İstila; bir yeri güç kullanarak ele geçirme, kararı altına alma demektir. Ayrıca istila; (su baskın, salgın hastalık vb. için) kaplama, sarma, bürüme, dağılma gibi anlamlara kazanç. İşte istila kelimesi ile alakalı cümleler.
– İşgalciler tüm ülkeyi istila etmişti.
– Yüzyıllar içinde uğradığı istîlâlar, üst üste yangınlar ve yağmalar kentte geçmiş zamanların pek az yapıtını bırakmıştır.
H. Tanpınar)
– Timurlenk, Altınordu Devleti’ni devirmekle sadist ve kolay bir istîlâcı olmaktan öte ne kazanmıştı? (S. Ayverdi)
– İstanbul’a geldiğim zaman Habeşistan istilası başlamak üzereydi. (H. E. Adıvar)
– İstanbul’un Rus barlarında istîlâ ordusu askerlerini zıplatan hava… (R. H. Karay)
– Bu istilanın neticesinde pek çok can ve mal kaybının yaşanması toplum olarak bizi üzdü.
– Askerler kısa vakitte kaleyi istila ettiler.
– Ama bıraka mıydık Ermeni ordusunu Anadolu’yu istîlâ etsin diye… (B.
(H. E. Adıvar)
– Irak’ın Amerikan istilası ülkeyi sefil, parçalanmış ve beş parasız bıraktı.
– Siz bir işgalcisiniz ve ülkemizi istila ettiniz.
– İstanbul’u yenileştiren ve yerlisini donakaltan istîlâların en saklısı ve en tesirlisi yabancı saatlerin hayâtımıza girişi oldu. (A. Hâşim)
– Sevgilimizi bazen de hengameli bir keyif istila ederdi. (R. N. Güntekin)
– Yerliler topraklarını istilacılara karşı korunmak zorundalar.
– Yâni istîlâcıların önünde erimek keyfiyeti sizin kıt’anızda da karar sürüyor.
H. Karay)
– Ülkemizi istila ettikleri için onlardan intikamımızı alacağız.
– “Pervâneler” Kurtuluş Savaşı’ndan hemen sonra yazılmış ve (…) bir yabancı kültürün istîlâsına uğrama endîşesini belirtmiş bir eserdir. (E. Göze)
– Vodvil, melodram, fars, revü ilh. gibi neviler temâşâ cihanını muhteşem bir istîlâya uğratmıştı. (R. N. Güntekin)
– Karıncalar mutfağı istila etmiş.
İstila Ne Demek fıkıh
.
