Eğitim

Babamın Kitapları – Luan Starova Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Babamın Kitapları – Luan Starova Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Babamın Kitapları kimin eseri? Babamın Kitapları kitabının yazarı kimdir? Babamın Kitapları konusu ve anafikri nedir? Babamın Kitapları kitabı ne konu alıyor? Babamın Kitapları PDF indirme linki var mı? Babamın Kitapları kitabının yazarı Luan Starova kimdir? İşte Babamın Kitapları kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Luan Starova

Çevirmen: Orhan Suda

Orijinal Adı: Татковите книги

Yayın Evi: Yapı Kredi Yayınları

İSBN: 9789750802225

Sayfa Sayısı: 172


Babamın Kitapları Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Sürgünde babasının gözleriyle baktı Haliç`e, Haliç`in sularından daha uzağa, yurduna. Ah, sürgünlerin en güzeliydi İstanbul. Ama bir düştü, içinden geçirirken her gece, Haliç`te, o eski imparatorlukları. Geriye bir kitaplar kaldı düşten geri. Babası da onları kovalamaya geri döndü, Balkanlar`a.

Doğu`nun ve Batı`nın tam ortasındaki Makedonya`da yaşayan Luan Starova, oldukça iyi tanımış olduğu bir coğrafyada kendi kökenlerine düşsel bir seyahat yapıyor. Babaannesi Türk olan Arnavut asıllı yazar, ilk kitabı Keçiler Süreci`nden (YKY,2000) sonrasında, Babamın Kitapları`yla bir kez daha, başını hem Doğu`ya hem Batı`ya çevirerek Balkanlar`ın acılı portresini çiziyor.


Babamın Kitapları Alıntıları – Sözleri

  • Kitaplarına bir yaşam vermiş olanlar iki kez ölürler sanki: Kitaplıkları bir çok süre onlardan sonrasında ölür.
  • Ömrünün sonunda babamın bir dolu kitabı ve pek azca dostu vardı. Gençliğindeyse dostlari oldukça, kitapları pek azdı.
  • Babamın mukaddes nesnelere yaklaşımı her neyse kitaplarına yaklaşımı da oydu. Bu anlayışından dolayı kitaplığındaki kitapları, sadece açıp okuyacaklarına güvenli olduğu okurlara ödünç veriyordu ve bundan dolayı bu ciltlerin geri verilip verilmeyeceğini bilmeyi çoğunlukla umursamıyordu artık. Zaten bu eserlerin çoğu zaman geri verilmiş olduğu da bir gerçektir.
    Hemen derhal tüm yaşamı süresince babam, elinde kalem satırların altını hafifçe çizerek ya da kenarına bir işaret koyarak okumaya adadı kendini. Zar zor fark edilebilen bu çizgiler zaman içinde silindi.
    Babam, elinde bir kalemle okumayı bıraktığı gün benliğinin en diplerinde bir şeyin sönmeye başladığını hissettik.
  • Hayaller yoksul insanoğlu için anlatılmaz bir zenginlik oluşturur.
  • Hayaller yoksul insanoğlu için anlatılmaz bir zenginlik oluşturur.
  • Kitaplara bir yaşam vermişler iki kez ölürler sanki: Kitapları bir çok süre onlardan sonrasında ölür.
    Marcel Proust
  • Yedi yüz yıl süresince kurulmuş bir imparatorluğa son vermek için yedi yıl kafi olmuştu.
  • Ölüme de götürecek olsa tek çıkış yolunu sonunda kendisine kitapların göstereceğine yürekten inanıyordu.
  • Kitabın sonu kim bilir dönemin sonudur.
    Edmond Jabes
  • Bir cenk insanların içinde yaşadıkları döneme ilişkin sorunları asla halledemez ve halledemeyecektir. Ne kadar şiddetli olursa olsun, bazıları için ne kadar haklı ötekiler için ne kadar haksız olursa oldun cenk, en sonunda yeni sınırlar dayatacaktır.


Babamın Kitapları İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Babamın kitaplarını ,dergah yayınları basmış. Yazar babasını ve ailesinin yaşamını anlatmış.Dede Türk,baba Mekadon ,annenin kökenleri de Yunanistan bulunmakta oldukça uluslu bir ailenin 1.Dünya Savaşı, Balkan Savaşları , göçler ,rejim değişimleri ile dolu yaşamını konu alıyor. Yazar babasının kitaplarla dolu yaşamını, kitaplara bağımlılığını ve bu bağlılığın hayatlarına iyi mi yön verdiğini birazcık uzaktan bakıyormuş şeklinde anlatmakta bizlere.. Bizim coğrafyamızda geçmiş olduğu için beni ek olarak ilgilendiren bir roman oldu.Genel olarak beğendim ve yazarın kitaplarına devam etmeyi düşünüyorum. (Nergis)

Kütüphanesi olan ve ona sahiplenen insanoğlunun kaybedeceği oldukça azca şey vardır. Kitap gerçek bir yaşam öyküsünü konu alıyor. Kitabı okurken beraber yaşadım. Balkanlarda köklerinden koparılmış sürgün bir ailenin tek mirası, geçmişe çapası olan kitaplar. Doğudan batıya uzanan bir aşırı keyifli bir seyahat (Seda)

“Kitaplarına bir ömür vermiş olanlar iki kez ölürler sanki. Kitaplıkları çoğu zaman onlardan sonra ölür”
Marcel Proust / Sayfa 62
Selam️Luan Starova “Babamın Kitapları”.
Arka kapak yazısından oldukça değişik bir şey söylemeyeceğim aslen. “Keçiler Dönemi” eserini de Nisan ayında okuyup paylaştığım yazar, bu kez kaybetmiş olduğu babasının arkasından, onun kitaplarıyla duygusal bir yolculuğa çıkıyor. Bu seyahat bununla birlikte babasının yaşamını kitaplar üstünden adım adım geri yürümek, bi nevi yitik zamanının peşine düşmek şeklinde. Fonda gene Stalinizmin Balkanlar üstündeki tesiri, Lenin, komünizm, oldukça dilli ve oldukça dinli topraklarda göçebeliğin getirdikleri var.
Okurken Starova babasına veda etmekte zorlanırken, ben de gene annemin günlüklerini hatırladım. Geride kalan için her yadigar hüzün. Tür olarak “anlatı” olmasından dolayı, tasarı hikâyelerden uzak; gerçeklik, sizi kendi kayıplarınıza götürüyor. Saygılarımla (Kitapzede)


Babamın Kitapları PDF indirme linki var mı?


Luan Starova – Babamın Kitapları kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de Babamın Kitapları PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Luan Starova Kimdir?

Luan Starova 1941’de Arnavutluk’ta, Ohrid Gölü’nün cenup yakasındaki Pogradec/Pogradeci kentinde dünyaya geldi. 1945’ten beri Makedonya’da yaşıyor. Babaannesi Türk. Babası Kait Starova Türkiye’nin ilk başbakanlarından (22 Kasım-Mart 1925) liberal eğilimli Fethi Okyar’ın kuzeni. Üsküp Üniversitesi’nde karşılaştırmalı Fransız edebiyatı profesörü olan Starova halen Makedonya’nın Fransa büyükelçisi. Evli ve üç çocuklu. Altı yabancı dil biliyor. Keçiler Süreci Fransa’da 1997 yılının En İyi Yabancı Roman Ödülü’nü kazanmıştır. Başlıca romanları: Babamın Kitapları, Tanrı Tanımazlık Müzesi, İlkbaharın Sınırları. Bir de Kartaca Şiirleri adlı yayımlanmış bir şiir kitabı var.


Luan Starova Kitapları – Eserleri

  • Keçiler Süreci
  • Babamın Kitapları
  • Kül Kalesi
  • Tanrıtanımazlık Müzesi
  • Apollinaire ve Faik Bey


Luan Starova Alıntıları – Sözleri

  • Hayaller yoksul insanoğlu için anlatılmaz bir zenginlik oluşturur. (Babamın Kitapları)
  • Babamın mukaddes nesnelere yaklaşımı her neyse kitaplarına yaklaşımı da oydu. Bu anlayışından dolayı kitaplığındaki kitapları, sadece açıp okuyacaklarına güvenli olduğu okurlara ödünç veriyordu ve bundan dolayı bu ciltlerin geri verilip verilmeyeceğini bilmeyi çoğunlukla umursamıyordu artık. Zaten bu eserlerin çoğu zaman geri verilmiş olduğu da bir gerçektir.
    Hemen derhal tüm yaşamı süresince babam, elinde kalem satırların altını hafifçe çizerek ya da kenarına bir işaret koyarak okumaya adadı kendini. Zar zor fark edilebilen bu çizgiler zaman içinde silindi.
    Babam, elinde bir kalemle okumayı bıraktığı gün benliğinin en diplerinde bir şeyin sönmeye başladığını hissettik. (Babamın Kitapları)
  • “Cehennem var mıdır? ”
    “Evet, bir cehennem vardır! ”
    “Nerededir bu? ”
    “İnsanın umudunu yitirdiği yerde” (Keçiler Süreci)
  • Balkanlar’a sızmış olan tüm ‘barbarlar’ kuvvetli bir askeri örgüte sahipti. Geniş alanların fatihleri söz ko­nusuydu. Hepsi de, fetih seferlerinin son menzili olmasını iste­diler Balkanlar’ın. Kuvvetli ve büyük bir uygarlığın taşıyıcısı olan Romalılar bunlardan biriydi. Böl-yönet düşüncesiyle fethettiler Balkanlar’ı. Ardından Bizanslılar geldiler ve Romalıların strate­jisini daha da geliştirdiler. Bölünmeler devam etti, farklılıklar derinleşti, halklar parçalandı. Derken, Osmanlılar çıkageldiler, sonrasında Avrupa’ya kadar gittiler, fakat Viyana kapılarında durdu­ruldular. Yani Balkanlar’da beş yüz yıldan fazla kaldılar. Bi­zimkiler gelene kadar. Onlar da eski böl-yönet reçetesini miras aldılar. Kendilerinden önceki Avrupa imparatorluklarının yap­tıklarından oldukça yararlandılar, fakat bununla beraber, İranlı­ Asyalı öncüllerinin (seleflerinin) miras bıraktıkları tecrübelerini unutmadılar. İşte bunun içindir ki, Balkanlar’ın başına gelme­dik kalmamıştır. Her şeyden ilkin, dinsel temele dayalı bölün­meler ortaya çıktı. Bu bağlam içindedir ki yeni yeniçeriler yara­tıldı. Bunlar, imparatorluğu zirve noktasına yükselteceklerdi fakat bununla birlikte onun düşüşüne de yol açacaklardı. (Keçiler Süreci)
  • Bir insan sevilmiş olduğu bir varlıktan ayrılmak zorunda kaldığın­da, yakın ve uzak tüm anıları ortaya döküp aradığını bulmak, kaybetmiş olduğu kişinin yaşamış olduğu süreci belleğinde tekrardan canlandırmak için, neredeyse bir simyacı şeklinde tüm enerjisini kullanıyor. Fakat anılar labirentinde kendine bir yol açmak uğruna ne kadar çabalarsa çabalasın, ölmüş olanı bir an için hayata geri döndürebilecek olanlara erişemeyeceğini sezinliyor. (Tanrıtanımazlık Müzesi)
  • Tutsak düşüncenin ülkesine dönülmez. (Tanrıtanımazlık Müzesi)
  • Ömrünün sonunda babamın bir dolu kitabı ve pek azca dostu vardı. Gençliğindeyse dostlari oldukça, kitapları pek azdı. (Babamın Kitapları)
  • İnsan varlığı, “derslik mücadelesi” adına asla bu kadar aşağılanmamıştı. (Keçiler Süreci)
  • Aslan, aslana; kaplan, kaplana asla saldırmaz. Sadece insan, insanı öldürür. (Keçiler Süreci)
  • Kitaplarına bir yaşam vermiş olanlar iki kez ölürler sanki: Kitaplıkları bir çok süre onlardan sonrasında ölür. (Babamın Kitapları)
  • Eski suskunluğu keşfediyorum gene.
    Babamın mezarı, sayfaları dönemin elleriyle çevrilen ardına kadar açık kalmış bir kitap şeklinde görünüyor bana. (Tanrıtanımazlık Müzesi)
  • Stalin 6 Mart 1953’de öldü. Fakat hayaleti tüm dünyada ve bilhassa de Arnavutluk’ta seneler sonrasında bile yargı sürdü. Annem bazı kişilerden söz ederken yalnız kendi gölgelerinden değil, başkasının gölgesinden de korktuklarını söylerdi. Bu açı­dan bakıldığında buradaki insanların bir ölünün gölgesi sebebiyle dehşete düştükleri söylenebilirdi. Başka yerlerde dönem değişmişti. Stalin’e tapınma sona ermişti.
    Kruşçev Gizli Rapor’unda kendi üstlenmişti bu işi. Stalin milyonlarca insanoğlunun ve sayısız kötülüklerinin baş sorumlusu duyuru edilmişti. Dünya ona tapınmaktan ve onun yaymış olduğu korkudan kurtularak rahat bir nefes almıştı. Bununla beraber hayaleti son bir sığınak bulmuştu Arnavutluk’ta. Orada hala saygıyla anılıyordu, hala ürkütüyordu insanları ve korku yaratmakta kullanılıyordu.
    Felaketlerimizin tek sorumlusu Stalin’dir dendiğini, aile içinde oldukça erken yaşlarda duymuştuk. Ve felaketin büyüklüğü­ ne sınırın iki yakasında da şahit olduğumuz için, Stalin’in ve Stalinciliğin en başta gelen kurbanları olduğumuza inanıyorduk haklı olarak. Neyse ki onun korkulu sultası, sınırın diğer yakasında oldukça daha kısa sürmüştü. Ve kendimi vatandaşı saydığım ülkede Stalin’in imajının bile silmiş olduğu bunca yıldan sonrasında burada ona tapınmanın yeniden gündemde bulunduğunu görüyordum. Arnavutluk’tan bir yakınımızın öldüğünü bildiren telgrafların her gelişinde annemin attığı feryat ebediyen kazınmıştı belleğime. Bu feryat Stalin’in uğursuz adıyla beraber yer etmişti (Tanrıtanımazlık Müzesi)
  • Ailenin en geniş kolu, Doğu’nun ihtişamına doğru çekiyordu onu, Atatürk’ün kurduğu yeni devletin kaderini paylaşsın diye. Doğu’ya bu göç akını, geçen yüzyılın sonundan itibaren başlamıştı.
    Kalabalık ailesinin öteki bireylerini yeni kurulmuş ülkeye gitmeye özendirdiği ve kendisinin de onlara katılmak için birçok sebeb olmasına rağmen, annemin yalvarmalarını umursamaksı­zın, bu akımı izlemekten vazgeçti babam.. (Tanrıtanımazlık Müzesi)
  • Hakiki dostluk ruhun bir çağıltısıdır; hiçbir şey tutamaz onun yerini, hiçbir süre kendini kapıp koyvermez; bir andır o, işte o denli. (Keçiler Süreci)
  • “Cehennem var mıdır?”
    “Evet, bir cehennem vardır!”
    “Nerededir bu?”
    “İnsanın umudunu yitirdiği yerde” demişti. (Keçiler Süreci)
  • Kitabın sonu kim bilir dönemin sonudur.
    Edmond Jabes (Babamın Kitapları)
  • Stalinci hiyerarşideki devamlı değişim içinde ayakta kalabilmek uğruna her türlü kalıba gire gire düşüncesi doğallığını yitirmiş. (Tanrıtanımazlık Müzesi)
  • Kaderde yazılı olan gelecekti başa. (Keçiler Süreci)
  • Hayaller yoksul insanoğlu için anlatılmaz bir zenginlik oluşturur. (Babamın Kitapları)
  • Stalin’in kendi ülkesinde lanetlendiği bir dönem de bir ülkenin Stalinciliğe kurban edilmesini, tüm bir halkı kurban etme ve kendi kendini ortadan kaldırma eğiliminin bu kadar kuvvetli olmasını aklım almazdı bir türlü. (Tanrıtanımazlık Müzesi)

loading…

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş