Eğitim

Biz Bu Dağın Çiçeğiydik – Evrim Alataş Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Biz Bu Dağın Çiçeğiydik – Evrim Alataş Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Biz Bu Dağın Çiçeğiydik kimin eseri? Biz Bu Dağın Çiçeğiydik kitabının yazarı kimdir? Biz Bu Dağın Çiçeğiydik konusu ve anafikri nedir? Biz Bu Dağın Çiçeğiydik kitabı ne konu alıyor? Biz Bu Dağın Çiçeğiydik PDF indirme linki var mı? Biz Bu Dağın Çiçeğiydik kitabının yazarı Evrim Alataş kimdir? İşte Biz Bu Dağın Çiçeğiydik kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Evrim Alataş

Yayın Evi: İletişim Yayınları

İSBN: 9789750508233

Sayfa Sayısı: 357


Biz Bu Dağın Çiçeğiydik Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

“Kimseye yaranamamak diye bir şey hakikaten varmış. (…) Bir yerde başka tepkiler, diğer yerde başka. Ne İsa ne Musa dedikleri bu olsa gerek. İki halk ve tamamen kopmuş iki dil. Gir bakalım araya, nereye buyur edileceksin? İyi bir şey mi yaptın, fena bir şey mi? Sahi sen bunu niye yaptın? Kürt sineması nereye düşer abilerim ablalarım, emek nereye…”

Evrim Alataş, son yazısında, hikâyesini yazanlardan olduğu Min Dît filmi üstüne yürütülen tartışmalar hakkında söylüyordu bu tarz şeyleri. Onun şikâyet etmiş olduğu şey, yazarlığının en kuvvetli yanı, aslına bakarsak. Hem içeriden hem diğeri taraftan hem tersinden bakması… Yanan bağrı, coşan yüreği bilerek, içeriden hitabı. Yukarılardan bir yerden yargı vermek yerine, ötekiyle özdeşleşerek, anlayarak, anlamaya emek vererek hitabı. Kolaya kaçmadan, genelgeçer kabulleri sorgulayarak, tersten, “başka türlü” bakarak hitabı.

Bu kitapta Alataş’ın çeşitli mecmua ve gazetelerde yayımlanmış denemeleri bir araya getirildi. “Kürtler, solcular, feministler” üstüne (öz)eleştiriler… “Günlerin getirmiş olduğu”, güncel politikayla ilgili fakat uzun erimli tartışmalar… “Bizim köyün halleri”: Bir Alevi Kürt köyünün devranından kareler… Diyarbakır’a dair övgü ve dertlenmeler… “Beyaz Türkler” üstüne zehir yazılar… Ve yazarlığı üstüne yapılmış iki söyleşi…

Evrim Alataş’ın yazılarındaki öfkeli neşesinde, onu erken kaybetmenin acısı daha da fazla hissediliyor…


Biz Bu Dağın Çiçeğiydik Alıntıları – Sözleri

  • Kamber Ateş kimdi, şimdi nerede, hayatta mı, bilmiyorum. Onun adı, bu üç kelimelik sual cümleleri ile “Kamber Ateş nasılsın”la hayatlarımıza girmişti. Cezaevleri ile özdeşleşen 12 Eylül’ü özetleyen bu cümleydi. “Türkçe konuş çok konuş” sloganlarıyla süslenip, işkencenin mekânlarına dönüşen cezaevlerinin bir başka adı oldu bu cümle.
    Neydi Kamber Ateş’in hikâyesi, bilmeyenler için özetlemek gerekirse anlatalım. Kamber Ateş, 12 Eylül döneminde Mamak Askeri Cezaevi’nde yatan bir siyasal tutukluydu. Kürt’tü. O dönem, cezaevlerinde Kürtçe konuşmak yasaktı. Kamber Ateş’in Türkçe bilmez anası, aylar sonrasında ziyarete gelmiştir. Bir taraftan ağlarken, öteki taraftan bilmiş olduğu tek Türkçe cümleyi peş peşe söylemişti. Kamber Ateş nasılsın?
    Kamber, o her sorduğunda “İyiyim ana, sağolasın, sen nasılsın” demiş, fakat anası bu cevabı da anlamayıp, yine aynı ezber cümleyi kurmuştu: Kamber Ateş nasılsın?
  • “Babayiğittiler, güleç, güzeldiler… En güzelleriydiler…” Ve yasla örülü tüm yollar, Denizler’e çıkıyor hâlâ…
  • Buluşmalar, yalın haliyle yan yana gelme, özlem yok etme, kucaklaşma, göz göze gelmedir birazcık. Buluşmanın gerisine yara vardır, kopuş, acı vardır. Hele de Dersim olunca, bir coğrafyanın kanadığını, yaralandığını hissedersiniz. Zira bir bedenden kopan parça kanamaz, acımaz, bedenin kendisi acır. Yani Dersim acır, acıyor…
  • Bu ülke bok kokuyor…
  • Türk halkının hassasiyeti diye hepimize yutturulmaya çalışılan şey, ırkçı ve faşist mahalle delikanlılarının bir araya gelip yakıp yıkmasından başka bir şey değildir. Bu halk hassasiyeti falan değil, düpedüz faşizmdir. Senelerce besleyip barındırdığın, daima sırtını sıvazladığın bu bayağı faşizm, bu şekilde olur olmadık yerde gelip façana jilet atar işte. Niye? Zira tüm kurumların ve tüm çarkınla bir 12 Eylül artığısındır.
  • “Birlikte cepheye mermi taşımıştık” diyen ortalama demokratlarla ulusların kendi kaderini tayin hakkı ile “biz kardeşiz” ifadeleri arasına sıkışan sol kesim hâlâ Kürtlerin “kendilerine gelmesini” bekliyor. Ve aydın-entelektüel akademisyen kesiminde ise “daha usturuplu” laflar edecek bir takım beyaz Kürtlerin çıkması bekleniyor Godot’yu bekler gibi. O kutlu kişiler çıkana kadar ya da Kürtler “kendilerine gelene” kadar herkes onlar adına düşünüp, Kürdün “iyi” halini tasavvur ediyor. Diyarbakır’ın bir “eyvan gecesinde”, Bedri Ayseli’nin “Körolasan Suzan Suzi”sini rakı eşliğinde dinleyip, telefonlarında Hasan Cemaller’den Taha Akyollar’a uzanan fihristler tutup, bir besmele kıvamında Öcalan’ın ne de yanlış şeyler söylediğinden başlayarak “Yazık oluyor bunca çoluk çocuğa” diyen ve bütün bu otuz yıllık dönemi “Ne manası vardı kardeşim’le özetleyen Kürtleri… Diyarbakır Cezaevi’nde yediği dayakların izini vücudunda hâlâ taşıyan, ya Irak tarafından ya da bu taraftan fark etmez, bir devlet elinin kafasını okşayacağı siyasi partiler hayal edenleri… Lakin yirmi yıl önce duvarlarında “Türkçe konuş çok konuş” yazan Diyarbakır Cezaevi’nde Kürtçe konuştuğu için dayak yiyenler; şimdi bu içki masasında, Bedri Ayseli’ye bir peçeteye çizittirerek “Ka Kurdî jî bêje kekê!” (Kardeş hele Kürtçe söyle) demekteler… Bu da kaderin Kürde cilvesi olsun…
  • Biz dayanıyoruz da bu namussuz peynir dayanmıyor ..
  • Bu güne kadar “bu kan dursun, bu savaş bitsin” diyen birkaç asker ailesi varsa, bakınız efendim, onlar da Kürttür. Çünkü Kürtler, savaş denilen şeyin sadece evlat kaybetmek değil, çok daha berbat bir şey olduğunu görmüş geçirmiş, politik bir millettir.
  • “Babayiğittiler, güleç, güzeldiler… En güzelleriydiler…” Ve yasla örülü tüm yollar, Denizler’e çıkıyor hâlâ…
  • Etik der ki sokakta mendil satan çocukla alışveriş yapma,elini açıp da dilenene para verme! Zira bu, toplumu ahlaksızlaştırır. Ahlaksızlığın olduğu yerde tersinden bir terbiye belirler cemiyet mühendisliği. Haydi uy bakalım, kağıt mendil satarak eve ekmek götürmüş olan bir çocuk için belirlenen ete kemiğe sığmaz etiğe!


Biz Bu Dağın Çiçeğiydik İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Evrim Alataş genel olarak Kürt Sorunu ve Alevilerle ilgili yazmış, çoğu zaman mizahi ve olmazsa olmaz gerçekleri göz önüne seren bir üslupta bu kitabını kaleme almıştır. Halkların birbiriyle sonunların anlatmış ve aslına bakarsak Kürt sonununun bir varlık problemi olduğundan bahsetmiştir. Kürt kadınlarının yaşamlarını be zorluklarından bahsetmiş. Aslında halklarında birbirleriyle sorunları bulunduğunu anlatmış fakat bir tek askeri, siyasal, devlet ve halktan bahsetmekle kalmamış bununla birlikte müzikten, aslına bakarsak kökleşmiş ve kendi çabalarıyla o zamanlarda bu icraati yerine getirmiş müzik gruplarından(Koma Amed, Agire Jiyan…) ve yaşamış olduğu anılardan da söz etmiştir. Solcular ve feministler üstüne (öz)eleştiriler yapmış ve oldukca içten ve akıcı bir dil kullanmıştır. Ve aslına bakarsak Evrim Alataş oldukca başarı göstermiş bir gazeteci olmanın yanı sıra oldukca iyi bir yazardır. Okumanızı ve Evrim Alataş’ın ironik, mizahi üslubunu görmenizi tavsiye ederim. (Heval Kaya)


Biz Bu Dağın Çiçeğiydik PDF indirme linki var mı?


Evrim Alataş – Biz Bu Dağın Çiçeğiydik kitabı için internette en oldukca meydana getirilen aramalardan birisi de Biz Bu Dağın Çiçeğiydik PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Evrim Alataş Kimdir?

1976’da Malatya’nın Akçadağ ilçesine bağlı Gölpınar köyünde dünyaya geldi. İlkokulu kendi köyünde, ortaokulu başka bir köyde, liseyi ise İstanbul’da okudu. 1995’te Yeni Politika’da, o kapatıldıktan sonrasında yerine kurulan gazetede, o da kapatılınca

onun yerine kurulan gazetede çalıştı. Böylece yedi gazete etti – Özgür Gündem’e kadar… Başka gösterim organlarının yanı sıra Radikal İki’de, Birgün’de, Birikim’de yazdı. 2003’te Aram Yayıncılık’tan Mayoz Bölünme Hikayeleri yayımlanmıştı. 12 Nisan 2010’da aramızdan ayrıldı.


Evrim Alataş Kitapları – Eserleri

  • Her Dağın Gölgesi Deniz’e Düşer
  • Mayoz Bölünme Hikâyeleri
  • Biz Bu Dağın Çiçeğiydik


Evrim Alataş Alıntıları – Sözleri

  • Devletle baş etmek için, devlet olmak gerekir! (Her Dağın Gölgesi Deniz’e Düşer)
  • Türk halkının hassasiyeti diye hepimize yutturulmaya çalışılan şey, ırkçı ve faşist mahalle delikanlılarının bir araya gelip yakıp yıkmasından başka bir şey değildir. Bu halk hassasiyeti falan değil, düpedüz faşizmdir. Senelerce besleyip barındırdığın, daima sırtını sıvazladığın bu bayağı faşizm, bu şekilde olur olmadık yerde gelip façana jilet atar işte. Niye? Zira tüm kurumların ve tüm çarkınla bir 12 Eylül artığısındır. (Biz Bu Dağın Çiçeğiydik)
  • İskelet sistemini anlatmak için, son umar, kemikler olmayınca, vücut çuval benzer biçimde yığılır demişti. Yanılmışsın öğretmenim. Ruh olmayınca ruh! (Her Dağın Gölgesi Deniz’e Düşer)
  • Devrim her yere birden gelecekti, bilgisiz adam, hiçbir şeyden anla­mıyordu! (Her Dağın Gölgesi Deniz’e Düşer)
  • Köylü bu şekilde kuşları anlamaya çalışırken, büyük evin aşa­ğısındaki yolda iki genç belirdi. Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan … Denizlerin martılarını getirmişlerdi tepelerinde (Her Dağın Gölgesi Deniz’e Düşer)
  • “Babayiğittiler, güleç, güzeldiler… En güzelleriydiler…” Ve yasla örülü tüm yollar, Denizler’e çıkıyor hâlâ… (Biz Bu Dağın Çiçeğiydik)
  • Dedik ya, bu dönem Cumhuriyet emeklemeden kalkıp, diz­lerinin üzerine doğrulmuş, yürümeye çalışıyordu.. (Her Dağın Gölgesi Deniz’e Düşer)
  • Yaşasam mı ölsem mi
    Karar vermek zor. (Her Dağın Gölgesi Deniz’e Düşer)
  • Senelerce kaybettiklerimizin dökümlerini yaptık hep. Acı, bizlerden başlayıp bizlere dökülen bir dere oldu. Yüreğimiz ve beynimiz bir “korkunç anılar deposu” na dönüştü. Oysa birazcık da gülerek bakmak gerekir hayata. (Mayoz Bölünme Hikâyeleri)
  • Dev­rim beklentisi, korkuyu, kaygıyı, umudu, düşsel ve coşkuyu da barındırıyordu (Her Dağın Gölgesi Deniz’e Düşer)
  • Buluşmalar, yalın haliyle yan yana gelme, özlem yok etme, kucaklaşma, göz göze gelmedir birazcık. Buluşmanın gerisine yara vardır, kopuş, acı vardır. Hele de Dersim olunca, bir coğrafyanın kanadığını, yaralandığını hissedersiniz. Zira bir bedenden kopan parça kanamaz, acımaz, bedenin kendisi acır. Yani Dersim acır, acıyor… (Biz Bu Dağın Çiçeğiydik)
  • Bu ülke bok kokuyor… (Biz Bu Dağın Çiçeğiydik)
  • 7 Eylül 1992. Istanbul Yenibosna’da lise üçüncü derslik talebesi 17 yaşındaki Tolga Korkmaz, akşam 21.00 sularında evine gitmektedir. Ancak birden omzundan bir kurşun yer. Ardından bir hareketlilik, bir ürkü, ‘yat lan’, ‘kalk lan’ talimatları falan. Korkmaz, hızla üst aramasından geçirilir ve hastaneye kaldırılır. Polisler, tüm bu meydana gelenleri, “Cebindeki gazeteyi tabanca sandıydık,” diye açıklar. (Mayoz Bölünme Hikâyeleri)
  • Acı öyleki derin­di ki, kimsenin yarına umudu kalmamıştı. (Her Dağın Gölgesi Deniz’e Düşer)
  • Geç kalmak değil, yaşama her daim sırıtmak iyi bir şey. Evet, sırıtmak diyorum. Zira tebessüm teriminde da nedense bir hüzün buluyorum. (Mayoz Bölünme Hikâyeleri)
  • Yaşama her daim sırıtmak iyi bir şey. Evet, sırıtmak diyorum. Zira tebessüm teriminde da nedense bir üzüntü buluyorum. (Mayoz Bölünme Hikâyeleri)
  • “Babayiğittiler, güleç, güzeldiler… En güzelleriydiler…” Ve yasla örülü tüm yollar, Denizler’e çıkıyor hâlâ… (Biz Bu Dağın Çiçeğiydik)
  • Etik der ki sokakta mendil satan çocukla alışveriş yapma,elini açıp da dilenene para verme! Zira bu, toplumu ahlaksızlaştırır. Ahlaksızlığın olduğu yerde tersinden bir terbiye belirler cemiyet mühendisliği. Haydi uy bakalım, kağıt mendil satarak eve ekmek götürmüş olan bir çocuk için belirlenen ete kemiğe sığmaz etiğe! (Biz Bu Dağın Çiçeğiydik)
  • Tecrübe yenilen kazıkların bileşkesidir. (Mayoz Bölünme Hikâyeleri)
  • Körfez krizinin yaşandığı günlerde okumuş olduğu Pendik Lisesi’nin duvarına ‘Savaşa hayır’ yazan 16 yaşındaki kız talebe N.A, gözaltına alınarak dayaktan geçirilir. Daha sonrasında hakkında İstanbul DGM tarafınca dava oluşturulan N.A, yargılanarak tam 1 yıl hapis cezasına mahkûm edilir. (Mayoz Bölünme Hikâyeleri)

loading…

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş