Eğitim

İçimdeki Ses – Gaye Boralıoğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

İçimdeki Ses – Gaye Boralıoğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

İçimdeki Ses kimin eseri? İçimdeki Ses kitabının yazarı kimdir? İçimdeki Ses konusu ve anafikri nedir? İçimdeki Ses kitabı ne konu alıyor? İçimdeki Ses PDF indirme linki var mı? İçimdeki Ses kitabının yazarı Gaye Boralıoğlu kimdir? İşte İçimdeki Ses kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Gaye Boralıoğlu

Yayın Evi: Günışığı Kitaplığı

İSBN: 9786054603626

Sayfa Sayısı: 200


İçimdeki Ses Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Senaryo yazarlığındaki ustalığını öykü ve romanlarıyla pekiştiren, yeni kuşağın öne çıkan yazarlarından Gaye Boralıoğlu, ilk gençlik romanını Köprü Kitaplar için kaleme aldı. Özgürlüğünü ve sınırlarını tartan bir genç kızın arayışlarını dillendiren roman, tüketim kültürünün egemen olduğu ve dış görünüşün aşırı ehemmiyet kazanılmış olduğu günümüzü, bir gencin bakış açısından konu alıyor. Ekonomik krizden etkilenen bankacı bir ailenin evladı olan Zeliş’in erişkinlik serüveni, popüler olma, marka düşkünlüğü, ilk aşk, yalanlar ve özgürlük üstüne gülümseten bir sorgulama ve dönüşüm sürecine tanıklık sağlıyor. Editörlüğünü Semih Gümüş’ün üstlendiği Köprü Kitaplar koleksiyonunun 5. senesinde ağırladığı 16. yazar olan Boralıoğlu, samimi ve kuvvetli diliyle her yaştan okuru gençliğin heyecanlarına, büyümenin sancılarına ortak ediyor. 2010 Memet Fuat Yayıncılık Ödülü sahibi Köprü Kitaplar koleksiyonu Cemil Kavukçu, Müge İplikçi, Behçet Çelik, Ayhan Bozfırat, Osman Şahin, Leyla Ruhan Okyay benzer biçimde modern edebiyatımızın mühim kalemlerini genç okurlara yakınlaştırıyor.

İlkgençliğin hevesleri ve isyanlarıyla, yaşamış olduğu çevreye sığamayan tipik bir gençtir Zeliş. Aynadaki görüntüsünden de asla memnun değildir. Üstelik, bankacı ebeveyninin ona sağlamış olduğu olanaklar, okumuş olduğu kolejin “moda”larına ayak uydurmasına yetmemektedir. Aile içinde yaşamış olduğu çatışmalara ilk aşk heyecanı da eklenince, daha çok özgürlük uğruna yalanlara ve uzaklara kaçma hayaline sığınır. Zeliş’in bu sarmaldan çıkış yolu asla kolay görünmemektedir…


İçimdeki Ses Alıntıları – Sözleri


    İçimdeki Ses İncelemesi – Kişisel Yorumlar

    Güzel bir kitaptı birazcık sinir bozucu olsada .Klasik orta halli bir ailenin hayatla mücadelesini ve zelişin bu uğurda yeri gelip yapmış olduğu anlamsızlıkları yeri gelip yapmış olduğu doğru hareketleri mevzu alıyor. Herşey bir ders ve tecrübedir sonunun iyi mi bittiği mühim değildir alınan ders kadar . (Ayşenur Çakar)


    İçimdeki Ses PDF indirme linki var mı?


    Gaye Boralıoğlu – İçimdeki Ses kitabı için internette en oldukca meydana getirilen aramalardan birisi de İçimdeki Ses PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

    Kitabın Yazarı Gaye Boralıoğlu Kimdir?

    Tam adı Jülide Gaye Boralıoğlu olan yazar, Gönül ve Güneş Boralıoğlu’nun kızı olarak 22 Ekim 1963’te İstanbul’da dünyaya geldi. 1980’de Ataköy Lisesi’ni bitirdikten sonrasında İstanbul Üniversitesi Felsefe Kısmı’nden 1984’te mezun oldu. Yüksek lisansını gene aynı bölümden Sistematik Felsefe ve Mantık alanındaki çalışmasıyla 1986’da aldı. Gazeteci, reklam yazarı ve senaryo yazarı olarak çalışan yazar, ağırlıklı olarak senarist kimliği ile bilinmektedir.

    1999’da Atıf Yılmaz yönetmenliğinde gösterime giren “Eylül Fırtınası”nın senaristliğini üstüne alan Boralıoğlu, bu deneyiminden sonrasında televizyonun senaryo yazarına daha çok denetim imkanı verdiği düşüncesiyle, tv dizileri için yazmaya ağırlık verdi. Çeşitli kanallarda yüksek reytinglerle gösterilen “Bir İstanbul Masalı”, “Hırsız-Polis”, “Üzgünüm Leyla”, “Zerda”, “Bıçak Sırtı,” “Bir Çocuk Sevdim” ve “Kapalıçarşı” benzer biçimde dizilerin senaryolarını yazdı. Eğitim seviyesi birbirinden oldukca değişik, geniş bir kesime hitap edecek derinlikli senaryolar yazmanın kendisi için öncelikli bulunduğunu belirten yazar, bununla beraber Senaryo Yazarları Derneği’nin (SEN-DER) kurucularındandır.

    Hepsi Hikâye, Meçhul, Aksak Ritim adlı üç eseri bulunmaktadır. On bir öyküden oluşan ilk eseri Hepsi Hikâye, Ekim 2001’de yayımlanmıştır. İsimsiz, tek bir karı karakterin ağzından yazılmış bu öyküler, bu karakterin gündelik hayatla, erişkin olma durumuyla, ilişkilerle ve kendine çizilmiş kimlik sınırlarıyla baş edemeyişini, absürde kayan bir gülmece ile mevzu edinir. Hepsi Hikâye, Boralıoğlu’nun yeni dönem eserleri Meçhul ve Aksak Ritim’den değişik olarak görece iyi eğitim görmüş, orta gelir düzeyinde bir karaktere odaklanır.

    Meçhul ve Aksak Ritim, toplumun alt sosyo-ekonomik düzeyini oluşturan varoşlardaki akıllı ve çekici bireylerin bu özellikleri dolayısıyla içinde yaşadıkları topluluklar tarafınca cezalandırmalarını mevzu edinir. Mart 2004’te piyasaya sürülen Meçhul, Gaye Boralıoğlu’nun yakın arkadaşı meşhur fotoğrafçı Manuel Çıtak’ın 24 fotoğrafından yola çıkılarak soruların metne dökülmediği bir röportaj formunda yazılmıştır. Bu fotoğraflarda yer almayan, varoşlarda yoksulluk içinde büyümüş ve bigün gizemli bir halde ortadan kaybolmuş İbrahim’i bulmak amacıyla yola çıkan iki gazetecinin İbrahim’in yakınları ile yapmış olduğu asla yayımlanmamış röportajlarından oluşur. İbrahim karakterine yakınları ve tanıdıklarının yüklediği doğaüstü özellikler itibariyle esrarengiz gerçekçiliğe, romanın başındaki “bulunmuş metin” takdimindeki dil itibariyle de masala yaklaşır. İbrahim’in uğramış olduğu tacizler üstünden ele alınan cinselliği, bastırılmış eşcinsel karakterlerin kurbanı olarak dışlanması ve içine karışmaya çalmış olduğu her topluluk tarafınca cezalandırılması dolayısıyla da bir melodram olarak da okunabilir. Nisan 2004’te Selda Asal tarafınca sanatçılara kendi sergilerini açabilme ve disiplinlerarası ortak sanat projeleri gerçekleştirebilme şansı vermek amacıyla kurulmuş Apartman Projesi’yle ortak olarak meydana gelen bir etkinlik kapsamında Meçhul’de yer edinen fotoğraflar Asmalımescit’te on beş gün süresince projeksiyonla sergilenmiş, Zuhal Olcay ve Altan Erkekli ziyaretçilere kitabından bölümler öğrenim görmüştür.

    2009 Ekim’inde piyasaya sürülen ve gene varoşlardan bir karakterin, on beş yaşındaki çiçekçi çingene Güldane’nin öyküsünü özetleyen Aksak Ritim, Güldane’nin kendi cinselliğini keşfetmesini ve taksi şoförü Halil ile yaşamış olduğu aşk/nefret ilişkisini mevzu edinir. Ölüm, kaza benzer biçimde mevzulara yaklaşımında esrarengiz gerçekçilik öğeleri barındıran roman, Güldane’nin cinselliğinin kontrolünü mahallenin genç erkeklerine düzenlemiş olduğu mum ışığında soyunma gösterisi ile kendi eline alması açısından Meçhul’den farklılaşır. Ancak bu sefer de Güldane farkındalığının kurbanı olur, Meçhul’deki İbrahim benzer biçimde güzelliği, çekiciliği ve en önemlisi de aklıyla içinde yaşamış olduğu topluluktan değişik olduğundan gene o topluluk tarafınca yok edilir. Aksak Ritim, Notre Dame de Sion tarafınca 2011 senesinde Edebiyat Ödülü Mansiyonu’na layık görülmüştür.


    Gaye Boralıoğlu Kitapları – Eserleri

    • Dünyadan Aşağı
    • Alâmetler Kitabı
    • Kutsal Kadınlar
    • İçimdeki Ses
    • Aksak Ritim
    • Meçhul
    • Hepsi Hikâye
    • Haysiyet


    Gaye Boralıoğlu Alıntıları – Sözleri

    • “Bunlar, onların hikâyeleri, bizim değil. Gerçek diye bir şey yok bu dünyada, yazdığımız, yakıştırdığımız hikâyeler var yalnızca… Kendimize yeni bir hikâye yazacağız…” (Alâmetler Kitabı)
    • Safiye daha da deliriyor, üstünü başını paralamaya başlıyordu. Kimi gün ağzına lokma koymuyor, kimi gün on günün yemeğini tek öğünde tüketiyordu. (Aksak Ritim)
    • Sonra hanım döndü. Bir manken profesyonelliği ve zarafeti ile kapıya doğru, şu demek oluyor ki Necmettin’e doğru yürümeye başladı. Necmettin’in yüreği ağzındaydı. Ya kapıyı açarsa?
      Ama hanım kapıyı açmadı, onun yerine göğüslerinin üstünden bağladığı havlunun düğümünü açtı ve ayaklarının altına bıraktı. İşte o anda Necmettin aklının ucundan bile geçmeyecek bir gerçekle burun buruna geldi. Anahtar deliğinden görmüş olduğu şahane hanım, bir erkekti! (Alâmetler Kitabı)
    • Ah ruhumun ince sesi, Ah rüyasına yattığım.Sen ve ben ikimiz, yitik bir ülkenin mahzun çocuklaryız. Birbirimize yaslandık, böylece katlandık. Katlandık, katıldık, katılıp kaldık. Yıkıntılar içinde bulduk birbirimizi, toz duman. Senin gözyaşında çakıl taneleri, benim karnımda bir hançer. Ağrılarımıza yüz sürdük, terimizle şifa bulduk. İkiyken bir, birken oldukca olduk. (Alâmetler Kitabı)
    • “Eski sevgili, eski sevgilidir. Eskide kalması lazım. Yanında taşırsan birikir. İnsanın hayatta bir sürü eski sevgilisi oluyor.” (Hepsi Hikâye)
    • İnsan yaralı bir hayvandır. (Dünyadan Aşağı)
    • Ben orada onun istediği kadar vardım istediği sürece ve istediği şekilde vardım, şu demek oluyor ki aslen yoktum. (Dünyadan Aşağı)
    • Eski sevgili, eski sevgilidir. Eskide kalması lazım. Yanında taşırsan birikir. (Hepsi Hikâye)
    • Hayal etmek, yalnızlık gerektirir. (Alâmetler Kitabı)
    • “Zamanın ağırlığını meğer başkaları kaldırıyormuş insanoğlunun üstünden…” (Alâmetler Kitabı)
    • Bazı insanoğlu hiçbir şey yapmazlar;bir tek beklerler.Öyleki kendilerini oradan oraya atmazlar,çabalayıp üzülmezler,kimsenin kapısını çalmazlar.Bu yüzden de asla suratlarına kapı kapanmaz.Sadece beklerler.Öylece beklerler.Bekledikleri her ne ise çoğu zaman asla beklemedikleri zamanlarda onların ayaklarına gelir.Beklemedikleri bile gelir.Çalmadıkları kapılar durduk yerde açılır.Ben onlardan değilim. (Hepsi Hikâye)
    • Kalbin oldukca yumuşak Noni (Meçhul)
    • Ölümle doğum kolaydır. Bir anda doğarsın, aniden ölürsün. Asıl sorun ikisinin içinde geçen zamanda. (Meçhul)
    • Ortalıkta dolaşan bir söz var, kime ilişkin, bilmiyorum açıkçası: “Şöhret, insanoğlunun avam nezdindeki değeridir; saygınlık, seçkinler nezdindeki değeridir;
      özsevi de kendi gözündeki değeridir.” Genel olarak doğru görünüyor. (Haysiyet)
    • Yüzsüzlük o şekilde bir şey ki, ilk ortaya çıktığında başını ezmezsen salgın bir hastalık benzer biçimde yayılıveriyor insanoğlu içinde. Bir de baştakiler, büyükler bu şekilde davranınca, öteki insanoğlu da şevkle taklide başlıyor. Normal şartlarda infiale niçin olması ihtiyaç duyulan erdemsizlik, ahlâksızlık, üstünde pek durulmayan, bayağı bir davranış oluveriyor. Haysiyet, nezaket, diğerkâmlık neredeyse geçerlilikten kalktı. (Kutsal Kadınlar)
    • “Derler ki her canlının kendi kokusu varmış. Çiçekler ayrı kokarmış, hayvanlar ayrı. Hele bayanlar… Her biri ayrı bir çiçeğin rayihasını taşırmış.’ (Kutsal Kadınlar)
    • Yine de ikimiz bir noktalı virgül benzer biçimde bütünleşmiştik işte…
      Ben noktaydım; dünya hali içinde pek de kayda kıymet olmayan minnacık bir mühür.
      O virgüldü; durmadan arkasına yeni vagonlar eklenen, yoldan çıkmış bir albeni treni. (Kutsal Kadınlar)
    • Birlikte hayallerimiz oldu. Hiçbir vakit gerçekleşmeyecek olan, gerçeğin o denli uzağında fakat yalnızca bizim olan, başka asla kimsenin bilmediği ve ve bilemeyeceği hayallerimiz oldu. Aşk benzer biçimde bir şey işte. (Meçhul)
    • Ben asla konuşmazsam ve tüm dünya gözlerini kaparsa o vakit, kimse ben var mıyım yok muyum bilmesi imkansız. (Meçhul)
    • Koca kanatlı iki kuşun bir olup dünyanın başkentindeki iki büyük kuleyi yerle bir etmiş olduğu, Kandaharlı Fatima’nın burkasının altından hayatında ilk kere dudağına ruj sürdüğü, Filistinli Ziyad’ın karaciğerinin dört parmak altından vurulmuş olduğu, Picasso’nun Dört Kulaklı adlı tablosunu Diyarbakır’dan Kayseri’ye getiren getiren trenin raydan çıkmış olduğu, tüm lolita mankenlerin rüyalarında saçlarının arasına karafatmalar dolduğunu görmüş olduğu gecenin sabahında, İbrahim ortadan kayboldu… (Meçhul)

    YORUMLAR

    YORUM YAZ!

    Yorum Ekle



    [

    İlgili Makaleler

    Başa dön tuşu
    Oto Aksesuar toptan çakmak
    Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş