Eylül – Behçet Aysan Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Eylül – Behçet Aysan Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Eylül kimin eseri? Eylül kitabının yazarı kimdir? Eylül konusu ve anafikri nedir? Eylül kitabı ne konu alıyor? Eylül PDF indirme linki var mı? Eylül kitabının yazarı Behçet Aysan kimdir? İşte Eylül kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…
Kitap Künyesi
Yazar: Behçet Aysan
Yayın Evi: Hacan Yayınları
İSBN:
Sayfa Sayısı: 76
Eylül Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
bahar mührünü vurmuş leylaklar
açmış, uzansam bir kiraz dalı
içimde koşup duruyor bir maral
gelincik tarlaları feryat çığlığa
Eylül Alıntıları – Sözleri
- bilirim sonludur bir çok şey, sonludur bu acılar da
bu ıslak toprağın buğusu, tadı sıcak somunun
sevdaların titrek bir mum benzer biçimde adanışı kırık bir kurşun kalemin bir şiiri yazışı - yağmurda
hep ıslak bu şehirde
sonbahar yoldaşın olsun derdim
eylülse arkadaşın
yağmuru ve kitapları al yanına
bir de yüreğini yalnız . - anılar öğütür değirrmenler
bir aşk açıklayın ki bana
daha başlarken ölmedeler.
kırılınca bir büyük ayna
aşk bitti, şarkılar yarım. - yaşamı sürdürmenin anlamını sorsam da söyleme
konuştukça bir vapur açılıyor kıyıdan . - ve bir tren
ne bir düdük çalar
ne el eder
kar yüklü, yağmur yüklü
bir tren kalbim benzer biçimde
üzüntü yüklü
durmaksızın geçer - sevdalar vardır
derin kuyularda
eski sarnıçlarda yaşar
gün görmüş,
acılar bilmiştir
direnir
kimbilir kaç işgal geçirmiştir
yurdum benzer biçimde. - bigün gelecek
bugün de bir anı olacak nede olsa oturduğumuz bu masa
bu kum saati,
bu rüzgar, bu eski komodin
bu kırık iskemle
bu kelepir yürek
bu aşk nede olsa. - karşılaşınca bir sokak ortasında
bigün, tanımayacağız bile
birbirimizi
şundan dolayı birazcık da yaşadıklarımız
değil midir yaratan yüzlerimizi
acılarımız
umutlarımızdır - kimi şeyler vardır
o an yazılamaz
söylense
söz, sözün boşluğunda kalır
bir söğüt düşünün gölgesiz
bir yarın düşünün bugünsüz… - bilirim yarın diye bir şey var
çeliğin su katılmamış yanı
ırmakların geçilecek, fırtınaların dinecek
bir yanı var ömrümüzün
bir ihtimal bigün gülecek.
Eylül İncelemesi – Kişisel Yorumlar
Eylül,
Benim ayım, hayata başlama ayım, güzel ayım.
Her gelişinde hazan dolardı içim. Yapraklarım solar, güneşim batar, yağmurlarım içime içime yağar..
Şiirlerde buram buram eylül kokuyordu, eylül kadar hüzün, eylül kadar umarsızlık ve eylül kadar yalnızlık kokuyordu. Kovulup, kovulup yine acılara dönülen şiirlerdi bunlar.
Şiirler içine çekiyordu birer birer.
Ansızın’la ay denize düşerdi ve birini hatırlarsınız sizde, eskilerden bir şeyler canlanırdı anılarda.
Ayna şiirinde o büyük aşkınız biterdi ve şarkılar gene hep yarım kalırdı.
Eski fotoğraflar şiirini okuyunca unutulmuş bir akşamda hüzün dolardı yüreğe.
Sonra sizlerde bir sema ararken anlardınız, acılarınızın aslen umutlarınız bulunduğunu.
Ve bilir misin sen yanıma erişince de koşuşurdu yıldızlar karanlığa doğru
“Neyse kapatmış olalım sevda konusunu,
Bu bu şekilde hüzündür
Bir gün, bir çözüm ona da bulunur kesinlikle” (DUA)
Ölüm Madımak Ateşinde: Yanıyor yanıyor Madımak yanıyor!!!
Yansın Madımak , aydın diye geçinen aleviler ile dolu, yakın dinsizleri!!
Aziz Nesin yakın kafiri, Salman Rüşdi’nin Şeytan Ayetleri kitabının reklamını yapıyor Humeyni, Salman Rüşdi nin idamı fermanını verdi, siz de gebertin Aziz Nesin’i..
‘’Sen bu şiiri okurken
Ben bir ihtimal başka bir şehirde ölürüm’’
Yıl 2018 Aralık ayı, 1988 –Mart ayı Eylül kitabının ilk baskısı var şu an elimde. Ben bu kitabı okuduğum süre sen 1993 yılının Temmuz ayında Madımak’da yakılarak katledildin. Sen Madımak otelinde ateşler içinde iken de aynı şehirde değildik seninle. Ben Ankara’da senden 6 ay kadar ilkin aracına yerleştirilen efsane ile öldürülen Uğur Mumcu’nun şüphelilerin araştırılmış olduğu artık kaldırılan DGM mahkemelerine görevli gidip geliyordum. Aynı mahkemeye senin yakılma vakasının şüphelilerinin duruşması için de aylarca gidip geldim. İlk doğu görevine gittiğim tarihlerde de devam etti duruşman hatta başka başka illere bile alındı güvenlik sebebiyle.
Duruşmalarda getirilen şüpheliler her mahkeme öncesi değişik kılıkta idi biliyor musun? İlk vardığında saçlı sakallı olan sonrakinde dımdızlak kel, traş kaydı sakalsız idi. Gözlüklü olan gözlüksüz, paçoz olan ekip elbiseli sanki her mahkemede yeni görüntü sergisi çabasında. Niye diye mi soruyorsun? Teşhis edilmekte tanıkları yanıltırız avallığı..
Doktormuşsun okudum yaşamını şimdi değil fakat taa o mahkemeler döneminde kimdi Madımak ateşine verilenler diye merak ettim de hepsinin yaşamını okudum.
Yanık Ağıt başlıklı bir şiirin var;
‘’Beş işçi elektrik ceryanına
Kapılarak can verdi, behiç bey
İstasyonda hat bakımı icra eden’’
Mısralarının olduğu. Bu dizeleri yazarken asla aklına gelir miydi ateşler içinde seninle beraber;
Muhlis Akarsu- 45 yaşlarında, sanatçı
Muhibe Akarsu – 45 yaşlarında, Muhlis Akarsu ‘nun eşi
Gülender Akça – 25 yaşlarında
Mehmet Atay – 25 yaşlarında, gazeteci, fotoğraf sanatçısı
Sehergül Ateş – 30 yaşlarında
Erdal Ayrancı – 35 yaşlarında
Asım Bezirci- 66 yaşlarında araştırmacı, yazar
Belkıs Çakır- 18 yaşlarında
Serpil Canik – 19 yaşlarında
Muammer Çiçek – 26 yaşlarında, erkek oyuncu
Nesimi Çimen- 62 yaşlarında, ozan, sanatçı
Serkan Doğan – 19 yaşlarında
Hasret Gültekin- 22 yaşlarında ozan, sanatçı
Murat Gündüz – 22 yaşlarında
Gülsüm Karababa -22 yaşlarında
Uğur Kaynar- 37 yaşlarında, ozan
Emin Buğdaycı-18 yaşlarında ozan
Asaf Koçak- 35 yaşlarında, karikatürist
Koray Kaya – 37 yaşlarında, ozan
Emin Buğdaycı-18 yaşlarında ozan
Asaf Koçak- 35 yaşlarında, karikatürist
Koray Kaya – 12 yaşlarında
Menekşe Kaya – 15 yaşlarında
Handan Metin – 20 yaşlarında
Sait Metin – 23 yaşlarında
Huriye Özkan – 22 yaşlarında
Yeşim Özkan – 20 yaşlarında
Metin Altıok – 53 yaşlarında, ozan, yazar, felsefeci
Carina Cuanna Thuijs – 23 yaşlarında, Hollandalı gazeteci
Ahmet Özyurt – 21 yaşlarında
Nurcan Şahin – 18 yaşlarında
Hasret Şahin – 17 yaşlarında
Asuman Sivri – 16 yaşlarında
Yasemin Sivri – 19 yaşlarında
Edibe Sulari- 40 yaşlarında, sanatçı
İnci Türk – 22 yaşlarında
33 aydın beraber yakıldı. Gelmezdi değil mi nereden gelsin? Gelmiş olsa bu kadar kendinden güvenli
YARIN DİYE BİR ŞEY VAR başlığında;
‘’Bir yanı var ömrümüzün
Belki bigün gülecek
Selam verip
Selam alacak
Barışa kardeşliğe’’ mısraları dökülür müydü yüreğinden?
Aziz Nesin’i bir kere mahkemede görme şansım oldu fakat fazlaca mutsuz her biriniz için ayrı ayrı akıyor gözyaşları anlatırken yaşananları. Senden 2 yıl kadar sonrasında o da vefat etti esasen.
Bir şiirin daha var kitapta ilgimi çeken; BİR YALNIZ NAR AĞACI başlıklı
‘’Bir başka çocuklar
Türkiye’yi konuşacaklar’’
Mısralarının olduğu. Arkandan arkanızdan fazlaca şeyler yazıldı, konuşuldu belgeseller çekildi, tiyatro oyunları sergilendi. Anma günleri düzenlendi hatta senin adının verildiği Türk Tabipleri Birliği tarafınca oluşturulan Behçet Aysan Şiir Ödülü yarışmaları da yapılıyor. Bunlar güzel şeyler unutmamak unutturmamak yaşatmak adına fakat en fena olarak gördüğüm hatırlatma ise Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümü peşinden ‘’O dondu biz yandık’’ sloganlarının kullanıldığı afişler idi.
Ölümlere sevinebilmek acıları alaycılık ile ses duyurmak!!
Yıl evet 2018 değişen ne var bilmiyorum , neler değişecek bilmiyorum. Kalan ömrümde ırk, dil, din, mezhep ayrımı olmaksızın rahat seneler yaşamak isterim.
Keyifli okumalar.
https://www.youtube.com/watch?v=_fNu6jgqUN8 (Ferah)
Eylül PDF indirme linki var mı?
Behçet Aysan – Eylül kitabı için internette en fazlaca meydana getirilen aramalardan birisi de Eylül PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Behçet Aysan Kimdir?
1949 senesinde Ankara’da dünyaya geldi. Selimiye Askeri Ortaokulu ve Kuleli Askeri Lisesi’nde okudu. 1968’de Ankara Tıp Fakültesi’ne askeri talebe olarak girdi.
12 Mart döneminden sonrasında politik nedenlerle ara vermek zorunda kalmış olduğu tıp öğrenimi esnasında çeşitli işlerde çalıştı. Mezun olduktan sonrasında İzmit’e atandı. Ankara’da psikiyatri ihtisası yapmış oldu. SSK Yenikent Dispanseri’nde tabip olarak çalışmaktaydı.
2 Temmuz 1993 tarihinde Sivas’ta Madımak Oteli’nde yakılarak öldürülen 37 kişiyle beraber can verdi. Ölümünden sonrasında Türk Tabipleri Birliği tarafınca adına şiir ödülü verilmeye başlandı.
Behçet Aysan Kitapları – Eserleri
- Düello
- Eylül
- Sesler ve Küller
- Karşı Gece
- Deniz Feneri
Behçet Aysan Alıntıları – Sözleri
- ..aynı sema aynı üzüntü
değişen bir şey yok ki
gidip
yağmurlara durayım.
Söylenmemiş sahipsiz bir şarkıyım..
Eflatun Bir Ölüm (Düello) - kırılınca bir büyük ayna
şarkılar da yarım kaldı
büyü bozuldu, durdu saatler
suda suretimiz asılı kaldı. (Düello) - getirebilsem ah,
avlusunda evlatların
korkmadan oynadığı
lalelerle donanmış simli bir sema. (Düello) - yaşamı sürdürmenin anlamını sorsam da söyleme
konuştukça bir vapur açılıyor kıyıdan . (Eylül) - yaşamı ölüm
diye anlatıyorlar size
yalanı gerçek diye. (Düello) - Yok başka bir cehennem yaşıyorsun işte (Sesler ve Küller)
- kar yağıyor dışarda
sokak lambasına düşüyor
ve serçeler üşüyor
kenarları hafifçe yanmış
sayfalarına kan sıçramış
bir kitapta
Nazım Hikmet
okuyorum. (Sesler ve Küller) - “yağmur dindi sevgilim bak dinle
her şey dindi, acıysa dinmemiş halde” (Karşı Gece) - “yağmur dindi sevgilim bak dinle
her şey dindi, acıysa dinmemiş halde.” (Karşı Gece) - çiçeklerim var çiçeklerim
ya küsmüş sardunyalardan almaz mısınız
pembe açar,
pembe düşler için
düşleriniz var mı ki? (Sesler ve Küller) - benim o hep fırtınalarla boğuşan ruhum
yorulmuyor yaşamaktan. (Düello) - Yollar uzak ay bedir
Sırtımda gümüş hançer
Yürürüm de ölemem
Kan damlatır karanfil
Usulca mavi bir kar
Kara geceye düşer
Tutuşur fundalıklar
Gelir kalbimi yakar (Deniz Feneri) - …yalnızlık senin o konuşkan kuşun
kırk kapıdan geçmiş kırk kilitten.
….
yaralı, dili lâl, kanadı kırık
vurulmuş başlangıcında bir yokuşun… (Sesler ve Küller) - kimi sözleri anlatmaya sevda yetmemişti
aşkın bile umarsız halleri olurdu
peki şimdi kim bildirecekti
ateşin vaktini bizlere. (Deniz Feneri) - “yalnızlık senin o konuşkan kuşun
kırk kapıdan geçmiş kırk kilitten.
….
yaralı, dili lâl, kanadı kırık
vurulmuş başlangıcında bir yokuşun..” (Sesler ve Küller) - “benim o hep fırtınalarla boğuşan ruhum
yorulmuyor yaşamaktan.
Midyat’lı bir gümüş ustasıdır, Süryani
ve yüzündeki çıban benzer biçimde
yüreğinde yaralar
taşımaktan.” (Sesler ve Küller) - gece de homurtuyla
kederli bir tren benzer biçimde geçer,
benimse
çiğnenmiş
zakkum yüklemiş
bitkin kalbimden
aşk da acı da
her şey
fakat her şey geçer
kör bir güvercinin
türküsü bile.
tortusu kalır. (Karşı Gece) - ne parçalanmış bir ayna
ne mum ışığı duracak
birazdan gün ağaracak
her gece yeni bir düello
her sabahleyin yeni bir ölüm
hepsi bu şiire sığacak. (Deniz Feneri) - Benim o hep fırtınalarla boğuşan ruhum yorulmuyor yaşamaktan. (Sesler ve Küller)
- bigün gelecek
bugün de bir anı olacak nede olsa oturduğumuz bu masa
bu kum saati,
bu rüzgar, bu eski komodin
bu kırık iskemle
bu kelepir yürek
bu aşk nede olsa. (Eylül)
Yorum Ekle
[
YORUMLAR
YORUM YAZ!