Eğitim

Forsa Halil – Reşad Ekrem Koçu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Forsa Halil – Reşad Ekrem Koçu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Forsa Halil kimin eseri? Forsa Halil kitabının yazarı kimdir? Forsa Halil konusu ve anafikri nedir? Forsa Halil kitabı ne konu alıyor? Forsa Halil PDF indirme linki var mı? Forsa Halil kitabının yazarı Reşad Ekrem Koçu kimdir? İşte Forsa Halil kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Reşad Ekrem Koçu

Yayın Evi: Doğan Kitap

İSBN: 9786050940459

Sayfa Sayısı: 168


Forsa Halil Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Reşad Ekrem Koçu’dan, deyiş yerindeyse, bir “tarihi polisiye.” 16. yüzyıl sonlarında, Sultan III. Murad zamanında “şehr-i şehîr” İstanbul’da, oldukça sayıda esrarengiz yitik vakası gerçekleşir. Şehrin seçme zenginleri, kimi zaman tüm aile üyeleriyle birlikte, ansızın sırra kadem basmaktadır. Art arda cesetler bulunur ve vakalar yavaş yavaş aydınlanırken, işin arkasından şeytani bir planlar zinciri çıkar.

Reşad Ekrem Koçu,

Bu müthiş macerayı zamanı ayrıntıları titizlikle işleyerek ve tam bir polisiye roman kurgusuyla konu alıyor.


Forsa Halil Alıntıları – Sözleri


    Forsa Halil İncelemesi – Kişisel Yorumlar

    Bir Osmanlı Polisiyesi: 1565 yılı Osmanlı Devleti başkenti İstanbulda geçen sırlarla ve türlü entrikalarla dolu bir polisiye roman. Reşad Ekrem Koçu okuyucuyu Devrin İstanbul sokaklarına ve yaşantısına götürüyor. (Ömer Faruk Türker)

    reşad ekrem koçu’ya ilişik, polisiye tarzında mükemmel bir zamanı roman. döneme dair birçok araştırma-araştırma kitabının veremeyeceği ayrıntıları vermesi bakımından oldukça başarıya ulaşmış. osmanlı zamanı’ne meraklı iseniz ne olursa olsun okumanız gerekiyor. üslubu, oldukça yalın, muntazam ve akıcı.
    konusu da ilgi çekici. imparatorluğun en güçlü olduğu zamanlarda, payitaht’ta, peş peşe varlıklı hanım ve adam efendiler kaçırılıyor sonrasında da katledilmiş vaziyette bulunuyor. işte bu efendilerinden birisinin sadık kölesi deli bekir’in katili bulmak amacıyla çabasını, öte taraftan da katilin doğrusu kitaba adını veren forsa halil’in bu kaçırma ve katliam tertibatlarını iyi mi düzenlediğini içimiz ürpererek okuyoruz.
    polisiye ve osmanlı tarihini harmanlayan bu kitabı türü sevenlere kesinlikle öneriyorum. (Talebe)

    FORSA HALİL
    REŞAT EKREM KOÇU
    …..
    1500’lü yılların sonuna doğru Sultan Üçüncü Murat vaktinde payitaht İstanbul’da geçen envai çeşit entrika ve sırlarla dolu polisiye bir roman okudum.
    Payitahtın zengin zatları,kimi zaman tek başına,kimi zaman de aile fertleri ile birlikte sırra kadem basarlar.
    Genç yaşlarında dul kalmış Gülyağcı Zübeyde Hanım, senelerce kadılık yapmış Kara Hüsam Efendi, mücevher ustası Hacı Takiyyüddin Zenbur Efendi, Bodrum’lu Bali Kaptan, mücevherci İshak Çelebi ve torunu….Bu zatı muhteremler Forsa Halil’in kurbanlarından…Ortak özellikleri Karun kadar varlıklı olmaları…
    Cebecibaşılıktan emekli Halil,  namı öteki Forsa Halil  kurduğu bu hata teşkilatı ile türlü rezilliği ve zorbalığı yapmakta lakin  yakayı ele vermemektedir…Maktüllerden birinin sadık uşağı Deli Bekir mevzunun peşine düşer …Bekir’in ,Forsa Halili bulma çabası sizce netice verecek midir?
    Devamı eserde efenim …
    ….. Döneme ilişik pek oldukça detay,yalın ve akıcı bir üslup ile kaleme alınmış ,yaşanmış bir polisiye  romanı okumak isterseniz naçizane tavsiye ederim efendim Sonuçta Reşat Ekrem Koçu’nun kaleminden .Fevkalade
    Kitaptan alıntılar:
    *16 yüzyıl sonlarında Sultan 3. Murat zamanında geçen bu olay bir roman mevzusudur.
    *Aradan aylar geçti, vakanın senesi oldu,Gülyağcı’nın Zübeyde Hatun ile iki halayığından haber çıkmadı. İçinden Arnavutlar da çıkıp gittikten sonrasında bahçenin sokak kapısı da mühürlenmiş olan Cevizli Konak sahipsiz mal olarak gömü adına satıldı. Hanımın esrarengiz bir halde kaybolması, güzel konağ’ın hakiki kıymetinden  yarı pahasına gitmesine sebep olmuştu, bir Suriyeli satın aldı.
    * Efendi içinden “Canım İstanbul”dedi, kız İstanbul ağzının bülbül dili ile konuşuyordu.
    *İri, zümrüt benzer biçimde bir çift göz, oya benzer biçimde kıvrık kıvrık kirpiklerinin arasından efendinin can evine işlemişti.Göz kaytanları ağlamaktan hafifçe kızarmış, kızın tanrısal bakışlarına başka mana vermişti. Ya bakışındaki o melekane, masumiyet…Aman ya hey!
    *Hani sokak ortası olmasa çocuk benzer biçimde ağlayacaktı. Kadıefendi olmayınca aç mı kalacaktı? Hayır 25 yıl soğan ekmek ve peynir yemeye alışmış adam koca İstanbul’da iş mi bulamazdı?40 yaşlarında gücü kuvveti yerinde okuma yazma bilir…
    İşte bunu düşündüğün vakit yüreği sızladı. Onu senelerce çul çaput içinde, ayakkabısız gezdiren ona soğan ekmek yediren Kara Hüsam Efendi Deli Bekir’in kafasınıda giydirmiş ve beslemişti;*yüreği minnetle sızladı.
    *Devrin uleması,şurası,şurası Hacı Takiyüddin Zenbur’un konağında sık sık toplanır oldular ve onun sohbetinden zevk,nakış aldılar.
    *1595 yılının sonbaharında doğruydu Saray-ı Hümayun’dan, bizzat Valide Sultan tarafınca davalıya iki murassa Kemer ısmarlanmıştı.
    *Forsa Halil,Galata Kulesi’nden çıkarken kafasının içinde gene bir ışık damlası düştü ve sonrasında bu ışık damlasının çevresinde şeytani çemberler dönmeye başladı.
    *Sadrazamın kanaatinde İshak Çelebi başka yerde öldürülmüş, şüpheleri saray üstünde biriktirerek tahkikatın seyrini değiştirebilmek için sarayın odun ambarında bırakılmıştı. Bab-ı Hümayun kapıcıları olan bostancılar içinde bu insanın saraya girdiğini gören tek şahıs yoktu.
    *Hürafata inananlar hükmü derhal verdiler;”Çin işi ,şeytan mekri…”dediler. (Derya _tirimujgan)


    Forsa Halil PDF indirme linki var mı?


    Reşad Ekrem Koçu – Forsa Halil kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de Forsa Halil PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

    Kitabın Yazarı Reşad Ekrem Koçu Kimdir?

    Tarihi mevzularda yazdığı fıkra, roman, hikâye ve incelemeleriyle ve en mühim yapıtı İstanbul Ansiklopedisi’yle bilinmektedir. 1905’te İstanbul’da doğan Koçu, Bursa Erkek Lisesi’ni ve İstanbul Üniversitesi Tarih Kısmı’nü 1931 tarihinde tamamladı. Aynı fakültede asistan oldu, sadece, 1933 Üniversite Reformunda hocası Ahmet Refik Altınay’la birlikte üniversiteden ayrıldı. Alman, Kuleli, Pertevniyal ve Vefa liselerinde tarih öğretmenliği yapmış oldu. Reşad Ekrem Koçu 6 Temmuz 1975’te İstanbul’da öldü.

    Öğretmenliği esnasında Tarihten Sesler benzer biçimde çeşitli mecmua ve gazetelerde şiir, hikâye ve çocuk romanları, Osmanlı sürecinin garip vakalarını ve kişilerini öyküleştirdiği Forsa Halil (1962), Patrona Halil (1967), Erkek Kızlar (1962) ve Haşmetli Yosmalar (1962) benzer biçimde kitaplar yazdı. Evliya Çelebi Seyahatnamesinin (1943-1967, 6 cilt) bazı bölümlerini bugünkü dile aktardı. Türk Giyim, Kuşam ve Süsleme Sözlüğü (1967) ise alanında yapılmış ilk mühim çalışmadır. Reşad Ekrem Koçu’nun en mühim ve büyük yapıtı, İstanbul’u her yönüyle detaylı şekilde özetleyen İstanbul Ansiklopedisi olarak kabul edilir. Bu ansiklopedinin ilk baskısı 1944-1951 Aba-Bahadir Sokağı maddeleri ve ikinci baskısı 1958-1971 yayımlandı ve 11’inci ciltte 7076 sayfaya ulaşarak “Gökçınar” makalesinde yarım kaldı. Koçu’nun öteki kitapları içinde Osmanlı Padişahları (1960) ile Eski İstanbul’da Meyhaneler ve Meyhane Köçekleri (1947) ve 2 ciltlik Kösem Sultan sayılabilir.


    Reşad Ekrem Koçu Kitapları – Eserleri

    • Tarihimizde Garip Vakalar
    • Yeniçeriler
    • Kızlarağasının Piçi
    • Kösem Sultan
    • Fatih Sultan Mehmed
    • Osmanlı Padişahları
    • Aşk Yolunda İstanbul’da Neler Olmuş
    • Eski İstanbul’da Meyhaneler ve Meyhane Köçekleri
    • Tarihimizde Kahramanlar
    • Topkapı Sarayı
    • Patrona Halil
    • Kabakçı Mustafa
    • Forsa Halil
    • Erkek Kızlar
    • Osmanlı Tarihinin Panoraması
    • Haşmetli Yosmalar Osmanlı Tarihinde Yasaklar
    • Esircibaşı
    • Kafes Arkası Günahkarları
    • Cevahirli Hanım Sultan
    • Aşık Ozan ve Padişahlar
    • Tarihte İstanbul Esnafı
    • Dağ Padişahları
    • Hatice Sultan ile Ressam Melling
    • Haydut Aşkları
    • Türk Giyim Kuşam ve Süslenme Sözlüğü
    • Türk Zaferleri
    • İstanbul Tulumbacıları
    • Taçlı Fahişeler
    • Selçuk Tarihi
    • Ahmed Rasim – Ahmed Refik


    Reşad Ekrem Koçu Alıntıları – Sözleri

    • Bir kere bir akıl çelindi mi üst yanı kolaydır. (Kafes Arkası Günahkarları)
    • Alemdar Mustafa Paşa’nın İstanbul’a girdikten sonrasında yapmış olduğu işler Vaka-yi Selimiye denilen 1807 Mayıs İhtilali’ne kuvvetle bağlıdır. (Kabakçı Mustafa)
    • Bir gün yeni harp hazırlığının nereye karşı bulunduğunu soran bir ordu kadısına;
      “Efendi! Eğer sakalımın tellerinden bir tanesi tasavvurlarımı bilseydi onu koparır ve yakardır!” demişti.. (Fatih Sultan Mehmed)
    • Mayaları aynı çamurdan insanoğlu acele anlaşırlar, ilk tanıştıkları gün kırk senelik dost kadar yaklaşırlar. (Cevahirli Hanım Sultan)
    • Tüm tebaasının malı ve canı iki dudağı içinde çıkacak emre bağlı padişahlar, askeri ihtilallerde o şekilde bir acze düşmüşlerdir ki, yüzlerine karşı pervasızca hitaptan ve hatta hakaretten çekinilmemiştir. (Topkapı Sarayı)
    • Abdülaziz’in horoz ve koç dövüştürme merakı ve galip gelen hayvanların boyunlarına elmas nişanlar taktığı rivayetleri saltanatının bu sonuncu devrine yakıştırılan şeylerdir. (Osmanlı Padişahları)
    • Gidenler devlet hazinesini soymuştu, gelenler hazinede bir şey bulamadıkları için gidenlerin terekesini yağmaladılar. (Yeniçeriler)
    • Eski berberler bununla birlikte sünnetçi, dişçi ve hacamatçıydı;kellik, uyuz, sıraca, egzama benzer biçimde cilt hastalıklarına da ilaçlar, merhemler yapardı,çeşitli uzmanlık sahibi mütetabbiptiler. (Tarihte İstanbul Esnafı)
    • “Bir yeniçeriye de bigün,
      – Nizamıcedid olur musun? diye sormuşlar.
      – Vallah billah Moskof olurum, Nizamıcedid olmam!.. demiş.” (Yeniçeriler)
    • “Şimâlden, cenuptan, şarktan ve garptan, İstanbul’a esen tüm rüzgârlar, fitne ve fesat tohumları saçıyordu.” (Esircibaşı)
    • Sarayın odun ambarı 16. asırda bir adam öldürmeye sahne olmuştu. 17. yüzyıl ortasında ise zamanı bir idam fermanının uygulama edilmiş olduğu yer oldu. Sultan IV. Murad zamanında asrın büyük şairi, Türk hiciv edebiyatının büyük üstadı Nef’î, bu padişahın gazabına uğrayarak burada idam olundu. … Şairin cesedi Saray-ı Hümayun’un deniz kenarındaki Balıkhane Kapısı önünden denize atıldı. (Topkapı Sarayı)
    • Tüm bu suları, merhemleri, tozları hazırlamak için kimi zaman 14 yaşlarında bir adam evladı beyni, bir ufak kızcağızın kalbi lazım geliyordu.
      Evinin fırınında ve bahçesinin çeşitli yerlerinde, 2.000’den fazla yakılarak öldürülmüş çocuk iskeleti buldular!.. (Haşmetli Yosmalar Osmanlı Tarihinde Yasaklar)
    • Büyük İtalyan edibi Edmondo de Amicis de (1846-1908) İstanbul Seyahatnamesi’nde İstanbul esnafından bahsederken şunları yazıyor :
      Türklerle pazarlık etmeyin
      “Rum, müşteriyi seslenip çağırır, eliyle koluyla işaretler yaparak çağrı eder ;Ermeni, birazcık daha temkinlidir;Yahudi, malının fiyatını kulağa fısıldayarak arz eder;Türk’e erişince, sessiz, müşterisini bir tek bakışlarıyla çağırır. Bir Türk’e söylediği fiyat için, sakın, ‘Biraz aşağı olmaz mı?’ diye pazarlığa girişmeyin, bunu kendisine bir hakaret sayar ve ‘Ben hırsız mıyım ki ilkin sizden hakkım olmayan fahiş bir para isteyeyim ve sonrasında pazarlığa girişeyim!..’ der. ” (Tarihte İstanbul Esnafı)
    • Halk denilen esrarengiz kitlenin içinde kulakların asla duyamayacağı ve gözlerin asla göremeyeceği kim bilir ne acayip ve şaşırtıcı ve hayret verici şeyler oluyordu? (Erkek Kızlar)
    • Sultan İbrahim’in devrinde hakikat olan yolsuzluk, makam temini için rüşvet toplama, hısım ve akrabayı bir mansıpa kaydırmada dalkavuk bayanların devlet işlerine karışmasıdır; sancakbeyleri, valiler ve kadılar dama taşları benzer biçimde durmadan değiştirilmiş, hepimiz makamından güvenli olmadığı için verdiği rüşveti gittiği yerde halktan fazlasıyla çıkarmaya çalışmış, bu suretle memleketi zulüm kaplamıştır. (Osmanlı Padişahları)
    • “Şu dünyada acayip kaldım. ” (Kafes Arkası Günahkarları)
    • “Bencillik gütme, *müstebit olma. Adalet tarlasını informasyon sapanı ile sür ve **meşveret tohumunu ek. Bir an evvel bitip yeşermesi içinde durmadan gözyaşlarınla sula”
      *ceberrüt, baskıcı
      **danışma, istişare, görüş paylaşımı (Dağ Padişahları)
    • Abbasi halifelerinden Filozof Memun, “İnsan üç çeşittir” diyor, “Bir kısmı besin benzer biçimde devamlı ve her yerde lazımdır. Bir kısmı ilaç gibidir, yerinde ve zamamnda lazımdır, bir kısmı da illet gibidir, Allah bizi onlardan korusun!..” (Patrona Halil)
    • Bu hezele guruhunun (Patrona Halil ve peşinden giden ayaktaşlar) kıyamını, Lale Devri’nde İbrahim Paşa ve yâranının sefahat ve lüksüne karşı cemiyet ıstırabından doğan bir hareket benzer biçimde göstermek, bizce oldukça hatalıdır. Patrona ile ayaktaşlarının acı yaşam hikâyesini yazar ve onların hakiki simalarını göstermeye çalışırken yukarıdaki satırları, işte bunun için yazdık Halkın ve esnafın bin türlü şikâyeti, vergiler, para ayarsızlığı, toplumu kızdıran himayeler de, lale merakı ve helva sohbeti benzer biçimde, Lale Devri’nden evvel de vardı, sonrasında da devam etti. Kaldı ki, karşısında tutkulu muhalifleri ve düşmanları bulunamayan bir iktidar, Türkiye tarihinde değil, cihan tarihinde görülmez. (Patrona Halil)
    • Oğullar ataya yürek yağıdır.
      Oğulun iyisi gamı dağıtır,
      Oğlu kim atanın hemsazı olsa
      Safalı bağları, bostan bağıdır.
      Oğlu kim yakarış alup makbul olsa
      Atanın devleti, yüzü akıdır. (Fatih Sultan Mehmed)

    loading…

    YORUMLAR

    YORUM YAZ!

    Yorum Ekle



    [

    İlgili Makaleler

    Başa dön tuşu
    Oto Aksesuar toptan çakmak
    Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş