Eğitim

İlkel Topluluktan Uygar Topluma – Alâeddin Şenel Kitap özeti, konusu ve incelemesi

İlkel Topluluktan Uygar Topluma – Alâeddin Şenel Kitap özeti, konusu ve incelemesi

İlkel Topluluktan Uygar Topluma kimin eseri? İlkel Topluluktan Uygar Topluma kitabının yazarı kimdir? İlkel Topluluktan Uygar Topluma konusu ve anafikri nedir? İlkel Topluluktan Uygar Topluma kitabı ne konu alıyor? İlkel Topluluktan Uygar Topluma PDF indirme linki var mı? İlkel Topluluktan Uygar Topluma kitabının yazarı Alâeddin Şenel kimdir? İşte İlkel Topluluktan Uygar Topluma kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Alâeddin Şenel

Yayın Evi: Bilim ve Sanat

İSBN: 9789757298018

Sayfa Sayısı: 346


İlkel Topluluktan Uygar Topluma Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Yazar bu yapıtında, Leslie A. White”ın “sosyal bilimcinin başını ağrıtan şey, laboratuarlarının olmaması değil, elinin altındaki tarih ve etnografya laboratuarlarını nasıl kullanacağını bilmemesidir” uyarısını gözönüne alarak, söz konusu laboratuarın iyi mi kullanılacağını öğrenmeye iş yapmaktadır. 

Bu şekilde bir yaklaşımla, ilkel topluluklar çağdaş topluma geçiş evresinde ekonomik, toplumsal, düşünsel yapıların etkileşimini araştıran yazar, bu etkileşimde toplumsal artının rolüne dikkati çekmektedir. 

Birinci baskısı 1982”de, ikinci baskısı 1985”de, üçüncü baskısı 1991”de meydana getirilen, 1995”de dördüncü baskısına ulaşan yapıt, altyapı üstyapı ilişkileri üstüne temel savı yanı sıra, sihir, din, bilim ve hanım adam cinsel farklılaşmasına dayanan işbölümleri mevzularına da ışık tutmaktadır.  


İlkel Topluluktan Uygar Topluma Alıntıları – Sözleri

  • Tanrının ağzından çıkan her söz, direkt doğruya ya da dolaylı olarak bu sözleri mukaddes kabul eden toplumun gelişmesine ve biyolojik ve ekonomik refahını artırmaya yaramazsa, o cemiyet eninde sonunda tanrısıyla beraber yok olur. Gordon Childe
  • Sosyal bilimcinin başını ağrıtan şey laboratuvarının olmaması değil; elinin altındaki tarih ve etnografya laboratuvarlarını iyi mi kullanacağını bilmemesidir.
  • Toplum Biçimi= Geçim Biçimi + Yaşam Biçimi + Düşün Biçimi
  • Toplayıcılık edilgen bir ekonomik etkinliktir. İpleri insanların iradelerinin değil tabiat ananın elindedir. Doğada görülecek tüm değişiklilikler olduğu benzer biçimde ilkel sürünün yaşamını etkileyecektir.


İlkel Topluluktan Uygar Topluma İncelemesi – Kişisel Yorumlar

İlkel toplulukların gelişim safhasından, çağdaş toplumların oluşumuna yönelik aşamaları incelemektedir. Bilhassa şenel avcı ve toplayıcı aşamaları ayrı ayrı incelemektedir. Kadınların toplayıcılıkta , adamların ise avcılıkta bir uzmanlaşma kaydettiğini ve avcılıkla beraber toplumsal dayanışma ve birlik duygusunun geliştiğini vurgu yapar. Avcılıkla beraber boş dönemin çoğalmasından kaynaklı çömlekçilik benzer biçimde zanaatların gelişiminin hızlandığını belirtir. İlkel toplumlarda toplumsal statüde hanım ve adamın birbirine karşı herhangi bir üstünlüğünün bulunmadığını ve bayanların toplayıcılıkta , adamların avcılıkta uzmanlaşmasıyla yaşlıların ufaklıklara bakma benzer biçimde bir nitelik üstlendiğini söyler. Kadın ve adamların birbirlerine karşı bilhassa üstünlük yada ataerkil bir yapıya bürünmesi artı değerin kazanılmasıyla geliştiğini açıklar. Uygar toplumla beraber bu artı kıymet üstünde söz sahibi olan derslik din adamları olacaktır. Bu artı kıymeti tapınakların yapılması ve yenilenmesinde kullanmışlardır. Alt yapı ve üst yapı, cinsel farklılaşma, ilkel topluluktan çağdaş topluma geçiş evresinde ekonomik, toplumsal, düşünsel yapıların etkileşimini, sihir, din, bilim, hanım ve adam ilişkileri işbölümü mevzularına açıklık getirmiştir. (HOMO FABER…)

aslına bakarsak kitaptaki bilgiler oldukca kıymetli. şenel hoca ilkel toplulukların sınıflandırmasını yaparken tamamen kültürel değerlendirip paramparça etmemiş. marksist sınıflandırmayı da genişletmiş. kendi kategorilendirmesini uzun uzun sebepleriyle açıklıyor.
fakat kitaptaki her şey o denli uzun uzun anlatılıyor ki. kimi zaman dendiği benzer biçimde aynı argümanı 2inci 3üncü kez okuyorsunuz. tekrarlar var.
ayraç arası notlar oldukca fazla. bu kadar abartı dipnotu bir kitapta daha görmüştüm. bir de şenel hocada. inanılmaz dipnot var. her sayfada min2, kimi zaman 3-4 not var. notu okumak için sonraki sayfaya git. geri gel kaldığın yeri bul. derken bir cümle oku yine yeni nota git falan derken kriz yaşatıyor.
okumanız gerekiyorsa okuyun. yoksa başka kitaplara yönelin. baskısı da eski. bir ihtimal yenilebilir. şu sebeple örnek olarak neandertaller ayrı bir tür olarak belirtilmemiş, homo sapiens neandertal olarka geçiyor. bu durumda homo sapiens sapiens ile kardeş oluyor. oysa güncel bilgiler neandertal ve sapiens’in kuzen bulunduğunu söylüyor.
son 30 yılda akreolojide yeni kazılar sonuçlandı. bunlar da etkili olabilir. (Karakedi)

Her bölümde anlatılan şey esasen minik farklar haricinde aynı ve bu oldukca rahatsız edici. Devamlı aynı şeylerin tekrarlanması anlama güçlüğünü arttırması dayanılacak şey değil. (Ecem Parlar)


İlkel Topluluktan Uygar Topluma PDF indirme linki var mı?


Alâeddin Şenel – İlkel Topluluktan Uygar Topluma kitabı için internette en oldukca meydana getirilen aramalardan birisi de İlkel Topluluktan Uygar Topluma PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Alâeddin Şenel Kimdir?

Alaeddin (Adam) Şenel. 1941’de Kütahya’da zanaatçı-işçi bir ailenin evladı olarak dünyaya geldi. İlk ve orta öğrenimini bu kentte, esnaf dayılarının yanında çıraklık yaparak tamamladı. AÜ Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni burslu talebe konumuyla 1963’te tamamlamış oldu. 1964’te bu fakültede asistan kaldı. 1968’de doktorasını verip 1980’de doçent oldu. 1983’te çekilme edip 1991’e kadar yaşamını çevirileriyle kazanmıştır. 1991’de SBF’ye dönerek 2001 sonunda emekli oldu. Fikir zamanı ve insanlık tarihiyle ilgili dersler verip çeviriler yapmış olan Şenel’in bilimsel yapıtları yanı sıra Ozmos Kronos ve Teleandregenos Ütopyasında Evlilik Hayatı adlı iki ütopya denemesi bulunmakta.


Alâeddin Şenel Kitapları – Eserleri

  • Siyasal Düşünceler Tarihi
  • Kemirgenlerden Sömürgenlere İnsanlık Tarihi
  • Teleandregenos Ütopyasında Evlilik Hayatı
  • İlkel Topluluktan Uygar Topluma
  • Ozmos Kronos
  • Şifrelerden Sembollere Dan Brown
  • 50 Soruda Bilim ve Bilimsel Yöntem
  • Din-Ahlak ve Saygı-Biat Üstüne Aykırı Yazılar
  • Irk ve Irkçılık Düşüncesi
  • Kenttanrıcılıktan Tektanrıcılığa Dinsel İdeoloji ve Gönüllü Kulluk
  • İnsan ve Evrim Gerçeği
  • Eski Yunanda Eşitlik ve Eşitsizlik Üstüne
  • Olimpiyatların Kara Tarihi
  • Sağcı Düşünüşün Kritik Tarihi


Alâeddin Şenel Alıntıları – Sözleri

  • Batı koloniciliginin gelisip, Avrupalılar’ın Afrika’da
    Karaderililerle, uzak Asya’da Sarıderililerle, Amerika’da
    Kızılderililerle karşılaşmaları üstüne, insanları
    sınıflandırmalar, ırk kuramları görünmeye başlamıştı. (Irk ve Irkçılık Düşüncesi)
  • [Yapıtın hacimli olmasından dolayı]
    Zamanı kıt ve kıymetli modern okuyu­cudan özür diliyoruz. (Eski Yunanda Eşitlik ve Eşitsizlik Üstüne)
  • İnsanlar kendilerini hak, hakkaniyet, sulh masalları ile aldatırlar. Oysa eninde sonunda geçerli olan, yaşam savaşı yasasıdır. Ne kadar akla yakın görünüyor değil mi? (Siyasal Düşünceler Tarihi)
  • Tapınak ekonomisinin odağı “tanrının kanalları” ile büyük sulama tarımı uygulanan “tanrının tarlaları” ürününün, “tanrının kulları” eliyle “tanrının evi” denen yere getirilmiş olduğu yerdi. Burası alt katında tarla ürünlerinin “tanrının sürüleri” ürünleriyle beraber işlenip üst katlarındaki mabet dinci personeline bölüştürüldüğü bir “ziggurat” biçimindeydi. (Kenttanrıcılıktan Tektanrıcılığa Dinsel İdeoloji ve Gönüllü Kulluk)
  • Üniversite sözcüğü, Salerno tıp ve Bologna hukuk merkezlerinde okuyan öğrencilerin hem haklarını korumak hem de öğretim üyesi tutabilmek için XI. yy’da kurmuş oldukları “Üniversitas” adlı loncadan doğar. 1160’ta Paris kentindeki öğretim üyeleri, kendi yönetimlerinde çalışmak suretiyle düzenledikleri okula bu adı vermişlerdir. (50 Soruda Bilim ve Bilimsel Yöntem)
  • Şifacıların başarı öyküleri genel olarak şifacıların yaptıkları sahtekarlıkların sonucudur. (Şifrelerden Sembollere Dan Brown)
  • “İnsanoğlu putunu kendi yapar kendi tapar.” (Din-Ahlak ve Saygı-Biat Üstüne Aykırı Yazılar)
  • “Köledirler fakat ikimiz de onlar kadar yazgının elinde olduğu­muza gore, onlar benzer biçimde birer köle değil miyiz?… Köle olmayan bi­rini göster, kimi şehvetin, kimi tamahın, kimi onur isteğinin, hepimiz umudun, hepimiz korkunun kölesidir.” (Din-Ahlak ve Saygı-Biat Üstüne Aykırı Yazılar)
  • Kafesin gene iki anahtarı vardır. Biri kamu yetkililerinde, biri kocadadır. Kadının eline anahtar verilmez. Kamu yetkilileri, kendilerince malum, neler bulunduğunu hiç kimseye açıklanmayan toplumsal yarar, aile çıkarı nedenleriyle bu anahtarı istedikleri süre kullanmaya yetkilidirler. (Teleandregenos Ütopyasında Evlilik Hayatı)
  • Ben, adamların “araçları” olan bayanların bile yaşamlarından yakınmayıp, “hoşnutuz” dedikleri bir düzeni yıkılmaz buluyorum. (Teleandregenos Ütopyasında Evlilik Hayatı)
  • “harp yoğunlaştırılmış bir politikadır; siyaset seyreltilmiş bir harp” (Din-Ahlak ve Saygı-Biat Üstüne Aykırı Yazılar)
  • Kafese karşı tüm direnmelerin boşuna bulunduğunu anlayan, kafesi ve kafesle beraber erkeklerden yana yontan kıymet yargılarını kabul ederek, yazgısına razı olup yakınmaktan vazgeçen genç kızlar mutlu mudur? Ne gezer! (Teleandregenos Ütopyasında Evlilik Hayatı)
  • Simgesel araçların önemine Alman alim Ernst Cassirer (1874-1945) dikkat çekmiştir. Diğeri hayvanların da bazı nesneleri vasıta olarak kullanabilip, tek tük araçlar yapabilirken, bir vasıta türünün yalnızca insanlarca yaratılıp kullanıldığını yazmıştır: simgesel araçlar. Bu olgudan giderek insanı Homo symbolicum olarak tanımlamıştır. (50 Soruda Bilim ve Bilimsel Yöntem)
  • O şekilde ki insan, “simgelerle sevişen, simgelerle savaşan bir hayvandır” biçiminde de tanımlabilir. (Kenttanrıcılıktan Tektanrıcılığa Dinsel İdeoloji ve Gönüllü Kulluk)
  • “…Onlara, bir şeyin en sağlam biçimde “yaparak” ve yanlış yaparak” öğrenebileceğini iyi mi öğretebilirim ki?” (Teleandregenos Ütopyasında Evlilik Hayatı)
  • Kişi tek başına mutlu olması imkansız şu sebeple insan doğuştan toplumsal ve siyasal bir hayvandır. İnsana mutluluk verecek aklın eylemi de sadece bir topluluk içindeki eylemidir. (Siyasal Düşünceler Tarihi)
  • Lao-çe’ye gore insanoğlu (çağımızın anarşist çevrelerinde düşünüldüğü benzer biçimde) doğuştan iyidir. Dolayısıyla güdülmeleri gerekmez. Birbirlerine doğuştan eşittirler. Yapılması ihtiyaç duyulan tek şey Tao denen doğru yolu izlemektir. Doğru yol ise, öyleki her insanın ulaşamayacağı yüksekliklerde değildir, burnumuzun dibindedir. Doğru yola, oldukca şey öğrenmekle, oldukca şey bilmekle girilmez. Oldukça şey bilmenin, kendi başına hiçbir kıymeti yoktur; hiçbir yararı yoktur. Üstelik, insanoğlu içinde bilen-bilmeyen benzer biçimde haksız ayrımlara yol açabildiği için, ziyanı bile vardır. Oldukça mala haiz olmak da insanı doğru yola götürmez. Tersine, kişiyi asil amaçlardan saptırır.
    (…)
    Lao-çe (gene çağımızın Thoreau benzer biçimde anarşist düşünürlerinin düşüncelerini anımsatırcasına) yalınlığın en doğru yol, en büyük erdem oluşturduğu noktasından kalkar. Onunla tutarlı olarak, karmaşık ilişkilere ve örgütlere (uygarlığa?) karşı çıkıp en doğru yönetimin (kişiye minimum karışan) minimum yöneten olduğu sonucuna ulaşır. (Kemirgenlerden Sömürgenlere İnsanlık Tarihi)
  • ”Erkekler daha oldukca topluluğu ”koruma”, hanımefendiler evlatları ve topluluğu yiyecek hazırlayarak ”besleme” işlerini üstleneceklerdir. Bu yöndeki farklılaşma ileride daha da gelişerek ”av işleri” ile ”ev işleri” ayırımı biçimini alabilecektir. Aslında çağdaş topluma dek, bayanların toplayıcılık yanı sıra av haricinde her işi yaptıkları sanılıyor. Uygar toplumdan sonrasında ise, ev haricinde ziraat işleri yanı sıra ev içinde her işi üstlenecekleri bir durum söz mevzusudur. Bu bir açıdan, bayanların üzerine daha oldukca işin yükleneceği anlamına gelip, onlar adına bir olumsuzluktur. Diğeri açıdan, uzmanlaşmanın ve yabancılaşmanın negatif etkilerine erkeklerden daha azca açık kalmaları anlama gelir.” (Kemirgenlerden Sömürgenlere İnsanlık Tarihi)
  • Dahası, üreme ve beslenme sorunları çözüldükten sonrasında bile, erkekler, bayanları “araç gibi” kullanmayı sürdüreceklerdi. Bu ilkel çağlardan kalma alışkanlıkla. Bencilliklerini örtmek yolunda dille aktardıkları, “kutsal” sayıp saydırdıkları geleneklere sığınacaklardı. Sözde “kutsal” saydıkları hanıma, amaç olma hakkını tanımayacaklardı. Hatta bir peygamber onu “mülk” sayacaktı. Doğduklarında onları diri diri gömülmekten kurtardım diye olmalı, “kadınlar sizin tarlalarınızdır, onları dilediğiniz gibi ekin” diye emir çıkaracaktı. (Ozmos Kronos)
  • “…
    Teurjik büyü eylemleri hususi bir biçim büyüdü. Teurjistler, tipki ilkel büyüde oldugu benzer biçimde varliklar arsinda birtakim benzerlik iliskileri tesis ederler ve bu iliskileri kullanarak yaptiklari büyüsel ayinler vasitasiyla, tanri heykellerini canlandirmayi ve tanrilarla konusmayi hedeflerler.” (Şifrelerden Sembollere Dan Brown)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş