Eğitim

Filistin Direnişinin Önderi ve Sembolü Şeyh İzzettin el Kassam – Ali Rıza Akgün Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Filistin Direnişinin Önderi ve Sembolü Şeyh İzzettin el Kassam – Ali Rıza Akgün Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Filistin Direnişinin Önderi ve Sembolü Şeyh İzzettin el Kassam kimin eseri? Filistin Direnişinin Önderi ve Sembolü Şeyh İzzettin el Kassam kitabının yazarı kimdir? Filistin Direnişinin Önderi ve Sembolü Şeyh İzzettin el Kassam konusu ve anafikri nedir? Filistin Direnişinin Önderi ve Sembolü Şeyh İzzettin el Kassam kitabı ne konu alıyor? Filistin Direnişinin Önderi ve Sembolü Şeyh İzzettin el Kassam PDF indirme linki var mı? Filistin Direnişinin Önderi ve Sembolü Şeyh İzzettin el Kassam kitabının yazarı Ali Rıza Akgün kimdir? İşte Filistin Direnişinin Önderi ve Sembolü Şeyh İzzettin el Kassam kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Ali Rıza Akgün

Yayın Evi: Bengisu Yayınları

İSBN: 6353526000

Sayfa Sayısı: 112


Filistin Direnişinin Önderi ve Sembolü Şeyh İzzettin el Kassam Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Filistin kurtuluş mücadelesinin unutulmaz lideri ve kahramanı Şeyh İzzeddin el – Kassam, yaşamış olduğu dönemde verdiği mücadeleyle tüm Müslümanlara örnek olduğu benzer biçimde bugünde örnek olmaya devam ediyor. Hayatını bu uğurda veren ve şehadet mertebesine ulaşan Şeyh İzzeddin el – Kassam’ın ne yazık ki yaşamı ve mücadelesi vatanımızda yeterince bilinmiyor. Bu kitap böylesine bir eksikliği gidermenin sonucu olarak hazırlanmıştır…

 


Filistin Direnişinin Önderi ve Sembolü Şeyh İzzettin el Kassam Alıntıları – Sözleri

  • İzzet sadece ve sadece Allah’ın, Rasulünün ve mü’minlerindir.
  • Önemli olan illa da bu savaşı kazanmamız değildir. Asıl önemli olan bizim ümmete ve gelecek nesillere iyi bir ders vermemiz, onlarda cihad ruhunu diriltmemizdir.
  • Kardeşler! Cihad kıyamete kadar devam edecek bir farzdır.
  • O İslam’ı bir tüm olarak ele almış, ilim, amel, takva ve cihadı bünyesinde toplamış, İslam’ın yetiştirdiği ender şahsiyetlerdendir.
  • El- Kassam bu dünyadan göçtü. En büyük azığı ve bileti cebindeki ve kalbindeki mushafıydı.
  • Evlendirme yetkilisi olma sıfatıyla gündeme getirmiş olduğu başlıca mevzular şunlardır:
    1-İngiliz ve Yahudilerin, Fısk/Fucur bataklığına çekmek istedikleri bekar gençleri, onların ellerinden kurtarıp, İslami bir aile yuvasına kavuşturmak.
    2-Fakirlikten dolayı evlenemeyen gençlerin evlenip yuva kurmalarına destek olmak.
    3-Kız babasının mehir ve evlilikle ilgili isteklerini azaltıp, gençlerin evlenip yuva kurmasına destek olmak.
    4-Çıkar amaçlı evliliklere, bilhassa yaşlı zenginlerin kendilerine denk olmayan minik kızlarla evlenmelerine karşı çıkıp engel olmak.
    5-Gayri meşru ilişkilerin önüne geçmek.
  • Değişil bilimsel ve kültürel ortamlar insanoğlunun daha iyi gelişmesini ve ufkunun açılmasını sağlar. İnsan o süre, dünyanın yalnız kendisinden ve çevresinden ibaret olmadığını anlamış olur ve ona bakılırsa hareket eder.
  • Ondan bahsedildiğinde, Allah’ın dinini eğip bükmeyen, bir ekip kaçamak teviller yapmayan, dünyasını ahirete tercih etmeyen ve davası uğrunda şehit olan örnek ve önder bir alim akla gelir.
  • Büyük kalabalıklardaki cezbedici gerçek, Filistin halkının, artık eylemsiz siyasetten etken siyasete geçmiş olduğu ve yeni bir ruhla ciddi faaliyete müthiş bir halde meylettiği gerçektir.
  • Bu dünyada unutulup gitmek istemiyorsan, okunacak bir kitap yada yazılacak bir iş yap.


Filistin Direnişinin Önderi ve Sembolü Şeyh İzzettin el Kassam İncelemesi – Kişisel Yorumlar


Filistin Direnişinin Önderi ve Sembolü Şeyh İzzettin el Kassam PDF indirme linki var mı?


Ali Rıza Akgün – Filistin Direnişinin Önderi ve Sembolü Şeyh İzzettin el Kassam kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de Filistin Direnişinin Önderi ve Sembolü Şeyh İzzettin el Kassam PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Ali Rıza Akgün Kimdir?


Ali Rıza Akgün Kitapları – Eserleri

  • Filistin Direnişinin Önderi ve Sembolü Şeyh İzzettin el Kassam
  • Günümüz Selefî Hâricî Akımın Sertlik Teolojisi


Ali Rıza Akgün Alıntıları – Sözleri

  • El- Kassam bu dünyadan göçtü. En büyük azığı ve bileti cebindeki ve kalbindeki mushafıydı. (Filistin Direnişinin Önderi ve Sembolü Şeyh İzzettin el Kassam)
  • Kur’an’da anlatılan Hz. Yusuf kıssasındaki Mısır kralı, devlet hazinesinden
    kendisi ve çevresi için adaletsiz bir halde harcama yapmasına karşın,1175 Hz.
    Yusuf’un o şartlarda malîye görevini üstlenmesi ve elinden geldiği kadar adaleti
    sağlamaya emek vermesi,1176 şartlara ve ihtiyaca binaen tedrîcî bir ıslahatın caiz olduğuna
    delildir. Yine Hz. Peygamber’in, kendisini kuşatan şer güçlerden çekindiği için
    Müslümanlığını açıkça duyuru edemeyen ve İslamî hükümleri uygulama imkânı
    bulamayan Habeşistan kralı Necâşî’yi öldüğünde hayırla yâd etmesi ve gıyabi cenaze
    namazını kıldırması da,1177 tedrîcîliğin cevazına delildir.
    Kur’an’ın nüzûlünün tedrîciliğine paralel olarak İslam’ın hükümlerini tedrîcî
    olarak uygulamış ve uygulatmış olan Hz. Peygamber, Muaz b. Cebel’i Yemen’e vali
    olarak gönderirken ona şöyleki demiştir: “Sen ehl-i kitap bir kavme gidiyorsun. Oraya
    gittiğinde onları Allah’tan başka ilah olmadığı ve Muhammed’in onun elçisi olduğu
    mevzusunda şehadet (inanç) etmeye çağır. Eğer bunu kabul ederlerse onlara, Allah’ın
    her gün beş zaman namazı farz kıldığını bildir. Eğer bunu da kabul ederlerse, Allah’ın
    kendilerine, zenginlerden alınıp fakirlere verilecek olan zekâtı farz kıldığını bildir.
    Eğer bunu da kabul ederlerse, onların mallarının en iyilerini zekât olarak almaktan
    kaçın! Mazlumun bedduasından sakın! Bundan dolayı o ah etme ile Allah içinde perde
    yoktur.”1178 Hz. Peygamber’in burada Muaz b. Cebel’e İslam ahkâmını uygularken
    tedricîliğe riayet etmesini ve insanlara kolaylık sağlamasını vasiyet etmiş olduğu aşikârdır.
    Kur’an’ın nüzûlüne ve ilk teşriin tedrîciliğine tanık olan Hz. Ömer, hilafeti
    döneminde kıtlık sebebiyle hırsızlık cezasını “uygulamadan” kaldırarak,1179 ahkâmın
    uygulanmasında şartların ve ortamın uygunluğunun gereğine işaret etmiştir. Yine
    dinde fakih (derin anlayış sahibi) olma mevzusunda Hz. Peygamber’in duasına mazhar
    olan Abdullah b. Abbas, “Rabbaniler olunuz”1180 ayetinin tefsirinde “İnsanlara karşı yumuşak ve fakih kimseler olunuz. İnsanlara büyük ve zor şeylerden ilkin minik ve
    kolay şeyleri öğretiniz” şeklinde bir yorum yaparak tedrîciliğin önemine işaret
    etmiştir.1181 Hz. Aişe de, “Kur’an’da ilk inen ayetler cenneti ve cehennemi anlatıyordu. Ta ki,
    insanoğlu İslam’a girip alışınca helal ve haramlarla ilgili hükümler indi. Eğer ilk olarak içki içmeyin ya
    da zina etmeyin benzer biçimde hükümler inseydi, insanoğlu biz bu tarz şeyleri bırakamayız derlerdi” diyerek1182
    tedrîciliğin hikmetini oldukça açık bir halde ortaya koymuştur. Ömer b. Abdülaziz,
    halife seçildiğinde oğlu Abdülmelik tarafınca, insanların hatalarını düzeltme
    mevzusunda süratli hareket etmemekle eleştirildi. O kendisini eleştiren oğluna şu cevabı
    verdi: “Ey oğlum! Allah dileseydi Kur’an’ı bir defada, topluca indirirdi. Ancak öyleki yapmadı,
    insanların kalbine yerleşmesi için onu peyderpey indirdi. Ey oğlum! Ben gereğinden fazla süratli
    hareket etmenin ve güç yetirilemeyen şeylerin altına girilmesinin hayır getirmediğini gördüm”1183
    Ömer b. Abdülaziz bu cevabıyla, insanların hatalarını uyarı etmede izlediği tedrîciliğe
    Kur’an’ın nüzûl sürecini kanıt getirmiş ve tedrîciliğin zıddı olan aceleciliğin fena
    sonuçlarıyla ilgili derin tecrübesini ortaya koymuştur. (Günümüz Selefî Hâricî Akımın Sertlik Teolojisi)
  • Müslümanı tekfir etmenin tehlikesi ve bu mevzuda titiz davranılmasıyla ilgili
    Kur’an’da ve Sünnet’te açık naslar mevcuttur. Allah Teâlâ, “Ey inanç edenler! Allah
    için yola çıktığınız süre iyi anlayıp kulak verin! Size slm verene, dünya yaşamının
    geçici menfaatlerine göz dikerek, “Sen mü’min değilsin” demeyin”1227 buyurarak,
    İslam alametleri üstünde olan bir Müslüman hakkında tam araştırma yapmadan,
    zanna dayanarak sövgü hükmü verilmesini yasaklamıştır. Hz. Peygamber de, “Kim
    bir insana (Müslümana) -öyle olmadığı halde- “Ey kâfir” diye hitap ederse, ya da
    “ey Allah’ın düşmanı” derse, söylediği söz kendisine döner” diyerek,1228 bir
    Müslümanı tekfir etmenin tehlikesine dikkat çekmiştir. Bu hadisin haricinde
    Müslümanı tekfir etmenin tehlikesini ve ağır neticelerini ifade eden pek oldukça hadis
    mevcuttur. (Günümüz Selefî Hâricî Akımın Sertlik Teolojisi)
  • “Siz fakihleri (derin anlayış sahipleri) oldukça
    kurraları (maksadını yeterince anlamadan Kur’an okuyanlar) ve hatipleri azca bir
    zamandasınız. İleride hatipleri ve kurraları oldukça, fakihleri azca (fena) bir süre
    gelecek” İbn Mesud (Günümüz Selefî Hâricî Akımın Sertlik Teolojisi)
  • Hâricîlerin, “Lâ hükme illâ lillâh” (yargı sadece Allah’a aittir) sözünü
    sloganlaştırıp, olur olmaz yerlerde Hz. Ali’ye karşı kullanmalarına karşılık Hz. Ali
    “Bu hak bir sözdür. Ancak onunla batıl kastedilmektedir”149 diyerek, Hâricîlerin
    İslam anlayışlarındaki çarpıklığa dikkat çekmiştir. Hz. Ali, Hâricîlerin oldukça Kur’an
    okumalarına karşın onu ‘anlama ve fıkh etme’ sorunlarını görünce şöyleki demiştir:
    “Resûlüllah bizlere, anlayışsız ve bir ekip negatif sıfatlara haiz insanların zuhur
    edeceğinden bahsetmişti. Ben o sıfatları bunlarda görüyorum. Hakkı söylüyorlar,
    sadece hak onların kalbine inmiyor. Onlar Allah’ın en oldukça kızmış olduğu yaratıklardandır.”150
    Hâricîler Hz. Ali, Abdullah İbn Mes‘ud vb. fakih sahabîlerin olduğu bir ortamda, (Günümüz Selefî Hâricî Akımın Sertlik Teolojisi)
  • İzzet sadece ve sadece Allah’ın, Rasulünün ve mü’minlerindir. (Filistin Direnişinin Önderi ve Sembolü Şeyh İzzettin el Kassam)
  • O İslam’ı bir tüm olarak ele almış, ilim, amel, takva ve cihadı bünyesinde toplamış, İslam’ın yetiştirdiği ender şahsiyetlerdendir. (Filistin Direnişinin Önderi ve Sembolü Şeyh İzzettin el Kassam)
  • Cihatçı Selefiler olarak tanımlamaya
    başladılar. Bu yeni zihinsel yapılanmayla akımın mensuplarından birçoğu daha şedit
    bir anlayışa evrildi ve inançları bozuk olduğu nedeni öne sürülerek Afgan mücahitlerle aynı
    cephede cihat etmeme sonucu aldılar. Hatta birçoğu Afganların arkasında namaz dahi
    kılmamaya başladı. Bundan dolayı onlara bakılırsa Afganlar Eş‘rî ve mutasavvıf oldukları için
    sapıktı.567 Hâlbuki İslam Dünyası’nın değişik yerlerincen mücahitler Afganistan’a
    gittiğinde, Afganlar Müslüman kardeşlerimiz desteğe gelmiş diyerek onları
    merasimle karşılamışlardı (Günümüz Selefî Hâricî Akımın Sertlik Teolojisi)
  • Evlendirme yetkilisi olma sıfatıyla gündeme getirmiş olduğu başlıca mevzular şunlardır:
    1-İngiliz ve Yahudilerin, Fısk/Fucur bataklığına çekmek istedikleri bekar gençleri, onların ellerinden kurtarıp, İslami bir aile yuvasına kavuşturmak.
    2-Fakirlikten dolayı evlenemeyen gençlerin evlenip yuva kurmalarına destek olmak.
    3-Kız babasının mehir ve evlilikle ilgili isteklerini azaltıp, gençlerin evlenip yuva kurmasına destek olmak.
    4-Çıkar amaçlı evliliklere, bilhassa yaşlı zenginlerin kendilerine denk olmayan minik kızlarla evlenmelerine karşı çıkıp engel olmak.
    5-Gayri meşru ilişkilerin önüne geçmek. (Filistin Direnişinin Önderi ve Sembolü Şeyh İzzettin el Kassam)
  • Ondan bahsedildiğinde, Allah’ın dinini eğip bükmeyen, bir ekip kaçamak teviller yapmayan, dünyasını ahirete tercih etmeyen ve davası uğrunda şehit olan örnek ve önder bir alim akla gelir. (Filistin Direnişinin Önderi ve Sembolü Şeyh İzzettin el Kassam)
  • Kardeşler! Cihad kıyamete kadar devam edecek bir farzdır. (Filistin Direnişinin Önderi ve Sembolü Şeyh İzzettin el Kassam)
  • Ceza olgusu ilk bakışta fena bir şey olarak algılanabilir. Ancak işlenen suçla
    ve oluşan mağduriyetle karşılaştırıldığında, fena bir şey olmaktan çıkar ve insanların
    akıl, din, can, nesil ve mal güvenliği benzer biçimde temel değerlerini110 koruma altına alma
    noktasında bir adalete ve koruyucu bir müeyyideye dönüşür.111 İslam’da hata ve ceza
    dengesinde hakkaniyet olduğu benzer biçimde, bazı suçlarda suçluyu af etme ve bağışlamaya teşvik
    de vardır.112 Allah Teâlâ mevzuyla ilgili, “bir kötülüğün (suçun) cezası, ona denk bir
    fenalık/cezadır. (Ancak) her kim bağışlar ve barışı sağlarsa, onun mükâfatı Allah’a
    aittir”113 buyurarak, hata-ceza dengesinin varlığını, cezalarda asla bir adaletsizliğin
    bulunmadığını beyan etmiştir. Ancak mevcut denge ve adalete karşın kendisinin
    aftan yana bulunduğunu ve gerçek sahibinin suçluyu bağışlaması durumunda, onun
    mükâfatını kendisinin vereceğini belirterek bilhassa affa teşvik etmiştir. (Günümüz Selefî Hâricî Akımın Sertlik Teolojisi)
  • İslam öncesi Arap Yarımadası’nda yaşayan Arapların büyük çoğunluğu oldukça
    sınırı olan su kaynakları çevresinde, sert çöl yaşamı yaşayan ve geçim zorluklarından
    dolayı, bazen çevre kabilelere istila etmek suretiyle yağmacılık icra eden,
    gerektiğinde bu yolda karşı kabileden insanları öldüren ya da kaçırıp tutsak eden
    topluluklardı.24 Tüm bu olumsuzluklara zaman içinde oluşan kan davaları da eklenince
    aralarındaki kabile savaşları sonu gelmez bir hal alıyordu. Hatta bu savaşlar
    içinde oldukça kanlı geçen ve ünlü olanlarını ifade etmek için kullanılan
    “Eyyâmu’l-Arab” (Arapların mühim günleri) tabiri, Araplar içinde şöhret
    kazanmıştır.25 Yüzyıllar süresince yaşanmış olan bu olumsuzluklar dolayısıyla kabileler
    arasındaki mevcud bu durum, sertlik ve düşmanlık ilişkisine dönüşmüştü. Kabile
    insanındaki baskın ruh; her hâlükârda kendi kabilesinin haklılığını korumak için çaba sarfetmek ve
    kabilenin kazanması için ölümüne savaşım etmek esasına dayanan asabiyetti.
    İslam’ın zuhuru öncesi Câhiliye Arapları’nın fena hasletlerinden sayılan
    kabile asabiyetçiliği, gasp, içki, kumar, fuhuş, kan davası gütme, faizcilik, hırsızlık,
    yetim malı gasp etme ve toplumdaki zayıfların haklarının hiçe sayılması benzer biçimde olumsuzluklarla birlikte; yiğitlik, cesaret, saldırgana karşı koyma, cömertlik, ahde
    vefa, misafirperverlik, kanaatkârlık ve kendine sığınanı himaye etme benzer biçimde pozitif
    hasletleri de vardı.Ancak onlarda mevcut olan acıma ve sertlik içinde bir
    değerlendirme yapıldığında, kesinlikle sertlik, sertlik ve sorunların çözümünde derhal kılıca sarılmanın o devrin baskın anlayışı olduğu ortaya çıkacaktır. (Günümüz Selefî Hâricî Akımın Sertlik Teolojisi)
  • İslam’a bakılırsa yöneticilerin aslî görevleri toplumun temel haklarını güvence
    altına almak, adaleti ikame etmek, yönettiği toplumun dünya-ahiret saadeti için
    çalışmaktır (Günümüz Selefî Hâricî Akımın Sertlik Teolojisi)
  • Önemli olan illa da bu savaşı kazanmamız değildir. Asıl önemli olan bizim ümmete ve gelecek nesillere iyi bir ders vermemiz, onlarda cihad ruhunu diriltmemizdir. (Filistin Direnişinin Önderi ve Sembolü Şeyh İzzettin el Kassam)
  • Değişil bilimsel ve kültürel ortamlar insanoğlunun daha iyi gelişmesini ve ufkunun açılmasını sağlar. İnsan o süre, dünyanın yalnız kendisinden ve çevresinden ibaret olmadığını anlamış olur ve ona bakılırsa hareket eder. (Filistin Direnişinin Önderi ve Sembolü Şeyh İzzettin el Kassam)
  • İbn Receb el-Hanbelî’ye (ö. 795/1393) bakılırsa ise, “Hâricîlik,
    Müslümanları tekfir edip, kanlarını helal sayan tüm gruplar/fırkalar için
    kullanılmıştır.”131 İslam tarihîndeki ilk Hâricîler, daha oldukça kendilerine özgü katı dinî
    yorumları, Müslümanları tekfir edip kanlarını helal saymaları ve uyguladıkları bir
    ekip sertlik eylemleriyle tanındıkları için, daha sonraki dönemlerde benzer dinî
    yorumları benimseyen, Müslümanları tekfir edip, kanlarını helal sayan ve karşı tarafa
    sertlik tatbik eden tüm fırkalar Hâricîlik adıyla anılmıştır.132 (Günümüz Selefî Hâricî Akımın Sertlik Teolojisi)
  • Selefî Hâricî akımın ‘kendine özgü’ dinî yorumlarla
    zihinlerinde oluşturdukları aşırı ve saldırgan algının köklerini ve bu idrak
    doğrultusunda gerçekleştirdikleri yıkıcı ve haddi aşan eylemlerini göz önüne
    aldığımızda onların uyguladığı sertliği şu şekilde tanım edebiliriz: “Müslümanların
    kahir ekseriyetince kabul ve nesilden nesile tevarüs edilene aykırı, “tekfirci” bir din
    anlayışı temelinde ve cihat adı altında kendilerine özgü anlayışlarını karşı tarafa
    kabullendirmek ve o doğrultuda bir yaşam seçimi oluşturmak için uyguladıkları aşırılık
    ve güç kullanımıdır. (Günümüz Selefî Hâricî Akımın Sertlik Teolojisi)
  • Büyük kalabalıklardaki cezbedici gerçek, Filistin halkının, artık eylemsiz siyasetten etken siyasete geçmiş olduğu ve yeni bir ruhla ciddi faaliyete müthiş bir halde meylettiği gerçektir. (Filistin Direnişinin Önderi ve Sembolü Şeyh İzzettin el Kassam)
  • Bu dünyada unutulup gitmek istemiyorsan, okunacak bir kitap yada yazılacak bir iş yap. (Filistin Direnişinin Önderi ve Sembolü Şeyh İzzettin el Kassam)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş