Eğitim

Yürümeye Övgü – David Le Breton Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Yürümeye Övgü – David Le Breton Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Yürümeye Övgü kimin eseri? Yürümeye Övgü kitabının yazarı kimdir? Yürümeye Övgü konusu ve anafikri nedir? Yürümeye Övgü kitabı ne konu alıyor? Yürümeye Övgü PDF indirme linki var mı? Yürümeye Övgü kitabının yazarı David Le Breton kimdir? İşte Yürümeye Övgü kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: David Le Breton

Çevirmen: İsmail Yerguz

Orijinal Adı: Eloge de la marche

Yayın Evi: Sel Yayıncılık

İSBN: 9789755701936

Sayfa Sayısı: 136


Yürümeye Övgü Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Yürümek keyiflidir, şu sebeple ilk olarak insanı gündelik yaşamın zorlamalarından geçici olarak da olsa kurtarmış olur. Yürümek stresi, aceleyi, üretme zorunluluğunu yok eder. Yürümek, asılnda yaşamın o kendine özgü zamanını tekrardan bulmaktır.

Yürürken yorulduğumuzda çimenlere oturmak, bir ağacın gölgesinde uyumak, bir ırmakta yüzmek yaşamın tadına varmamızı sağlar. Yaşamımızda yapmayı düşündüğümüz değişimlerle ilgili en mühim kararları yürürken ve dinlenirken veririz. Yürümeye Övgü, yürümenin tüm yönlerine açılıyor:

Okur, Yürüyen Adam sizsiniz.


Yürümeye Övgü Alıntıları – Sözleri

  • İlk adımlar bir düş şeklinde hafiftir, insan, arzusunun ipinin üs­tünde yürür, kafası imajlarla doludur, her şeye hazırdır, birkaç saat sonrasında kendisini bekleyecek olan bitkinlikten habersizdir.
  • Tümüyle insana özgü bir beceri olan dünyaya anlam vermek, dünyayı anlayarak ve başkalarıyla paylaşarak hareket etmek insan varlığının, milyonlarca yıl ilkin ayağa kalkmasıyla dünyaya gelmiştir. İki ayakla yürümenin dikeyleşmesi ve entegrasyonu aslen elin ve yüzün özgürleşmesini kolaylaştırmıştır. Kullanılabilen ve yararlanılabilen binlerce hareket kontakt olanaklarını ve insanoğlunun çevresindeki manevra sınırını sonsuzca genişletmiş ve insanoğlunun beyninin gelişmesine katkıda bulunmuştur.
  • Ama yollar farklıdır, bunların her biri dünyanın değişik bir boyutunu arşınlar, rastlaşabilmeleri oldukça zayıf bir olasılıktır.
  • Beden modernliğin karşısındaki bir engeldir. İnsanın çevre üstündeki hususi etkinliklerinin kısıtlanmasını kabul etmek daha bir zorlaşmaktadır böylece. Bu silinme insanoğlunun dünya görüşünü negatif etkilemekte, gerçeklikle ilgili fiil alanını sınırlamakta, kararlılık duygusunu kısıtlamakta, vakalar ve nesnelerle ilgili bilgilerini zayıflatmaktadır.
  • Kent bizlere dünyanın yuvarlak bulunduğunu unutturur.
  • İnsan sa­dece yaşamaktan bıkmaz.
  • Toplumdan alınan zevk doğadan uzaklaşmayı kanıtlıyor..
  • Yürüyüş dünyaya açılmadır. İnsanı mutlu yaşam duyguları içinde tekrardan oluşturur.
  • Sadece akıp giden zamana ve nihayet tüm yürüyüşlerin sonu olan ölü­me doğru yavaş yavaş ilerlemeye meydan okumaktan başka bir şey değildir yürümek.


Yürümeye Övgü İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Kitap yazarın haricinde yürümeye dair başka bir oldukça yazarın söylemlerini de içinde bulacağınız yapıt olması yönüyle de yürümeyi sevenlerin başucu kitaplarından olmayı hak ediyor. Oradan yelpazeyi genişleterek yürümeye dair okumalarınızı hayata geçirmeye devam edebilirsiniz. Benim şeklinde yürümeyi ve okumayı sevenler için; Yürümenin Felsefesi, Yol Aşkı, Yalnız Gezenin Düşleri, Buzda Yürüyüş ve Yürümek. Evet kitaplarını da not etmelerini tavsiye ederim. (Furkan Ulaş Arslan)

“Dünyanın otomobil lastiklerinden ziyade ayaklar için yaratılmış bulunduğunu asla unutmayacağız.” cümlesiyle biten kitapta yazarın yürümeye dair fikirlerinin yanında birçok değişik yazardan alıntılar da var. Hareketsiz yaşama karşı bir manitesto şeklinde düşünülebilecek, yürümenin felsefesini irdeleyen kıymetli bir kitap.
“Yolların örgüsü içinde varoluşun ipini tekrardan bulmak gerekiyor.” (Asuman MERCAN)

Yürümeye Övgü: Eğreti insan ilişkilerinin hayhuyundan ve bilumum çağ yapışkanlıklarından geçici de olsa kurtulup, vurmak kendini yollara, sanırım günümüz insanı için kolayına elde edilemeyecek fakat elde edilince de, er kişiye, bir nevi ecza olan lüks eylemler içinde olsa gerek. İşbu terapi durumunda hareket, salt söz konusu kişinin bir yerden bir yere gitme edimiyle de sınırı olan olmayıp, bittabi içinde bulunmuş olduğu fiziki ortam itibariyle de- şanslıysa eğer ya da geçmiş yaşam zenginliklerinden hoşuna gitmiş olduğu, sevilmiş olduğu anları zihnine çağırabilme kabiliyeti oranında da – bir ufuk çizgisine bakarak, veya patikaya tırmanan bir dağ keçisinin adımlarına odaklanarak da göreceli haz duyulacak bir insan hali, bir kaçış, bir karşı direnç olarak düşünülebilir.
İşte David Le Breton da, yukarıdaki küçümen paragrafa sığmayacak denli, Yürümenin Kitabı’nda anlatmağa çalmış olduğu fakat bu hali anlatmağa çalışırken de, öyleki çıhla, yavan bir yazınsal tecrübe etme ya da bilimsel, uzun, upuzun bir yazı formundan ziyade, felsefi düzlemde, bazı insanların yürüyüş, ‘olduğu yerde yürüyüş’ , geçmişlerine flashback yapmış olup, mevzuya ilişkin aktardıklarını okuyucuya servis ederek, yürüyüşün yalnızca bireysel değil, – Gandhi, Mao şeklinde, çoğaltılabilir. – arkasına taleplerinde haklı kitleleri alan adlardan dem vurarak, yürümenin toplumsal olarak da anlam ihtivasına işaret ederek, bittabi Kazancakis, Rousseau, Stevenson, Rimbaud, ne güzeldir bilhassa şu ikisi , evet Thoreau ve Bashô’dan vd düşünürler , filozoflar, şairler ve yazarlardan alıntılar yaparak; yürümenin, onların yazın ve ruh sağlığı ritüellerine ne kattığını gene kendi düşüncelerinden alıntılar yaparak paylaşıyor.
Öte taraftan adım atma ritüelinin, bir başınalığına dair seranatlarını öne çıkarıyor Breton, kaldı ki oldukça başlılığın bu ritüele ne menem kırılganlık kazandıracağını hem kendi hem de yaşayanlar nezdinde konu alıyor, değişik değişik başlıklarda doğadaki hayvanlardan, yürüyüş çantamızdaki eşyalardan ve onların hayatiyetinden, gene bazı insanların tabiat karşısında yürüyüş tecrübelerinden, adrenalin sonrası bünyelere verdiği o gizil hazdan ve kimi başlıklarda da adım atma eyleminin büyük resmine geçip, Cabeza de Vaca ( İspanyol kaşif ) şeklinde kendi hayranlık duyduğu büyük maceraperestlerin seyahat ritüllerini konu alıyor. Kitabının çeşitli yerlerinde gene etkisinde bırakan detaylara girip; şehir yürüyüşlerinin, şehir mimarisinin görselliği ve tarihiyle birleşince, insanı zinhar sarhoş edebileceğine değiniyor.
Doğaseverlerin, evet yürümeyi sevenlerin, rutinden uzaklaşmayı sevenlerin, tabiri uygunsa eğer, insan olduğumuzu kendimize iyi mi hatırlatabileceğimizin ipucunu fazlasıyla veren bir kitap. Herkesin hoşlanabileceği, kesinlikle okuması eksiklik yaratacak bir kitap. Şöyleki tüy siklet değinmiş oldum kitaba fakat, ben ki motorlara, mekaniğe tapıncak olan bir kişicağız olarak bu kitap bununla birlikte inanılmaz bir uyarıcı oldu benim için. Mutlaka okunmalı. (DaDa)


Yürümeye Övgü PDF indirme linki var mı?


David Le Breton – Yürümeye Övgü kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de Yürümeye Övgü PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı David Le Breton Kimdir?

Strasbourg İnsan Bilimleri Üniversitesi’nde profesördür. Araştırmalarını gövde ve riskli tavırlar antropolojisi üstünde yoğunlaştırmış, ayrıca sessizlik ya da yürüyüş şeklinde daha kişisel temalara da el atmıştır.

Breton’un mühim yapıtları içinde Yürümeye Övgü (Sel Yayıncılık), Acının Antropolojisi (Sel Yayıncılık), Anthropologie du Corps et Modernité (Bedenin Antropolojisi ve Modernite, 1990), Du Silence (Sessizlik Üzerine, 1997), La Sociologie du Corps (Bedenin Sosyolojisi, 2002), La Saveur du Monde (Dünyanın Tadı, 2006) sayılabilir.


David Le Breton Kitapları – Eserleri

  • Yürümeye Övgü
  • Acının Antropolojisi
  • Ten ve İz
  • Yüz Üstüne
  • Bedene Veda
  • Sessizlik Üstüne


David Le Breton Alıntıları – Sözleri

  • Bir şahıs yeryüzünün resmini hayata geçirmeye kalkışır. Seneler süresince bir mekânı, illerin, krallıkların, dağların, koyların, teknelerin, adaların, balıkların, odaların, aletlerin, yıldızların, atların, insanların resimleriyle doldurur. Ölmeden azca bir vakit ilkin bakar ki sabırla meydana gelen bu labirent kendi yüzünün çizgilerini taşıyor.
    Jorge Luis Borges/Yaratan (Yüz Üstüne)
  • Acı, bilincin ortaya çıkışının bir sonucudur. (Acının Antropolojisi)
  • Acı hak eden insana verilmiş bir ceza değildir, günahın ya da kusurun bir sonucu değildir, çarmıhtaki İsa’nın çilesine ortak olmak için bir fırsattır.Acının kabullenilmesi insanı Tanrıya yaklaş­tıran ihtimaller içinde bir yakarma biçimidir, ruhu arındırır. Bilhassa Antik dönemde ve Ortaçağda uzun bir süre hususi bir lutuf, bir yardım şeklinde düşünülmüştür. Alçakgönüllülü olmayı öğretir ve ruhu sağlamlaştırır: “Bu muhteşem açınlamalar kibirden başımı dön­dürmesin diye etime bir kıymık soktu, dengemi yitirme­mem için melek yüzlü bir şeytan gönderdi bana.”. (II Cor, XII, 7.) (Acının Antropolojisi)
  • Ölmeyi bilmek yaşamayı bilmek kadar önemlidir. (Acının Antropolojisi)
  • Uygar bilimsel söylemde gövde, kişiyi taşıyan kayıtsız bir madde olarak düşünülür. Özneden ontolojik olarak ayırt edilen gövde, iyileştirmek için üstünde etkide bulunulan bir kullanım nesnesine dönüşür; artık insanoğlunun kimliğinin kökü değil, kişisel kimliğin içinde eridiği bir hammaddedir. (Bedene Veda)
  • İlk adımlar bir düş şeklinde hafiftir, insan, arzusunun ipinin üs­tünde yürür, kafası imajlarla doludur, her şeye hazırdır, birkaç saat sonrasında kendisini bekleyecek olan bitkinlikten habersizdir. (Yürümeye Övgü)
  • Bedenin doğası diye bir şey yoktur, yere ve zamana nazaran değişen bedensel koşullar söz mevzusudur. (Acının Antropolojisi)
  • Yanında sevdiği olmadan yaşamayı kesinlikle asla düşünmüyor. Birkaç gün ilkin sevişmişler. Derisindeki işaretler kan bağları şeklinde, ilişkiyi ölümsüzleştirme isteği. Öbürünün uzaklaşmaması için geleceğe duyulan simgesel bir itimat. Ve birkaç yıl sonrasında yeni kız arkadaşıyla kavgalar çıkmasına neden olan ve tehlikeli hale gelen bu işareti iyi mi yok edebileceğini düşünmeye başlıyor. (Ten ve İz)
  • İnsanın kendisinin ardında koşması engebeli yollara götürür onu. İnsanın kendini doğurmak adına, tercih etmiş olduğu için değil, bir iç gereklilik dolayısıyla, kimi vakit kaybolma tehlikesini göze alması gerekir, şu sebeple acı ya da yaşamdaki bir boşluk insanı kemirir ve yaşamdan ayırır. Burada incelenen tavır ve davranışlar bağlamında kişiye özgü bir anlam üretmek, yaşamla barışık olabilmek için ölümle ya da acıyla oynamak söz mevzusudur. Ama bu yaşam içinde yanmaktan da korkmamak gerekir. İnsan kimi vakit en kötüsüne ulaşarak kendisinin sonunda rahatlamış bir versiyonunu elde edebilir. (Ten ve İz)
  • “karşı karşıya konuşma, ayrıcalıklı bir şekilde ‘karşı karşıya’ konuşmadır. Kişiler arasındaki alışverişlerde, yüz, kontakt bedeninin billurlaştığı, en belirgin göstergelerinin açığa vurulmuş olduğu başkent, yer ve zamandır. Söz sussa bile, yüz oradadır ve kişilerin birlikteliğine bağlı anlamlara tanıklık eder.” (Yüz Üstüne)
  • Bedene zarar verme durumu oldukça minik yaşlarda başlayabilir. Bu alanda meydana getirilen emek harcamalar ilk çocukluk döneminde “kendine hücum” davranışlarının “normalliğini” göstermektedir. çocuğun kendini ısırması, tırmalaması, çimdiklemesi, yara kabuklarını koparması, kan çıkıncaya kadar kaşınması, başını bir bölgelere vurması, kendini yere atması. Shentoub ve Soulairac yaptıkları incelemelere nazaran bu durum 9 aylıktan 2 yaşına kadar olan, daha sık olarak da 12 ve 18 ay arası çocuklarda görülür. (Ten ve İz)
  • “Söz ve sessizlik karşıt değildir, her ikisi de etken ve anlamlıdır ve söylem sadece ikisinin karşılıklı ilişkisiyle mümkün olabilir.” (Sessizlik Üstüne)
  • Tecavüz, bilhassa ensest ya da cinsel rahatsızlık vakalarında bedende devamlı yara açma, bedene kesikler atma pamuk ipliğine bağlı bir gündelik yaşamdan kurtulmanın ve artık ölümle hesaplaşma olmayan bir yaşama kavuşmanın simgesel bir biçimidir. Bu bağlamda amaçlardan biri arınmadır, kiri pası kanla yıkamak ve yitirilmiş sınırları tekrardan bulmak. Simgesel olarak sakatlanan genç, bedeninin yalnız ve yalnız kendisine ilişkin bulunduğunu söyler. (Ten ve İz)
  • Kent bizlere dünyanın yuvarlak bulunduğunu unutturur. (Yürümeye Övgü)
  • ‘’(…) Kullanımı azaldıkça taşıması da daha zahmetli olan bir yüktür gövde. Fiziksel ve duyusal etkinliklerin kısıtlanması ferdin varoluşunu da etkisinde bırakır. Onun dünya görüşünü çürütür, gerçeklik düzlemindeki inisiyatif sahasını daraltır, benliğin sebat duygusunu azaltır, şeylerle ilgili direkt bilgisini zayıflatır ve devamlı bir hastalık deposu olur.’’ (Bedene Veda)
  • “Yüzün tekilliğini sergilemek başkalarının gözünde yaşamın doluluğuna tanıklık etmektir. Onun açıklığını görünmez kılmak, duyguları gizlemeye, göze çarpabilecek tüm farklılıkları, belirginlikleri yok etmeye uğraşmaksa insan figürüne can veren anlamın ortadan kaldırılmasıyla ölüme öykünmek anlama gelir. Ötekini yüzünden yoksun bırakmak da apaçık bir simgesel yöntemle ölümü öncelemektir.
    Yüz insanoğlunun varlık göstergesiyse, insanı yadsımanın yolu da yüzün yadsınmasından geçer. Aynı şekilde, yüz kutsallığın merkeziyse, insanı minik düşürmek isteyen bir anlayış onun yüzüne saygısızlık etmeye, kimliğini aşağılamaya ya da yadsımaya çalışır.” (Yüz Üstüne)
  • “Yüz, devamlı insanoğlunun kendisi için en yakın Diğeri’nin yeridir. Descartes’ın cogito’da dile getirmiş olduğu şekilde öznenin kendine karşı saydamlığı duygusunun ilk kez yalanlandığı ve kendi içinde gizlenen, hem yakın, hem de ulaşılmaz bir dünya sezgisine takıldığı, gizli saklı anlamların yeri. “Kendime benzemiyorum” diye düşünür aynanın karşısında dürüstçe birazcık vakit geçiren şahıs. Yüzü onu sorgular; duyduğu hastalık güzel duyu (kendini çirkin vb. bulmak) değildir; daha derinlere, herhangi başka bir yüz yerine bu yüze haiz olmanın yabancılık duygusuna dayanır.” (Yüz Üstüne)
  • “Tezimi yazdıktan sonrasında bir sayfa çevrildi hayatım da sanki. …” (Ten ve İz)
  • Uzman sözü, laik toplumun İncil’idir. (Bedene Veda)
  • Kifayetsizlik geleceğin harikalarının en iyi kozudur. (Bedene Veda)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş