Eğitim

Dönüşümler – Ovidius Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Dönüşümler – Ovidius Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Dönüşümler kimin eseri? Dönüşümler kitabının yazarı kimdir? Dönüşümler konusu ve anafikri nedir? Dönüşümler kitabı ne konu alıyor? Dönüşümler PDF indirme linki var mı? Dönüşümler kitabının yazarı Ovidius kimdir? İşte Dönüşümler kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Ovidius

Çevirmen: İsmet Zeki Eyüboğlu

Orijinal Adı: Metamorphoses

Yayın Evi: Payel Yayınevi

İSBN: 9789753880602

Sayfa Sayısı: 421


Dönüşümler Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

On beş kitaplık uzun bir şiir olan “Dönüşümler”, Ovidius’un günümüze ulaşmış diğeri yapıtlarından değişik olarak, altılı ölçüleriyle yazılmıştır ve dönüşüm temasıyla birbirine bağlanan mitolojik ve efsanevi öykülerden oluşur. Öyküler, yaratılıştan (kaostan düzene doğru ilk dönüşüm) Julius Caesar’ın ölümü ve tanrılaştırılmasına (iç savaştan Augustus döneminde barışın sağlanmasına, doğrusu kaostan düzene geçişi içeren son dönüşüm) değin tarih sırası içinde anlatılır. Dönüşüm teması daha fazlaca biçimsel bir ehemmiyet taşır; şiirin ana konusu ise tutkudur ve bu tema yapıta, öykülere çerçeve oluşturan ve onları birbirine bağlayan ustaca tekniklerin hepsinden fazlaca daha büyük bir bütünlük kazandırır. Ovidius’un ilk dönem şiirlerine egemen olan erotizmin yerini bu yapıtında derhal tüm insani duyguların araştırılması almıştır. “Dönüşümler” Ovidius’un yaratıcı enerjisini, zekasını, üslup parlaklığını, mitoloji bilgisini, betimleme ve anlatı ustalığıyla varlıklı düş enerjisini daha önceki yapıtlarında görülmedik halde ortaya koymanın yanı sıra, Ovidius’un derin Yunan ve Latin şiiri bilgisini ve okumuş olduğu klasik şiirleri büyük bir yaratıcılıkla uyarlama kabiliyetini de yansıtır…


Dönüşümler Alıntıları – Sözleri

  • Acılar neler öğretmez kişiye.
    Acıdan doğar usun en yücesi.
  • “Yere doğru eğilmişken diğeri canlılar,
    İnsanda dimdik, göğe yönelik bir duruş var,
    Bak ışıyan yıldızlara, döndür yüzünü…”
  • Kötüyü sezer, kötünün peşinden giderim gene.
  • Ne başa geçme, ne intikam alma
    Bizi harbe iten, hep bir bayan edinme yüzünden.
  • “Kader tüm dualardan daha kuvvetli.”
    Ovidius
  • Ve artık yıldızların yüce yürüyüş kolunun sonunda yürümüştü on birinci sabahleyin yıldızı
  • Öç almak gerek. Kılıçla, bıçakla
    Kesmek, ihtiyaç duyulan kötülüğü yapmak, kızkardeşime
    Yapılanı yapmak, düşündüğüm budur. Ayrıca
    Tereus’un yüce konağını yakmalı, alevler
    içinde boğmalı onu, dilini kesmek, gözünü
    Oymak, erkeklik örgenini koparmak, binlerce
    Yara açmak gövdesinde, kabahat aracını yoketmek.
    Kan dökücü canını bu şekilde çıkarmak isterim.


Dönüşümler İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Bu incelemeye iyi mi girmem gerektiği hakkında en küçük bir fikrim olmadığı için, bazılarınızın yakıştırdığı benzer biçimde “bodoslama” dalıyorum. Büyük pencereden bakınca, “Dönüşümler”, Roma imparatorluğu ve erdemleri lehine bir önyargıyla, Antik Roma ve Yunan evrenini kronolojik olarak tanıtan, kim kimdir, neyin nesidir, bu sorulara yanıt bulduğumuz bir kaynak kitap olarak görülebilir.
Adından da anlaşılacağı benzer biçimde Ovidius’un kitabı “değişiklik, dönüşüm, mutasyon” hakkındadır. Kapsamı son aşama GENİŞ, iddialı, ve hatta ansiklopediktir. Dünyanın yaratılışından ve tufandan epik Phaëton destanına, Jüpiter’in çeşitli nemflere tecavüzünden Europa’nın kaçırılışına, kendi yansımasına aşık olan Narcissus’tan Perseus ve Medusa’ya, Proserpina’nın tecavüzünden Medea ve Jason’a, Theseus ve Minotaur’dan Icarus’un düşüşüne, Meleäger ve Calydonian Boar’dan Byblis ve Myrrha’nın ensest tutkularına, Herkül’ün görevlerinden yeraltı dünyasındaki Orpheus ve Eurydice’nin mahkum aşkına kadar, Venüs’ün Adonis’e olan arzusundan Kral Midas’ın her şeyi altına çevirişine, Cëyx gemisinin enkazından Centaurlar savaşına ve Truva Savaşı’na, Hecuba’nın acılarından Aeneas’ın gezintilerine, Polyphemus’un mağarasındaki Ulysses’ten Circe’nin büyücülüğü ve son olarak Romulus’tan Jül Sezar’a kadar HER ŞEYİ kapsar.
Ovidius’un Dönüşümler’i, Vergilius’un Aeneid’i benzer biçimde Augustus döneminde yazılmıştır ve her iki yapıt de Roma İmparatorluğu’nu yüceltmektedir. Tanrıların ve insanların bu zamana kadar çekmiş olduğu tüm sorun ve meziyetler bu tarihin zirvesine, bu “ideal” uygarlık düzenine hazırlıktı. Ancak Vergilius’un ve Ovidius’un bunu anlatmadaki şekilleri fazlaca değişik. Vergilius, Odysseia’dan esin alarak Aeneas’ın öyküsünü tek bir büyük anlatıyla ortaya çıkarırken, Ovidius bir efsaneden diğerine rastgele atlıyor, kimi zaman bir matruşkaya dönüşüyor ve böylece geniş bir kapsama haiz oluyor. Bu iç açıcı şiirde yinelenen bir düşünce ise: dönüşüm. (Diğer yinelenen temalar içinde duygusal tutku ve cinsel saplantı da var). Bir bakıma Vergilius ve Ovidius, 6. kitapta ifşa edilen Arachne efsanesiyle karşılaştırılabilir: Vergilius, Minervean, yüksek, seçkin ozan; Ovidius, Arachnean, dikkatsiz, düzensiz ozan. Bu karşılaştırmayı kim bilir 6. kitaptaki Arachne efsanesini okuduktan sonrasında daha net anlayacaksınız.
Ovidius, ilk bakışta, esrarengiz bir dönüşümün söz konusu olduğu her bir efsaneyi bir araya getirmiş benzer biçimde görünüyor (Jüpiter kendini beyaz bir boğaya dönüştürüyor, Actaeon, Diana tarafınca bir geyiğe dönüştürülüyor benzer biçimde benzer biçimde…). Ancak destanın sonunda, Pisagor’un 15. kitaptaki hitabı (kitabın en sevilen ve en fazlaca alıntılanan kısmı burasıymış) yardımıyla, Ovidius’un aklında bir tür derin bir ontolojik düşünce bulunduğunu fark ediyoruz. Kitap, her şeyin devamlı dönüşüm ve akış içinde olduğu bir tür Herakleitosçu dünya görüşünü örneklemektedir. Bir bakıma Vergilius, Roma’nın kökenleri hakkında her şeyi bir soy ağacına yerleştiren zamanı bir izahat ortaya koyarken, Ovidius fazlaca daha istikrarsız ve belirsiz bir şey öneriyor: Augustus’un İmparatorluğu insanlık tarihinin zirvesiyse, şiir, dogmatik olmayan, neredeyse çağıl bir tarih vizyonu olan daha ileri dönüşümlere ve değişikliklere yer açar. Ovidius, öteki her şey benzer biçimde Augustus’un İmparatorluğu’nun da çürümeye ve ölüme mahkum bulunduğunu biliyor. Sonsöz’e nazaran, vakit içinde durağan(durgun) kalan tek şey şiirin kendisidir; gelişme, dönüşüm ve yozlaşma hakkında şiir.
Kısacası, Snorri Sturluson, İskandinav mitolojisi için her neyse, Ovidius ve Dönüşümler’i de Yunan ve Roma mitolojisi için o. Snorri, Vikinglerin kültürünü idrak etmek için gerekliyken, Ovidius’un kitabı hakkında birazcık data sahibi olmadan, Akdeniz Antik periyodunu ve dolayısıyla Batı kültürünü idrak etmek pratikte olanaksız olurdu. Karşılaştırmalara birazcık ara verelim ve esere geri dönelim.
Seks, sertlik ve gülmece çoğu zaman alçak ve ilkel olarak resmedilir: Başarısız bir kültürün işaretleridir bunlar. Yine de, yalnızca ekonomisi kuvvetli ve mühim bir alt sınıfa haiz kültürlerde bu tür uygulamalar “görevden eğlenceye” yükselebilir. Ovidius’un zamanı yaygın boşanma, müsamahakar yasalar ve açıkca zina dönemiydi ve mütevazı yazarımız bu etkinliklerin hepsine katılmıştı.
Sonunda, büyük ceberrüt, gücü ele geçirmek ve rakiplerinin itibarını sarsmak için toplumsal kontroller uygulayarak ve düşsel bir “altın çağ”ın etik standardına başvurarak üst sınıflar üstüne yumruğunu indirdi. O sıralar popüler ve etkili bir yazar ve konuşmacı olmasına karşın Ovidius, ahlaksız ve akıllı olduğundan sürgüne gönderildi — yalnız biri olsa neyseydi de ikisi birden olunca sürgün cezasından kurtulamadı zavallı.
Hem Ovidius hem de Vergilius, Augustus tarafınca imparatorluğun en uç noktalarına gönderildi ve ikisi de Homeros’a eşit sayılacak destanlar yazdı. Vergilius’unki imparatora teslim olup düşsel soyunu onurlandırır ve kahramanlığı “görevle” eşitlerken, Ovidius’unki Olympus’un kafasının üstündeki altını ve bir fahişenin ayak parmakları arasındaki pisliği eşit şekilde çizen, klasik masalların kurnaz, labirent benzeri bir tekrardan tahayyülüydü.
Ovidius, pisliği mevzusunda Apuleius yada Seneca’dan daha çekingen kaldı ve karmaşık emek harcaması süresince ironi kanalıyla inandırıcı bir inkar ve ilgi uyandırdı. Ovidius’un karakterleri, her biri kendilerini çevreleyen tanıdık efsanenin altüst edilmiş bir versiyonu olan muhteşem yaratımlardır. Elbette, bu aşamada çoğumuz Ovidius’un anlattıklarına, onun esinlendiklerinden daha fazlaca aşinayız.
Karşılaştırma yapmaktan ben de yoruldum fakat bundan bahsetmeden olmaz diye düşünüyorum. Vergilius gururlu ve dürüst söz adamlarına esin verdi: Dante, Tasso, Milton. Ovidius ise düzenbazlar ve çatışanlar için yepyeni bir biçim yarattı: Petrarch, Donne, Shakespeare, Ariosto, Rabelais. Ovidius’un mitlerinin her biri, yalnızca vaka örgüsüne nazaran değil, temaya nazaran de ayrı bir vizyondu. Hikayeleri yalnız fikirlerin sunumları değil, yeniden yeniden kendilerine dönen keşiflerdi.
Metafizik şairler bu stili benimseyerek, temaları araştıran kısa emekler yaratacak, hatta fikrin sonenin voltasında tersine dönmesini ritüelleştireceklerdi. Ovidius’un etken, görsel doğası, filozofların genişletilmiş metaforlarından gerçek bir kibir olarak adlandırılabilecek şeye doğru bir ilerlemeydi: taşımış olduğu fikri hem destekleyen hem de onunla çatışan simgesel bir temsil.
Ovidius’un hikayelerinin her biri, ilişkiler, karşıt noktalar, tekrarlar ve yapı ile anlam inşa ederek, birbiri ardına akar. Her ufak parça daha büyük bir tüm haline gelir. Tıpkı çeşitli hikayelerin bir mitoloji haline gelmesi benzer biçimde, birçok simgesel argüman da bir felsefe haline geliyor. Bu felsefeden daha fazlaca bahsederek incelememi buraya kadar okumakta yüksek sabır göstermiş kıymetli okuyucuları daha çok bunaltmak istemiyorum.
Son bir karşılaştırma daha yapmış olup bitirelim. Ovidius, tek bir kişinin kazanılmış olduğu ve böylece felsefesini doğruladığı Vergiliusçu kahramanlık teması yerine, bütünsel bir anlam yaratarak yüz değişik zafer ve yitik gösterir. Vergilius tek bir insanın haiz olması icap ettiğini düşündüğü özellikleri yazar: sadık, dindar, dürüst, kuvvetli, asil. Ovidius, bir insanoğlunun en fazlaca ne olabileceğinin mümkün bulunduğunu sormakla daha fazlaca ilgileniyordu — zihnin sınırları nedir? Ya da var mıdır?
Dolayısıyla Ovidius, konularında hakkaten de büyük bir mevzuyu ele alıyordu: Yunanistan ve Roma tarafınca bilinmiş olduğu şekliyle insan zihninin haritalanmasını. Bu, Vergilius’ta karakterler ve fikirler içinde derinlik ve çatışma olmadığı anlamına gelmiyor, sadece merkezi, politik teması onu Ovidius’un yapmış olduğu benzer biçimde bir fikirden diğerine geçme özgürlüğünden yoksun ediyor.
Bu mahrumiyet bir çok yazar için bir nimettir: yapı, yaratılması için “somut” sınırlar çizer ve buna uygun araçlar sağlar. Sınırları olmayan yazarın başlamış olacak yeri ve yoluna kılavuzluk edecek işaretçileri yoktur. Bu daha büyük bir nimettir.
Kitabı okurken not aldıklarımın bir elden geçirilmesini okudunuz. gonderi/84590412 Mitoloji Kitapları okuma etkinliği kapsamında bu kitabı okumama vesile olan Muratsezgin’e, ve incelememi okumaya kıymet bulup vakit ayıran her insana teşekkür ederim. İyi okumalar. (orpheus)

Tarih’te aradığımı Dönüşümler’de buldum, yaşasın mitoloji. 😉 Ovidius ulamış tüm mühim vakaları, uzun bir zincir sunmuş bizlere. Çoğunu biliyordum gerçi fakat yeni hikâyeler de öğrendim. Dünyanın milattan ilkin de kaosla beslendiğini ve dönemin, metayı geliştirse de insanı değiştirmediğini anladım bir kez daha. Okurken fazlaca keyif aldım, hatta asla bitmesin istedim. (Sanırım bu yüzden, birazcık yavaş okudum.) Yunan Mitolojisi’nden tanıdık gelen olayların Roma Mitolojisi’ndeki karşılığını daha kolay idrak etmek için Azra Erhat’ın Mitoloji Sözlüğü’ne de sık sık baktım fakat değişik şekilde açıklanmış birçok isimle/vakayla karşılaştım, bazılarını da asla bulamadım. Yani, hâlâ eksiğim mitoloji mevzusunda ve asla doymuyorum bu masalsı dünyaya. Herkese tavsiye ederim. =) (G. İlke)

Ovidius antik eserlerde, onun çağdaşlarından ve yakın dönem yazarlardan adını sık duyduğumuz Romalı bir ozan.
Tanrıların hikâyelerinin derlendiği ve bizlere kültür zamanı açısından fazlaca kıymetli bir kaynak olarak kalan Dönüşümler’de, ben Homeros yada Dante’deki akıcılığı bulamadım, zira fazlaca fazla isim ve vaka var. Tabi kitaptaki her bir kısmı (kitabı) okumadan ilkin -özellikle antik temalı operaları dinlemeden ilkin yapıldığı gibi- hikâyenin kısa özeti okunmalı, vaka örgüsü, kişiler ve netice böylece daha kolay anlaşılır. (Amo Rise)


Dönüşümler PDF indirme linki var mı?


Ovidius – Dönüşümler kitabı için internette en fazlaca meydana getirilen aramalardan birisi de Dönüşümler PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Ovidius Kimdir?

Publius Ovidius Naso (MÖ 43, Sulmona – MS 17, Constanţa (bugun Köstence)) Romalı ozan. Genelde aşk, terkedilmiş bayanlar ve mitolojik temalı şiirler yazan Naso, Publius Vergilius Maro ve Horatius ile birlikte, Latin edebiyatının üç kanonik şairinden biriydi.

Genelde hüzün beyitlerinin en büyük hocası olarak kabul ediliyordu. Şiirleri, orta çağ’ın sonuna kadar Avrupa sanatı ve edebiyatını mühim seviyede etkilemiştir.

Aynı zamanda İstanbul’daki meşhur Kız Kulesi hakkında bir efsanesine sahibiptir. Hero ile Leandros adlı iki gencin hüzünlü aşkını özetleyen hikâyenin mekanı Türkiye’deki Kız Kulesi’dir.

En meşhur yapıtı dünyanın oluşumu ve yaratımı anlattığı 15 kitabından oluşan Metamorfozlardır. Metamorfoz’un 6. cildinde Trakya kralı Tereus ile ilgili efsaneleşmiş anlatılır.

Aşk Sanatı adlı eserinde genç Romalı erkeklere bayanlara iyi mi yaklaşmaları gerektiğine dair şiirsel bir üslupla ve bir çok vakit Roma mitolojisinden örneklerle öğütler verir.


Ovidius Kitapları – Eserleri

  • Dönüşümler
  • Aşk Sanatı
  • Ibis
  • Hero ile Leander
  • Karadeniz’den Mektuplar
  • Heroides
  • Fasti (I-VI) Roma Takvimi ve Festivaller


Ovidius Alıntıları – Sözleri

  • Ölmen için bir sürü sebebin olsun
    Ama ölüm seni kabul etmesin. (Ibis)
  • Her hanım sevileceğini düşünür kendi içinde.. (Aşk Sanatı)
  • /
    Kim olursan ol, aldatıcı, hain güzelliklere güvenmekten devamlı kaçın ve yalnız görünüş ve maddiyattan daha fazlasına haiz olmaya çalış.
    / (Aşk Sanatı)
  • “..beni bu gerçekleşmeyecek ümitten al çıkar.” (Karadeniz’den Mektuplar)
  • “..fazlaca kez sözlerimizden daha kısa kalırdı günler.” (Karadeniz’den Mektuplar)
  • Acılar neler öğretmez kişiye.
    Acıdan doğar usun en yücesi. (Dönüşümler)
  • “Her şeyimi yitirdim; yalnız bir yaşam kaldı elimde,
    hüzün duygusu ve hüzün deposu sağlasın diye bana.
    Çoktan ölmüş bedenimi demirle dağlamaktan ne zevk alırsın?” (Karadeniz’den Mektuplar)
  • Benden öğren çevresinde güzellikler olmadan yaşamayı. (Heroides)
  • Ne başa geçme, ne intikam alma
    Bizi harbe iten, hep bir bayan edinme yüzünden. (Dönüşümler)
  • Kötüyü sezer, kötünün peşinden giderim gene. (Dönüşümler)
  • “Affet! Bir kazazede olduğumdan her denizden korkuyorum.” (Karadeniz’den Mektuplar)
  • “..acı çeken insan, acının kendisinden daha acele tükenir.” (Karadeniz’den Mektuplar)
  • Kitaplarımdır, hiç kimseye değil bir tek bana zarar veren.. (Ibis)
  • Aelos’un kızı, sevgili kocası deniz kazasında ölünce, üzüntüsünden kendisini denize atmış, bir masal kuşuna (anka kuşu) dönüşmüş. (Hero ile Leander)
  • Haklı olsam da isyanımda, inanırım gözünde
    yakınmalarımın taşralı kaldığına. (Heroides)
  • Öyleki bir tek’im ben de sevgide. (Aşk Sanatı)
  • Bilmiyorsunuz yolunu sevmenin, sevilmenin,
    Sevgiyi soysuzlaştıranı, bilmiyorsunuz. (Aşk Sanatı)
  • “Yere doğru eğilmişken diğeri canlılar,
    İnsanda dimdik, göğe yönelik bir duruş var,
    Bak ışıyan yıldızlara, döndür yüzünü…” (Dönüşümler)
  • Yazık bana! Sular niçin ayırıyor bizi,
    birbirimize bağlıyken yüreğimizle,
    iki kişinin bir tek duygusu olur da,
    niçin bir tek toprağı olmaz acaba? (Hero ile Leander)
  • “Ah! Yaralarıma neden olan, benim kendi oklarım!” (Heroides)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş