Eğitim

Duyuru – Michael Hardt Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Duyuru – Michael Hardt Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Duyuru kimin eseri? Duyuru kitabının yazarı kimdir? Duyuru konusu ve anafikri nedir? Duyuru kitabı ne konu alıyor? Duyuru PDF indirme linki var mı? Duyuru kitabının yazarı Michael Hardt kimdir? İşte Duyuru kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Antonio Negri

Yazar: Michael Hardt

Çevirmen: Abdullah Yılmaz

Orijinal Adı: Declaration

Yayın Evi: Ayrıntı Yayınları

İSBN: 9789755396873

Sayfa Sayısı: 128


Duyuru Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Antonio Negri ve Michael Hardt acil yaygınlaştırılması ve tartışılması dileğiyle bir “duyuru” yayımladı. Bu kısa metinde, günümüzdeki toplumsal hareketlere ve mücadelelere ilişkin mühim tespitler yaparak, hareketlerin yeni bir kurucu kalite kazanabilmesi için bir yol haritası öneriyorlar. “Günümüzün toplumsal hareketleri düzeni tersine çeviriyor, manifestoları ve peygamberleri gereksiz kılıyor. Değişimin failleri şimdiden sokaklara indiler ve kent meydanlarını işgal ediyorlar; yalnızca yöneticileri tehdit edip alaşağı etmekle kalmıyor bununla birlikte yeni bir dünya vizyonu oluşturuyorlar. Belki daha da önemlisi, mantıkları ve pratikleri, çarpıcı sözleri ve arzularıyla, bu çokluklar yeni bir takım ilke ve hakikat duyuru ediyor.”

Uygar toplumlarda borçlandırılan, medyalaştırılan, güvenlikleştirilen, temsil edilen olmak suretiyle dört ana figür tespit ettikten sonrasında, bunların isyan etme ve kendilerini dönüştürerek iktidar figürleri haline gelme yetisine haiz olduklarını korumak için çaba sarfediyor. “Herkesin ortak olana erişebildiği ve onu paylaşabildiği adil, eşit ve sürdürülebilir bir cemiyet oluşturmayı hayal edebiliyoruz fakat onu ete kemiğe büründürme koşulları hemen hemen mevcut değil. Ufak bir azınlığın zenginliği ve silahları elinde bulundurduğu bir dünyada demokratik bir cemiyet yaratamayız. Kararları hâlâ onu tahrip etmeyi sürdürenler alırken, gezegenin sağlığını iyileştiremeyiz. Zenginler basitçe paralarını ve mülklerini vermeyecek ve tiranlar basitçe silahlarını bırakıp iktidarın dizginlerini bırakmayacak. Son tahlilde onları almak zorunda olan bizleriz… fakat yavaş olalım. Mesele bu kadar kolay değil.”

Hardt ve Negri, bu kitapta yasama, yürütme ve yargı erklerinin demokratik ve ortak tek tek kurum sürecindeki rollerini ve alacağı biçimler üstünde fikirler üretirken, bununla birlikte bir kurucu anayasa çalışmasına da katkı sunuyor. “Özneleşme süreci retle adım atar. Ben yapmayacağım. Ben sana olan borcumu ödemeyeceğim. Evimizden çıkarılmayı reddederiz. Kemer sıkma önlemleriniz bizi bağlamaz. Tersine biz, aslına bakarsak aslına bakarsan bizim olan, servetinize el koymak istiyoruz.” “Sen beni temsil edemezsin!” Savaşım devam ediyor, Hardt ve Negri’nin katkılarıyla! (Tanıtım Bülteninden)


Duyuru Alıntıları – Sözleri

  • … Baskıcı güçler insanların kendilerini ifade etmelerine engel olmuyor. Tam tersine onları kendilerini ifade etmeye zorluyor…..
  • … Söylenecek hiçbir şeyin olmaması, hiçbir şey söylememe hakkı ne büyük nimet! Bundan dolayı sadece o vakit söylenmeye kıymet olan şeyi soruşturma şansı doğar…
  • Uygar toplumlarda 4 figür var; borçlandırılan medyalaştırılan ,güvenliklestirilen ve temsil edilen.
  • “Medyalaştırılan bir yanlış şuur figürü değildir; o daha fazlaca ağa takılmış, dikkat kesilmiş, büyülenmiş biridir..”


Duyuru İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Duyuru; son süreçte yaşanmış olan toplumsal hareketler ve bu hareketlerinin politik alana sunmuş olduğu yeni bir kontakt biçimi olan yatay, temsile karşı çıkan örgütlenme ve kontakt biçiminin yöntem ve araçlarına dair yeni bir fikir sistemi sunmaktadır. Neoliberal sistemin oluşturduğu değişik insan biçimlerini oluşturmaktadır ve bu insan biçimlerinin özgürleşmesi için lüzumlu fiil kılavuzu oluşturmaktadır. Sunduğu bu fikir sisteminin hayata geçirilmesi biçimi, geleceği açısından belli tehayüllerde bulunma, muğlak yönlerin belirlenmesi ortak şekilde bunların oluşturulmasındaki yöntemsel bir sunuş içeriyor. Otonomist Marksist yazarların düşüncelerini ve dünya bakışını sunmuş olduğu bir “Duyuru”. (Ferhat Tan)

Yakın dönemdeki ayaklanmalar, mücadeleler ile toplumsal hareketler üstüne tespitler meydana getirilen, toplumsal hareketlerin bir dönüşüm yaratabilmesine ilişkin yollar aranan ve yapıyı anlamaya yönelik analizler meydana getirilen bir yapıt. İktidarı dönüştürecek bir toplumsal hareket iyi mi olmalıdır? Yeni bir devrim ya da toplumsal hareket öngörülebilir mi? (Sefa Akgül)


Duyuru PDF indirme linki var mı?


Michael Hardt – Duyuru kitabı için internette en fazlaca meydana getirilen aramalardan birisi de Duyuru PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Michael Hardt Kimdir?

Michael Hardt, amerikalı edebiyat kuramcısı ve entelektüel. Hâlen Duke Üniversitesi’nde edebiyat profesörlüğü yapmaktadır.1993 senesinde Gilles Deleuze(Gilles Deleuze:An Apprenticeship in Pholosophy) üstüne kendi yazdığı kitabının haricinde, Antonio Negri ile beraber (Labor of Dionysus ve Empiere) benzer biçimde ortak emek harcamaları bulunmaktadır.Ayrıca Paolo Virno ile 1996’da (Radikal Tought in Italy) ve Kathi Weeks ile 2000 senesinde (The Jameson Reader) ortak emek harcamalar yapmıştır. 20. yüzyıl edebiyatın da modernizm ve realizm üstüne emek harcamaları devam etmektedir. Siyasl kuram alanında Negri ile beraber yeni durum icinde dünyanın tekrardan kavranışı ve değiştirilemsi ile ilgili bir konumda durmakta, yalnızca bu yeni durumların değerlendirilmesinde geleneksel sol-muhalif konumlardan ayrı yönelimler göstermektedir. Foucault’un, bilhassa iktidar çözümlemeleri bağlamında, ikilinin emek harcamaları üstünde belirgin bir tesiri olduğu görülmektedir. İkili biyoiktidar terimini tekrardan kullanıma sokmaktadır.Postmodern durum içinden bir karşı fikir geliştirme arayışı içinde oldukları söylenebilir.


Michael Hardt Kitapları – Eserleri

  • İmparatorluk
  • Duyuru
  • Meclis
  • Dionysos’un Emeği
  • Gilles Deleuze: Felsefede Bir Çıraklık


Michael Hardt Alıntıları – Sözleri

  • ”Bir işçi planlı bir halde başkalarıyla ortaklık yaptığında,bireyselliğinin getirmiş olduğu engellerden sıyrılır ve türüne özgü becerilerini geliştirir. ” İşbirliği yardımıyla içinde kişinin iyiliğiyle insanlığın iyiliği içinde, bencillik diğerkamlık içinde seçim halletmeye zorlanmadığımız, aksine bunların peşinden tek ve aynı proje olarak koştuğumuz bir dünya yaratarak türümüze özgü yetkinlikleri hayata geçiririz. Bu proje girişimciliğin en üst formudur. (Meclis)
  • her şeyin her insana ilişkin olduğu,kimsenin ayrıcalıklı olmadığı politik bir sistemi iyi mi yaratabiliriz? … bu suali yanıtlamak kamunun işidir:Herkese ilişkin olan ve hiç kimseye ilişkin olmayan şey aslına bakarsak devlete aittir.Ortaklaşa varlıkları kavramış elini örtecek ve onun bizi temsil ettiğine ikna edecek bir şeylerin bulunması mecburi olmuştur. (Meclis)
  • Tarihsel bakımdan bu süreçler çoğu zaman bir sıra içinde gerçekleşir. Bir toprak parçası ya da nüfus ilkin mübadeleye ve gerçekleştirmeye uygun bir dışarısı olarak erişilebilir hale getirilir ve sonraki adımda gerçek anlamda paracı üretim alanına dahil edilir. Ne var ki, mühim nokta şudur: bir kere çevrenin bir parçası “uygarlaştırılır uygarlaştırılmaz”, kısaca burjuvazinin yeni yeni genişlettiği paracı üretim alanının sınırları içine organik olarak alınır alınmaz, bu bölge artık sermayenin artık kıymetini gerçekleştirmesi için mecburi olan dışarısı olması imkansız. Bu anlamda kapitalistleşme gerçekleşmenin önüne bir engel diker ve bunun tersi de doğrudur; daha doğrusu içselleştirme dışarıya bağlılıkla çelişir. Sermayenin susuzluğunu yeni kanla dindirmek şarttır ve ana para devamlı olarak yeni sınırlar aramak zorundadır. (İmparatorluk)
  • Çokluğun kalkanındaki eşmerkezli daireler, yeni bir uygarlığın yeni yaşam tarzlarının, yeni bir insanlığın, yaşayan canlılarla yeryüzü ve evren içinde kurulacak şefkatli bir birlikteliğin ifadesi olmak zorundadır. (Meclis)
  • Ortalığı kan gölüne çevirip adına sulh diyorlar.
    Tacitus (İmparatorluk)
  • Söz almak yalnız kişinin kendisini ifade etmesinden ibaret değildir ve konuşma özgürlüğünden fazlaca daha fazlasıdır. Söz almak sözcüklerin kendisini dönüştürmek, onlara yeni anlamlar kazandırmak, toplumun yeni fiil ve davranış mantığıyla bağlantılı anlamlar vermektir. Söz almak bununla birlikte insanoğlunun kendisinden çıkması,yalnızlıktan kurtulması, diğerleriyle karşılaşması ve topluluk inşa etmesidir. Her iki şekliyle de söz almak bir çeviri sürecidir. (Meclis)
  • paracı ideolojiyle açığa çıkan öznenin teorisi iyelik üstünde temellenir. nitekim çağıl devrin başlarında iyelik kelimesinin kendisi bile bir dönüşüm geçirerek, bir şeyin niteliği yada doğası olmaktan çıkıp(bir kişiye yada bir şeye özgü özellikler) sahipliğe ya da haiz olunan şeye dönüşmüştür. insan olmanın anlamı (hatta canlı olmanın anlamı bile) çeşitli iyelik çeşitleriyle beraber tahayyül edilir hale gelmiştir. sahipliğin getirmiş olduğu mantığa itaat etmek için yalnız toprak yada ticari mallar benzer biçimde dışsal maddi kalemlerin ötesinde, güç ve zeka benzer biçimde ”dahili” gayri maddi özelliklerin de şeyleşmesi zorunludur. Siz haiz olduklarınızdan ibaretsiniz. (Meclis)
  • Avrupa metafiziği özgürleşmiş tekilliklerin ve çokluğun devrimci kuruluşunun meydan okuyuşuna karşı ortaya çıkar (İmparatorluk)
  • popülistler yalnız kendi meşruiyetleri için değil projenin etkili bir halde hayata geçirilmesi için devlet iktidarının önemini abartmakta ve toplumsal hareketlerin politik ifadelerini hafife almaktadırlar.Popülizm bu sebeple temel bir paradoksla şekillenir:halkın iktidarı ağızlarından asla düşmez fakat nihai denetim ve karar alma mekanizmaları minik bir politikacılar çevresine aittir. bu sebeple sol popülizm ile sağ popülizm bir çok kez rahatsız edici şekilde birbirlerine yakın düşerler.Ayrıca hareketlerin içinden çıkmış olsalar bile size ilkin devlet iktidarını almaları icap ettiğini,peşinden iktidarı hareketlere vereceklerini söyleyen siyasetçilere asla güvenmeyin.bu çerçevede popülizm önderliğin elinde strateji olmayı sürdürürür ve hareketleri taktiksel eylemlerle sınırlar. (Meclis)
  • “Medyalaştırılan bir yanlış şuur figürü değildir; o daha fazlaca ağa takılmış, dikkat kesilmiş, büyülenmiş biridir..” (Duyuru)
  • … Baskıcı güçler insanların kendilerini ifade etmelerine engel olmuyor. Tam tersine onları kendilerini ifade etmeye zorluyor….. (Duyuru)
  • O halde liderlik hala bir rol oynayacaksa, girişimci bir işlev oynamak zorundadır. diğerlerine buyruk vermemeli ya da onların adına hareket etmemeli, onları temsil ettiğini dahi iddia etmemelidir.Kendi kendisini örgütleyen ve zenginliği üretmek için özgür, eşit koşullarda ortaklık icra eden çoğunluk içinde kolay bir kurul/meclis düzenleyicisi olmalıdır. (Meclis)
  • Çokluk toplumsal dünyamızın gerçek üretici gücüyken, İmparatorluk yalnızca çokluğun yaşam damarlarını kurutan bir kapandır, ya da Marx’ın söyleyebileceği benzer biçimde sadece canlıların kanını emerek yaşamını sürdürebilen, ölü emeğin biriktirilmesinden beslenen bir vampir rejimidir. (İmparatorluk)
  • Bugün iş saatleriyle boş vakit giderek iç içe girdikçe ve yaşamımızın her anı süresince bizlerden üretken olmamız istendikçe, işgünündeki ayrımlar yok olmaktadır. Elinizdeki akıllı telefonlarla aslına bakarsak hiçbir vakit işin dışına çıkamıyorsunuz yada mesai dışı çalışmış oluyorsunuz. Dahası sayıları giderek artan bir grup insan için devamlı erişilebilir olmak,yalnız iş saatleriyle ile boş vakit arasındaki sınırları muğlaklaştırmakla kalmayıp geceleri ve uykuyu da kemiriyor.Her an her saat e-postalarını denetim edebiliyor, ayakkabı satın alabiliyor, güncel gelişimleri takip edebiliyor yada porno sitelerine girebiliyorsunuz.Değere el konma süreci,yaşamımızın her anını kuşatma eğilimindedir.Asla uyumayan küresel bir sistem içinde üretip tüketmekteyiz. Neoliberalizmin durmak bilmeyen ritmi altında, Jonathan Crary’nin söylediği benzer biçimde ”zamandan yoksun bırakılmaktayız” (Meclis)
  • … yeni ırkçılık biyolojik temelli ırkçılık teorisinden kültür temelli bir ırkçılık teorisine geçiş olarak betimlenir…..biyolojik farklılıkların yerine ırksal nefret ve korkunun anahtar temsilleri olarak sosyolojik ve kültürel gösterenler aldı. Bu biçimiyle emperyalist kuram çağıl ırkçılık karşıtlığına arkadan saldırır ve fiili olarak onun argümanlarını seçip kullanıma sokar. Emperyal ırkçı kuram ırkların yalıtılabilir biyolojik birimler oluşturmadığı ve tabiat ananın değişik insan ırklarına bölünemeyeceği görüşlerine katılır. Yine bu kuram bireylerin davranışlarının, yetilerinin ya da eğilimlerinin kanlarının ya da gen yapılarının değil, tarihsel bakımdan belirlenmiş değişik kültürlere ilişkin oluşlarının sonucu olduğu görüşüne de katılır. Böylelikle farklılıklar durağan(durgun) ve değişmez olmaktan çıkar ve toplumsal tarihin olumsal neticeleri haline dönüşür. Emperyal ırkçı kuram ve çağıl ırkçılık-karşıtı kuram gerçekte büyük oranda aynı şeyi söyler ve bu bakımdan onları ayırmak zor olsa gerek. Aslında tam da bu süreci bu göreci ve kültürel argüman mecburi olarak ırkçılık karşıtı var sayıldığı için, toplumumuzun tamamının hakim ideolojisi ırkçılığa karşıymış benzer biçimde ve emperyal ırkçı kuram de asla ırkçı değilmiş benzer biçimde görünür.. (İmparatorluk)
  • Yeni bir küresel emperyal otorite kurulmasında ABD’nin ayrıcalıklı konumda olmasının bir fazlaca sebebi vardır ……ABD’nin bu ayrıcalığının mühim oranda kendi anayasasındaki emperyal eğilimden geldiğini görebiliriz. Jefferson‘un söylediği benzer biçimde ABD anayasası yayılmacı imparatorluk için biçilmiş kaftandır. Bir kere daha vurgulamamız gerekiyor ki, bu anayasa emperyaldir, emperyalist değil. Emperyaldir, bundan dolayı (devamlı enerjisini çizgisel olarak kapalı uzamlara yaymayı ve egemenliği altındaki bağlı ülkeleri işgal etmeyi, yıkmayı ve onlara boyun eğdirmeyi amaçlayan emperyalist projenin aksine) ABD kurum projesi bir açık uzamı tekrardan eklemleme ve sınırsız bir alanda uzanan ağlar içinde sonsuz çeşide haiz ve tekil ilişkileri tekrardan kurma modeline nazaran tasarlanmıştır (İmparatorluk)
  • Ulus-devletler küresel dolaşım kanallarının filtreleri ve küresel komuta eklemlenmesinin regülatörleridir, başka bir ifadeyle millet-devletler küresel güçten gelen ve küresel güce giden servet akışını denetleyip bölüştürür ve kendi topraklarındaki nüfusu bugün hâlâ mümkün olduğu kadarıyla disipline sokar. (İmparatorluk)
  • Uygar toplumlarda 4 figür var; borçlandırılan medyalaştırılan ,güvenliklestirilen ve temsil edilen. (Duyuru)
  • Büyük oranda basitleştirerek denebilir ki postmodernist söylemler ağırlıklı olarak küreselleşme süreçlerindeki kazananlara, köktenci söylemlerde kaybedenlere cazip gelmiştir…. Mevcut küresel eğilimler bazıları tarafınca bir tür özgürleşme olarak görülürken, bazıları tarafınca acıların artması olarak yaşanır.. (İmparatorluk)
  • Uzun vadede çoğumuz birer ölüyüz (Dionysos’un Emeği)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş