Eğitim

Gülen Polis – Maj Sjöwall Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Gülen Polis – Maj Sjöwall Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Gülen Polis kimin eseri? Gülen Polis kitabının yazarı kimdir? Gülen Polis konusu ve anafikri nedir? Gülen Polis kitabı ne konu alıyor? Gülen Polis PDF indirme linki var mı? Gülen Polis kitabının yazarı Maj Sjöwall kimdir? İşte Gülen Polis kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Maj Sjöwall

Yazar: Per Wahlöö

Çevirmen: Aydın Arıt

Orijinal Adı: Den Skrattande Polisen

Yayın Evi: İnkılap Yayınevi

İSBN: 9789751022868

Sayfa Sayısı: 351


Gülen Polis Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Otobüste öldürülenler içinde bir de dedektif vardı… Bir tesadüf mıydı bu, yoksa otobüstekiler de dedektifi yok etmek için mi öldürülmüşlerdi? Bu mevzuyla “Teresa”nın ne ilgisi vardı? Martin Beck, ipuçlarını toplamaya başladı… 

“İsveç polisiyelerine bayılırım. Bu zevki bana Aydın Arıt’ın güzel Türkçesiyle çevrilen ve asla ara vermeden altı cildini arka arkaya okumuş olduğu Martin Beck dizisi kazandırmıştır. Maj Sjöwall ile Per Wahlöö’nün beraber yazdıkları bu dizinin Sjöwall’ın vefat etmesiyle yarım kaldığını öğrendiğimde hüzünlenmiştim. Taşınmalarımın birinde elden çıkarmıştım o kitapları. Bazen özlüyorum.” 


Gülen Polis Alıntıları – Sözleri

  • Nedir biliyor musun? İçten pazarlıklı şahıs utangaç olur. Beslenen fena duyguların dışavurum korkusu.
  • Kökünden yıkılması lüzumlu sersemce bir tutku bu! Toptan yok edilmeli. Tek alev ateş tabanca kalmamalı yeryüzünde. Yasalar yasaklanmalı! yapılagelmeleri ve de her tür insanoğlunun bu tarz şeyleri çekmecelerinde alıkoyup, sokaklarda yanlarında taşımaları sadece bir gerçeği gözler önüne serer: seviye tümüyle bozuk, sapık ve de aşağılıktır. Birtakım soysuzlar tabanca yapmış olup satmakta, ceplerini şişirmekteler. Nasıl ki, başkaları da uyuşturucu madde ve öldürücü haplar icra eden fabrikalar kurarak kasalarını dolduruyorlarsa. anladın mı hanım? Anladın mı şimdi?
  • Noel’e hemen hemen bir ayı aşkın bir süre olmasına rağmen, reklam canavarı ava çıkmıştı. satın alma furyası, süslü püslü mağazaların toplaştığı caddelerde kara ölüm kadar hızı ve yıkıcı olarak yayılageliyordu. Salgın hastalık önüne çıkanı silip süpürmekteydi ve de bir kurtuluş yolu yoktu. Ahtapotumsu uzun kollar her yana uzanmakta, evlere ve apartmanlara dalmakta, her şeyi ve herkesi zehirleyip paramparça etmede, kimseciklerin gözyaşına bakmamaktaydı. Çocuklar bitkinlikten perişan, aile babaları gırtlaklarına dek borca gömülü, bir çılgınlıktır gidiyordu. Yasal sömürü devi kurban sayısını giderek artırıyor, artan kurban sayısıyla koşut, iştahı da giderek kabarıyordu. Hastaneler kalp sektesine uğrayan, sinir bunalımları geçiren ve de mide ülseri patlamış kişilerle dolup taşmaktaydı.
  • Bir ufak kız seneler sonrasında bile hatırlanacak bir döviz taşımaktaydı: GÖREV BAŞINA! PİÇ ÜRETİMİNE DEVAM,
    POLİSE YETİŞTİR ADAM!
  • “Ula, çömezin iti de var,” dedi Kristiansson.
    “Kolu da var, el ediyor.”
    “Haşlakın teki, bana aş olmaz.”
  • “Elbette bunu söylemek bile yersiz, fakat gene de bir kez daha belirtmek isterim ki, fert olarak, bir tutucu olarak ve de en önemlisi özgür demokratik bir ülkenin yurttaşı olarak, renk, ırk ve değişik görüşler taşımaları bakımından insanoğlu içinde en ufak bir fark yapmam. Ama bir de karınca şeklinde Yahudi ve komünist kaynaşan bir polis ordusu göz önüne getir. Efendim? Demek istediğimi anlıyorsun ya?”
  • Koltuğun yapılışı yalnızca uzanma ve yatay bir oturuşa elverdiği için ve de ağzı tavana dikili, kaykılmış bir sorgulamacının acayip durumu göz önünde tutulacak olursa, Gunvald Larsson, denebilir ki, kendini ikiye katlamaktan öte çıkar yol bulamamıştı. Rahatsız durumundan dolayı yüzü kızıla çalmıştı ve de önünde iki dağ hörgücü şeklinde yükselen dizleri arasından Martin Beck’e bön bön bakıyordu.
  • “insaf denen şey yok sizde. Varsa para, yoksa para. Din, inanç, para. Yasalar yok korumak yabancılar. Yalnız buralılar haklı. Siz bizi sanmak eşek, biz sizi görmek eşit.”
  • “Ben özür dilemek. Ben yok sizin dil iyi konuşmak, siz bir ihtimal beni yanlış idrak etmek. Ne sordu sen? Biz yiyecek burada mı yiyecek? Hayır. Yemek pişirmek yasak. Mutfak kullanmak yasak. Odada elektrikli tencere sokmak yasak. Yemek pişirmek yasak, kahve yapmak yasak. Yalnız para ödemek yok yasak.”
  • Hiyeroglif yada çivi yazısı. Hamurabi Kanunları’nı herhalde bizim Fredrik yazmış olmalı. Ne var ki, okuyan çıktığına gore, bu da olanaksız. Yine de üzülme, ben varım. Fredrik yazıtlarını çözme uzmanı olarak, burada devletten para alıyorum.


Gülen Polis İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Soğuk ve yağmurlu bir günde,bir otobüste dokuz şahıs katledilir. Biri de polistir.Geride asla ipucu yoktur. O saatte ve o güzergahta o polisin o otobüste olması bir rastlantı müydü?
Rahat okunan, güzel bir kitaptı. (Hikmet Tunceli)

Polisiye: Selam
Serinin dördüncü kitabı ’Gülen Polis’
.
İsveç ve dünya İçin de dolu bir dönem 1960’lı seneler. ABD ve Batı vatanlarında, madde bağımlılığının, yayılıp, artması, Vietnam’daki Amerikan savaşına karşı sertlik içeren gösteriler ve protestolar, seri katiller, artan göçler, vs vs. Sanayileşmenin, internasyonal tabanca ticaretinin ve kapitalizmin hızla gelişmesi ve arada sıkışan, yıkılan aileler ve buna ayak uyduramayan mutsuz insanoğlu….
Tamamı bizlere o dönem ki İsveç kültürünün bir fotoğrafını yansıtıyor. İşte bu insanların, trajedisini yazdı bu iki yazar, başardılar da…
İskandinav Polisiyesi genel anlamda, toplumsal bir mesajı da bununla beraber taşırlar.
Çiftin, sol kanat ideolojik görüşleri artık takip edenler için biliniyor, ve seri süresince aralara serpiştirildiğini görebiliyoruz. Ama bu, sosyopolitik yorumlar, hikayenin kendisini gölgede bırakmıyor.
Martin Beck romanlarının tek özelliği iyi yazılmış birer polisiye oluşları değildi diye düşünüyorum. Bence başarısı daha ziyade polisiyeyi yalnız bir “öldürme vakası” bir “katliam zinciri” vs. olarak ele almamaları. Topluma ve toplumdaki değişimlere ayna tutmaları da fazlaca mühim. Bir çok polisiyelerde yaygın olan, iyi yada şeytani karakterler değil, burada daha fazlaca, bayağı, yaşamın içinden insanlara yer veriliyor. Ki böylelikle entrikayı olabildiğince mantıklı nedenlere dayandıran yazarlar, metinlerinin arasına toplumsal eleştiriler de serpiştiriyorlar. İskandinav polisiyelerden bir yığın şey öğrendim örnek olarak.
Her romanın arka planında İsveç hükümetlerinin o devirde uyguladığı toplumsal devlet anlayışının acımasız bir eleştirisi var. Per Wahlöö’nün kendi deyişiyle;
“Ahlaken tartışmalı ve ideoloji yoksunu, burjuva türü bir toplumsal devlet anlayışının karnını yaran bir neşter şeklinde kullandık.”
Seri, neredeyse 50 yıl öncesini, gündemini ve o süreci konu alıyor. Yorumlarken ve eleştirirken, şimdiki vakit polisiyesine gore karşılaştırmak haksızlık olur diye düşünüyorum. Ben keyifle okudum. Gizemli romanları seviyorsanız, gerçek yaşamda insanların kabahat hayatına katılmalarıyla ve İsveç suçu kurgusuyla ilgileniyorsanız, bu kitabı seveceksiniz.
.
.
Ve nihayet buluştular. Seri artık bizlere emanet. Ruhları şad olsun. #leylidevranca (Leyli_devran)

Selam Maj Sjöwall & Per Wahlöö “Martin Beck Serisi 04 / Gülen Polis”. Serinin okuduğum ilk dört kitabı içinde, konusunu dokusunu en karmaşa bulduğum yapıt oldu. Wahlöö ve Sjöwall tanıştıklarında, Wahlöö Komünist Parti üyesi ve yazdığı politik kitaplar satmıyorken, ikili beraber bir polisiye seri yazmaya karar verir, Sjöwall bir röportajında “Toplumu sol bakış açımızdan tanımlamak istiyorduk. İsveç’in refah devleti imajının altında yatan yoksulluk, suça eğilim ve vahşet kavramlarını polisiye romanlar yoluyla aktarabileceğimizi farkettik” demiş. Nitekim okurken, seri süresince kademeli olarak, toplumsal hiyerarşiden, yeme içme alışkanlıklarına, mesleki alanlarda cinsiyet anlayışına, çocuk yetiştirmeye kadar giden yelpaze, genişliyor. Biçim ve dil mevzusunda yazarlarının, eğitimli eğitimsiz tüm İsveçlilerin anlayabileceği, akıcı ve eleştirel bir seri yazma hedefi, başarı göstermiş olup, Martin Beck dünya literatüründe, polisiye klasikler arasına girebilmiştir. İlk üç kitap için kaleme aldığım genel özellikler bu yapıt de ilgilendiriyor. 1960’ların kriminal eksiklikleri, delilleri bulma ve incelemedeki teknolojik yetersizlikler, maktul/katil, kabahat/suçlu, sanık/şahit her alanda kendini hissettiriyor. Bu gediği, etkin sorgulama diyalogları, zekice kurulan bağlantılar, ufak ipuçları ile sonuca mantıklı bir zeminde varıyor olması kapatıyor. Bire bir insan ilişkilerini esas alan seri, karakter devamlılıklarıyla bir takım film havasındayken, birbirinden bağımsız suçların başlayıp biten mevzusuyla da “film” şeklinde diye de nitelenebilir. Benim açımdan karakter devamlılığı olan serilerin sıralı okunması daha lezizken, konuların bu birbirinden bağımsız hali kitapları sırasız tek tek de okunması mümkün kılıyor. İskandinav edebiyatının bu gözde serisi ilk kitabından itibaren tavsiye listemde, dördüncüde de fikrim değişmedi, sevmiş olarak tavsiye listeme eklerken, gözüme ilişen birkaç baskı/yazım hatası bulunduğunu, fakat bunun tolere edilmeyecek oranda olmadığını da belirtiyorum. Sevgim üzerinize olsun (Kitapzede)


Gülen Polis PDF indirme linki var mı?


Maj Sjöwall – Gülen Polis kitabı için internette en fazlaca meydana getirilen aramalardan birisi de Gülen Polis PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Maj Sjöwall Kimdir?

1935 Stockholm doğumlu yazar bununla beraber çevirmendir. Per Wahlöö ile birlikte yazdıkları bir polisiye klasiği olan Martin Beck serisiyle bilinmektedir. Bu seri birçok dile çevrilirken Edgar Allan Poe ve İsveç Akademisi başta olmak suretiyle birçok ödül almıştır. Aynı zamanda tek başına yazdığı romanları da vardır. Maj Sjöwall, İskandinav polisiyesinin kraliçesi olarak anılır.


Maj Sjöwall Kitapları – Eserleri

  • Kanaldaki Kadın
  • Duman Olan Adam
  • Balkondaki Adam
  • Gülen Polis
  • Kayıp İtfaiye Arabası
  • Savoy Cinayeti
  • Pis Adam
  • Kilitli Oda
  • Polis Katili
  • Teröristler
  • Saffle Pisliği
  • Oteldeki Cinayet


Maj Sjöwall Alıntıları – Sözleri

  • “İyi niyet tembihleri vermek; almaktan kolaydır.” (Kanaldaki Kadın)
  • “Ben özür dilemek. Ben yok sizin dil iyi konuşmak, siz bir ihtimal beni yanlış idrak etmek. Ne sordu sen? Biz yiyecek burada mı yiyecek? Hayır. Yemek pişirmek yasak. Mutfak kullanmak yasak. Odada elektrikli tencere sokmak yasak. Yemek pişirmek yasak, kahve yapmak yasak. Yalnız para ödemek yok yasak.” (Gülen Polis)
  • Umut fakirin ekmeğiydi. (Kilitli Oda)
  • “Her vakit şükredilecek bir şey vardı.” (Kanaldaki Kadın)
  • “Ula, çömezin iti de var,” dedi Kristiansson.
    “Kolu da var, el ediyor.”
    “Haşlakın teki, bana aş olmaz.” (Gülen Polis)
  • Yaptığınız hareketin savunulacak bir tarafı yok. Milis kurma fikri, cemiyet huzuru için bir suçlu ya da çeteden daha büyük bir tehlikedir. Linç zihniyetinin ve rastgele hakkaniyet dağıtmanın yolunu açar. Toplumun koruyucu mekanizmasını sekteye uğratır. (Balkondaki Adam)
  • Martin Beck. Bişey sezdi. Ne bir gölge, nede bir ses, fakat yalnızca havada bir ufak kıpırtı, tam ardında. O şekilde belirsiz bir şey ki, sadece gecenin durgunluğı bunu algılanır kıldı. (Duman Olan Adam)
  • Nedir biliyor musun? İçten pazarlıklı şahıs utangaç olur. Beslenen fena duyguların dışavurum korkusu. (Gülen Polis)
  • Hiyeroglif yada çivi yazısı. Hamurabi Kanunları’nı herhalde bizim Fredrik yazmış olmalı. Ne var ki, okuyan çıktığına gore, bu da olanaksız. Yine de üzülme, ben varım. Fredrik yazıtlarını çözme uzmanı olarak, burada devletten para alıyorum. (Gülen Polis)
  • Her biri bu büyük yapboza kendi ufak parçasını ekleyecek olan, birisi olası suçlu ve geri kalanı ihtimaller içinde şahit seksen beş şahıs. Dört ayı kıtaya yayılmış, seksen beş insan. Yerlerini saptamak bile deveye hendek atlatmaktan farksızdı. (Kanaldaki Kadın)
  • “Elbette bunu söylemek bile yersiz, fakat gene de bir kez daha belirtmek isterim ki, fert olarak, bir tutucu olarak ve de en önemlisi özgür demokratik bir ülkenin yurttaşı olarak, renk, ırk ve değişik görüşler taşımaları bakımından insanoğlu içinde en ufak bir fark yapmam. Ama bir de karınca şeklinde Yahudi ve komünist kaynaşan bir polis ordusu göz önüne getir. Efendim? Demek istediğimi anlıyorsun ya?” (Gülen Polis)
  • Noel’e hemen hemen bir ayı aşkın bir süre olmasına rağmen, reklam canavarı ava çıkmıştı. satın alma furyası, süslü püslü mağazaların toplaştığı caddelerde kara ölüm kadar hızı ve yıkıcı olarak yayılageliyordu. Salgın hastalık önüne çıkanı silip süpürmekteydi ve de bir kurtuluş yolu yoktu. Ahtapotumsu uzun kollar her yana uzanmakta, evlere ve apartmanlara dalmakta, her şeyi ve herkesi zehirleyip paramparça etmede, kimseciklerin gözyaşına bakmamaktaydı. Çocuklar bitkinlikten perişan, aile babaları gırtlaklarına dek borca gömülü, bir çılgınlıktır gidiyordu. Yasal sömürü devi kurban sayısını giderek artırıyor, artan kurban sayısıyla koşut, iştahı da giderek kabarıyordu. Hastaneler kalp sektesine uğrayan, sinir bunalımları geçiren ve de mide ülseri patlamış kişilerle dolup taşmaktaydı. (Gülen Polis)
  • “Hem pastam dursun,
    Hem karnım doysun olmuyordu.” (Duman Olan Adam)
  • Bir ufak kız seneler sonrasında bile hatırlanacak bir döviz taşımaktaydı: GÖREV BAŞINA! PİÇ ÜRETİMİNE DEVAM,
    POLİSE YETİŞTİR ADAM! (Gülen Polis)
  • “Bana o şekilde bir kitap verin ki başkahramanıyla beraber vaka çözelim.” (Kanaldaki Kadın)
  • Hayat söylediğin nedir ki aslına bakarsanız? (Kilitli Oda)
  • “Kara kara düşünmek insanı güçten düşürür.” (Kanaldaki Kadın)
  • İyi niyet tembihleri vermek, almaktan kolaydır. (Kanaldaki Kadın)
  • “Ölünün arkasından kötü konuşulmaz.” (Kanaldaki Kadın)
  • Tilkinin ruhu bile duymuyor fakat tazılar onu ölümüne kovalıyor, diye düşündü Martin Beck. (Kanaldaki Kadın)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş