Eğitim

Gılgameş Destanı – İsmet Zeki Eyüboğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Gılgameş Destanı – İsmet Zeki Eyüboğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Gılgameş Destanı kimin eseri? Gılgameş Destanı kitabının yazarı kimdir? Gılgameş Destanı konusu ve anafikri nedir? Gılgameş Destanı kitabı ne konu alıyor? Gılgameş Destanı PDF indirme linki var mı? Gılgameş Destanı kitabının yazarı İsmet Zeki Eyüboğlu kimdir? İşte Gılgameş Destanı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: İsmet Zeki Eyüboğlu

Yayın Evi: Özgür Yayınları

İSBN: 9789754472165

Sayfa Sayısı: 87


Gılgameş Destanı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Virgilus’tan minimum beş yüz yıl ilkin yaşamış olduğu söylenen, adı bilinmeyen bir ozanın derlediği gılgameş destanı günümüzde olduğu şeklinde M.Ö. dahi pek fazlaca dile çevrilmiş, insanlık zamanı süresince ilgiyle okunmuş bir destandır.

Gılgameş destanı’nın yüz senelerdir bu şekilde büyük bir ilgiyle okunmasının sebebi asla şüphesiz, ölümsüzleğün gizemini soruşturma özlemiyle tutuşan, kişiselleştirilmiş bir insan sorununu mevzu edinmesidir.

Okuyucu bu destanı okurken binlerce yıl ilkin yaşamış olan atalarının kendisiyle aynı sorunları yaşadığına ve aynı sorunlara çözüm üretmek için çabaladığına şahit olacaktır.

Gılgameş destanı sizi insanlık tarihinin binlerce yıl öncesine götüreceği şeklinde bununla birlikte günümüz insanının problemlerine de ışık tutacaktır.

(Tanıtım Yazısından)


Gılgameş Destanı Alıntıları – Sözleri

  • ”Nereye gidebilirim?
    ölüm, yatağımın serili olduğu evde yaşıyor.”
  • “Geride kalanlara üzüntü miras kalır:
    Hayatta kalanlara elem bırakır ölenler.”
  • “Senin yazgını orospu, sana ben yazayım. Bir yazgı ki, sonu gelmesin; ebediyen devam etsin! Sana lanetlerin en kötüsünü savurayım, karanlık yerin laneti sabahın erkeninde karşına çıksın! Gece yarısına kadar zevkinin evi sana bela olsun!
  • …Yanında ki yiyecekler içecekler bitmişti kimi zaman yaban ağaçlarından kopardığı meyveleri kimi zaman avladığı hayvanları yiyordu. Fakat yerine biran ilkin varmak için yiyeceklerle zaman geçirmek istemiyor çoğu zaman aç geziyordu. Hayvanlarıda avlamak istemiyordu. Kendim ölmek istemezken niçin onları öldürüyorum diye kızıyordu kendine, bir taraftan Tanrı ve Tanrıçalara çatıyordu. “Medem ki onlar bizi yarattılar niçin öldürüyorlar niçin insanlara acı çektiriyorlar bir insan başkasını öldürünce cezalandırıyorlar, Tanrılar ise istediklerini öldürüyor istedikleri vakit şehirleri yakıp yıkıyorlar rüzgarlar, fırtınalar, yağmurlar ve taşkınlıklar veriyor tufan ike yarattıklarını yok ediyorlar bu yaptıklarından dolayı onları cezalandıranda yok,” diye düşünüyordu.
  • Homeros’da olduğu şeklinde, tanrılar insanların hareketlerini yukardan yönetim ediyorlar, fakat bunlara hırs ve entrika hakimdir.
  • O denli güçlü, üstün bilgiç , alim olan bir kral oğulu babaya, sevdalıyı sevgiliye, kocayı karıya asla bırakır mı?
  • “Kimdir o, dağlarımın evlatları olan ağaçların ırzına geçen?”
  • Sen, soğukta ısıtmayan bir örtüsün!
    Sen rüzgâra ve fırtınaya mâni olamayan uydurma bir kapısın!
    Sen, üzerine örtüleni altında ezen bir fil derisisin!
  • Ey çölün parsı! Dostum! Engidu! Yoldaşım! Dağlarda tek başına gezen yaban eşeğini kovalayan katırcığım.
  • “..Ve ben, senden sonrasında vücudumu murdar bir hale getirip senin için kendimden geçeceğim…”
  • Benim için karanlık, aydınlık kadar uzaktır. Fakat ölüm, ne vakit güneşin ışığını bakılırsa bilmiştir?
  • Tanrılar insanları yarattığı vakit, onlar insanlara ölümü verip yaşamı kendi ellerinde tuttular.
  • “İnsanın günleri, sayılıdır onlar.
    Yapıp ettikleriyse, boşa esen rüzgâr gibiymiş…”
  • Kendimi güneşin aydınlığıyla kandırmak isterim. Fakat ölüm, ne vakit güneşin ışığını görebilmiştir?


Gılgameş Destanı İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Gılgameş destanı sizi insanlık tarihinin binlerce yıl öncesine götüreceği şeklinde bununla birlikte günümüz insanının problemlerine de ışık tutmaktadır. (ŞUAYİP)

Ilk olarak kargaşalık olmaması açısından belirtmeliyim ki, ‘Gilgameş Destanı’ ismiyle Muzaffer Ramazanoğlu çevirisinin 1993 MEB Yayınları basımını okudum. Tabletlerin kırık ya da okunmaz halde olduğu belirtilerek birçok yerde metnin akışına bakılırsa dipnotlarla tahmini bilgiler verilmiş. Metin bütünlüğü açısından bu eklemeler mükemmel olmuş. Babillilerin ulusal destanı olan Gilgameş Destanı’nda, ‘yarı tanrısal özellikler taşıyan Gilgameş ve dostu Engidu’nun başından geçen mitolojik vakalar’ anlatılıyor. Hatta beklentileri birazcık daha yükseltmek adına, bonus mevzu olarak destanda ‘Nuh Tufanı’na da yer verildiğini söyleyeyim. Benim şeklinde mitoloji seven okurlara tavsiye ederim. =) (G. İlke)

Gılgamış Destanı: Fazlaca garip bir kitap, tarih de insanoğlu kendi kabuklarondan çıkıp bireyler başarmaya, sevgi ve yaşamı beraber öğrenmişler. Ama hep bir Lider çıkıp topluma yararlı olma hayalı olmuş. Geri de güzel bir yaratı bırakmak insanı iyi hissettiren bir Duygu. Kitap da ayakları yere basan bilim kurgu demek geldi fakat fazlaca fazla imgesel vakalarda var! Ama güzel ve keyifli bir kitap. Beklediğimin ötesinde bir kitap. (Benjamin Fransua)


Gılgameş Destanı PDF indirme linki var mı?


İsmet Zeki Eyüboğlu – Gılgameş Destanı kitabı için internette en fazlaca meydana getirilen aramalardan birisi de Gılgameş Destanı PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı İsmet Zeki Eyüboğlu Kimdir?

Yazar Sabahattin Eyüboğlu ile ozan ve ressam Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun amca çocuğudur. İstanbul Vefa Lisesi (1948), İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Kısmı (1953) mezunu. Ayrıca Klasik Filoloji ve Tarih bölümlerinde de okudu. Bir süre felsefe ve edebiyat öğretmeni olarak çalıştı.

Öğretmenlikten ayrıldıktan sonrasında çevirmenlik ve özgür yazarlığı iş edindi. Çalışmalarını Anadolu uygarlığı, halkbilim varlıkları ve Türk dili araştırmaları mevzularında yoğunlaştırdı. İlk araştırma ve derleme çalışmalarını Karadeniz folkloru ve halk edebiyatı üstüne yapmış oldu. Bu türden halkbilimi mevzusundaki ilk yazıları Türk Folklor Araştırmaları dergisinde (1948-58) yayımlandı. 1958 yılından itibaren yapmış olduğu araştırma, araştırma yazıları, eleştirileri ve derleme emekleri Yelken, Yeni Ufuklar, Türk Dili, Dünya, Soyut, Varlık, Cumhuriyet, Yansıma, Kıyı şeklinde mecmua ve gazetelerde yayımlandı. Fatih Sultan Mehmet için, onun döneminden günümüze kadar, yazılan şiirleri derleyerek 1953 senesinde “Destanlar İçinde Fatih” adlı bir antolojide yayımladı. Divan edebiyatını inceledi ve Divan şiirinde işlenen değişik mevzular üstüne araştırmalar yapmış olup yayımladı. Anadolu kültürü üstüne yapmış olduğu araştırmalar ile Almanca, Latince, Arapça, Farsça şeklinde dillerden yapmış olduğu çeviriler ilgiyle karşılandı. Yedi Askı şairlerinin ve Hz. Ali’nin şiirlerini Türkçeye kazandırdı. Edebiyatçılar Derneği Onur Ödülü Altın Madalyası sahibiydi.


İsmet Zeki Eyüboğlu Kitapları – Eserleri

  • Gılgameş Destanı
  • Anadolu İnançları
  • Türk Şiirinde Tanrıya Kafa Tutanlar
  • Şeyh Bedreddin Varidat
  • Nietzsche: Eylem Ödevi
  • Nutuk
  • İrticanın Ayak Sesleri
  • Mevlânâ Celâleddin
  • İnsanın Boyutları
  • Anadolu Mitolojisi
  • Divan Şiirinde Sapık Sevgi
  • Tanrı Yaratan Toprak Anadolu
  • Divan Şiiri
  • Cinci Büyüleri Yıldızname
  • Türk Dilinin Etimoloji Sözlüğü
  • Atatürk Devrimleri Işığında Laiklik
  • Hacı Bektaş Veli
  • Tüm Yönleriyle Tasavvuf Tarikatlar Mezhepler Tarihi
  • Anadolu Halk İlaçları
  • Pir Sultan Abdal
  • Divan Şiiri
  • İslam Dininden Ayrılan Cereyanlar
  • Alevilik-Sünnilik-İslam Düşüncesi
  • Düşünceleriyle Yaşayan Atatürk
  • Anadolu Uygarlığı
  • Anadolu Büyüleri
  • İslamın Çöküşü
  • Felsefe Açısından 12 Eylül, Din Boşluğun Egemenliği
  • Karanlığın Ayak Sesleri: Kadirilik
  • Uygarlığın Çıkmazları
  • Bilgelerin Dilinden
  • Tüm Yönleriyle Kaygusuz Abdal
  • Varidat
  • Yoksul Özdeyişleri – Eğlence Sözlüğü
  • Aşık Sadık (Kara Hüseyin) Şiirler
  • Maçka
  • Dilin Kapısı
  • Toplum Sarsıntıları
  • Anadolu Gerçeği
  • Karadeniz Aşk Türküleri
  • Uygarlığın Işıldakları
  • Anılar
  • Tüm Yönleriyle Bektaşilik
  • Geçmişin Yaşama Gücü
  • Osmanlıdan Cumhuriyet’e Türk Kadını
  • Divan Şiirinde Sapık Sevgi
  • İslamda Bölünmeler Çelişmeler-Refah’ın Tırmanışı
  • İslamda Bölünmeler Çelişmeler
  • Türkçe Kökler Sözlüğü
  • Bâkî
  • Gelin Canlar Söyleşelim
  • Çağımızın Çevrintileri
  • Felsefe Yazıları
  • Dilin Kemiği
  • Gülen Anadolu
  • Sevgi Büyüleri
  • Atatürk Anadoludur


İsmet Zeki Eyüboğlu Alıntıları – Sözleri

  • “Geride kalanlara üzüntü miras kalır:
    Hayatta kalanlara elem bırakır ölenler.” (Gılgameş Destanı)
  • Kıldan köpri yaratmışsın
    Gelsün kullar geçsün deyü
    Hele biz şöyleki duralım
    Yiğit isen geç a Tanrı (Türk Şiirinde Tanrıya Kafa Tutanlar)
  • Anadolu,bütünlüğü içinde, bir tarih sürecidir. Tükenmeye ,boyuna kendi kendine yenileyen,besleyen,geçmişten geleceğe doğru kesintisiz bir ışık ırmağı şeklinde akıp giden bir süreç. Bugünün araştırmaları sonucu elde edilmiş eski uygarlık buluntularına, kalıntılarına bakılırsa en azından 9 bin senelik bir tarih gecmişi var Anadolunun. Oysa bazı Batı ülkelerinden mitosların 2 bin beş yüz senelik başlangıcı vardır. Bilhassa de Roma da böyledir. (Anadolu İnançları)
  • Sırtını dine, eski inançlara dayayan yönetici azınlık, alanlara dökülüp “açız, ekmeksiziz, sağaltım gittikçe bozulmaktadır, sürünüyoruz” diye bağırışan kalabalıkları “ahlaksızlık”la niteler, yönetime, yürürlükte olan yasalara aykırı davranmakla suçlar; çoluğunu çocuğunu geçindiremeyenlerin direnişlerini yönetimin temelini sarsmaya eğilimli bir girişim olarak gösterir. (Felsefe Açısından 12 Eylül, Din Boşluğun Egemenliği)
  • Hep senünçündür benüm dünya cefasını çekdüğüm
    Yoksa ömrüm var sensüz neyleyeyim dünyayı ben (Divan Şiiri)
  • Nietzsche, sevdiğini tüm ölçülerin üstünde bir bağlılıkla sever, sevmediğine karşı gene bu aşırı tutumla davranır. (Nietzsche: Eylem Ödevi)
  • Enbiyâdan yaşarım müstağnî,
    Bir örümcek götürür Hakka beni. (Türk Şiirinde Tanrıya Kafa Tutanlar)
  • Bir gün bu Fikri, Türkçe öğretmenimiz Niyazi Tarman’a, derste; Nazım Hikmet’in ne yaptığını sormuştu. Aldığı karşılık şuydu: “Nazım Hikmet hapiste çürüyor oğlum.” (Şeyh Bedreddin Varidat)
  • HIYAR: Hıyâr (yazılışına bakılırsa anlamları değişmiş olur, bağımsızlık, davranış özgürlüğü, iyilikler, salatalık denen nebat.)dan hıyar (salatalık, islâm hukukunda özgürlük, bağımsızlık, iyilikler). Türkçede yenen bir nebat. Arapçada islam hukukunda özgürlük. (Türk Dilinin Etimoloji Sözlüğü)
  • Kişi düşündüğünce inanır, inandığınca yaşar, ona karşılmamalı, tanrının soracağını başkaları üstlenmemeli. (Türk Şiirinde Tanrıya Kafa Tutanlar)
  • Benim bu özlemimin gerçekleşmesine olanak yoktur. (Felsefe Yazıları)
  • Eski dinlerde öküze kutluluk verenlerin en eskisi Sümer dinidir, ya da Anadolu dinleridir. (Tanrı Yaratan Toprak Anadolu)
  • İnsanın başkasını kendisinde bulmasıdır sevgi. (İnsanın Boyutları)
  • Eşeği saldım çayıra
    Otlaya karnın doyura
    Görmüş olduğu düşü hayra
    Yoranın da avradını
    Münkir münafığın soyu
    Yaktı harap etti köyü
    Ölüsüne bir tas suyu
    Dökenin de avradını
    Derince kazın kuyusun
    İnim inim inilesin
    Kefenin diken iğnesin
    Dikenin de avradını
    Kazak Abdal nutk eyledi
    Yaktı köyü mahveyledi
    Sorarlarsa kim söylemiş oldu
    Soranın da avradını (Türk Şiirinde Tanrıya Kafa Tutanlar)
  • ” Laiklik, devletin inanç sistemleri karşısında yansız kalması, taraf tutmaması ve bireysel özgürlük alanlarında dinsellik adına bile girememesi anlama gelir. Laiklik, bununla birlikte inancın ya da inançsızlığın da bir özgür seçim sonucu olması bireysel özgürlük alanlarının inanç hukuku ile sınırlanmaması anlama gelir. Zaten sadece bu sağlandığında, özgür fikir ortamından ve bu şekilde bir ortamın ürünü olan demokrasiden söz edilebilir. ” (Atatürk Devrimleri Işığında Laiklik)
  • Galata: ceneviz dilinde “caladdo(iniş,bayır, yokuş)— italyanca “galata(iniş, yokuş). Ortaçağda istanbulun galata diye anılan bölgesine cenevizliler alış veriş yeri kurmuş birde kale yapmışlardır. Yörenin fazlaca ve yokuş olması dolayısıyla galata adını almıştır. (Türk Dilinin Etimoloji Sözlüğü)
  • Said-i Nursi, “ Nur Meyveleri” adını verdiği yazısında şöyleki diyor. “Risale-i Nur okumak ve yazmak alim olmak için yeterlidir, başka bir bilgiye gerek yoktur.” (İrticanın Ayak Sesleri)
  • Gerçekte her şey birdir.
    Şeyh Bedreddin (Şeyh Bedreddin Varidat)
  • Ancak erdemli, doğru, iyi arınmış insan mutlu olabilir. (Bilgelerin Dilinden)
  • Tüm varlıklar, öz bakımından birlik içindedir, her nesne her nesnede vardır.
    Görmüyor musun tohumda tüm ağacın var bulunduğunu, tüm ağacın o tohumdan oluştuğunu, bunun şeklinde ağacın ayrıntılarından her birinde tohumun bulunduğunu.
    Tohumdan ağaç, ağaçtan tohum oluşmaktadır.
    Şeyh Bedreddin (Şeyh Bedreddin Varidat)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş