı, adınızı, adresinizi, cebinizde ne kadar para bulunduğunu unuttuysanız.
  • Ölülere gösterdikleri saygıyı yaşayanlara da gösterselerdi.
  • İslam devletlerinde deliyi gördüler mi tanırlar, fakat deliliğe saygı duyarlar.
  • İnsanların uygarlık demekte ısrar ettikleri şeyin acınası kalıntıları
  • “Dünyadaki gizemli işlerin simgesi olan derviş, bu çağda uygarlaşmış ülkelerde olduğu şeklinde kolay bir serseriye dönüşecek.”
  • Her şeyin bir sonu vardı.
  • Tüm yaşam, yüzlerin ifadesinde birikmiş sanki.
  • Dünya Müslümanları kadercilik uykusundan uyanmalı, onları sömüren yabancıları püskürtmeli, kendi milletlerini kendileri yöneltmeli.
  • “Seyit, Doğu’nun kendi sorunlarını kendisinin halletmesi icap ettiğini söylüyor. Dünya Müslümanları kadercilik uykusundan uyanmalı, onları sömüren yabancıları püskürtmeli, kendi milletlerini kendileri yönetmeli. Fazlaca güzel şeyler söylüyor fakat pejmurde evlatların, minik, çirkin, şiş göbekli, iri gözlü küçük iskeletlerin iyi mi doyurulacağını ya da gelecek sonbahara tarlalara ekecek tahılın nereden bulunacağını söylemiyor.”
  • Venedik, Batı’nın aç gözlerini doğunun göz boyayan cafcafıyla doyurmak için kurulmuş tarihsel bir Midway.
  • Taksim’de luk çığlıkları atan Yunanlıların yanında beyaz yelekleriyle sükunet içinde oturan iki zarif Türk’ün kayıtsız gözlerini anımsatan bir şey vardı, Türkçe öğrenmek için oldukça niçin var.
  • İsmail vagonun ön tarafında, Ermenilerin zalimliklerini müslümanların çektikleri acıları anlatırken; vagonun arka tarafında bozuk Fransızcasi ile bir Ermeni, Türklerin ve tatarların vahşetini anlatıyordu.


Doğu Ekspresi İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Yazarın 1920’lerde İstanbul’dan başlayıp, Kafkaslar, İran, Irak ile devam edip Suriye’de son gören seyahatine dair anılarını anlattığı, bir yabancının bakış açısından o dönemde ülkemizdeki ve komşu ülkelerdeki atmosferi, insan davranışlarını, düşünceleri, siyasal gelişimleri, hayatları özetleyen güzel bir yaratı…
Yazar, anlaşmazlık devletlerinin idaresi altındaki İstanbul’daki huzursuz havayı, karışıklıkları aktarmış eserinde.. Keza Ankara’ya giden trende konuşmuş olduğu askerlerin Atatürk ve kurtuluş mücadelesi ile alakalı sözleri döneme dair insanların fikirlerini yansıtması açısından kıymetli… (Ceyhan)

Kitap, yazarın 1920’li yıllarda Anadolu, Doğu Avrupa, Yakındoğu ve Ortadoğu’ya yapmış olduğu seyahatlerindeki izlenimlerini konu alıyor. Yabancı kitaplarda tercüme oldukça önemlidir. Bu kitabı Tomris Uyar çevirmeye başlamış. Uyar’ın ölümünden sonrasında çeviriye Osman Yener devam etmiş. Bazı cümlelerin içindeki o şiir tınısı beni bu kitaba fanatik bıraktı. Bir de dikkatimi çeken tarihin tekerrürden ibaret olduğu. Ortadoğu’nun bu günkü sıkıntısı ne ise 1920’li yıllarda da aynısı. Anlatılan coğrafyalarda zihnen güzel bir seyahat yaptım. (Aysel Turan)


Doğu Ekspresi PDF indirme linki var mı?


John Dos Passos – Doğu Ekspresi kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de Doğu Ekspresi PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı John Dos Passos Kimdir?

John Dos Passos (1896-1970) New Yorklu meşhur ve zengin bir avukat olan babasıyla, Virginialı seçkin ve asil bir karı olan anası, sadece John on altı yaşına ulaştığında evlenebilirler. Çocukluk yıllarını annesiyle Avrupayı dolaşırken arada babasıyla Avrupa otellerinde buluşarak geçirir. Kendi deyimiyle otel çocuğudur. 18 yaşına ulaştığında babası ölür.

1916da Harvardı bitirince okumak için İspanyaya gider sadece ambulans sürücüsü olarak orduya ve muharebeye katılır, cepheleri dolaşır. Savaşı dolaysız olarak tam da içinden yaşar. Three Soldiers (Üç Savaşçı) harp izlenimlerini yansıttığı ilk romanıdır. Ona nazaran harp hayal ürünü bir pazardan yararlanmak uğruna delikanlıların gencecik bedenlerini kurban eden, vahşet ölçüsünde çıldırmış uygarlığın son atağıdır. 25 yaşlarında genç bir yazar olarak İstanbula gelir.

Tıpkı çağdaşları ve arkadaşları olan Sinclair Lewis, Ernest Hemingway, F. Scott Fitzgerald şeklinde o da tüketim hırsına tutulmuş ve başka her şeye kayıtsız kalan Amerikan kültürünü acımasızca eleştirir. Kapitalist endüstrinin zorbalığı karşısında duyduğu hiddet ve acı, başyapıtı olan A.B.D. üçlemesinde açıkça görülür.

Jean Paul Sartre için, Modern en büyük yazar Passostur. Onun bununla beraber ölümü o güne kadar en iyi özetleyen yazar bulunduğunu söyleyip şöyleki der: Ölüm üstüne oldukça şey söylemez, yalnızca Öldü, der fakat ondan sonrasında yazdığı her sözcük açık mezara atılan bir kürek topraktır.


John Dos Passos Kitapları – Eserleri

  • A.B.D. 42. Enlem
  • Doğu Ekspresi
  • A.B.D. 1919
  • Manhattan Transfer
  • Üç Savaşçı
  • U.S.A. / Büyük Para
  • Mühim Adam


John Dos Passos Alıntıları – Sözleri

  • Venedik, Batı’nın aç gözlerini doğunun göz boyayan cafcafıyla doyurmak için kurulmuş tarihsel bir Midway. (Doğu Ekspresi)
  • “İşinden iyi mi da iğrendiğini, muhabirlerin artık hiçbir şey göremediğini, üç-dört aşamalı sıkıdüzen bulunduğunu, devamlı sansürün tepesine bindiğini, her sözcüğü kirli yalanlar yığını olan evvel hazırlanmış haberleri vermek zorunda kaldığını, seneler boyu böylesine bir işi yapmaktan dolayı insanoğlunun kendisine saygısını yitirdiğini, savaştan ilkin gazetecinin kirli bir koklarcadan azıcık iyice bulunduğunu fakat şimdi onu tanımlamak için kirli sözcük bulmanın bile olanaksızlaştığını anlatır da anlatırdı.” (A.B.D. 1919)
  • İsmail vagonun ön tarafında, Ermenilerin zalimliklerini müslümanların çektikleri acıları anlatırken; vagonun arka tarafında bozuk Fransızcasi ile bir Ermeni, Türklerin ve tatarların vahşetini anlatıyordu. (Doğu Ekspresi)
  • “Thomas Edison seksen iki yaşlarında, günde on altı saat çalışıyordu;
    hiçbir vakit kafasını yormadı matematikle, toplumsal düzenle, genel felsefi kavramlarla” (A.B.D. 42. Enlem)
  • Birbirinden değişik değil insanoğlu. Bazısı gemisini yürütüyor, bazısı da sürünüyor, tek farkları bu… (Manhattan Transfer)
  • “Deneyimle anladım ki işçilerin gerektiği şeklinde çalışmalarına en oldukça katkıda bulunan şey, kapıda bekleyen uzun bir işsizler kuyruğudur.” (U.S.A. / Büyük Para)
  • Üç şahıs bir araya ulaşınca
    Diktatörlükler daha azca güçlüdür. (A.B.D. 1919)
  • Sabahtan akşama kadar bu şekilde oturup birbirlerini yiyor bu guruptakiler, başka işleri yok (Manhattan Transfer)
  • Batı’ya gideceğim, North Dakota’da toprak alıp buğday yetiştireceğim. Rençberlikten anlarım birazcık … Beş para etmez bu kent yaşamı. (Manhattan Transfer)
  • Tozlu yolda ilerlemek, tekerlek izlerini kaybetmemeye çalışmak, hatırlayamadığınız bir rüyada yürümek gibidir. (Doğu Ekspresi)
  • Yavrucuğum, seni adam etmeyi kafama koydum bir kere, ne pahasına olursa olsun başaracağım, adam edece­ğim seni (Manhattan Transfer)
  • Tatlım, 1776’da, İhtilal savaşından sonrasında bağımsızlık bildirisinin imzalandığı gündür 4 Temmuz. (Manhattan Transfer)
  • Hep birbirine benziyor bayanlar. Monoton şeyler hepsi. (Manhattan Transfer)
  • “Kağıtlar uçmasın diye üstlerine koyulan koskoca ağırlık şeklinde Bismarck Berlin’in üstüne çökmüştü yeni Almanya’yı feodal ilişkiler içinde tutayım diye, patronları Hohenzollernler için imparatorluğu elde tutayım diye.” (A.B.D. 42. Enlem)
  • Hoşçakalın Karatavuklar
    Burada asla kimse anlayamıyor beni sevemiyor beni
    Ah, iyi mi da tutuşturuyorlar elime bahtsızlık öykülerini (U.S.A. / Büyük Para)
  • “Concha başını sallayarak “her yoksul adam sosyalista… a como no? Ama varlıklı olunca hepiniz pek oldukça kapitalista” diyerek bitiriverdi tüm tartışmaları. (A.B.D. 42. Enlem)
  • “Şey, üç beş hokus pokus öğrendik… Turnayı bakış açısından vuracağız.” (U.S.A. / Büyük Para)
  • Babil ve Ninova vardı bir zamanlar. Tuğladan örülmüştü ikisi de. Atina’yı mer­mer ve altın sütunlarla kurdular. Moloz ta­şından kemerlerle ördüler tüm Roma’yı. Istanbul’da, Haliç’in çevresinde, alabildiği­ ne büyük mumlar şeklinde ışıldayan minareler vardır… Çelik, cam, tuğla ve betonla kuru­lacak gökdelenler. Daracık bir ada üzerin­de, bin pencereli yapılar yükselecek ve ya­nıp sönecekler, fırtınanın ötesindeki btm­ beyaz bulutların tepesi şeklinde, piramid üstü­ne piramid eklenecek. (Manhattan Transfer)
  • O denli ihtiyacım var ki bir dinlence halletmeye… Şu bizim emektar Maine ormanlarına gidip bir süre kalsam mükemmel olacak (Manhattan Transfer)
  • “Ben işçi önderi değilim. Ne benim ne de başkasının arkasından gitmenizi isterim. Sizi bu paracı vahşetten çıkarıp götürecek Musa arıyorsanız olduğunuz yerde kalacaksınız. Elimden gelse bile sizi o vaat edilmiş topraklara götürmezdim; şundan dolayı sizi oraya ben götürürsem başkası gerisin geriye oradan çıkarabilir.” (A.B.D. 42. Enlem)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş