Eğitim

İslam Hukukunda Ahkamın Değişmesi – Mehmet Erdoğan Kitap özeti, konusu ve incelemesi

İslam Hukukunda Ahkamın Değişmesi – Mehmet Erdoğan Kitap özeti, konusu ve incelemesi

İslam Hukukunda Ahkamın Değişmesi kimin eseri? İslam Hukukunda Ahkamın Değişmesi kitabının yazarı kimdir? İslam Hukukunda Ahkamın Değişmesi konusu ve anafikri nedir? İslam Hukukunda Ahkamın Değişmesi kitabı ne konu alıyor? İslam Hukukunda Ahkamın Değişmesi PDF indirme linki var mı? İslam Hukukunda Ahkamın Değişmesi kitabının yazarı Mehmet Erdoğan kimdir? İşte İslam Hukukunda Ahkamın Değişmesi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Mehmet Erdoğan

Yayın Evi: M.Ü. İlahiyat Fak. Vakfı

İSBN: 9789755480435

Sayfa Sayısı: 263


İslam Hukukunda Ahkamın Değişmesi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti


İslam Hukukunda Ahkamın Değişmesi Alıntıları – Sözleri

  • (…) yeni gelişmeler karşısında suskun durmak, ya da uygun çözümler getirmemek ümmeti büyük bir sıkıntıya sokar. Bu ise İslâm’ın kolaylaştırıcı ruhu ile asla bağdaşmaz.
  • “Zamanın değişmesi ile değişen ahkâm örf ve âdet üstüne kurulu olan hükümlerdir. Nass ile durağan(durgun) olan yargı değişmez. Zira nass örften daha kuvvetlidir.”
  • “Dünyada, tarihte bir hukuk normunun değişmeden kalmış olduğu görülmemiştir… Kanun, ihtiyacı düzenlemek için tedvin edilir, yoksa gereksinimler eski kanuna uydurulmaz.”
  • “Müslümanlarda istibdad zamanlarından kalma bir âdet vardır: Şerî kanunları kıyamete kadar gidecek, beşer yaşamını düzenleyecek zannederiz.
    Fakat hangi şerî kanunlar? “Lâ yünkeru teğayyuru’l-ahkâm bi teğayyuru’l-ezmân” benzer biçimde küllî kaideler. Yoksa tatbikât değil.”
  • “Fikrimce İslâm iyi mi bahtiyar ve müreffeh olursa, hangi kanunların tatbîki ile yükselir ve tekâmül ederse, o kanunlar işte aslolan İslâm kanunlarıdır. Yoksa on çağ evvel dört mezhep imamlarının ortaya koydukları ve vâkıa kendi zamanlarında İslâm seâdetine garantör olan ahkâm, bugün bizlere lâzım olan İslâm fıkhı değildir.”
  • (…) insanların tabiî haklarını korumuş olan ender kanunlar ve kâideler, ilâhî emirler zaman içinde değişmez.
  • İslâm hukukunun amacı donmak ya da yaşamı dondurmak değil; hayata hem ayak uydurmak hem de yön vermektir.
  • Sulama ve haraç hukuku Hicaz’da değil de, Irak’da gelişmişse, bu elbet çevre faktörünün bir neticesiydi. Dicle ve Fırat’la yakından ilgisi vardı.
  • Kur’ân’ın bu değişmez özelliği müslümanlar adına başkalarını rahatsız etmiş; sınırı olan ve oldukca eski bir kaynağın, bugünün gereksinimlerine yanıt veremeyeceğini, dolayısıyla da onun uygulama kabiliyetinden uzak ve terke mahkûm bulunduğunu müslümanların zihinlerine yerleştirmeye çalışmışlar, pek oldukca aydınımız da, Kur’ân’ın mâhiyetini incelemeden bu görüşü benimsemişlerdir.
  • Kur’ân-ı Kerim “her şeyi açıklamak suretiyle indirilmiş” olmasına karşın, pek oldukca detay hükümleri, hemen sonra meydana gelen ve gelecek hadiselerin hükümlerini içermez.
  • Abduh’a bakılırsa, insanlığın kemale erişmesiyle artık peygamberlere (hazır vahye) gerekseme kalmamış, son peygamberin koyduğu kıstaslar doğrultusunda kendi kaderini kendisi çizecek olgunluğa ulaşmıştır. Bu ümmette ictihâd, bir tür eski peygamberlerin işlevini görecektir.
  • Muhammed el-Behiyy’in de söylediği benzer biçimde “İslâm tüm olarak vardır yada yoktur.”
  • “(Bir din olmasına rağmen) Hristiyanlığın Allah ve Kayser’e ilişik saltanatları ayırması (İslâm’dakinin aksine) “ümmet” olmasının imkansızlığındandı…”
  • Vâkıa şudur ki, bir kimse eğer bir fikri evvel benimser, sonrasında onu desteklemek için Kur’ân’a dönerse, kesinlikle fikrine delîl bulduğunu sanabilir. Tarihimizde bu metotla hareket edip de şimdiye kadar iddiasına uzaktan yakından Kur’ân’dan bir destek arayıp da bulamayan olmamıştır.


İslam Hukukunda Ahkamın Değişmesi İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Zaman mekan değişimi: Zaman değişince zemin değişince mekanin tebdilnce ahkamin fetvanın da rengi durumu değişmiş olur. Seriatlar da bile bu şekilde olmuştu.
Adem as zamanında ki bir ardaşik tek tek peygamberin gelmesiyle değişmiştir. (Ebu selim)


İslam Hukukunda Ahkamın Değişmesi PDF indirme linki var mı?


Mehmet Erdoğan – İslam Hukukunda Ahkamın Değişmesi kitabı için internette en oldukca meydana getirilen aramalardan birisi de İslam Hukukunda Ahkamın Değişmesi PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Mehmet Erdoğan Kimdir?

1956 senesinde Kayseri Develi’de dünyaya geldi. 1974’te Kayseri İmam-Hatip Lisesi’ni tamamlamış oldu. 1979 senesinde Atatürk Üniversitesi İslâmî İlimler Fakültesi’nden mezun oldu. Diyanet İşleri Başkanlığı taşra teşkilâtında çeşitli görevlerde bulunmuş oldu. Fakültemizdeki görevine 1984 senesinde okutman olarak başladı. 1989’da MÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde İslam Hukukunda Ahkâmın Değişmesi adlı doktora tezini tamamladı. 1995 senesinde doçent, 2001 senesinde da profesör oldu. İslam Hukukunda Ahkamın Değişmesi, Vahiy-Akıl Dengesi Açısından Sünnet, Fıkıh ve Hukuk Terimleri Sözlüğü, Fıkıh İlmine Giriş, Kırk Ambar Öykülerin Büyüsü, Kırk Ambar Öykülerin Büyüsü, Şatıbi, El-Muvafakat (Tercüme), Tesettür Meselesinden Türban Sorununa benzer biçimde kitapları bulunmaktadır.


Mehmet Erdoğan Kitapları – Eserleri

  • Gençlerle Söyleşi
  • Fıkıh İlmine Giriş
  • İslam Hukukunda Ahkamın Değişmesi
  • Vahiy Akıl Dengesi Açısından Sünnet
  • Hızırla Kol Kola
  • Işık Ceylân
  • Fıkıh ve Hukuk Terimleri Sözlüğü
  • Tesettür Meselesinden Türban Sorununa
  • Sezai Karakoç’un Fikir Ufukları
  • Fıkıh İlmine Giriş
  • Tesettür Meselesinden Türban Sorununa
  • Minik Hayalet
  • Edebiyat ve Eleştiri Yazıları


Mehmet Erdoğan Alıntıları – Sözleri

  • ‘ Bunca birikim ve tecrübesine rağmen Necip Tosun’un yazılarında ciddi bir iddiayı seslendirdiğini, bir tezi ısrarla savunduğunu, bir görüşün taraftarı bulunduğunu ve bazı görüşlerin karşısında yer aldığını göremeyiz. Bu anlamda yazıları bir yargı ihtiva etmez.(…) Ait olduğu dünyaya karşı mesafeli duruşu ve yeni nesil sol edebiyat çevrelerine karşı zayıf iradesi ve toleransı gizlenmeyecek boyutlardadır. Dolayısıyla yazarlık ilke ve ahlakından uzak bir tutum içindedir’ (Edebiyat ve Eleştiri Yazıları)
  • (…) insanların tabiî haklarını korumuş olan ender kanunlar ve kâideler, ilâhî emirler zaman içinde değişmez. (İslam Hukukunda Ahkamın Değişmesi)
  • Kur’ân-ı Kerim “her şeyi açıklamak suretiyle indirilmiş” olmasına karşın, pek oldukca detay hükümleri, hemen sonra meydana gelen ve gelecek hadiselerin hükümlerini içermez. (İslam Hukukunda Ahkamın Değişmesi)
  • Günümüz insanının bizce en büyük problemi konuşmayı ve paylaşmayı unutmasıdır. Duygu v
    e düşüncelerimizi konuşmaz, doğru ve yanlışları tartışmaz, güzellikleri paylaşmazsak insan olmanın, aynı dünyada beraber hayata devam etmenin ne anlamı olabilir? (Gençlerle Söyleşi)
  • “Elbette insanları etkiledim, bu yüzden vermiş olabileceğim büyük zararı gidermek istiyorum ve bunun için çaba göstereceğim.”
    Günümüzde çağdaş bilimin yaratılış hakkından ortaya koyduğu açık ve kati kanıtlar, bilhassa DNA araştırmaları ile ilgili bilim adamlarının yorumları, İngiliz felsefe profesörü Antony Flew’a evrenin yaratılmış olduğu gerçeğini kabul ettirmiştir. (Gençlerle Söyleşi)
  • Aklın özgürlüğü, hevâ ve heveslerin peşine takılmakta değil, belirli ilkeleri olmasında ve bunlara sadık kalmasındadır. (Vahiy Akıl Dengesi Açısından Sünnet)
  • Türk aile kültüründe geçmiş inkâr edilmez, fakat körü körüne öykünmek de edilmez. (Gençlerle Söyleşi)
  • Bir esasın değişik/çeşitli şekillerde uygulanması, bir nassın değişik şekillerde yorumlanması tabiîdir ve burada belirleyici olan süre mekan unsuru, şartlar ve meseleye olan değişik bakış açısıdır. Aynı şeye değişik açılardan bakanların, değişik görüntü elde etmeleri tabiîdir ve bu durumda elde edilmiş netice hiçbir kimse için yanlış değildir. Yanlış olan tek şey, elde edilmiş sonuçtan başka değişik sonuçların da olamayacağını savlamak, kendi haiz olduğumuz hakikatı teke indirgemek, başka doğruların da olamayacağını savunmaktır. (Vahiy Akıl Dengesi Açısından Sünnet)
  • Sünnet, bizi Allah’a götürmüş olan yoldur. (Vahiy Akıl Dengesi Açısından Sünnet)
  • İslâm şerîatının ümmîliğinden maksat, “onun genel felsefesinin kavranması, emir ve yasaklarının anlaşılması ve gereklerinin yaşanılabilmesi belli bir ilim tahsili ve ihtisası vb. gerektirmez” anlamına gelir. Bunun için ne doğa ilimleri ne matematik ne felsefe ne de bir başka ilim tahsiline gerek kalmıştır. (Vahiy Akıl Dengesi Açısından Sünnet)
  • “Düşünürün güçlüsü, modalaşmış akımların peşinden sürükleneni değil, bir halkın ruhunda gizli saklı olan ve o ülkeye yeni bir yaşam getirecek düşüncelerin sistemini soruşturma zahmetine katlananı ve bu fikir uğruna yaşamını bile ortaya koyanıdır.” (Sütun) (Sezai Karakoç’un Fikir Ufukları)
  • Bizi, batılı insandan ayıran bazı temel farklar vardır. Bunlar bununla beraber ayrıcalıklarımızdır. Onlar bir şey almış olduğu süre mutlu olur, biz verdiğimiz süre. Onlar bir şeyi bulunca heyecanlanır, biz ararken. Onlar bir tek haiz olduklarını sever, biz ulaşılması zor olanı severiz. Onlar akıllarıyla düşünür, biz kalbimizle de düşünürüz. Onların gövde dili, bizim ruh dilimiz vardır… (Gençlerle Söyleşi)
  • (…) yeni gelişmeler karşısında suskun durmak, ya da uygun çözümler getirmemek ümmeti büyük bir sıkıntıya sokar. Bu ise İslâm’ın kolaylaştırıcı ruhu ile asla bağdaşmaz. (İslam Hukukunda Ahkamın Değişmesi)
  • okuduğumda kesinlikle tashih edecek bir şey buldum. Cümlelere dokundum; oldukca azca da olsa aslını bozmamak kaydıyla ilâve ve çıkarmalar yaptım ya da dipnotlar ekledim. Yazılarım güzel olsun, muhkem olsun istedim. Bir yazının hazırlık safhası benim için en zor olanıdır. Günlerce, haftalarca, kimi zaman aylarca hatta senelerce aklımda taşıdığım, yoğurduğum mevzular olmuştur. Bunun tersi de olmuştur tabiî. Fakat bir mevzuyu yazarken süratli yazarım; başlarım ve araya hiçbir şey sokmadan bitiririm. Sonra metnin üstünde yoğunlaşır ve çalışırım; zaman içinde onu olgunlaştırır ve elimden geldiğince güzelleştiririm.’ (Edebiyat ve Eleştiri Yazıları)
  • Vazgeçtim bu dünyadan, dünyamdan geçtim fakat, seni yalnız komak var, o koyuyor adama.. (Gençlerle Söyleşi)
  • Genellikle peygamberî vahiyler, metodik yada mütereddit bir hazırlanma tarafınca ortaya çıkartılmış olmak yerine, kendiliğinden fışkırma ve sükûnet içinde alınma ile karakterize olurlar. Peygamberliği kehanetten ayıran işte budur. (Vahiy Akıl Dengesi Açısından Sünnet)
  • M.Ö. 552-479 yılları aralığında yaşamış olan ve insanı hayata bağlayan ilkelerin erdemden meydana gelen sorumluluklar olduğu görüşünü korumak için çaba sarfeden Çinli büyük felsefeci Konfüçyüs’e, “Ülkenin yönetimi sana bırakılsaydı ilk iş olarak ne yapardın?” diye merak ederler. O da “Hiç kuşkusuz dili gözden geçirmekle, dili düzeltmekle işe başlardım” der. “Niçin?” derler. “Dil muntazam olmayınca söylenen söylenmek istenen değildir, söylenen söylenmek istenen olmayınca yapılması ihtiyaç duyulan yapılmadan kalır, yapılması ihtiyaç duyulan yapılmadan kalınca törelerle sanatlar geriler, törelerle sanatlar gerileyince de hakkaniyet yoldan çıkar, hakkaniyet yoldan çıkınca halk umarsızlık içinde kalır. Bu sebeple söylenmesi ihtiyaç duyulan başıboş bırakılamaz. Onun için dil her şeyden önemlidir.” der. Dilin işlevini açıklamak için bundan daha güzel bir yaklaşım olması imkansız herhalde! (Gençlerle Söyleşi)
  • Vahyin bizatihî kendisi bir kıymet olmakla beraber, gereği benzer biçimde okunup anlaşılmadığı süre ilerlemeye engel de olmaktadır. Bu engellik vahyin özünde olmayıp, onu okuyanların gözlerinde, bakış açılarındadır. Işığı arkalarına tutan insanların kendi gölgelerinden korkmaları benzer biçimde bir şey. (Vahiy Akıl Dengesi Açısından Sünnet)
  • (…) ibtidâî kemâlden nihâî kemâle doğru gözlenen ve giderek sır (mystere) ve mucize en aza indirilerek mümkün olmasıyla birlikte akla daha çok yer verilen bir tekamül süreci de yaşanmıştır. Nitekim hazır vahyin kesilmesi de, şimdiye kadar alınanın kafi olması ve beşer aklının artık belli bir olgunluğa erişmesi ile izah edilebilir. (Vahiy Akıl Dengesi Açısından Sünnet)
  • Tüm vahiyler tek bir kaynaktan gelmiştir ki bu kaynak, son mukaddes kitap Kur’ân’ın ifadesine bakılırsa “Ummu’l-Kitâb=Anakitap” yada “Saklı Kitâb”dır. Ummu’l-Kitâb, vahyedilen tüm kitapların esası olan Allah’ın informasyon hazinesidir. (Vahiy Akıl Dengesi Açısından Sünnet)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş