Eğitim

Güz Davulları: Kısım 2 – Diana Gabaldon Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Güz Davulları: Kısım 2 – Diana Gabaldon Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Güz Davulları: Kısım 2 kimin eseri? Güz Davulları: Kısım 2 kitabının yazarı kimdir? Güz Davulları: Kısım 2 konusu ve anafikri nedir? Güz Davulları: Kısım 2 kitabı ne konu alıyor? Güz Davulları: Kısım 2 PDF indirme linki var mı? Güz Davulları: Kısım 2 kitabının yazarı Diana Gabaldon kimdir? İşte Güz Davulları: Kısım 2 kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Diana Gabaldon

Çevirmen: Yasemin Büte

Orijinal Adı: Drums of Autumn

Yayın Evi: Epsilon Yayınları

İSBN: 9789944824743

Sayfa Sayısı: 582


Güz Davulları: Kısım 2 Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Her şey antik bir taş halkada başladı. Orada, belli zamanlarda oluşturulan bir kapı vardı ve yolcularını geçmişe – ya da ölüme – taşıyordu.

 Claire Randall bu muhteşem geçitten geçmeyi başardı, hem de iki kez. İlk yolculuğunu 18. yüzyıl İskoçya’sına yapmış oldu ve Jamie Fraser ile tanıştı fakat efsanevi aşkları Claire’in onun çocuğunu taşıyarak günümüze dönmesiyle sonuçlandı. İkinci yolculuğunu ilk seferinden yirmi yıl sonrasında yapmış oldu ve iki âşık Amerika’daki İngiliz kolonilerinde birbirine kavuştu. Ancak Claire bir şeyi geride, 20. yüzyılda bırakmıştı: Kızları Brianna.

 Yabancı serisinin dördüncü kitabı olan Güz Davulları’nda ise Brianna korkulu bir sırrı keşfediyor. Geleceğini riske atıp annesini ve asla tanışmadığı babasını bulmak için zamanı değiştirmeyi… ve onların yaşamını kurtarmayı deniyor.

 “Unutulmaz karakterler” Zengin zamanı detaylarla bezeli… Elinizden bırakamayacaksınız.”

 -The Cincinnati Post-

 “Tutkulu ve görkemli. Tarih, düşlem ve romantizmin müthiş bir karışımı.”

-Arizona Republic-

(Tanıtım Bülteninden)


Güz Davulları: Kısım 2 Alıntıları – Sözleri

  • Ama tutması ihtiyaç duyulan sözler vardı, bir de önüne geçmesi ihtiyaç duyulan kayıplar…
  • “Ben bunun için gelmedim, enişte,” dedi usulca. “Lallybroch benim değil ve onu istemiyorum. Tek istediğim babamı ve annemi görmek.”
    Ian’ın uzun yüzü ferahladı ve elini kızın kendi kolundaki elinin üzerine koydu. Bir süre hiçbir şey demedi, sonrasında kızın elini sıktı ve indirdi.
    “Tamam, peki. Sen yine de söyle ona; eğer isterse- ”
    “İstemez,” diye kati bir ifadeyle kesti sözünü.
    Ian ona baktı, gözlerinin ardında muzip bir ifade vardı. “Onu hiç görmemiş biri için ne yapıp ne yapmayacağını çok iyi biliyorsun.”
    Kız adama gülümsedi, ilkbahar güneşi omuzlarına vuruyordu.
    “Belki de öyledir.”
  • “Kızım ağlama!” dedi Jamie, paniklemişti. Kızın kolunu bırakıp kendi kolundan büyük, kırışık bir mendil çıkardı ve dikkatle kızın yanaklarını sildi. Oldukça endişeli görünüyordu. “Sakın ağlama, a leannan. Sen canını sıkma,” diye mırıldandı. “Her şey yolunda, m’annsachd. Her şey yolunda.”
  • İngiliz yasalarının, medeniyetin büyük başarılarından biri olmadığına inanmaya başlamış olan biri olarak, buna inanmak için birçok somut örnek de görmüştüm.
  • “Bree? Siz kızınızı böyle mi çağırıyorsunuz?” diye sordu adam.
    “Evet,” dedim. “Ne oldu ki?”
    Lindsey’in yüzünde hafifçe bir gülümseme belirdi. Sonra Jamie’ye bakıp öksürdü ve gülüşünü kupasında gizledi.
    “Bu bir İskoç sözü, Sassenach,” dedi Jamie hafifçe gülümseyerek. “ Bree , büyük bela demek.”
  • Eve kirli vardığında anası de yüzünü ekşiterek, “Iıyy,” derdi. Tıpkı Brianna’nın yapmış olduğu benzer biçimde.
    Kan iyi mi bir şeydi de ufak bir hareket, bir ses tonu nesillerle aktarılabiliyordu? Yeğenleri büyürken buna onlarca defa tanık olmuş, senelerce bir yüzün gölgesinde beliren ve gene aynı yüzde kaybolan büyükanne ve babaların yankılarını asla düşünmeden kabul etmişti.
    Şimdi de bunu Brianna da görüyordu… Saatlerce onu izleyebilirim, diye düşünüyordu. Bu ona yeni doğan bebeklerine hayranlıkla bakan ablasını hatırlatmıştı. Belki de bu yüzden anne babalar büyülenmişçesine yavrularını izliyorlar, diye düşündü. Aralarındaki bağları, nesilden nesle aktarılacak yaşam zincirini görüyorlardı.
  • Aslında Jamie’nin ne yapacağını bilmiyordum. Jamie bir taraftan Brianna’nın ayda yürüyeceğine inanırken, bir taraftan da namus terimine sıkı sıkı sarılıyordu.
  • “Eğer o düzgün bir adamsa onun için bir şey değişmeyecektir. Eğer olursa… o zaman o seni hak etmiyor demektir. Ben de onu döver parçalara ayırırım, sonra da gider sana daha iyi bir koca bulurum.”
  • Brianna da bana anlattığında ağlamamıştı. Fakat şimdi Jamie’ye sarılmış ağlıyordu. Hem iç rahatlamasından hem de acıdan, diye geçirdim içimden. Gözlerini benden ayırmayan Jamie, yalnızca onu kucaklıyor onlarca defa saçlarını okşayarak onun ağlamasına izin veriyordu.
  • Bu bir baba şarkısıydı; önlem ve korumayı özetleyen yumuşak bir duaydı.
  • Brianna uzanıp onun yanağına dokundu. “Mi gradhaich a thu athair”, diye fısıldadı. Benim sevgim sana, baba.
  • Domuz ağılından geçen patikaya saptığımızda, “Şey,” dedi Jamie. “Umarım bu Roger Wakefield bizden çok daha iyi bir damdır, yani Frank ve benden.” Bana bir göz attı. “Bak söylüyorum, eğer öyle değilse onu bir pudinge çeviririm.”
  • “Buna ihtiyacım yok, hayır,” diyen sesi yumuşaktı. “Lakin söylemek istesen de fena olmaz. Arada sırada. Dikkatini çekerim, her zaman değil. Bunun yeniliğini kaybetmek istemiyorum.”
  • Yine de birbirlerinden farklılar, diye düşündü. Claire ellerinin içinde yaşamı ve ölümü barındırır fakat kendini bundan korurdu. Bu sebeple bir tabip, kendi hatırına olması bile ailesinin hatırına hayata devam etmek zorundadır. Jamie, başkasına olamayacağı kadar kendisine acımasız olabilirdi.
  • İşler yolunda gidebilir de gitmeyebilirdi de. Fakat ne olursa olsun Jamie Fraser orada olacak ve savaşım edecekti. Bu fazlaca rahatlatıcıydı.


Güz Davulları: Kısım 2 İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Artiq bu kitabda hadiseleri Rogerin,Briannanin,Claire,Jamienin dilinden danisir.Ilk iki kitabda yalnız Clairenin dilinden danisilirdi.Ucuncu kitabda ise artiq Jamienin dilinden de danisilmaga baslanilidi.Mence,bu cox yaxsi oldu cunki hemise digerleri de ne fikirlesir de dusunurdum(xususile Jamie’nin).Bu kitabda Jamie ve Brianna hadiselerini oxumaq zovq verdi.Sehnelerinin daha cox olmasini arzu ederdim.Roger ve Brianna’ya ise hele de alisa bilmemisem.Diger kitablara gore Jamie ve Claire hissesi azca idi.Ian”i ise bu kitabda daha cox sevdim xususile de etdiyi fedakarliga gore.
Kitabin ikinci hissesinde Briannanin ailesini tapmag ucun etdiyi seyahet,Rogerin Briannanin arxasinca daslardan kecmesi,Brianna ve Rogerin iki yuz il evvel bir-birlerini tapmasi,Briannanin zorakiliga meruz qalmasi,Briannanin ailesine qovusmasi hadiseleri bas verir. (Gunay Imanova)

“Burada bir şey yatar , insanlıktan daha eskidir ve taşlar onun enerjisini korur. Eski büyüler “dünyanın çizgilerinden ” ve onların içinde akan güçten bahseder. Taşların amacı o çizgilerle ilgili , bundan inanırım . ”
Fantastik ve de bir o denli sürükleyici .Hayal gücümüzün ötesine. (Senem)

Mayıs 2020’deki bir röportajında serinin sonunun mutlu bitip bitmeyeceği sorulduğunda Diana Gabaldon, “Evet, son kitap mutlu son olacak fakat kendimden güvenli şekilde okuyucuları gözyaşı seli içinde bırakacağını düşünüyorum.” diye cevap verdi.
Bazı yazarlar sonunu aşağı yukarı bilse de kurguyu yazdıkça yapılandırır; bazıları ise her şeyi planlamış ve bu doğrultuda yazıyordur. Gabaldon bu ikinci gruba giriyor. Bu nedenle ilk kitabından beri her yere serpiştirilmiş ipuçları bulunduğunu biliyoruz. Zaten bunlar okudukça açılmaya başlıyor. Her detay, mühim bir vaka için. Bir paragrafı dahi atlarsanız fazlaca mühim bir bağlantıyı kaçırabilirsiniz. Güz Davulları’nın da bu gidişattaki en mühim bağlantı kitabı olduğuna inanıyor; hatta serinin sonuna dair en büyük ipucunun bu kitapta verildiğini düşünüyorum.
Güz Davulları köle ticaretinden kızılderili ilişkilerine kadar yırtıcı Amerika’yı gözler önüne seriyor. Claire ve Jamie mi? Onlar birlikte oldukları sürece her yerde yaşayabilirler. Amerika’ya da adapte olmalarına şaşırmıyorsunuz.
Dahası Amerika’da kendilerine bir yuva kurma çalışmalarını daha da hevesle okudum. Serinin ilk üç kitabı devamlı bir hareket halinde ve olaylı geçmişti. İlk kez onlara gore sakin sayılabilecek bir yaşamı oluşturmak için çalışmalarını okumak beni fazlaca mutlu etti. Ian ve Fergussuz da bu yaşam olmazdı. Bilmiyorum ya yaşanmış olan her şeyden sonrasında yazarın bizlere bir aile sunması beni fazlaca mutlu ediyor.
Vee serinin en en en güzel anı… Jamie’nin kızıyla tanışmasıydı! Keşke yazar baba kızı tanıştırmak için bir naturel gereksinim anını seçmeseydi haha
Aile ilişkileri baya karıştı. Bu kargaşalık da sonunda iç parçalayan bir fedakarlıkla sonuçlandı. İnsanın ağıtlar yakası geliyor. Ayrıca çıkacak nice probleminin da fitili yandı. Gidiyoruz bir bilinmeyene doğru hayırlısı bakalım. (Nur D.)


Güz Davulları: Kısım 2 PDF indirme linki var mı?


Diana Gabaldon – Güz Davulları: Kısım 2 kitabı için internette en fazlaca meydana getirilen aramalardan birisi de Güz Davulları: Kısım 2 PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Diana Gabaldon Kimdir?

Zooloji bölümünden mezundur. Yüksek lisansını deniz bilimi, doktorasını ekoloji üstüne yapmıştır. Eğitiminden değişik olarak edebiyat alanına yönelmiştir. İlk kitabı Yabancı ile New York Times gaztesinin fazlaca satanlar listesine girmiştir.  Yabancı Starz yapım tarafınca dizi haline getirilmiştir.


Diana Gabaldon Kitapları – Eserleri

  • Yabancı
  • Kehribardaki Yusufçuk
  • Yolcu
  • Güz Davulları: Kısım 1
  • Güz Davulları: Kısım 2
  • Ateşin Çağrısı: Kısım 1
  • Ateşin Çağrısı: Kısım 2
  • Kar ve Kül – Kısım 1
  • Kar ve Kül – Kısım 2
  • Geçmişin Yankısı: Kısım 1
  • Geçmişin Yankısı: Kısım 2
  • Kalbimin Kanıyla Yazdım Kısım 1
  • Kalbimin Kanıyla Yazdım – Kısım 2
  • The Scottish Prisoner
  • Lord John and the Hand of Devils
  • Lord John and the Brotherhood of the Blade:
  • Lord John and the Private Matter


Diana Gabaldon Alıntıları – Sözleri

  • Bir adam istediği kadar gülümsedin,gene de fena olabilir. (Geçmişin Yankısı: Kısım 2)
  • İnsanın fizyolojik gücünün tükendiği anda bile bedeli ne olursa olsun savaşı bitene kadar dayandığı ve kendini kuvvetli hissettiği anlamış olur vardı. Bu güce bayanlar doğum yaparken erkekler de harp alanında ulaşıyorlardı. (Yabancı)
  • “Dünyanın sonu gelse de sevgi ve müzik var olmaya devam edecek.” (Kalbimin Kanıyla Yazdım – Kısım 2)
  • “Savaşta kaybetmek utanılacak şey değildir, mo caraidh,” dedi yavaşça. “Büyük savaşçıların erdemi bunun üstesinden gelmeyi başarmalarında saklıdır.” (Kehribardaki Yusufçuk)
  • “Aramızda yeterince hayalet var Sassenach. Eğer geçmişin kötülükleri bizi yıldıramıyorsa gelecek korkusu da zayıflatmamalı. Bazı şeyleri arkamızda bırakıp devam etmeliyiz. Değil mi?” (Kar ve Kül – Kısım 2)
  • “Daha ilkin asla böyle bir durum görmemiştim Sassenach. Bana mikroplardan bahsetmiştin fakat onları asla bu şekilde hayal etmemiştim! Dişleri bulunduğunu sanıyordum fakat yokmuş. Bu kadar güzel kuyruklarının olacağını ve bu şekilde kalabalık bir halde yüzeceklerini tahmin edemezdim!”
    “Bazı mikroorganizmalar böyledir,” dedim merceğe bakmak için mikroskoba yaklaşırken. “Bu ufak şeyler mikrop değil, sperm.”
    “Ne?”
    Boş gözlerle bana baktı.
    “Sperm,” dedim sabırla. “Erkek üreme hücreleri. Bebeklerin iyi mi bulunduğunu biliyorsun, değil mi?”
    Nefesi kesiliyor sandım. Ağzını açtı, yüzü kıpkırmızı oldu.
    “Tohum mu şu demek oluyor ki?” dedi hırıltılı bir sesle. “Döl mü?”
    “Yani… evet.” Kaynayan çayı temiz bir gözlem tüpüne döküp kendine gelmesi için Jamie’ye verdim. Çayı istemede ve sanki her an mercekten bir şeyin fırlayıp ayaklarımızın altında dolanmaya başlayacağından korkuyormuş benzer biçimde gözlerini mikroskoptan bir saniye ayırmadı.
    “Sperm,” dedi kendi kendine. “Sperm.” Başını sert bir halde sallayıp bana doğru döndü. Aklına korkulu bir düşünce gelmişti.
    “Kimin onlar?” diye sordu. Sesinde karanlık bir kuşku vardı.
    “Eee… senin doğal olarak.” Biraz utanmıştım, boğazımı temizledim. “Başka kimin olacak ki?”
    Eli refleks olarak bacaklarının arasına gitti. Kendini korumaya çalışıyor gibiydi.
    “Nasıl aldın onları?”
    “Sence iyi mi almışımdır?” dedim soğuk bir sesle. “Bu sabahleyin onlarla uyandım.”
    Elini bıraktı. Kendini ufak düşmüş hissetmişti, yanakları kızardı. Çay tüpünü alıp sıcaklığına aldırmadan tem yudumda içip tamamlamış oldu.
    “Anladım,” diyip öksürdü. (Ateşin Çağrısı: Kısım 2)
  • Düşünmemeye çalış.Elindekileri kabul et ve haiz olmadıklarını düşünme. (Geçmişin Yankısı: Kısım 2)
  • ‘Hodie mihi cras tibi – sic transit gloria mundi.
    Benim günüm bugün- seninki yarın. Ve böylece dünya şanı da gelip geçecek.’ (Kar ve Kül – Kısım 1)
  • “O gün şu demek oluyor ki ayrılmamız ihtiyaç duyulan gün vardığında.” Dedi usulca, dönerek bana baktı, “eğer son sözlerim ‘seni seviyorum’ eğer olmazsa, bil ki bunun sebebi zamanımın kalmamış olmasıdır.” (Ateşin Çağrısı: Kısım 2)
  • “Tavsiye mi istiyorsun? Tavsiye verilmek için fazla yaşlı, tavsiyeye uymak içinse fazla gençsin.” (Kalbimin Kanıyla Yazdım – Kısım 2)
  • Şanslıydık. Yağmur dönmüş, bulutlar çekilince ortaya çıkan gümüş renkli ay, aksak fakat ışıklı bir halde Black Dağı’nın yamaçlarından yükseliyordu; gizli saklı bir aile düğünü için uygun bir ışıklandırmaydı bu. (Ateşin Çağrısı: Kısım 1)
  • “Hiçbir şey yok olmaz,Sassenach,yalnız değişmiş olur.”
    “Bu termodinamiğin ilk yasasıdır ,”dedim burnumu silerken.
    “Hayır,”dedi.”Bu inançtır.” (Güz Davulları: Kısım 1)
  • “Ah, Claire, beni seni sevmeye mecbur bırakarak kalbimi öyle kırıyorsun ki.” (Kehribardaki Yusufçuk)
  • Zaman, insanların Tanrı hakkında söylediklerinin bir çoğuna uyar.
    Ilk olarak, öncesiz ve sonsuz bir varlıktır. Gücü her şeye yeter, ne de olsa hiçbir şey zamana dayanamaz, değil mi? Ne dağlar, ne ordular…
    Elbette, süre bunun haricinde her şeyi iyileştirir de. Herhangi bir şeye yeterince süre verdiğinizde hallolur: tüm acılar yok olur, tüm zorluklar silinir, tüm kayıplar telafi edilir.
    Küller küllere, toprak toprağa karışır. Unutma: topraksın, topraktan yaratıldın ve gene toprağa döneceksin.
    Eğer Zaman birazcık olsun Tanrı’ya benzeyen bir şeyse, o halde Hafıza’nın da Şeytan olması icap ettiğini düşünüyorum. (Kar ve Kül – Kısım 1)
  • “Eğer kendini bir çelişkinin ortasında bulursan, hakikatin kenarında durduğundan güvenli olabilirsin.” (Geçmişin Yankısı: Kısım 1)
  • Kiliseleri ya da Claire’i düşünüyor olmak ona başka bir kiliseyi hatırlatmıştı – evlendikleri kiliseyi, bunu hatırladığında kendi kendine gülümsedi. Pek rahat bir bekleyiş değildi. İçeri girdiğinde kalbinin göğsünde gümbür gümbür attığını hala hissedebiliyor, terinin iğrenç kokusunu -azgın bir keçi benzer biçimde koktuğunu Claire’in fark etmemesini ummuştu- ve doğru muntazam nefes alamayışını hatırlıyordu. Buz benzer biçimde soğuk, ufak parmaklarını ve destek almak için onu yakalayan elini elinin içinde hissedişi…
    Tapınak. Birbirleri için hep öyleki olmuşlardı ve hala öyleydiler. Kanın benim kanım. Ufak kesik iyileşmişti, soğukkanlı bir halde söylediği bu cümleye gülümseyerek başparmağını ovdu. (Geçmişin Yankısı: Kısım 2)
  • “Eskisi kadar yürekli değilim artık anlıyor musun?” dedi fazlaca yumuşak bir sesle. “Sensiz yaşayabilecek kadar yürekli değilim.” (Kar ve Kül – Kısım 2)
  • “O gün, yani ayrılmamız gereken gün geldiğinde,” dedi usulca, dönerek bana baktı, “eğer son sözlerim ‘seni seviyorum’ olmazsa, bil ki bunun nedeni zamanımın kalmamış olmasıdır.” (Ateşin Çağrısı: Kısım 2)
  • “Tüm insanoğlu aynı yazar tarafınca yazılmıştır,” dedi Jamie yavaşça, “ve tek cilttir. Biri öldüğü vakit, kitaptan bir bölüm yırtılıp atılmaz, daha güzel bir dile çevrilir ve tüm bölümler bu şekilde çevrilmelidir.” (Geçmişin Yankısı: Kısım 1)
  • Sana acıma gösterebilirim,hem de cennetten düşen bir çiy damlasının saflığında ve nazikliğinde… (Yabancı)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş