Filozof – Muzaffer Oruçoğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Filozof – Muzaffer Oruçoğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Filozof kimin eseri? Filozof kitabının yazarı kimdir? Filozof konusu ve anafikri nedir? Filozof kitabı ne konu alıyor? Filozof PDF indirme linki var mı? Filozof kitabının yazarı Muzaffer Oruçoğlu kimdir? İşte Filozof kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…
Kitap Künyesi
Yazar: Muzaffer Oruçoğlu
Yayın Evi: Patika Yayınevi
İSBN: 9786058378346
Sayfa Sayısı: 336
Filozof Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Filozof; delirmiş insanoğlunun, deliliği filozofi bir durum olarak görmüş olduğu ve normalliğin ahlâkını, tarihini, yaşam düsturunu ironik bir üslupla tiye almış olduğu bir durumun romanıdır. Mekân, mağara ve dağlardır. Mağaradan bir türlü çıkamadığımı söyleyen okurların ve romanda adı geçen delilerin kulakları çınlasın.
Normal bir dünyaya, düzgüsel bir zeminde kalmış olarak itiraz edemezsin. Bu roman özünde, görünen resmi devlete ve onun varlık şartına, kısaca hemen hemen fark edilmemiş büyük ürkütücü gücüne, sivil devlete yönelmiş bir deli itirazıdır.
(Tanıtım Bülteninden)
Filozof Alıntıları – Sözleri
- Işık,mağaranın ağzında yoğunlaşan karanlığı,dogum sancısı benzer biçimde zorluyordu.usuldan kalkıp oturdu felsefeci.kayalara Çelik bilyeler benzer biçimde düşen baykuş çığlıklarına kulak verdi.
“Şimdi nereyi bombalıyor bu adamlar”diye mırıldandı.”Amerikan Başkan’ı ters yerinden mi uyandı? I Adamın elleri gayesini yitirmiş. Olur olmaz bölgelere efsane atıyor.nerde bizim yedi ulular?
Hey hatayii , Fuzuli , pirsultan , kul himmet ,virani, yeminiii nerdesiniz”?
Mağaranın önüne çıkmıştı gene sakalı titriyordu.
“Sayınız yedi dir. Dünya yedi günde yaratıldı. Amerikan Başkanı yedi günde yok edecek bu dünyayı. Çıkın cemaati toplayın. Tavır koyun yahuuu.”
Sustu uçurumlardan gökyüzünden gelen sesleri dinledi
“Sizde birsey yapamazsınız”diye mırıldandı usuldan.sesi karıncalı ve hüzünlüydü
“Adınızda meymenet yok ki…. Yemini. ne demek yemini? Yemin eden değişmemeye karar vermiş anlama gelir.
Yemin eden,yemin kadar katılaşır. Virani . Ne demek virani? Viran Adam himmet etmeye kalkışsa kul yaratır. Kulu olan efendi kullaşır.
Pir sultan.hem pir. Hem sultan. Olmadı. Pirlikle sultanlık bir arada gitmez. Ben ne pirim ne sultanım.informasyon aleminin sultanıyım. Fuzuli. Bir Adam kendini Fuzuli duyuru etmişse bilin ki o büyük adamdır. Hatayi. Allah,Allah. Ne demek hatayi ? Bu Adam ya oldukca hatalıdır yada Hataylıdır…………… - İnsandan ilkin Hayvan vardı. Dünya hayvanlardan, hayvanlar ise dünyadan memnundu. İnsanın ortaya çıkmasıyla herşey allak bullak oldu.tanrı bu durumu düzeltmeye çalışırken, hanım ortaya çıktı. Tanrı nın morali bozuldu. Herşeyi yüz üstü bırakarak göğün derinliklerine çekildi.
- ‘Bu Dersim’de Bir bakıl da bizim köyde vardı ‘dedi.’yirmi yirmibeş yıl ilkin öldü.Oda oldukca köy değiştirdi.Ellerini arkasına bağlar,usul adımlarla dolaşırdı.Görmüş olduğu her öküzle konuşurdu’.
‘Veeey’ diye güldü koca karı,sofrayı hazırlarken.Kimseyle konuşmazdı’ diye sürdürdü felsefeci: Köylüler onunla konuşmaktan korkardı.köyde birinin öldüğünü duydu mu “anasına salladım,oda gitti ” derdi.Oldukca iyi hatırlıyorum,gencecik bir delikanlıydım. Köyün öğretmeni öldü.Bakıl tek başına bizim evin duvarın dibinde oturuyordu.kendisine öğretmenin öldüğünü söyledim. Sinek kovalar benzer biçimde elini salladı. “Anasına salladım,oda gitti ” dedi.
“Rezil adammış” dedi kocakarı:”ölenin anasının ne günahı var.Ölene sövse”
Filozof ortaya atılan görüşün felsefesini kavramak için sustu ve düşündü.
” Dayım’ın ölüm haberini de ben verdim bakıl’a.Köyün Çeşmesinde yüzünü yıkıyordu.Haberi duyunca “Anasına salladım, oda gitti” dedi. Her Ölene salladığı için zoruma gitmedi.Köyde kimse Bakıl’ın evine gidemezdi. Gidene: ‘öldügümü mü sandın ? Madem geldin, gel kertigimi ye de git ” derdi.Hiç utanmadan.
Xıdo,köyün en iyi insanıydı.xıdo nun ölüm haberini de ben verdim Bakıl’a.Çınara yaslamıştı sırtını.Gökyüzüne çevirdi yüzünü.”Anasına salladım,oda gitti” dedi.
En son Bakıl’ın yatağa düştüğünü duyduk.Genç,yaşlanmış ,hanım kız,tüm köylüler toplandı,evin yolunu tuttu. Ben en öndeydim.Korka korka topluca içeri girdik.Yataktaydı,can çekişiyordu.Seksen senedir,her ölenin anasına sallayan bu adam,acaba kendisi Hakkında ne düşünüyordu. Köylüler , benim konuşmamı istediler. Başucunda toplandık.’Bakıl amca’ dedim. ‘Ne oluyor,ne düşünüyorsun’?
Gözlerini güçlükle açtı. Başucunda toplanan köylülere baktı.’Analarınıza salladım, şimdi de ben gidiyorum’dedi.Ve azca sonrasında da öldü.
“Güzel adammış” diye güldü zeranikli.Bunu kocakarının çıkışı izledi.
“Rezil adammış! sofraya buyurun .. - Ben ,Şeyh Şamil’in ‘serçe parmağı küçüktür,fakat onsuz yumruk sağlam yumruk degildir’ sözüne inanırım.Her şeyde bir kargaşa vardır.
- “Bilgisiz şahıs yüksüz eşeğe benzer “
- “Kabristan,” diye mırıldandı. “Yalnızlığın, itibarsızlığın altın diyarı, nereye gidiyorsun?”
- “İnsan olacağıma bir çeten ağacı olsaydım keşke. Dalıma kuşlar konardı hiç olmazsa.”
Filozof İncelemesi – Kişisel Yorumlar
Filozof PDF indirme linki var mı?
Muzaffer Oruçoğlu – Filozof kitabı için internette en oldukca meydana getirilen aramalardan birisi de Filozof PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Muzaffer Oruçoğlu Kimdir?
Muzaffer Oruçoğlu,18 mart 1947’de, Kars’ın Göle kazasına bağlı Büyük Zavot köyünde hayata merhaba dedi. Köyünde ilköğretim olmadığı için İlkokulun ilk üç yılını komşu köyün (Ufak Zavot) okulunda, bir yılını kendi köyünde, son yılını da Kars’ta okudu. Kars Orta Okulu’nu bitirdikten sonrasında, Öğretmen okulu sınavlarını kazanarak Rize Öğretmen okuluna, iki yıl sonrasında da İstanbul Çapa Yüksek Öğretmen Okulu hazırlık Lisesine gitti. Bir yıl sonrasında,
Fen Fakültesi Matematik Astronomi kısmına girdi. 67’de içlerinde İbrahim Kaypakkaya’nın da olduğu 9 arkadaşıyla beraber, Amerikan 6. Filosuna karşı yayınladıkları bildiri nedeni öne sürülerek Çapa Yüksek Öğretmen Okulu’dan atıldı. 68 talebe hareketlerine katıldı. 1969’da Değirmen Köyündeki toprak işgaline katıldı ve tutuklanıp Silivri cezaevine konuldu. 1972’de TKP(M-L) kurucuları içinde yer aldı. 1973’de İstanbul’da yakalandı ve ömürboyu hapse mahkum edildi. Tutsaklık yıllarını şiir ve roman yazarak geçirdi. 13 yıl tutsaklıktan sonrasında askere alındı. Askerden 40 gün sonrasında, mayıs 1986’da firar edip, Yunanistan’a firar etti. Fransa’da sığınma etti. Yeniden roman yazmaya ve fotoğraf halletmeye başladı. Politik ve edebiyat dergilerin de yazıları gösterildi. 1988’ de evlenerek Avustralya’ya yerleşti. Bu kıtada ilkin iki senelik fotoğraf ve heykel kolejini (Greensborough TAFE COLLEGE – NMIT) tamamladı. Daha sonrasında Royal Melbourne Teknoloji Enstitüsüne (RMIT) bağlı, PUBLİC ART bölümünde üç yıl Resim ve Heykel eğitimi yapmış oldu. Şimdiye kadar toplam 6 ülkede altmışa yakın kişisel fotoğraf sergisi açtı. 13’ü roman, 7’si şiir, 2’si masal olmak suretiyle 30 kitabı yayımlandı. 2011 yılı Abdullah Baştürk işçi edebiyat ödülü ,Grizu 4 ciltlik romanına verildi.Halen Avustralya’da yaşamaktadır.
Muzaffer Oruçoğlu Kitapları – Eserleri
- Tohum
- Dersim
- Çıplak ve Özgür
- Mengene
- Kangurular
- Gül, Demir ve Feryat
- Brunswick Delileri
- Grizu 1
- Filozof
- Newroz
- Karyaditler
- Grizu 2
- Baba İshak Destanı
- Yar Geyikleri
- Grizu 3
- Mavi Munzur Masalları
- Grizu 4
- Çatlaklar ve Kesitler
- Büyücüye Mektuplar
- Maymun Düğünü
- Sevdalı Kız
- Mengene
- Işıltılar İmgeler
- Eşrefoğlu Al Haberi
- Denemeler
- Devlet ve Komün
- Lâl Dili
- Aşk ve Işık İçinde
- Falaris Prelüdleri
- Sanat Edebiyat Yazıları
- Dangalak
- Demirin ve Ateşin Dilinden
- Huruç
- Kaypakkaya – Akıl ve Aksiyon Duygusu
- Çatlayan Süt Sessizliği
- Işıltılar İmgeler
Muzaffer Oruçoğlu Alıntıları – Sözleri
- Sevdim mi gözlerim çoğalır, sevdiğimin her yerine dağılır. (Grizu 1)
- Gözün geride kalmasın. Zaten yaşadığın kadar yaşadın. Siktir et gerisini. (Grizu 2)
- “Dünya değişti. Aletler artık kendi dışlarındaki elleri değil, kendi içlerindeki teri dinliyorlar. Ekmekler büyüyorlar, açlığı ve parayı yiyorlar.” (Sevdalı Kız)
- Kadının kendi altın krallığını yitirerek köleleşmesi tarihin en hazin, en garip ve en büyük öyküsüdür. Mülkiyetin ve iyelik duygusunun olmadığı güneşin ve suların, özgürlüğü pırıl pırıl bir kahkahayla selamladığı çağda, hanım insanlığın ikiden oldukca memelerle sembolize edilen – bolluk deposu, komünal ve cinsel yaşamın biricik kahramanıydı. İlkel insanoğlunun gözünde, insan denilen tılsımlı muammayı, tabiatın en kıymetli varlığını, hatta kabileyi doğuruyordu. O kolektif yaşamın, aşkın ve sevişmenin tüm alanlarına egemendi. Cinselliğe ilişkin hiçbir tabu, hiçbir kan bağları engeli, emir söz konusu değildi onun için. Kendi içinden çıkan tek bir buyruğa uyuyordu yalnız; sevmek, istemek ve hoşlanmak buyruğu. (Karyaditler)
- “Asırlar geçmiş aradan, bilincimiz, yaratıcı gücümüz, gönencimiz kurtulamamış hâlâ… Kurtulamamış şu lanetli şehvetin, servetin ve şiddetin hükmünden.” (Baba İshak Destanı)
- İnançtır bu
Tanı yavrum
Sevaptır pırıl pırıl
Demire tırnakla
Duvara kanla yazılır
Acılardan süzülür
Canı can
Zindan zindan içinde
Beton gülüdür
Bükülmez
Bükülmez yavrum
Cellat suratlara tükürür
Ve alnı şafağa doğru
Darağacına yürür (Demirin ve Ateşin Dilinden) - Acılar kolay unutulur, aynalarda görünmezlerse. (Grizu 1)
- “Donsuz dolaş fakat boynunu zalimlerin önünde eğme, bawo.” (Dangalak)
- Dünyanın tüm güzelliklerini
Davet ettim soframa
Başköşeye kuruldu orostopolluk
Teşrif etti hançeriyle ihanet
Alçaklık yanıma oturdu
Gülümsedi gözlerime gözleriyle puştluk Kadehlerde pırıl pırıl bir rakı
Şerefe dedi adilik. (Mengene) - -Ama bir bakışta çarpılıp aşık olanlarda var…
-Pek sağlam bir aşk denmez ona. Sağlam aşk, oldukca yönlü derinlemesine tanımaya dayanır. (Tohum) - Yaktıklarına ben de inanıyorum. Işıyan her şeye saldırıyorlar. Aydınlığın zerreciğinden bile ödleri kopuyor. (Gül, Demir ve Feryat)
- Acıdı galiba
Açtı mazgalı
Tek bir taze incir sundu asker
Tarifsiz bir minnettarlıkla aldım
Masamın üstüne koydum oturdum
Seyrine durdum.
“Korkuyorum,” diye fısıldadı incir
“Benzinde safran sarısı ayaklarında zincir
Obur obur bakıyorsun ballanışıma
Senelerdir yememişsin çok açık ki
Zordur dağılmadan sana direnmek
İçimde var bin kırmızı çekirdek
Kolay değil
Tüm çekirdeklerimi ezerek
Beni yiyecek.” (Lâl Dili) - Her insan, kaçıp sığınabileceği içi boş bir insan arıyordu. (Grizu 3)
- “Kitap yasağı, bu tip aydın insanlarda okuma susuzluğu yaratır. Bunlar için en büyük işkence, yasaklarla, kısıtlamalarla yaratılan kitap işkencesidir belki de” diye düşündü. (Gül, Demir ve Feryat)
- “Hataları kavramazsak, hatalar bizi kavrar.” (Kaypakkaya – Akıl ve Aksiyon Duygusu)
- Savaş, tarihte olduğu benzer biçimde şimdide de bir kâr kapısı. Ama İnsanlık kendi tarihinin hiçbir döneminde paraya bu denli düşman ve bu denli de tutkun olmadı. (Çıplak ve Özgür)
- Gözlerini gösterme, derhal anlamış olur, zira sevdalısın. (Sevdalı Kız)
- Kırımlara, yangınlara, sürgünlere hazır olun. (Dersim)
- Gece seyrimdesin
Gündüz gönlümde
Unutamam
Vurgunum hasretine
Hasretine gelinim.
Akrep gömecine
Bal işleyensin
Ayva benzer biçimde ağlayıp
Nar benzer biçimde gülensin.
O şekilde melül
O şekilde mahzun olma
Uğruna yangın olup
Sevdasına yeldiğim.
Gelir günler gelir
Domurur uç verir bilincin
Başı dik
Kızıl pençeli
Şahin olur güvercin. (Demirin ve Ateşin Dilinden) - Yaşamın katı, geri ve çirkin yanlarıyla çatışmak, yaşamın kendisinden daha güzeldir. (Çıplak ve Özgür)
Yorum Ekle
[
YORUMLAR
YORUM YAZ!