Eğitim

İhsan Süreyya Sırma Kitabı Pervari’den Paris’e – Adnan Demircan Kitap özeti, konusu ve incelemesi

İhsan Süreyya Sırma Kitabı Pervari’den Paris’e – Adnan Demircan Kitap özeti, konusu ve incelemesi

İhsan Süreyya Sırma Kitabı Pervari’den Paris’e kimin eseri? İhsan Süreyya Sırma Kitabı Pervari’den Paris’e kitabının yazarı kimdir? İhsan Süreyya Sırma Kitabı Pervari’den Paris’e konusu ve anafikri nedir? İhsan Süreyya Sırma Kitabı Pervari’den Paris’e kitabı ne konu alıyor? İhsan Süreyya Sırma Kitabı Pervari’den Paris’e PDF indirme linki var mı? İhsan Süreyya Sırma Kitabı Pervari’den Paris’e kitabının yazarı Adnan Demircan kimdir? İşte İhsan Süreyya Sırma Kitabı Pervari’den Paris’e kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: İhsan Süreyya Sırma

Yazar: Adnan Demircan

Yayın Evi: Beyan Yayınları

İSBN: 9789754738063

Sayfa Sayısı: 544


İhsan Süreyya Sırma Kitabı Pervari’den Paris’e Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

“Beni hayata hazırlayan, üzerimde hakkı olan birçok Hocam var. Kuşkusuz bunların başlangıcında üniversitedeki İslâm Tarihi Hocam Prof. Dr. İhsan Süreyya Sırma gelir. Sadece dersimize girmiş olduğu ve bizlere İslâm Tarihi’ni bizlere anlattığı için değil, kişiliğiyle, kitaplarıyla ve konferanslarıyla devletimizde birçok insanoğlunun üstünde oldukça hakkı vardır. İhsan Süreyya Hoca, kendisi şeklinde azca sayıdaki hocalaradan biri olarak ayrı bir yere sahipti gönlümüzde..

O, ilkeli duruşuyla ve İslâmî hassasiyetiyle öne çıkmıştı. Bir de alev ateş hitabeti ve sürükleyici ders anlatımıyla..”

Prof. Dr. Adnan Demircan


İhsan Süreyya Sırma Kitabı Pervari’den Paris’e Alıntıları – Sözleri

  • Rahmetli annem “sen nisan ayında doğdun.” diyordu. Ama gününü bilmiyoruz. 1944’ün nisanında doğmuşum, fakat kaçında bilmiyorum.
  • Bana hitaben ve şampanyayı göstererek, “Hoca, Hoca, insan her şeyi bir kez denemeli.” dedi. Tepem attı, bu benimle değil, Allah ‘la alay ediyor. O süre birazcık terbiyemi bozmuşum galiba… “Ne demek, her şey olur mu? İnsanın bazı kutsalları vardır. Dini, namusu, karısı vs. İnsan bu kutsalları da mı bir kere ihlal edip başkasına takdim eder?”
  • Yahudi’nin “Sizin devletin borçları var. Bunların hepsini sileceğiz, bizlere Kudüs’ü ver.” sözlerine karşılık Abdülhamid’in ünlü yanıtı şudur: “Kudüs benim ceketim değil ki size vereyim. Kudüs Müslümanların malıdır. Onu veremem. Ceketimi isterseniz size vereyim yada Afrika’da bir yer beğenin, size vereyim, fakat Kudüs olmaz.”
  • Size fenalık yaptığını düşündüğünüz kişilere kin meblağ mısınız? Muhammed karakterli misiniz, İsa karakterli misiniz? Bir de daha serti var: Musa… Allah’ın selamı üstlerine olsun.
    – Kin tutmam, fakat sevgi de beslemem. O saydığın Peygamberlerin hepsinin ayağının turabi olayım, fakat onlar Peygamberdi, biz aciz kullarız. İsa’ya atfedilen bir söz vardır: “Birisi sağ yanağınıza tokat vurursa solu çevirin, bir de oraya vursun.”. Öyleki şey olur mu? Hâlbuki İsa öyleki dememiş, sonrasında Bizans’ı memnun etmek isteyen papazlar onu İncil’e koymuşlar. Sonra bu anlayış, Müslümanların arasına da girdi: “Vurana elsiz gerek, sövene dilsiz gerek, koyundan yavaş gerek”. Vallahi ben de “Şurasına bir tekme gerek” diyorum. Bu şekilde bir Müslüman tipi olması imkansız. Ama Müslümanları ko yun yaptılar, âlemin kölesi yaptılar. Bu şekilde şey olur mu? Bunu emre den bir ayet yok, bunu emreden bir hadis yok. Bilmem falanca söy lemiş. Söylerse söylesin, yanlış söylemiş.
  • Avrupalıların hepsi Jön Türklerle birlikte Abdülhamid’e saldırıyorlar. Abdülhamid’i inceleyince onun pek kötülüğünün olmadığını gördüm. Çalışmalarım esnasında kimsenin bilmediği belgeler bulmuştum. Onun Pan-İslamizm siyaseti/İttihad-i İslâm siyaseti şeklinde politikalarını yakından öğrenme fırsatı yakaladım.
  • Doğrusu “Sefiller”i okumayan Fransa’yı ne tanır, ne de anlamış olur diye düşünüyorum! Onların mantalitelerini anlayabilmek için okumak lazım, dinlemek lazım, dolaşmak lazım. Bizi öğrenmek için gelen bir yabancı, bizi okumazsa, bizi dinlemezse, sokaklarımızda gezmezse, bizi iyi mi tanıyacak?
  • “Bu Müslümanlar hiçbir süre Allah, Peygamber, Kur’an mevzusunda ihtilafa düşmediler. Bunlar çıkar için ihtilafa düştüler.”.
    Ömer b. Abdülaziz
  • Müslümanları temsil eden bir tek devlet vardı, o da Türkiye’ydi. Ama İsrail’i ilk kabul eden Türkiye oldu. Bu bir fecaattir, bir cinayettir. Tarihimizde siyasal bir cinayettir. Belki gençler ileride bununla ilgili daha enteresan belgeler bulacaklar. Dünyanın değişik yerlerinde birçok belge var, biz artık uğraşamıyoruz.


İhsan Süreyya Sırma Kitabı Pervari’den Paris’e İncelemesi – Kişisel Yorumlar

İhsan Süreyya Hocam… Talebesi olmak ayrı bir gurur… Fazlaca tontiş, oldukça sevecen, muhabbet sever ilim insanlarımızdan biri. Hayatının talebesi tarafınca kitaba aktarılması ayrı görkemli. Türkiye’nin mühim simalarından, hocalarından, ağabeylerinden biri. Kitabın söyleşi/ soru- yanıt tarzında geçmesi ve ek olarak kitabın fotoğraflar ile desteklenmesi kitaba ayrı bir uyum katmış. Talebesi Prof. Adnan Demircan’ın ifadesiyle; İslám Tarihi’ni bizlere anlattığı için değil, kişiliğiyle, kitaplarıyla ve konferanslariyla devletimizde birçok insanoğlunun üstünde oldukça hakkı vardır. İhsan Süreyya Hoca, kendisi şeklinde azca sayıdaki hocalardan biri olarak ayrı bir yere haiz gönlümüzde… O, ilkeli duruşuyla ve İslâmî hassasiyetiyle öne çıkmıştır. Bir de alev ateş hitabeti ve sürükleyici ders anlatımıyla… Rabbim Hocamıza hayırlı uzun ömürler versin inşallah… (Kerem Şen)

En başta belirtmeliyim ki, söyleşi ve hatırat kitaplarına bayılıyorum. Büyük adamların büyük hayatlarını okuyunca, ufkum genişliyor. Bir ömrün iyi mi daha güzel yaşanabileceğini sizlere hissettiriyor ve yol gösteriyor. Profesör Doktor İhsan Süreyya Sırma’da ülkemizin büyük düşünce adamlarından biri. Kendisinin yaşam serüvenini okuyunca, işte yaşamak istediğim yaşamı yaşamış dedim. Seyahatler, kitaplar, yeni insanoğlu, yeni fikirler ve daha niceleri…
Kendisi yazar/i311 hocanın Paris’ten talebesidir. Siirt’ten Paris’e yapmış olduğu bir yaşam serüveninde hocasının kendisi üstündeki tesiri açıkçası ziyadesiyle görülüyor. Muhammed Hamidullah’ı okuduktan sonrasında ne güzel bir ilim adamı, bir kütüphane kurdu bulunduğunu gördükten sonrasında İhsan Süreyya Sırma’nın da onun birebir kopyası olması gözlerden kaçmıyor.
Büyük adamları okumak, insanoğlunun büyük adamların yoluna iyi mi başladığını görmesi açısından hakikaten oldukça mühim.. Bu minvalde okumalarıma devam edeceğim inşallah..
Selâm ve yakarış ile… (• Muhayyîr •)

İHSAN SÜREYYA SIRMA KİTABI
PERVARİDEN PARIS’E
Kitap isminden de anlaşılacağı suretiyle İhsan hocanın yaşamını anlatmak için talebesi Adnan Demircan tarafınca kaleme alınmış.
Ihsan hoca Pervarili(Siirt),kürt olduğundan bir oldukça haksızlığa uğramış,doktorayı bitirdiği halde arkadaşlarına sunulan imkanlar ona sunulmamış,kazanılmış olduğu haklar elinden alınmış, buradan da o devrin siyasetinin ne kadar çirkin bulunduğunu anlıyoruz.
Okumayı bitirdiğimizde Türkiye’nin yakın evveliyatına dair pek oldukça şey öğrenmiş oluyoruz. Kitap hocanın çekmiş olduğu görsellerle zenginleştirilmiş bu da okumayı kolay hale getiriyor .Kalın görünse de çabucak bitiyor.
Benim kitaba başlamam da şu şekilde olmuştu:
Necip Fazıl konferanslarının birinde Ahmet Karataş hoca kendi dönemlerini anlatırken bir dost “Hocam, sizin döneminiz şanslıydı,Necip Fazıllar,Cemil Meriçler vardı, biz ise şuan bu düşünce adamlarının yokluğunun ızdırabını çekiyoruz”demişti.Hoca da bizlere sık sık anı,hatırat kitapları okumamızı tavsiye etmişti ki bunun hakikaten oldukça yararlı olduğu düşünüyorum.Devrin imkânsızlıklarına karşın bu kadar emek harcama yapmış kişileri görmek heyecanlandırıyor.
Bilhassa İhsan hocanın süre mevzusundaki hassasiyeti,milletvekili de olsa randevusuna geç kalanla tekrar konuşmaması,vakaları güncel vakalarla ilişkilendirmesi,emek harcama disiplini örnek almamız ihtiyaç duyulan hususlardan.
Ayrıca kitapta gençler için bir oldukça tavsiye içeriyor.
Kitap bittiğinde hocayla söyleşi ediyormuşuz ve artık ayrılmamız gerekiyormuş şeklinde tatlı bir his kalıyor geride… (Büşradeğilbüşranur)


İhsan Süreyya Sırma Kitabı Pervari’den Paris’e PDF indirme linki var mı?


Adnan Demircan – İhsan Süreyya Sırma Kitabı Pervari’den Paris’e kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de İhsan Süreyya Sırma Kitabı Pervari’den Paris’e PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Adnan Demircan Kimdir?

1964 senesinde Mardin’in Ömerli ilçesinde dünyaya geldi. İlk ve Ortaokulu Ömerli’de, Liseyi Mardin Tarım Meslek Lisesi’nde okudu. 1987’de Atatürk Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi’nden mezun oldu. Aynı yıl Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde İslâm Tarihi ve Uygarlığı Bilim Dalında Yüksek Lisansa başladı. 1989 senesinde Yüksek Lisansı, 1994 senesinde aynı Enstitüde Doktorayı tamamladı.

Ocak 1992’de Harran Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi’ne İslâm Tarihi Araştırma Görevlisi, 1994 senesinde Yardımcı Doçent olarak atandı; Ekim 1996’da Doçent, Şubat 2003’te Profesör oldu.

Bir süre Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdür Yardımcısı olarak çalıştı. 1994 yılından 2011 yılının ortalarına kadar İslam Tarihi ve Sanatları Bölüm Başkanlığı görevini yürüttü.

Çalışmalarını İslâm Tarihinin ilk dönem siyasî zamanı, bilhassa de muhalif gruplar üstüne yoğunlaştıran Demircan’ın yayımlanmış birçok kitabı ve makalesi bulunmaktadır.


Adnan Demircan Kitapları – Eserleri

  • İhsan Süreyya Sırma Kitabı Pervari’den Paris’e
  • Raşid Halifeler
  • Ali-Muaviye Kavgası
  • Emeviler
  • Hz. Peygamber’in (Sas) Ahlakı
  • Siyer
  • Gadir-i Hum Olayı
  • Kerbela
  • Cahiliye Arapları
  • Fitne
  • Cahiliyeden İslam’a Kadın ve Aile
  • Siyer Konusunda Bilinmesi Gereken 88 Soru
  • Nebevi Direniş Hicret
  • Hz.Ali Süreci ve Ehl-i Beyt
  • Tarih ve Tarihçi
  • Hz. Peygamber’in Ahlakı
  • Allah Elçisi’nin (s) Ailesi
  • Tarihin Akışını Değiştiren Son Peygamber
  • Siyeri Nebiden 40 Hikmet
  • Dört Halife Üç Cinayet
  • Tematik İslam Tarihi
  • Bedevi
  • Kızların Gömülerek Öldürülmesi ve Fazlaca Kadınla Evlilik
  • Modern İslami Hareketler ve Sertlik Sorunu
  • Bir Bilim Olarak Siyer ve Kaynakları
  • Türkiye’nin İlahiyat Sorunu
  • İslam Tarihi-1
  • İslam Tarihi’nin İlk Döneminde Önderler ve İhtilafları
  • İslam Tarihi’nin İlk Döneminde Arap – Mevali İlişkisi
  • Kabile Topluluklarından Akide Toplumuna
  • Tarihin ve Dinin İstismarı
  • Allah’ın Elçisi ve Mesajı
  • Modern Emek harcamalar ve Oryantalistlerin Siyer’e Yaklaşımı
  • Haricilerin Siyasi Faaliyetleri
  • Hz.Peygamber (sas)’in Beşeri Münasebetleri Temel Hak ve Hürriyetler
  • O’nun Ahlakı Kur’an’dı
  • Birlikte Yaşama Tecrübesi
  • Eğitimci ve Tebliğci Hz Peygamber (sas)
  • İktidar Mücadelesi
  • Hz. Peygamber’in (s.a.s) Doğduğu Çevre ve Toplum
  • Münafık
  • Yeni Bir Toplum İnşası
  • Kürtler
  • Hz. Peygamber’in (s.a.s) Ailesi ve Aile Hayatı
  • Çeşitli Yönleriyle Hz. Peygamber’in (s.a.s.) Hayatı
  • Haricilerin Siyasi Faaliyetleri
  • Münafıklar
  • Müslümanların Uzun Yürüyüşü
  • Bir Eğitim Sevdalısı – Nuri Gökalp Kitabı
  • Hz. Ömer
  • Hz. Peygamber Döneminde Münafıklar
  • Hz.Peygamber Döneminde Müşriklerle İlişkiler
  • Hz. Peygamber’in (Sas) Kişiliği ve Bazı Özellikleri
  • Kur’an’ın Geliş Ortamında İnanç ve İbadetler
  • Önder Peygamber ve Yeni Bir Devletin Kuruluşu
  • Urfa-Mardin Hattı
  • İslam Tarihi Literatürü
  • Din Siyaset İlişkisi Haricilik Mezhebinin Doğuşu Bağlamında
  • Çeşitli Yönleriyle Son Elçi (s.a.s)’in Hayatı
  • İtaat ile İsyan Arasında Dört Alim
  • İslam Medeniyeti
  • Peygamberimin Arkadaşları


Adnan Demircan Alıntıları – Sözleri

  • “Yiyecek maddelerinin pahalı olduğu yerlerde yaşam ucuzdur.”
    Durant, Will (1981), Medeniyetin Temelleri, Çev.: Nejat Muallimoğlu, İstanbul 1978, s. 105. (Kızların Gömülerek Öldürülmesi ve Fazlaca Kadınla Evlilik)
  • Geçmişi karalamak, bir meşruiyet aracı olarak kullanıldığı için yeni iktidarların eliyle ya da onlara yaranmak amacıyla geçmiş hakkında negatif kanaatler ileri sürmek, sık rastlanan bir durumdur. (Tarih ve Tarihçi)
  • Bazen sıhhat sebebi öne sürülerek de çocuklar öldürülürdü. Sparta’da bir bebek doğunca, baba onu muayene için ailenin yaşlılarına götürürdü. Bebek, sıhhatli ise yetiştirilmek suretiyle babasına bırakılır; sıhhatli değilse derin bir su çukuruna atılarak öldürülürdü. Fenikeliler ise her şeyin ilkini isteyen tanrılara ilk çocuklarını kurban ederlerdi. (Kızların Gömülerek Öldürülmesi ve Fazlaca Kadınla Evlilik)
  • Mekkeliler ve müttefikleri kendilerini Ehl-i Hums, Harem dışından gelenleri ise Ehl-i Hil olarak isimlendiriyordu. Ehl-i Hums olan kişiler giysileriyle tavaf yapabilirken, Ehl-i Hil olanlar ya daha ilkin giymedikleri bir kıyafetle tavaf yapmış olup o elbiseyi bir taşın altına bırakıyorlar, ya da Ehl-i Hums’tan birisinden ödünç bir elbise alıyorlardı. Bu imkânları bulamayanlar ise çıplak tavaf yapıyorlardı. İslâm, insan onuruna aykırı ve ayrımcı olan bu uygulamayı da kaldırmıştır. (Siyer Konusunda Bilinmesi Gereken 88 Soru)
  • Insan ister tanık olsun, ister olmasın bir vaka hakkında konuşmaya başladığında o olayın anlatımını öznelleştirmiş olur. Bundan kaçınmak mümkün değildir. (Siyer)
  • Hz. Hasan’ın vefatından sonrasında süregelen Yezid’e biat süreci beş-altı yıl sürdü. (Emeviler)
  • Tarihin din olarak algılanmaya başladığı yerde bilimin mihmandarlığından, sıhhatli bir anlama ve algılamadan söz etmek mümkün değildir. (Kerbela)
  • Cahiliye Araplarının tuttukları bir oruç da sükût orucudur. Adadıkları süresince asla konuşmazlar ve bunu yakarma sayarlardı. İslam döneminde bu şekilde bir ibadete yer verilmemiştir. (Cahiliye Arapları)
  • Filozof Bradley: “Dindar bir kimse eğer davranışlarında ahlaklı değilse ya sahtekardır, ya da bâtıl bir dine inanmaktadır. Ahlaksız dindar olmaz, dindarlık mahiyeti itibariyle dindarca yani ahlaklı olarak yaşamayı gerektirir.” (Hz. Peygamber’in Ahlakı)
  • Haddı zatında sabır denilince yalnız eziyet ve hakaretlere sabır anlaşılmamalıdır.
    “Taata devamda sabır, nasihatten sakınmada sabır, zıt düşüncedekilerin her türlü hile ve tuzaklarına sabır, zorluklara karşı sabır, batılın yayılmasına sabır, hakka yardım edenlerin azlığına sabır, eziyetli yolların uzunluğuna sabır, nefsin istekleri, tama ve heveslerine, za’fına, noksanlığına, aceleciliğine çabucak usanmasına sabır, sabır, sabır. Tüm bunlardan sonrasında neticeye ulaşınca nefsi tevazu ve şükür dairesinde tutabilmede sabır… (Hz. Peygamber’in Ahlakı)
  • Hz. Peygamber’in (sav) yaşamını doğru öğrenmek, tanrısal mesajın daha iyi anlaşılmasına katkı elde edecektir. İlahi bildiri ise insanlığı, içine düşmüş olduğu sorunlardan kurtaracak yegâne yoldur. (Tarihin Akışını Değiştiren Son Peygamber)
  • İslâm dünyası Batı’ya teslim olmuştur; sadece Batı’nın, Müslümanlardan duyduğu korku devam etmektedir. Zira Batı, Müslümanlarda görmediği potansiyelin İslâm uygarlığında bulunduğunu hâlâ görebilmektedir. (Modern İslami Hareketler ve Sertlik Sorunu)
  • Cihat Allah kelamının insanlara ulaştırılmasında önündeki engellerin kaldırılması faaliyetidir.
    Hz. Peygamber kişisel çıkar için insanlara saldırmayı, onları öldürüp mallarına el koymayı caiz görmemiştir. O, sadece Allah’ın rizasının gözetildiği savaşların meşru bulunduğunu ifade etmiştir. Onun bu bakış açısıyla cihat Allah rızası için gerçekleştirilmesi ihtiyaç duyulan bir ibadettir ve tek yöntemi cenk değildir. (Siyer Konusunda Bilinmesi Gereken 88 Soru)
  • Rahmet Peygamberi, çevresindeki her insanın hidayete ulaşması ve kurtuluşa ermesi için çağrı görevinde o denli ısrarlı ve tutkulu bir emek harcama yürütmüştür ki neticede bu yüzden “Neredeyse inanmıyorlar diye kendini parçalayacaksın!” diye birkaç kez Allah’ın itabına/azarına uğramıştır. (Hz. Peygamber’in (Sas) Ahlakı)
  • Ali Şeriati,Kerbela’nın anlam erozyonuna uğraması hususunda safevileri suçlamaktadır.”Safevilerin hedefi,yalnızca halkın taasuplarını ve bilinçsiz duygularını harekete geçirmek,ufak bir ameli için,hatta bir yakarma için,yapıcı,öğretici bir iz ve mantıklı bir çıkarım ve netice arayan İslam’ın değil Hırıstiyanlığın üslubunca dini karnavallar ve zamanı trajediler düzenlemekti. (Kerbela)
  • Müslümanlar, pozisyonlarını imanın beslediği akılla değil, körü körüne bağlanılmış bir duygusallıkla almaktadırlar. Daha doğrusu Müslümanların mühim bir çoğunluğu, olup bitenlerden haberdar değillerdir. Tam bir akıl tutulması yaşanmaktadır. (Modern İslami Hareketler ve Sertlik Sorunu)
  • “Fâtıma, Cennet ehli kadınlarının hanımefendisidir. ” Buhârî (Allah Elçisi’nin (s) Ailesi)
  • İnsan kurbanı ve çeşitli sebeplerle çocuk öldürme adeti, Araplara mahsus olmayıp, öteki bazı cemiyet ve topluluklarda da bulunuyordu. (Kızların Gömülerek Öldürülmesi ve Fazlaca Kadınla Evlilik)
  • …Bu sebeple Abbasiler döneminde artık kadının tamamen ev hayatına mahkûm olduğu bir anlayışın dinin gereği olarak topluma başat bulunduğunu görüyoruz. (Bedevi)
  • Şiilere nazaran Gadir Hum denilen yerde Hz. Muhammed şöyleki seslendi: “Ben kimin mevlasıysam Ali’de onun mevlasıdır. Allah’ım ona dost olana dost, düşman olana düşman ol. Ona yardım edene yardım et, onu yardımsız bırakanı yardımsız bırak!” (Gadir-i Hum Olayı)

loading…

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş