Kitap Künyesi

Yazar: Romain Rolland

Çevirmen: Adnan Cemgil

Yayın Evi: Yapı Kredi Yayınları

İSBN: 9789750842405

Sayfa Sayısı: 500

Jean-Christophe 1 Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Romain Rolland’ın 1904’te yazmaya başlayıp 1912’de tamamladığı, 10 kitabından oluşan bu dev eseri, YKY 3 ciltte bir araya geliyor.

Ilkin annesinin sıcak elleri, karanlık, sesler…

Minicik kulaklarında nehrin uğultusu, yağmurun sesi, hafifçe işitilen çan sesleri, serçe sürülerinin tatlı gürültüsü…

19. yüzyılın sonlarında Ren nehri kıyısındaki ufak Alman şehirlerinden birinde doğar Jean-Christophe. Dedesi de babası da müzisyendir. Kısa sürede Christophe’taki müzik dehasını fark ederler. Ve o andan itibaren Christophe için her şey müzik olur. Yoksul, yalnız, sevgisiz bir çocukluk geçirir. Hayatın adaletsizliğiyle erken yaşta tanışır. Dost edinir, âşık olur, ayrılık acısını tadar, ölümü görür…

Besteler yapar Jean-Christophe fakat oldukça geçmeden bu tarz şeyleri hissederek yazmadığı için hiçbir değerlerinin olmadığını anlamış olur. Bir konserde ansızın farklıdır çalınan meşhur eserlerin sahteliğini, içtensizliğini. İsyan alevi parlamak üzeredir içinde…

“Edebi eserlerindeki yüce idealizm ile çeşitli insan tiplerini betimlerken ortaya koyduğu duygudaşlık ve hakikat aşkı”nı onurlandırmak için Nobel Akademisi Romain Rolland’ı 1915 senesinde Nobel Ebebiyat Ödülü’ne layık görmüştür. Yazar, “nehir roman” türünün ilk örneği olan en büyük romanı Jean-Christophe’ta dâhi bir müzisyenin doğumundan ölümüne yaşamını anlatırken bir taraftan da paranın her şeye egemen olduğu, düzmece şöhretlerin ucuz ve yavan ürünlerle düşünce ve sanat alanında cirit attıkları burjuva cemiyet düzenini acımasızca eleştirir.

Jean-Christophe 1 Alıntıları – Sözleri

• Acı çeken insan, bunun nereden geldiğini bilirse, duyduğu acıyı azaltabilir. Düşüncesiyle onu vücudunun iyileştirililebilecek, gerekirse koparılıp atılabilecek bir parçasına hapsedebilir; çevresini sınırlandırabilir, onu kendisinden uzaklaştırabilir.
• Başkalarının kötülüğünü ilk kez hisseden çocuğun acısından daha büyük acı olması imkansız.
• Diyebilirim ki ekmek kadar lüzumlu bir besindi müzik yaşamam için…
• Hayatın sarkacı ağır ağır sallanıyor. Varlık, onun gidip gelişinde erimiş benzer biçimde. Bundan ötesi hep rüya…
• Hayattaki yoksulluklara ve ruh zayıflıklarına bakmaktan çekinen korkak idealizmden nefret ederim.
• Keder duyuları keskinleştirir; gözyaşları nefes anıların izlerini silip götürdükten sonrasında her şey gözlere daha berrak görünür.
• Tumturaklı sözlerin yarattığı ham hayallere kapılmaya eğilimi olan bir halka, kahramanlık yalanı söylemek alçaklıktan başka bir şey değildir.
• Herkesin isteyebileceği minimum bir mutluluk vardır.Ama kimsenin daha fazlasını istemeye hakkı yoktur.Fazlasını kendinizde arayın, başkaları borçlu değildir bunu size.
• “Sevilen insanın yokluğu ölümün yalnızca bir başka yüzüdür.”
• …gururu, aşkı! Ne boş şeylerdi tüm bunlar! Ne kadar hiçten şeylerdi, biricik gerçeğin, ölüm gerçeğinin yanında! Her şeyin sonu ona varacak olduktan sonrasında kıymet miydi bunca acı, bunca talep, bunca çırpınma!..

Jean-Christophe 1 İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Romain Rolland 1915 Nobel Edebiyat Ödüllü yazar. Yky tarafınca 3 cilt halinde ve Adnan Cemgil’ in nefis çevirisiyle dilimize kazandırılan bu yapıt aslına bakarsak 10 cilt halinde: Gün Doğarken, Sabah, İlkgençlik, İsyan, Panayır, Antoniette, Evde, … isimleriyle kaleme alınmış.
(bizde 3. ciltte yer edinen kitapların adını bilmiyorum, öğrenince incelemeyi düzenleyeceğim)
Rolland, Beethoven’ın hayatından esinlenerek bir sanatçının doğumunu konu alıyor kitabında. Jean Christophe’un çocukluğundan başlayarak, onun evini, ailesini, yaşam koşullarını ve yaratma arzusunu okuyoruz. Onun müziğe olan tutkusunu, üretmekten duyduğu heyecanı şu sözlerle öğreniyoruz:
“Sevinç, çılgınca luk, olan ve olacak her şeyi aydınlatan güneş, o görkemli yaratma luğu! Yalnız yaratışta luk var. Var olan yalnız yaratanlardır. Ötekilerin hepsi, yeryüzünde sürüklenen, hayata yabancı gölgeler… Hayatta luk adına ne var ise yaratma sevincidir: Aşk, deha, fiil…”
Bir çocuğun bakış açısından bu tarz şeyleri okumak oldukça esrarengiz bu sebeple, Jean Christophe bayağı bir çocuk değil, o bir müzik dehası. Yaşıtlarının içinde sivrilecek kadar da akıllı:
“Tüm eğitimiyle, tüm çevresinde görüp işittikleriyle çocuk, yaşamın temel hakikatleriyle beraber o denli oldukça yalan ve budalalık yutar ki, sıhhatli bir insan olmak istiyorsa, ilk ödevi bu tarz şeyleri kusmaktır.”
Azimli, hayallerine ulaşana kadar pes etmeye niyeti yok:
“Tüm yaşamı, önünde boyun eğmek istemediği zalim bir yazgı ile durup dinlenmek bilmeden sürdüreceği bir mücadeleydi artık.”
“Yürü, daima yürü, durup dinlenmeden yürü.”
Jean Christophe kabiliyetinin bilincinde ve içinde bastırılamaz bir ışık taşıyor. Dolayısıyla onun yaşamı algılaması da değişik. Hayatla ilgili gözlemleri, doğaya, sanata, insanlara bakışı ve yaklaşımı Rolland’ın kusursuz anlatımıyla birleşince tam bir edebiyat şöleni çıkmış ortaya. Hayranlıkla okudum.
Ben Kayıp Zamanın İzinde’yi okurken haberdar olmuştum bu kitaplardan ve Proust’un söz edişiyle okuma planıma dahil etmiştim. Şimdi düşünüyorum da 2019’dan beri kitaplığımda bekletmekle büyük haksızlık etmişim romana. Siz benim benzer biçimde yapmayın.
İçtenlikle okumanızı tavsiye ederim. (Begüm Çakır)

Nobel Edebiyat ödüllü Fransız yazar Romain Rolland’ın 10 kitap olarak kaleme aldığı eseri Jean Christophe, ilk dere roman. Engin Yayıncılık tarafınca 4 cilt olarak basılmış, bir dörutubet basımı yoktu, şu anda yapikrediyayinlari tarafınca 3 cilt halinde basılıyor. (Her iki basımın da çevirisi kıymetli Adnan Cemgil’e ilişik).Eser, bir müzik dehasının doğumundan itibaren yaşamını konu alıyor, kuşkusuz Rolland bu kurguyu tasarlarken hayranı olduğu Beethoven’ın hayatından çokça esinlenmiş. 1.ciltte Jean Christophe’un doğumu, çocukluk ve gençlik yıllarına şahit oluyoruz. Çoğumuz Marcel Proust’un Kayıp Zamanın İzinde serisinde rastladık Jean Christophe’a ve muhtemelen bu yüzden de insanların gözünü korkutan bir seri. Fakat, yapıt çok akıcı ve kolay okunan bir klasik. Çok fakat çok sevmiş olarak okudum. Hem yazınsal açıdan son aşama doyurucu hem de çok akıcı olması sebebiyle çok keyifli bir okuma oldu benim için. Romain Rolland’ın muhteşem bir gözlem yeteneği var ve gözlemlerini okura hissettirebilecek gerçeklik ve derinlikte anlatma yeteneği de çok önemli. Kalemi çok güçlü, aslına bakarsak anlattığı öykü çok sıradışı ya da olağanüstü olmamasına rağmen çok etkilenerek okudum ve öykü beni içine çekti. Jean Christophe’unkine hiçbir yönden benzemeyen bir çocukluk yaşamış olmama rağmen, onun çocukluğunu okurken hem kendim o yaşlardayken dünyayı iyi mi algıladığımı hatırlattı bana yazar, hem de tamamen yabancı olduğum duyguları içimde hissettim. İnsani duyguları çok naif, yazınsal ve gerçekçi anlatmaktaki başarısından çok etkilendim Rolland’ın. Bir çocuk neyi iyi mi algılar, büyüme sancıları çekerken neler yaşar ve hangi yaşadıkları onu iyi mi bir insan yapar, bu tarz şeyleri çok başarılı bir şekilde işlemiş. Klasik eserlerden hoşlananlara kesinlikle fakat kesinlikle tavsiye ederim, benim en sevdiğim klasikler içinde yerini aldı bile. (İpek Dadakçı)

Adnan Cemgil’in muhteşem çevirisiyle, Nobel ödülü kazanmış görkemli bir klâsik okudum. Klâsikleri bazen okurum fakat gerek çeviriden olsun, gerek yazarın tarzından olsun devamlı keyif aldığımı söyleyemem. ‘Jean-Christophe’ kitabı ise her yönüyle bir edebiyat şahaseriydi diyebilirim. İlk dere roman olma hususi durumunu bünyesinde barındıran bu kitap, Beethoven’in hayatından yola çıkarak yazılmış. Bir sanatçının dere benzer biçimde, doğumundan itibaren iyi mi oluştuğunu, iyi mi yatağında aktığını ve denize kavuştuğunu konu alıyor. Okuduğum birinci cildiydi. Toplam üç ciltten oluşuyor.
Büyük bir ruhun, tüm toplumu karşısına alarak inandıklarını savunmasını, bu yüzden çekmiş olduğu acıları, yapayalnız kalışını okuyoruz birinci ciltte. Ben hep sorup durdum kitabı okurken kendi kendime; ‘toplumun beğenmediğimiz özelliklerini, böylesi bir hırçınlıkla düzeltmek mümkün mü, ille de insanları karşımıza mı almak gerekiyor?’ diye. Gerçi büyük ruhların bizim benzer biçimde herşeye uyum gösterenlerden farkı da bu olsa gerek. Ben acı çekmeyi azaltmak için bu şekilde düşünüyorum fakat sanatçılar da bu büyük acılardan besleniyorlar. Hoş büyük acılardan değil en küçük şeylerden dahi, büyük acılar çeken sanatçılar da yok değil. Rengarenk bir çiçek bahçesi benzer biçimde. Bu çiçekleri, kitaplar vesilesiyle hepimiz de koklama zevkine erişebiliyoruz. (Fatoş Yücel Kuvvetli)

Jean-Christophe 1 PDF indirme linki var mı?

Romain Rolland – Jean-Christophe 1 kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de Jean-Christophe 1 PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Romain Rolland Kimdir?

Romain Rolland 29 Ocak 1866 Fransa’da dünyaya geldi. Nobel Edebiyat ödülü kazanan Fransız Dramatist, romancı, tecrübe etme yazarıdır. Yazar Sigmund Freud ile yazışması ile dikkatleri üstüne çekti.

Rolland Fransa’da varlıklı bir ziraatçi ailede dünyaya geldi.Yazarlık alanında kendisini antik tür temsilcisi olarak görmektedir. Felsefe okudu fakat onun karakteri ile ters düşmüş olduğu için bu kısmı bıraktı. Roma’ya gitti ve Nietzsche ve Wagner’ın arkadaşı ile tanıştı ve İtalyan edebiyatı ile tanışmasına niçin oldu.

Fransa’ya döndüğünde doktora derecesini tamamladı. Tiyatro ve müzik alanında eğitim aldı. Sorbonne müzik zamanı bölümünde ilk başkan olarak atandı. Floransa’daki Fransız Enstitüsününde müzikal bölümünü yönetti.

İlk kitabı 1902 senesinde iken yayınladı. Tiyatronun demokratikleşmesine doğru mühim bir katkı yapmış oldu.Hümanist bir kişilik olarak Hindistan filozoflarının çalışmalarını benimsedi. Edebiyata giriş yapınca üniversiteden çekilme etti. 1921 senesinde arkadaşı Stefan Zweig’in yaşam öyküsü kitabını gösterildi.

Romain Rolland Kitapları – Eserleri

• Jean-Christophe 1
• Beethoven
• Jean-Christophe 2
• Tolstoy’un Yaşamı
• Gandhi
• Jean Christophe 3
• Yaşama Sevgisi
• Michelangelo
• Jean-Christophe
• Sevgi Çağı
• William Shakespeare
• Jean Christophe 4
• Gündoğarken

Romain Rolland Alıntıları – Sözleri

• Başkalarının kötülüğünü ilk kez hisseden çocuğun acısından daha büyük acı olması imkansız. (Jean-Christophe 1)
• Müzik ruhun yanılmaz bir parçasıdır. (Sevgi Çağı)
• …sevilmiş olduğu benzer biçimde sevildiğini de sanıyordu. (Sevgi Çağı)
• “ Sanatçılar ateştendir ağlamazlar” (Beethoven)
• Keder duyuları keskinleştirir; gözyaşları nefes anıların izlerini silip götürdükten sonrasında her şey gözlere daha berrak görünür. (Jean-Christophe 1)
• Bazı bazı iyilik düşlerine kapılıyordu. Arabasını satıp parasını yoksullara vermek, servetinin onda birini onlara bırakmak, uşaksız yaşamak istiyordu… “bu sebeple onlar da benim benzer biçimde insan.” (Tolstoy’un Yaşamı)
• İnsanlar oldukça kere, birbirlerine hep kendilerinden söz etmek için anlaşarak dost olurlar. (Sevgi Çağı)
• Acı çeken insan, bunun nereden geldiğini bilirse, duyduğu acıyı azaltabilir. Düşüncesiyle onu vücudunun iyileştirililebilecek, gerekirse koparılıp atılabilecek bir parçasına hapsedebilir; çevresini sınırlandırabilir, onu kendisinden uzaklaştırabilir. (Jean-Christophe 1)
• “Sevilen insanın yokluğu ölümün yalnızca bir başka yüzüdür.” (Jean-Christophe 1)
• O şekilde anlamış olur olur ki insanoğlunun kesinlikle mahvolması gerekir.Birinin gelip size yardım etmesinden korktuğunuz sanılır, öğütleriyle sizi kurtaracak olanlardan kaçarsınız,gizlenirsiniz,durmak elinize değilmisçesine acil edersiniz,rahat rahat ölebilmek için. (Jean-Christophe 2)
• “Be as thou wast wont to be.
  See as thou wast wont to see.” – A Midsummer Night’s Dream (William Shakespeare)
• “Rahatını, ne düşündüğünü bilmeyen o denli oldukça insan vardır ki!” (Sevgi Çağı)
• Ateş, toprak ve su. Mozart suyu düşündürürdü ona; su kenarında bir davet, nehrin üstünde dalgalanan saydam bir sis, ince bir bahar yağmuru, ya da bir alâimisama. Beethoven ise ateşti; Bazen alev alev yanan bir ocak, sonrasında tutuşan bir orman, yıldırımlar saçan müthiş bir bulut, kimi zaman de içinde ışıkların titreştiği sonsuz bir sema. İnsan bir Eylül akşamı, oradan bir yıldızın koptuğunu ve yavaşça söndüğünü görür benzer biçimde olurdu onu dinlerken. (Yaşama Sevgisi)
• Seven,sevgilisinden yalnız gönlü razı olunca ayrılır. (Jean Christophe 4)
• Ben Hindistan’a gönül verdim, bu sebeple Hindistan’ın dünya genelinde bir misyonu olduğuna inanıyorum… Benim dinim coğrafi sınırları yok. Dinime kuvvetli bir imanla bağlıyım ve bu, Hindistan’a duyduğum aşkı bile geride bırakacak. (Gandhi)
• Balzac şöyleki der: “Gerçek acılar kendilerini gömdükleri derin yatakta sakin görünürler, orada uyuyor gibidirler, ama ruhu kemirmeyi sürdürürler.” (Jean Christophe 4)
• Sömürgecilerine köle benzer biçimde zincirlenmesindense Hindistan’ın sertlik kullanarak özgürlüğüne kavuşmasını yeğlerim. (Gandhi)
• Hayatın sarkacı ağır ağır sallanıyor. Varlık, onun gidip gelişinde erimiş benzer biçimde. Bundan ötesi hep rüya… (Jean-Christophe 1)
• Ülke tarihindeki en büyük kriz anında yurtdaşlarınla omuz omuza yürüyemiyorsan onlar haksız ben haklıyım deme sakın (Gandhi)
• İnsan yaşadığını, yaşamı anladığını sanıyor. Ama sonunda hiçbir şey anlamadığını, hiçbir şey bilmediğini anlıyor, hiçbir şey görmediğini görüyordu. Kafamızın yarattığı bir aldanış örtüsüne bürünerek akıp gidiyordu ömrümüz. (Yaşama Sevgisi)