Eğitim

İslam ve Dünya Dinleri İslam’ın Diğer Dinlere Üstünlüğü – Ömer Nasuhi Bilmen Kitap özeti, konusu ve incelemesi

İslam ve Dünya Dinleri İslam’ın Diğer Dinlere Üstünlüğü – Ömer Nasuhi Bilmen Kitap özeti, konusu ve incelemesi

İslam ve Dünya Dinleri İslam’ın Diğer Dinlere Üstünlüğü kimin eseri? İslam ve Dünya Dinleri İslam’ın Diğer Dinlere Üstünlüğü kitabının yazarı kimdir? İslam ve Dünya Dinleri İslam’ın Diğer Dinlere Üstünlüğü konusu ve anafikri nedir? İslam ve Dünya Dinleri İslam’ın Diğer Dinlere Üstünlüğü kitabı ne konu alıyor? İslam ve Dünya Dinleri İslam’ın Diğer Dinlere Üstünlüğü PDF indirme linki var mı? İslam ve Dünya Dinleri İslam’ın Diğer Dinlere Üstünlüğü kitabının yazarı Ömer Nasuhi Bilmen kimdir? İşte İslam ve Dünya Dinleri İslam’ın Diğer Dinlere Üstünlüğü kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Ömer Nasuhi Bilmen

Yayın Evi: Semerkand Yayıncılık

İSBN: 9786055455101

Sayfa Sayısı: 168


İslam ve Dünya Dinleri İslam’ın Diğer Dinlere Üstünlüğü Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Ömer Nasuhi Bilmen, ülkemizin son yüzyılda yetiştirdiği en mühim alimlerden biridir. Oldukca yönlü bilimsel bir birikime haiz olan merhum Bilmen, Büyük İslam İlmihali benzer biçimde temel dini eserler yanında roman ve şiir benzer biçimde yazınsal eserler yazmış, gene tarih ve felsefe alanında kitaplar kaleme almıştır. Yayınevimiz, başlatmış olduğu bu Ömer Nasuhi Bilmen Kitaplığı ile bilimsel ve dini hayatımızın mühim bir şahsiyetinin eserlerinin tekrardan gündeme taşınabileceği ümidini taşımaktadır.

Elinizdeki eserde merhum Bilmen, İslam ve öteki dinler içinde çeşitli açılardan bir karşılaştırma yapmaktadır. Yazar, İslam’ın tek hak din olduğu vurgusu çevresinde şekillenen kitapta, başka dinlerdeki sapmaları, tahrifatı ve yetersizlikleri ele almaktadır. İslam ve Dünya Dinleri, dinler zamanı uzmanı Doç. Dr. Hidayet Işık tarafınca sadeleştirilerek varlıklı dipnotlarla güncellenmiştir.


İslam ve Dünya Dinleri İslam’ın Diğer Dinlere Üstünlüğü Alıntıları – Sözleri

  • Tüm kötülüklerin başı Allah’ı unutmaktır, gaflet içinde yaşamaktır. Namaz ise Cenab-ı Hak’kı düşünmeye ve gafletten uyanmaya en güzel bir vesiledir.
  • Din insanlığın ruhudur.
  • Bugün yeryüzünde yalnızca bir gerçek tanrısal din vardır ki, o da İslam Dini’nden ibarettir.
  • Bu dünya, bir sınav sahasıdır, bir ahiret tarlasıdır.
  • Kutsal İslam Dini bir rahmet dinidir,
    bir hakikat dinidir.
  • Güneş doğar doğmaz iyi mi ki tüm ufukları nurlar içinde bırakır, İslamiyet de zuhur eder etmez böylece dünyanın her tarafını içsel nurlarıyla aydınlatmaya adım atmıştır.
  • Kutsal Peygamberimiz’in yüksek şahsiyetleri, şerefli İslamiyet’in yüce mahiyeti ve yüksek hükümleri güneşten daha açıktır.
  • Hakkı hak bilip de ona uymak ne büyük bir mutluluktur!
    Allah’ım, bizlere Hakkı Hak olarak göster ve bizi ona uyumakla rızıklandır, batılı da batıl olarak göster ve ondan kaçınmakla rızıklandır.
  • Tüm kötülüklerin başı Allah’ı unutmaktır, gaflet içinde yaşamaktır.
  • “Sizin hayırlınız odur ki, ne ahiretini dünyası için, ne de dünyasını ahireti için terk eder, ne de başkasına yük olur. “
  • Hz.Muhammed’in öğretisi insanların birbirine karşı takip
    edecekleri hareket tarzını düzenleyen etik görevleri gösterir.
  • Bu gidişle bigün, mutluluğun sadece bir tanrısal din yardımıyla temin edilebileceği tüm dünyada tamamen anlaşılacak ve bu dini bulmak için dinler içinde karşılaştırmalar yapılacak, sonuçta aranılan dinin İslamiyet olduğu ortaya çıkacak.
  • Hazreti Âdem, yasak ağaçtan yemekle günahkâr olmuş ve bu günah onun tüm çocuklarına ve torunlarına geçmişti. Yüce Allah insanlığı bu günahtan kurtarmak için bir deva bulmuş ki, o da kendi biricik oğlunun dünyaya gönderilmesidir. Allah’ın oğlu olan İsa Mesih işte bunun için dünyaya geldi, onun yardımıyla insanoğlu ataları Âdem’den miras kalan günahtan kurtulabildi.
  • Toplumların dini gelişimleri oldukça kere maddi gelişmelerine uygun bir halde olmamıştır. Eski Mısırlıların, Keldânilerin, Romalıların hali buna şahittir. Bunlar maddi uygarlık alanında büyük bir gelişme gösterdikleri halde dini sahada büyük bir düşüşe uğramışlardı. Yüzlerce batıl tanrılara tapmışlar, hatta taşlara, ağaçlara, hayvanlara, zalim hükümdarlara bile tapınmışlardı.


İslam ve Dünya Dinleri İslam’ın Diğer Dinlere Üstünlüğü İncelemesi – Kişisel Yorumlar

İslâm ve Dünya Dinleri: Müellif, başta İslâmiyet olmak suretiyle ünlü dinleri (Hristiyanlık, Yahudilik, Hinduizm vb.) incelem ediyor ve bizim dinimizin öteki dinlere olan üstünlüğünü konu alıyor. İslâm itikadını hülasa etmekle beraber fıkhî yönünü de inceleyerek dinimizin sağlamış olduğu ferdî ve içtimaî sükûneti, birleştirici yapısını ve fıtrî oluşunu gösteriyor. İlerleyen sayfalarda ise bazı Müslümanların İslâm’ı algı ve uygulama etme noktasında düştükleri hata neticesinde ümmet şuuru taşımaktan yoksun hâle gelmiş olarak gerileyişimizin kilit noktalarını tesbit ediyor. Vakıayı biz Müslümanlarla sınırlamakla kalmıyor, Müslümanların tarih süresince, bilhassa zirve döneminde ne benzer biçimde insanlık dışı hadiselerle karşılaştıklarını, kuru cihangirlik gayesi güdenlerin siyasî faaliyetlerini, yakılan kitapları, yok edilen Endülüs’ü (s. 52-58) göstererek İslam’ın yayılmasının önündeki sebepleri konu alıyor. Bunlara örnek olarak tarihteki bazı Müslüman devletlerdeki vezirlerin ihanetleri neticesinde zuhur eden felaketleri ve Cengiz Han benzer biçimde adları zikrediyor, fakat ondan sonra Müslümanlara zulmeden bu zümreler ve onlardan sonrasında gelenler (murad-ı ilâhi doğrultusunda) İslâm dinine dahil olarak dinimizin yayılmasına tanık ve talip oluyorlar. Daha sonraki sayfalarda ise Avrupa’da bu dinin yaygınlaşacağı, oraların İslâmî bir hâl alacağı düşüncesi serdedilmiş ve 19. asırdan bazı önemli adların -mesela Goethe gibi- İslâm ve bilhassa Hazreti Muhammed ﷺ efendimize olumlu yönde bakan değerlendirmeleri (s. 60) ele alınmış. Birkaç ay ilkin dinlediğim İslam düşüncesi konuşmasında şu şekilde denilmişti: “Hayıflanarak baktığımız Müslümanlar her devirde Batı’yı takip etmemiş, onlar benzer biçimde giyinip, onlar benzer biçimde okumamıştır. Batılılar da bir zamanlar Müslüman mütefekkirleri, âlimleri okumuş, onların düşüncelerine önem göstermiş, kitaplarını kendi dillerine kazandırmıştır.”
Avrupa’da İslâm’ın yaygınlaşması üstüne, merhum Ömer Nasuhi Bilmen’den müstakil olarak kitabın dipnotunda Ortadoğu çalışmalarıyla malum ve Türkiye’de de İlber Ortaylı benzer biçimde tarihçiler tarafınca okunması tavsiye edilen Bernard Lewis karşımıza çıkıyor. Dipnotta okuduğumuza nazaran (s. 62) Bernard Lewis, Avrupa’da İslâm’ın yaygınlaşmasını bir “çekince” olarak görüyor ve onları uyarıyor. gonderi/120984094
Yahudilik tenkidine süregelen müellif, Yahudiliğin, peygamberlerin öldürülmesi ve Tevrat’ın tahrif edilmiş olmasıyla beraber artık değişime uğradığını, Tevrat’ın beş kitabının beşinde de ahiret hayatına dair ahkam bulunmadığını, bunun sahih bir inanca külliyen zıt bulunduğunu, Tevrat’ın aslolan nüshasının yitirildiğini, öteki kitapların çeviri emri verildiğinde tercümeyi yapanların onlarca putperest filozoflar (yetmiş kadar) olmasından dolayı bu tercümelere güvenilmemesi icap ettiğini (s. 73) söylerken, bir Yahudi’nin ağzından Müslümanların Kur’an-ı Kerim ile Doğu ve Batı’ya ilim taşıdıkları (s. 75) itiraf edilmiştir. gonderi/121002698
Kitapta yazdığına nazaran gene Hristiyanlık da hakikatte sahih bir din iken Yahudiliğin başına gelenleri o da deneyim etmiştir. İncil’in de aslolan nüshaları kaybolmuş, İncil adıyla yazarlarının kim olduğu bilinmeyen yüzlerce kitap yazılmıştır. (s. 79)
Hinduizm’e geçildiğine ise içtimai sınıflandırmaların üstünlüğe delalet etmiş olduğu ve reenkarne olma inancı tenkid edilmiştir. Misal verecek olursak, müellif, insan ebedî mutluluğa kavuşamadığı için ceza olarak daha aşağı bir mahlukat olarak tekrardan dünyaya gelmektedir; oysa insan olarak güzel terbiye ve etkinlik ile sonsuz mutluluğa uygunluk kazanamıyorsa, tekrardan bir nebat olarak ulaştığında iyi mi olacak da sonsuz mutluluğa uygunluk kazanacaktır, sualiyle bir argüman sunmuştur. (s.105) Netice itibariyle Hinduizm’in de putlara tapmaktan ibaret bir inanç bulunduğunu, tarihte ve bugün İslam’ın, Hinduizm’i “felce uğrattığını” öne sürmüştür.
Budizm incelem edilirken gene öteki tahrif edilmiş ya da insan uydurması dinlerde tezahür etmiş olduğu benzer biçimde (bir görüşe nazaran) tanrı insan hâline dönüşüp, yeryüzüne inmiştir. Budizm’in en büyük noksanlarından birisi de birçok ilahının bulunması ve göklerdeki tanrıların, yerdeki insanlardan “ders” alacak kadar bilgisiz (s. 119) olmalarıdır.
Kitapta Konfüçyanizm ise yetersiz bir din olarak görülmüştür. Dinler tarihinden hareketle müellif, Konfüçyanizm halkın bazı gereksinimlerini karşılayamıyor ve insanlığın çalışmasını sekteye uğratıyor, demiştir. (s. 136)
Zerdüştlüğün ise değiştirilmesiyle beraber ateşe tapınılması ve kitabı sonradan yazılan bir şirk dini olduğu (s. 152) kanaatine varılmıştır.
Eserin en güzel yanı, baskısı yapılırken dipnotlar ve önemli kaynaklar ile zenginleştirilerek istifadeyi azamî seviyeye çıkartmış olmasıdır. Sayfaları okurken öteki dinlerden insanların yada İslâm dinine mensub olanların da dinimiz ile alakalı olumlu yorumlarını görmüş olacaksınız. Merhum Ömer Nasuhi Bilmen Hoca’nın kalemi ve işin ehli tarafınca dipnotlar eklenmesi neticesinde ortaya oldukça hoş bir yapıt çıkmış. Ehl-i sünnet bir âlimin bakış açısından ilmî düzeyde dinler zamanı mevzu edinilmiş ve “İslâm’ın Diğer Dinlere Üstünlüğü” kanıtlama edilmiştir. Sadeleştirilmiş olmasından dolayı her insanın okuyabileceği bir yapıt. (Fırat)

Ömer Nasuhi Bilmen tarafınca kaleme alınan (orijinal adı İ’tilâ-yı İslâm) ve Hidayet Işık tarafınca sadeleştirilen bu görkemli yapıt Semerkand yayınlarına ilişkin. Kitapta İslam, Yahudilik, Hristiyanlık, Hinduizm, Budizm, Konfüçyanizm ve Zerdüştlük detaylı bir şekilde teker teker ele alınmış ve İslam’ın bu dinlere olan üstünlükleri anlatılmıştır. Diğer dinlerin öğretileri, inançları, dinlerin iyi mi ve nerede ortaya çıkmış olduğu, dinlere mensup olan milletler, tahrif edilme evreleri benzer biçimde birçok informasyon de anlatılanlar içinde yer almakta. Öte taraftan bu dinlerin niçin tanrısal birer din olmadığı, kendi içlerindeki tutarsızlıkları, kimi dinlerin ilk başta tanrısal bir dinken sonradan iyi mi tahrif edildiğine dair deliller ve örnekler ustaca verilmiştir. İslam’ın görkemli üstünlüğünü sonsuz nurunu bir kez daha algı etmemize vesile olacak bu kitabı içtenlikle tavsiye ediyorum. (Şeker Portakalı)


İslam ve Dünya Dinleri İslam’ın Diğer Dinlere Üstünlüğü PDF indirme linki var mı?


Ömer Nasuhi Bilmen – İslam ve Dünya Dinleri İslam’ın Diğer Dinlere Üstünlüğü kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de İslam ve Dünya Dinleri İslam’ın Diğer Dinlere Üstünlüğü PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Ömer Nasuhi Bilmen Kimdir?

Ömer Nasuhi Bilmen, (d. 1882, Erzurum) – (ö. 13 Ekim 1971), 1960-61’de Diyanet İşleri Başkanı olan Türk din alimi.

İlk tahsiline Ahmediye Medresesi müderrisi Abdürrezzak İlmî ile Erzurum Müftüsü Müderris Hüseyin Raki Efendilerden okuyarak başladı. 1908 senesinde İstanbul’a gelen Bilmen, Fatih Dersiamlarından Tokatlı Şakir Efendi’nin derslerine devam etti ve icazet aldı. Daha sonrasında Medreset’ül Kuzat’a girdi. Burada dört yıl hukuk öğrenim etti. 1912 senesinde oluşturulan ruus imtihanını da kazanmıştır.

Fatih dersiamları arasına katıldı. Fatih Camiinde, Satırlı Medresesinde ve Dar-uş-Şafaka’da dersler veren ve kısa bir süre içinde istidat ve kabiliyeti ile kendisini tanıtan Ö.Nasuhi Bilmen, ek olarak İstanbul İmam-Hatip Okulu ve Yüksek İslâm Enstitüsü’nde usul-i fıkıh ve ilm-i kelam dersleri okuttu. Temyiz Mahkemesi Şer’iyye Dairesi Mümeyyizliğinde de bulunmuş oldu. 1941 senesinde seçimle İstanbul Müftülüğüne belirleme oldu.

30 Haziran 1960 tarihinde Diyanet İşleri Başkanlığına getirilen Ömer Nasuhi BİLMEN, bir yıl kadar sonrasında emekliye ayrıldı ve 13 Ekim 1971 tarihinde yaşamını yitirdi.

Dini mevzularda yazdığı eserleri ile tanınan Ömer Nasuhi BİLMEN’in başlıca eserleri olan “Hukuk-u İslâmiyye ve Istılahat-ı Fıkhiyye kamûsu”, “Kur’an-ı Kerim’in Meâl-i Âlisi ve Tefsiri” ile “Büyük İslâm İlmihali” yanında yayınlanmış ve yayınlanmamış pek oldukça eseri bulunmaktadır.

Kitapları

İslam Hukukunda Manevi Zararların Tazmini, 1941.

Kuran-ı kerim’den Dersler ve Öğütler, 1947-50, 3 cilt.

Eshabı Kiram, 1948.

Yüksek İslam Ahlakı, 1949.

Büyük İslam ilmihali, 1949.

Hukuku islamiye ve ıstılahatı fıkhiye kamusu, 1949-52, 6 cilt.

Sureti Feth Tefsiri, 1953.

Tefsir Tarihi, 1955.

Kuranı Kerim’in Tefsiri ve Türkçe Meali Alisi, 1956.

Sualli Cevaplı Dini Bilgiler, 1959.

Muvazzah İlmi Kelam, 1959.

İlmi Tevhid, 1962.

Beşyüz Hadisi Şerif -( Semerkand Yayınları)


Ömer Nasuhi Bilmen Kitapları – Eserleri

  • Büyük İslam İlmihali
  • İki Aşk Çiçeği
  • İslam Akaidi
  • Ashab-ı Kiram Hakkında Müslümanların Nezih İtikadları
  • İstanbul ve Fatih
  • Kainatın Efendisi Hazreti Muhammed
  • Kur’an-ı Kerim’in Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri
  • Beşyüz Hadis-i Şerif
  • Hadis Günlüğüm
  • Fetih Suresi Tefsiri
  • İslam ve Dünya Dinleri İslam’ın Diğer Dinlere Üstünlüğü
  • Muvazzah İlm-i Kelâm
  • Kur’an-ı Kerim’den Dersler ve Öğütler
  • Açıklamalı İlmi Kelam Dersleri
  • Canım Peygamberim
  • Kuranı Kerim ve Türkçe Meali
  • Sevgili Peygamberim
  • Kur’an Günlüğüm
  • Peygamberler Tarihi
  • Büyük İslam İlmihali
  • Yüksek İslam Ahlakı
  • İman Hakikatleri
  • Kuranı Kerim’in Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri
  • Hukuk-i İslamiyye ve Istılahat-ı Fıkhiyye Kamusu
  • Nüzhetü’l Ervah : Farsça Divançe ve Türkçe Şiirler
  • Büyük İslam İlmihali
  • Kuran Nasihatleri
  • Büyük Tefsir Tarihi
  • Dinî ve Felsefî Ahlâk Lüğatçesi
  • İnancımız Ahlakımız
  • Mülahhas İlm-i Tevhid
  • Kur’anı Kerim’in Türkçe Meali Ve Tefsiri
  • Önderimiz Hz. Muhammed (s.a.v)
  • Büyük Tefsir Tarihi
  • Büyük İslam İlmihali
  • Büyük İslam İlmihali
  • İslam Hukuk Tarihi
  • Fıkıh Usulü
  • Büyük İslam İlmihali
  • Büyük İslam İlmihali
  • Nüzhetü’l-Ervah
  • Kur-an-ı Kerim’in Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri


Ömer Nasuhi Bilmen Alıntıları – Sözleri

  • Tefekkürün karşıtı gaflettir. Gaflet, düşünceden yoksun olmaktır ki insana asla yakışmaz. (İnancımız Ahlakımız)
  • Salat ve merhaba Efendimiz Muhammed (sav) in, tüm peygamberlerin, ashabın, Hz. Adem’den bugüne dek yaşamış ve yaşamakta bulunan başta salihler olmak suretiyle tüm müminlerin üstüne olsun.
    Kainattaki zerrelerin Rabbimiz’i tesbih edişleri adedince. (Sevgili Peygamberim)
  • Malum olduğu suretiyle insan hadd-i zatında düşünce ve tefekkür hassasına Malik, güzide bir mahluktur. (İslam Akaidi)
  • Bir kere düşünmeli, eğer imameti kübranın imam Ali ile evlâdına mahsus olduğu ahkâmı diniyemiz iktizasından olsaydı, Resuli Ekrem Hazretleri bunu ashabına, ümmetine kati surette bildiri ve emr etmez miydi?. Ve imam Ali benzer biçimde yüksek zevat bu hükme muhalif olarak başkalarına bey’atte bulunurlar mıydı?. (Ashab-ı Kiram Hakkında Müslümanların Nezih İtikadları)
  • İslâm dini fıtrî bir dindir. Zira tüm yüce hükümleri, insanlığın fıtratına uygundur. (Açıklamalı İlmi Kelam Dersleri)
  • Bir razık’ı kerîmin perverdei inayeti bulunduğunu bilen bir adem; iyi mi olur da onun şükründen, zikir ve fikrinden gâfil bulunur? (Yüksek İslam Ahlakı)
  • Ömer Nasuhi Bilmen, dinî meselelerde asla ödün vermeyen, ilkeli bir âlimdi. Nitekim 1960’lı yıllarda dinde reformun gerekliliğini korumak için çaba sarfeden ve bunun için çalışanlara “bozulmayan bir dinde düzeltim olması imkansız” diyerek karşı çıkmıştır. (İstanbul ve Fatih)
  • Dünyadaki günden güne düzenlediğin, düşlediğin ve zamanını boşalttığın evin fanidir. Mezar köşkünün duvarlarını terbiye ve iyiliklerle döşe ki orası bakidir. (İki Aşk Çiçeği)
  • “Kendin için sevdiğin şeyi insanoğlu için de sev, iste.”
    (Taberani, Süyuti) (Beşyüz Hadis-i Şerif)
  • İman edenler için o süre gelmedi mi ki, Allah’ın zikrine ve hak olarak indirilen Kur’an’a karşı kalbleri yumuşamasın.
    Hadid,16 (Kuranı Kerim’in Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri)
  • Velhasıl: Din-i İslam yardımıyla hakiki bir uygarlık, nezih bir insaniyet, pek faideli bir terakki ve en mesut bir inkılap vücuda geldi. Artık insanlık alemi bu mukaddes dine sarıldıkça kuşku yok ki daima terfi edecektir. (Büyük İslam İlmihali)
  • Roma tahtını yakalayan İmparator 1. Konstantin. Byzantion’u imparatorluğun yeni merkezi olarak seçmiş ve başkentin inşasına 324’te başlanmıştır. İnşa esnasında şehrin alanı dört kat büyütülmüştür. Yeni baş şehirde görkemli bir saray, senato binası, hipodrom, mabet ve kiliseler yapılmıştır. Meydanlar imparatorluğun çeşitli yörelerinden getirilen sanat eserleriyle süslendi ve nihayet 11 Mayıs 330’da günler devam eden eğlenceler içinde şehrin resmî açılış töreni yapılmıştır. (İstanbul ve Fatih)
  • …Mescidde bulunan yada Kur’an-ı Kerîm okuyan bir kimsenin, saygı edilmeye hak kazanmış bir kimse için ayağa kalkması mekruh değildir. … (İnancımız Ahlakımız)
  • Saadet inanç suretiyle ölmektir… (İman Hakikatleri)
  • … Bazı şeylerin doğa kanunlarina aykırı görülmesi sebebiyle esasında imkânsız olduğuna hükmedilemez. Nitekim asrımızdaki uçaklar, paratonerler, telefondaki akım, en uzak yerlerdekilerin seslerinin duyulup görüntülerinin alınabilmesi, atom kuvvetleri benzer biçimde şeyler birer muhteşem hallerdir. Bunlar birkaç yüzyıl ilkin söylenseydi, pek oldukça şahıs bu tarz şeyleri yalanlar, imkân dahilinde olduğuna inanmazdı. Halbuki bugün tüm bu tarz şeyleri bayağı şeyler olarak görmekteyiz. Bizler, doğa âleminin tüm vasıflarını ve özelliklerine nüfuz etmiş bir halde olmadığımızdan daha nice acayip ve alışılmışın haricinde hallerin kudret-i ilahiye ile meydana gelmesi mümkündür. Nitekim mucize ve kerametler bu türdendir. (İman Hakikatleri)
  • “Ey insanlar! Kim ki Hazreti Muhammed (sav)’e tapıyorsa bilsin ki, o vefat etti. Her kim ki, Allahü Teâlâ (cc)’a tapıyorsa, bilsin ki Allahü Teâlâ (cc) Hayy (diri)’dır, Lâ-yemût (ölümsüz)’dur” dedi. Ve hiçbir peygamberin dünyada sonsuz kalmadığını söylemiş oldu. Dinlerinden dönenlerin Cenab-ı Hakk (cc)’a bir zarar veremeyeceklerini, girdikleri İslâm dininde durağan(durgun) kalanların mükâfata ereceklerini beyan ederek, Ashab-ı Kiram’ın şaşkınlığını giderdi.” (Canım Peygamberim)
  • “Kuşku yok ki, Allah Teala her şeye kadirdir.”
    Bakara Suresi, 28. Ayet (Kuranı Kerim’in Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri)
  • Halbuki tüm mahlûkat her hususta Cenâb-ı Hakka muhtaçtırlar. (Kur’an-ı Kerim’in Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri)
  • Hindistan’da bulunan bir heykelin üstünde “inşikakı kamer senesinde bayındır olunmuştur” mealinde bir ibarenin muharrer bulunduğunu bazı müfessirler beyan etmiştir. (Muvazzah İlm-i Kelâm)
  • “Ey insanoğlu, uyanınız. Şu nihayetsiz kainatın halikinin azametini düşününüz. O ne büyük bir yaratıcıdır, ne çok büyük bir besleyicidir. Tüm mahlûkatı için ne kadar rahmet ve merhameti vardır.” (Kuranı Kerim’in Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş