Eğitim

Hah – Birgül Oğuz Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Hah – Birgül Oğuz Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Hah kimin eseri? Hah kitabının yazarı kimdir? Hah konusu ve anafikri nedir? Hah kitabı ne konu alıyor? Hah PDF indirme linki var mı? Hah kitabının yazarı Birgül Oğuz kimdir? İşte Hah kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Birgül Oğuz

Yayın Evi: Metis Yayıncılık

İSBN: 9789753428880

Sayfa Sayısı: 88


Hah Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

“Bundan dolayı onlar ‘annelerini erken, babalarını ölümlerine yakın seviyor’. Onlar en oldukça bunu biliyor. Babalarsa sevilmeye gelmiyor. Babalar bir kere sevildi mi derhal kısalıp ölüyor. Buna ilkin yas, sonrasında yasa deniyor. Bu şekilde oluyor: Çocuk tüfeği eline alıyor. Namlunun ucunda: okunaksız bir baba. Sonra korkulu şeyler oluyor. Kırık cıncık ve kir. Saçma ve kül. Ve bir de bakmışsın, baba gökte nefes bir logo. Tedavülden kalkmış delik para.”

Birgül Oğuz’un kitabı yas üstüne. Ancak yalnızca kişisel bir kaybın yasını tutmuyor Hah. Hafızalardan silindi silinecek “yılbindokuzyüzeylül” devrini şimdiye fırlatmak arzusunu da duyuyor. Temsil, telafi ve algı edilemez olanı temsil, telafi ve algı etmeye çalışıyor. Zamanın yas’a müdahalesi, halden hale geçen öykülerin dilinde buluyor karşılığını.


Hah Alıntıları – Sözleri

  • Madem kaldı bu silinmez yaşamak suçu üzerimde, kuşanacağım kılıç, çıkıp gideceğim kapı nerede?
  • “Bir daha asla” ölümsüzün sözüdür
  • Pis faşistlerin göbekleri çatlamıştı işçi köylü kanı içmekten fakat gün dünyaya gelen hep uyanmıştık.
  • ” … hiç kimseye kalmaz, sabır, ah, irmik, vakit, falan…”
  • Kaç hece bu “biz” dedikleri, diyordum. Kaç şahıs sığar bir heceye?
  • Anımsamak için unutmak gerek.
  • …. Gerektiğinde çakılların üstünde de uyunabileceğini düşünmüştü..
    Uzun sürmüş her günün önünde sonunda kendi akşamına kavuşacağını, susmanın ve anlatmanın, kalmanın ve kaçmanın boşunalığını.
  • Anımsamak için unutmak gerek.. Ben anımsayamam..
    Ama bu yasa eski, bu gergef ondan eski. Ve hepimiz biliyor:
    Anımsamanın ilk hecesi ah, ikincisi vah. Peki unutmak kaç hece, Akasya?
    Ya benim takatim nereye kadar?
  • ….. Ama hiçbir şey olmadım.
    Sonra el kaldırdım ve kalktım, kalbimin karatahtasına koca koca harflerle
    EY
    SENİN DEĞİLİM yazdım.
  • Acı insanları bir araya getirir fakat bir arada tutmaz.


Hah İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Zaman bir tek vakit mı? Yoksa yükte hafifçe maneviyatta kuvvetli şeyleri alıp giden vefasız bir dost mu?
Doğgrusu bilemıyorum, bildiğim nzamanında vefasız olduğu..
Neydi akan, vakit mı mesafeler mi.
Kitaptan (S:19)
Hah, bir ağıtı, terkedilişin arkasından yaşanmış olan hayalkırıklığını özetleyen bir kitap. Öyleki bir hayal yitkinliği ki kendi benliğinden taviz verip, yaşama dair umutlarını yitirişi, umutsuzluk acı hüzün ne ararsanız var
Ufak fakat hüzün tadında okunması zor bir kıtap oldu, Benım adıma.. İsmi dikkatimi çekti o yuzden alıp okumk istedım.. Okumasamda olurmuş kimse duymasın yinede…
Öyleki bir kıtap işte… (Hande gunkut)

Birgül Oğuz’un Hah kitabını oldukça uzun vakit ilkin aldım. Kısa bir öykü kitabı 79 sayfa. Kitap üç ana bölümden oluşuyor. Gerek ana bölümlerin gerekse ara bölümlerin başlıkları oldukça garip. Birinci bölüm “Tuz Ruhun”, ikinci bölüm ” Dan” ve son bölüm de “Su Ruhu” isimlerini taşıyor. Yani Tuz ruhundan su ruhu diye birleştirdim ben. Kitap 2014 senesinde Avrupa Birliği Edebiyat Ödülü’nü almış. Kitabın konusu ise oldukça acı. Bir babanın ölümü ve bu ölümün arkasından yaşanmış olan yas. Sanırım yazar babasını kaybettikten sonrasında yazmış ve kitabı da babasına ithaf etmiş.
Okurken içim daraldı. Bu nedenle tavsiye edip etmemekte kararsızım. Yazarın kalemi olağan dışı. Kitapta sanırım en oldukça bunu sevdim. Bambaşka fakat zor okunan bir tarzla karşı karşıyaydım. Bazı bölümleri yeniden yeniden okudum. Paragraf sonlarının noktasız cümleleri, kopuk sözcükleri, anlam ifade etmeyen hecelerin ve harflerin içinde bazen kayboldum. Fakat bu üslubun yas tutmaya oldukça yakıştığını söyleyebilirim. “Yazarımız tuttuğu yastan bir sanat yaratmış.” demiş eleştirmenler ben de aynen katılıyorum bu görüşe. Kayıp duygusu oldukça zor bir duygu ve yazar bunu her satıra oldukça güzel aktarmış. Kitabı her insana öneremem fakat edebiyatla yakından ilgisi olanların ve edebiyat öğretmenlerinin okumasını tavsiye ederim. (Fatoş Kesici)

Hah hah hah! :(: Kitap tam bir bilmece. Bir olayın, bir kişinin öyküsü yok kitapta. Kitap yas üstüne kurulmuş duygu anlatımından ibaret.İsmi bile şifreli şeklinde. HAH! Hikayedeki bölüm adları keza öyleki. Bu anlatımı iyice bilmeceleştiren de yazarın kelimelerle l-ego şeklinde oynaması. Edebiyat bu değil ya.Cin olmadan adam çarpmaya girişim etmek bu.Cümle mühendisliği,kelimelerle oldukça anlamlı cümleler oluşturmaktır. O cümleler zor anlaşılıyor olabilir kabul fakat o zorluğun arkasından bir tat bırakmalı. Tatsız tutsuz bir 90 sayfa okudum.Yazarın değişik bir anlatımı yok,kendine ilişik bir üslubu da yok.Kendisi rap şarkı sözü yazsa (ki rap müzik oldukça severim) oldukça başarıya ulaşmış olabilir fakat edebiyat olmamış.Kitaptaki hikayelerin anlatmak istediklerini anladım fakat bu sağ elinle sol kulağını göstermek şeklinde olmuş.Ödüllü bir yazar galiba pek araştırmadım yazarı fakat ödülü iyi söz yapmasından ve full 90 sayfa kelime cambazlığından almış olabilir. Sosyal hayatta hitabı da ümit ederim yazı yazması şeklinde değildir.
“Bundan dolayı onlar annelerini erken, babalarını ölümlerine yakın seviyor. Onlar en oldukça bunu biliyor. Babalarsa sevilmeye gelmiyor. Babalar bir kere sevildi mi derhal kısalıp ölüyor. Buna ilkin yas, sonrasında yasa deniyor. Bu şekilde oluyor: Çocuk tüfeği eline alıyor. Namlunun ucunda: okunaksız bir baba. Sonra korkulu şeyler oluyor. Kırık cıncık ve kir. Saçma ve kül. Ve bir de bakmışsın, baba gökte nefes bir logo. Tedavülden kalkmış delik para.İşte bana da yenik düşürecek bir baba lazımdı. Sütten kesilince gözümden düşürürdüm onu. Kasıklarım tüylenince dilimden düşürürdüm. Ayağı mı kaydı, derhal basardım üzerine, boyum uzardı. Sonra tüfeğimi alırdım elime, bıyığım çıkardı. Sonra sonrasında, dünyanın rengine kandım, derdim, ah ah ah, fakat oldukça sonrasında, bu sefer başka bir namlunun uğursuz ucunda: Gençliğin coşkun ve korkulu kanatlarıydı onlar! Ki haklılığıma ne yaşam ne dünya halel getirebilirdi: Kulağı geçmeyen boynuzun neye faydası olur ki?
Bense bir kurşunun kazasıyım. Zaten vurulmuş bir babanın kırık boynuzuyum.”
Kitapta en etkili paragraftı ve verilen 6 puanın hatırı bir tek bu kısımdı. (kitabın hatırını kitaba gömdüm. Aaa kelimelerle oynadım)
Kelimelerle oynamayın bu kadar, bozuluyor! (Çağlayan ASLAN)


Hah PDF indirme linki var mı?


Birgül Oğuz – Hah kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de Hah PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Birgül Oğuz Kimdir?

Birgül Oğuz, Türk yazar. 1981’de İstanbul’da dünyaya geldi. Bir süre müzikle uğraştıktan sonrasında bu ilgisini devam ettirmedi. Lisans eğitimini İstanbul Bilgi Üniversitesi Karşılaştırmalı Edebiyat Bölümünde tamamladı. Üniversite yıllarında tiyatroyla ilgilenerek oyun yazarlığı ve dramaturgluk yapmış oldu


Birgül Oğuz Kitapları – Eserleri

  • Hah
  • İstasyon
  • Fasulyenin Bildiği


Birgül Oğuz Alıntıları – Sözleri

  • ….. Ama hiçbir şey olmadım.
    Sonra el kaldırdım ve kalktım, kalbimin karatahtasına koca koca harflerle
    EY
    SENİN DEĞİLİM yazdım. (Hah)
  • birbirlerini severlerdi fakat damak tatlarına aykırı bir lezzetin özgünlüğünü sever şeklinde… (İstasyon)
  • Anımsamak için unutmak gerek. (Hah)
  • “Ne kadar uzaklaşırsam her şeyin o denli netleşeceği düşüncesi ilk kez o an çaktı zihnimde.” (İstasyon)
  • Ne kadar uzaklaşırsam her şeyin o denli netleşeceği düşüncesi ilk kez o an çaktı zihnimde. (İstasyon)
  • Anımsamak için unutmak gerek.. Ben anımsayamam..
    Ama bu yasa eski, bu gergef ondan eski. Ve hepimiz biliyor:
    Anımsamanın ilk hecesi ah, ikincisi vah. Peki unutmak kaç hece, Akasya?
    Ya benim takatim nereye kadar? (Hah)
  • “Bir daha asla” ölümsüzün sözüdür (Hah)
  • …. Gerektiğinde çakılların üstünde de uyunabileceğini düşünmüştü..
    Uzun sürmüş her günün önünde sonunda kendi akşamına kavuşacağını, susmanın ve anlatmanın, kalmanın ve kaçmanın boşunalığını. (Hah)
  • Başıbozukluk bazılarının cennetidir. (İstasyon)
  • İnsanın anlamını tam olarak kavrayamadığı davranışları olabilir. (İstasyon)
  • “Hikâyeler hep güzeldir,” dedi başka biri, “dinleyecek biri kaldıysa doğal.” (Fasulyenin Bildiği)
  • Kaç hece bu “biz” dedikleri, diyordum. Kaç şahıs sığar bir heceye? (Hah)
  • Madem kaldı bu silinmez yaşamak suçu üzerimde, kuşanacağım kılıç, çıkıp gideceğim kapı nerede? (Hah)
  • Basit isteklerimden daha kıymetli bir şeyim yoktu şu hayatta. (İstasyon)
  • ” … hiç kimseye kalmaz, sabır, ah, irmik, vakit, falan…” (Hah)
  • Bazen küçücük bir sarsıntı, her şeyi bir arada tutanı yerinden oynatmaya yeter. (İstasyon)
  • Acı insanları bir araya getirir fakat bir arada tutmaz. (Hah)

  • Gözlerimi Pepe’den alamıyorum. Pepe bir köpeğin yasını tutuyor; adım şeklinde biliyorum. Gömülmemiş bir ölüyü gömmeye çalışıyor. Toprak değil, yüzlerce ad atıyor ölünün üzerine. Ve yetmiyor. Çukur dolmuyor.
    … (Fasulyenin Bildiği)
  • Ne kadar uzaklaşırsam her şeyin o denli netleşeceği düşüncesi ilk kez o an çaktı zihnimde. (İstasyon)
  • Pis faşistlerin göbekleri çatlamıştı işçi köylü kanı içmekten fakat gün dünyaya gelen hep uyanmıştık. (Hah)

loading…

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş