Eyüplü Halit Kimdir? Eyüplü Halit Hangi Liderden Para Almıştır?… Mussolini’yi Bile Tuzağına Düşürmüş Meşhur Dolandırıcı: Eyüplü Halit
aslolan adı halit keskiner. türkiye’nin en ünlü dolandırıcılarından. hatta sülün osman’a atfedilen birçok üçkağıdın da aslen onun elinden çıkmış olduğu iddia edilir. eminönü’ndeki saat kulesini satanın da gene eyüplü halit olduğu rivayettir. aslen giritli olup, fazlaca iyi rumca ve fransızca konuşurmuş. osmanlı’da bile sabıka kaydı bulunup cumhuriyetin ilk yıllarında da sahtekarlığa devam etmiş. hakkında fazlaca keyifli üçkağıt hikayeleri var.
bu hikayelerden birine nazaran istanbul’un işgal altındaki son günlerinde, türk ordusunun şehre girmesine üç dört gün kala arkadaşı arap abdullah’la beraber feridiye semtinde bir ev kiralayıp “karakol” açıyor! tam bir otorite boşluğu olduğundan kimse de bunu garipsemiyor. kendisi “komiser”, abdullah da “bekçi” rolünü üstlenen… eyüplü halit, arap abdullah’ı bölgede oturan paralı rumlar’a gönderip “karakola” çağırtıyor ve kızgın komiser rolünü üstlenen onları sıkıştırıyor:
– “masum insanları ihbar edersin ha?… göstericem gününü!…”
arka odayı da “nezarethane” dekorunda düzenlemişler. adamları “nezarete” attırıp “bekçi” arap abdullah’ı yanlarına gönderiyor. diyor ki orada abdullah:
– “aslında bakma, komiser göründüğü kadar hiddetli biri değildir, hani diyorum şöyle birkaç kuruş sıkıştırsan…”
iki üç gün içinde varlıklı rumlar’ı bu numarayla soyup soğana çeviriyorlar. türk ordusu şehre girmeden bigün ilkin bu “karakol” kendiliğinden kapanıyor!
gene başka bir hikayeye nazaran de hapiste kalmış olduğu yıllarda yazdığı bi mektupla mussolini’yi bile dolandırıyor. 1935’te sultanahmet cezaevi’nde yatarken koğuşta kasa hırsızı bir italyanla tanışıyor, bu insanla rumca anlaşıyorlar… halit’in aklına mussolini’ye mektup yazmak geliyor ve insanın yardımıyla oturup yazıyor:
“sayın duçe” diyor, “ben sizi çok seven, fikirlerinizi çok takdir eden bir türküm. sizin savunduğunuz görüşleri türkiye’de savunduğum için istanbul’da hapis yatıyorum. yardıma muhtacım…” para istiyor duçe’den…
el altından postaya verdiği mektup gidiyor, 15 gün sonrasında roma’da mussolini’yi buluyor. bir 10 gün kadar sonrasında da italyan başkonsolos elinde valizle vali bey’e geliyor. diyor ki:
“ben sultanahmet cezaevi’nde falan şahsi ziyaret edeceğim… şaşırıyor polisler. çünkü o tarihte mussolini bizden antalya’yı istiyor. adamlarla türkiye’nin arası açık. vali, “kimdir bu halit keskiner? araştırın” diye savcıya intikal ettiriyor durumu. bir bakıyorlar ki, bu ünlü sahtekar eyüplü halit!
“bu adam dolandırıcıdır, sayın düce’yle ne ilgisi olabilir?” falan diyorlar fakat konsolos dinlemiyor. “olsun” diyor, “ben göreceğim…” sultanahmet’e gidiyorlar. savcı insanın yanında soruyor halit’e:
“oğlum senin mussolini’yle ne alakan var?”
halit boynunu eğiyor:
“efendim” diyor, “param yoktu, o yüzden bu yola başvurdum…”
konsolos yanında yüklüce bir para getirmiş. durum anlaşılınca teslim etmeden geri dönüyor doğal.
