Eğitim

Eğitim-Sen’den Öğretmenlik Meslek Kanunu Açıklaması

Eğitim-Sen’den Öğretmenlik Meslek Kanunu Açıklaması

Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen), Mardin Şubesi Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun geri çekilmesi talebiyle bir basın açıklaması yapmış oldu.

EĞİTİM

Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen), Mardin Şubesi Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun geri çekilmesi talebiyle bir basın açıklaması yapmış oldu.

Eğitim Sen Mardin Şube Başkanlığı, öğretmenlerin Ankara’da yapmak istedikleri eylemlere izin verilmemesine ilişkin, “Pazarlamaya çalışmış oldukları ucube Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun hiçbir öğretmen tarafınca kabul edilmediği, benimsenmediği gerçeğinin üstünü polis kalkanıyla örtme gayretinden başka bir şey değildir. Milyonlarca öğretmen, yasayı ve yasanın getirmiş olduğu kariyer basamaklarını kabul etmediklerini iş yerlerinde, alanlarda ve toplumsal medyada gür bir sesle ifade etmişlerdir” ifadelerine verildi.

Eğitim Sen üyeleri, Mardin İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde toplanarak Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun geri çekilmesini talep etti.

Basın açıklamasında, öğretmenlerin dün ve dün Ankara’da yapmak istediği eylemlerin polis tarafınca engellenmesine tepki yayınlandı. Basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:

“Öğretmenlik Meslek Kanunu’na karşı eleştirimizi, demokratik tepkimizi ve taleplerimizi ifade etmemizin dahi yasaklandığı bir dönemden geçiyoruz. 8 Eylül’de Milli Eğitim Bakanlığı önünde taleplerimizi iletmek isterken, Genel Merkezimiz ve Ankara 1 No’lu Şubemizin önünde sendikal hak ve özgürlüklerimiz yok sayılarak polis şiddetine maruz kaldık. İçişleri Bakanlığı, Ankara Valiliği ve kolluk gücü internasyonal sözleşmelere, anayasaya ve iç hukuk normlarına aykırı halde hareket ederek açıkça hata işledi. Her ne kadar emin ve örgütlü duruşumuz sonrasında basın açıklamamız gerçekleşmişse de eğitim emekçilerine reva görülen bu uygulamanın “ben yaptım, oldu” diyen bir yönetim aklının parçası bulunduğunu fazlaca iyi biliyoruz.

Aynı yönetim aklı Öğretmenlik Meslek Kanunu’nda da karşımıza çıkmıştır. Öğretmenlik Meslek Kanunu, muhatabı olan öğretmenlerin iradesi haricinde, onların hakları ve taleplerini dikkate almadan hazırlanmış, eğitim emekçilerinin tüm eleştirilerine karşın, iktidar tarafınca yasalaştırılmıştır. Anayasa Mahkemesi süreci devam ederken yönetmelik yayınlanmış ve öğretmenlik kariyer basamakları sürecinin uygulamasına başlanmıştır. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesi’nin bir an ilkin bu haksız süreci durdurmaya yönelik olarak karar sürecini hızlandırmasını talep ediyoruz. Ayrıca sendikamız tarafınca yönetmeliğin tüm maddelerine ilişkin Danıştay’a oluşturulan iptal davası da kamu vicdanını yaralayacak eşitsizlikler ortaya çıkmadan bir an ilkin sonuçlanmalıdır.

  • Öğretmenlik Meslek Kanunu, değişik branşlarda da olsalar aynı okulda ve aynı sınıfta öğrencilerine emek veren öğretmenleri, değişik kariyerlere ayrıştırarak ve bu suni ayrıştırmaya bakılırsa değişik maaş uygulamasını meşrulaştırmaya emek vererek öğretmenler içinde eşitsizliğe neden olan bir düzenlemedir.
  • Öğretmenlik Meslek Kanunu ile ücretli öğretmen uygulamasına son verilmesi, sözleşmeli öğretmenlerin tüm hakları ile ekibe geçirilmesi beklenirken tersine bu Kanun kadrolu öğretmenleri öğretmen, uzman öğretmen ve başöğretmen hiyerarşisine doğal olarak tutmuştur. Oysa tüm öğretmenlerin aslolan beklentisi, güvenceli iştir, eşit işe eşit ücrettir ve mesleki itibardır, saygıdır.
  • Öğretmenlik Meslek Kanunu merkezi yazılı imtihanı kaldırarak yerine “Adaylık Değerlendirme Komisyonu” oluşturmuş ve böylece öğretmenliğe ilk atanmada mülakatın bir benzeri siyasal ayrımcılığa yol açacak hazzı ve baskıcı bir süreci başlatmıştır.
  • Öğretmenlik Meslek Kanunu “sınavsız kariyer olmaz” diyor. Kariyer basamakları arasındaki geçiş imtihanlarının öğretmenler, veliler ve öğrenciler üstünde fazlaca negatif tesirleri ortaya çıkacaktır. Öğrencilerine senelerce emek vermesine rağmen yeterlilik sınavına maruz kalan öğretmenin hissedeceği duygular eğitimin niteliğine gölge düşürecektir.
  • Ekonomik krizin derinleştiği ve eğitim emekçilerinin enflasyon karşısında ezildiği bu zamanda emekçilerin ekonomik ve özlük hak kazanımlarının kariyer basamaklarına ve sınavlara endekslenmesi asla kabul edilemez.
  • Velilerin algısında “nitelikli okul” ve “niteliksiz okul”  ayrımlarına “yeterli öğretmen” ve “yetersiz öğretmen” ayrımı eklenecektir. Velilerin bakış açısında yaratılan bu idrak, öğrenciler üstünde de ciddi etkisinde bırakır oluşturacaktır. Okulda “uzman öğretmenin sınıfı” ve “başöğretmen sınıfı” oluşacak ve idrak düzeyinde eğitim hakkının sağlanmasında eşitsiz uygulamalar ortaya çıkacaktır. Bu süreç öğretmenin mesleki saygınlığını,  okul ve aile arasındaki iletişimi ve emek verme barışını bozacaktır.
  • Kanunda hususi okullarda çalışan öğretmenlere ilişkin herhangi bir düzenleme yoktur. Bu durum öğretmen istihdamında eşitlik ve eşit işe eşit ücret ilkesine ilişkin en mühim problem olmayı sürdürmektedir. Hususi okul öğretmenlerinin Öğretmenlik Meslek Kanunu kapsamında değerlendirilmemiş olması bu meslektaşlarımızın piyasacı eğitim anlayışı içinde ucuz iş gücü olarak görüldüklerinin de bir kanıtıdır.

Kapsamlı ve bütüncül bir Öğretmenlik Meslek Kanunu, tüm eğitim emekçilerinin ekonomik taleplerini ve başta iş güvencesi olmak suretiyle öğretmenlerin temel haklarını, toplumsal, demokratik ve özlük haklarını güvenceye almak zorundadır. Mevcut meslek kanununun öğretmenlerin gereksinimlerini karşılamadığı açıkça ortadadır. Bundan dolayı yeni bir meslek kanunu düzenlenmek zorundadır. Öğretmenler lehine bir içerik taşıması ihtiyaç duyulan meslek kanunu, ILO ve UNESCO tarafınca 5 Ekim 1966’da kabul edilen “Öğretmenlerin Statüsüne İlişkin Tavsiye Kararı”na uygun şekilde düzenlenmelidir.

Bu nedenlerle;

Tüm eğitim ve bilim emekçileri için, hiçbir fark yapılmadan yoksulluk sınırının üstünde insanca yaşanabilir bir ücret düzenlemesi ve özlük haklarının iyileştirilmesi çalışmasının çabuk halde yapılmasını istiyoruz.

Eğitim emekçilerinin bu kanun ve yönetmelik kapsamında gerçekleştirilecek sınava da, kariyer basamaklarına da karşıyız. Bu kanunun bir an ilkin iptal edilmesini, öğretmen alın terini değersizleştiren bu sürecin bir an ilkin durdurulmasını talep ediyoruz.

Ekonomik, toplumsal, mesleki, özlük haklarımızla ilgili taleplerimiz, eleştirilerimiz ve önerilerimiz doğrultusunda demokratik ve katılımcı bir anlayışla hazırlanacak gerçek bir meslek kanunu istiyoruz.

Eğitim Öğretime Hazırlık Ödeneğinin, Ayrımsız Tüm Eğitim ve Bilim Emekçilerine Bir Maaş Tutarında ve Yılda İki Kez Ödenmesi Sağlanmalıdır

2020 senesinde 1210 TL, 2021 senesinde 1250 TL olarak verilen eğitim ödeneği, günümüz enflasyon oranları ve kırtasiye kalemlerindeki ciddi artışlara karşın, yandaş sendika yardımıyla 2022 senesinde bir tek 1325 TL olarak ödenecektir. Ekonomik krizin geldiği düzey ve enflasyon oranları dikkate alındığında bu rakamın gülünç denecek bir düzeyde olduğu açıktır. Gerekli düzenlemeler bir an ilkin yapılmalı ve eğitim öğretime hazırlık ödeneğinin, ayrımsız tüm eğitim ve bilim emekçilerine bir maaş tutarında ve yılda iki kez ödenmesi sağlanmalıdır.

Eğitim Sen, tüm eğitim emekçilerinin sesi olmaya devam edecek ve ekonomik, özlük, mesleki, toplumsal ve demokratik haklarımız için mücadelesini yükseltecektir.”

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş