Eğitim

Kadransız Saat – Carson McCullers Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kadransız Saat – Carson McCullers Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kadransız Saat kimin eseri? Kadransız Saat kitabının yazarı kimdir? Kadransız Saat konusu ve anafikri nedir? Kadransız Saat kitabı ne konu alıyor? Kadransız Saat PDF indirme linki var mı? Kadransız Saat kitabının yazarı Carson McCullers kimdir? İşte Kadransız Saat kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Carson McCullers

Çevirmen: Can Moralı

Orijinal Adı: Clock without Hands

Yayın Evi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları

İSBN: 9786052958698

Sayfa Sayısı: 256


Kadransız Saat Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

ABD’deki İç Savaş’ın peşinden Cenup ve Kuzey eyaletleri arasındaki kopukluğun sürdüğü 1950’lerde geçen Kadransız Saat, Carson McCullers’ın ırk, derslik ve hakkaniyet mevzusundaki keskin ve hazin düşüncelerini yansıtır. Georgia eyaletinin minik bir kasabası olan Milan, birçok sırrın saklandığı, ırk ayrımının yaşamın her alanını etkilediği ve hakkaniyet teriminin sorgulandığı bir yerdir. Kasabanın dört sakininin yaşamı, ayrılmaz şekilde birbirine bağlıdır: Hiç beklemediği bir hastalıkla yüzleşen orta yaşlı eczacı J.T. Malone, bir zamanların kuvvetli siyasetçisi yaşlanmış Fox Clane, kendi kanatlarıyla uçmak isteyen torunu Jester Clane ve ilişik olduğu yeri bir türlü bulamayan siyahi Sherman Pew. Bu dört karakter bir taraftan geçmişlerini sorgularken, öteki taraftan kadransız bir saati gözleyerek yarının onlara ne getireceğini beklemektedir. Hikâye, kolay fakat ağır bir suali yine yine sorar: Biz kimiz ve nereye gidiyoruz? McCullers 1961’de piyasaya çıkan bu son romanında iç içe geçmiş hikayeler vesilesiyle önyargıları, gizemleri ve bağışlanmayı konu alıyor.


Kadransız Saat Alıntıları – Sözleri

  • Tutku hayal kurmanızı sağlar, aritmetiğe
    odaklanmanızı engeller ve parlak zeka olmaya can attığınız sırada kendinizi aptal şeklinde hissetmenize niçin olur.
  • Ölüm hep aynıdır; fakat her insanoğlunun ölümü kendine hastır.
  • “Birine yarar elde eden bütüne yarar sağlar. Anlaması oldukça kolay; birkaç milyonum var ise, yatırım yapar, bir sürü insanı işe alır ve mahalli ticareti canlandırırım.”
  • “Bir kız kardeşin olsaydı, zenci bir herifle evlenmesine izin verir miydin?”
  • Bir seferinde bir yumurta tavuğunu üç milyon dolara takas ettiğini söylediğini hatırlıyorum. O günlerde hepimiz açtı ve hepimiz inancını yitirmişti. Büyük büyük büyükannen hariç hepimiz. “Bu para geri gelecek, gelmek zorunda” söylediğini asla unutmayacağım.
  • “Evlat nankörlüğü, yılan dişinden fazlaca daha keskindir.”
  • “Evlat nankörlüğü, yılan dişinden fazlaca daha keskindir.”
  • En büyük çekince, doğrusu insanoğlunun kendi benliğini kaybetmesi, önemsiz bir şeymiş şeklinde sükunet içinde meydana gelebilir; öteki tüm kayıplar, bir kolun, bacağın, beş doların, bir eşin vs. kaybı kesinlikle fark edilir.
  • Ölüler hâlâ yüreğimde dolaşırken iyi mi hakkaten ölü olabilirler?


Kadransız Saat İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Yazardan okuduğum ilk kitap. Yazarın da son yazdığı kitapmış. Sevdim. Kurgusu, vermek istediği fikirler, duygu aktarımı güzel. Diğer eserlerini de okumayı düşünüyorum. Genç sayılacak yaşta ölmüş, yaşasaydı sanırım güzel eserler yazardı daha. (Oğuz MERİÇ)

Irkçılık, derslik ayrımı, ölüm ve ölüm korkusu, dostluk ve hakkaniyet şeklinde konuların işlendiği mükemmel bi kitap okudum. Normalde “Bülbülü Öldürmek” haricinde etkilenerek okuduğum ırkçılığı mevzu alan kitap olmamıştı ki esasen mevzu olarak ırkçılığın işlendiği kitaplar da bana fazlaca hitap etmiyor. Ama bu kitapta fazlaca göz önünde tutulmadan ve merak uyandıran, gizli saklı bi şeyler döndüğünü hissettiğiniz bir vakayla ele alınmış ırkçılık. O yüzden fazlaca sevmiş olarak okudum ve bu kitabı bana öneren arkadaşlarıma fazlaca teşekkür ediyorum. Oldukca fazla zamanım olmadığı için ortalama 2,5 ayda bitti kitap fakat olsundu, hiçbir süre elime aldığımda kopukluk hissetmedim. Mutlaka okuyun diyemem fakat okuduğunuza da pişman olmayacağınıza inanırım.
Kitapla kalınca. (Buket)

Kadransız Saat, Modern Klasikler, #133: Sanırım Kadransız Saat Carson McCullers’in son kitabı. Kendisi benim sevdiğim yazarlardan bir tanesi. Bu kitabı da öteki kitaplarını sevmiş olarak, beğenerek okudum. Sadece bir kısmında birazcık sıkılır şeklinde oldum. Ondan sonrası akıcı bir halde devam etti.
Kitap genel olarak dört değişik karakterin kendi bakış açılarını yansıtacak şekilde kurgulanmış. Bir eczacı, bir eski yargıç, bir siyahi genç ve bir beyaz genç olarak karakterini belirtebiliriz.
Kitap genel olarak soylular ve köylüler şeklinde düşünebileceğim sınıflar içinde ayrımı konu alıyor. Aslına bakılacak olursa bu kelimeyi pek kullanmak istemiyorum fakat zenciler ile beyaz insanoğlu içinde ayrımı gözler önüne seriyor. Siyah ırkın aşağılanması, beyaz ırkın üstünleri bol miktarda vurgulanıyor. Yazar bana kalırsa bu ırkçılığı anlatmak için bu şekilde bir ifade kullanmış. Bana kalırsa bu şekilde bir ayrımın yapılmasını fazlaca yanlış. Özgürlükler ve eşitlikler ülkesi diye geçinen Amerika’nın pratikçe iyi mi bir fikir yapısında bulunduğunu anlatmak istiyor yazar.
Diğer kitabında olduğu şeklinde bu kitapta da bol miktarda Coco-Cola firmasının hisselerinden, zenginleşmeden bahsediliyor. Yine tanınmış gazete isimlerinden ve birkaç firmaya da atıflar var. Bu da Amerikan emperyalizmini gösteriyor. Zenginleşenler daha çok zenginleşiyor, fakirleşenler daha çok fakirleşiyor.
McCullers şeklinde bir yazarın kitapları bittiği için üzgünüm. Umarım daha iyi yazarlar keşfederim ve bu üzüntümü unutabilirim.
İyi akşamlar her insana. (Kovulan Adam)


Kadransız Saat PDF indirme linki var mı?


Carson McCullers – Kadransız Saat kitabı için internette en fazlaca meydana getirilen aramalardan birisi de Kadransız Saat PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Carson McCullers Kimdir?

Roman, kısa öykü, oyun, tecrübe etme ve şiir türlerinde eserler üretmiştir. İlk romanı The Heart Is a Lonely Hunter (Yalnız Bir Avcıdır Yürek), Amerika Birleşik Devletleri’nin cenup eyaletlerindeki toplumdan dışlanmış, uyumsuz karakterlerin tinsel yalnızlıklarını mevzu alır. Yazar öteki eserlerinde de benzer mekanları ve temaları kullanmıştır.

McCullers 1917 senesinde Columbus, Georgia’da orta derslik bir ailenin evladı olarak dünyaya geldi. Asıl adı Lula Carson Smith idi. Annesi Amerika Konfedere Devletleri’nde cenk kahramanı olan varlıklı bir arazi sahibinin torunuydu. Babası ise tıpkı Yalnız Bir Avcıdır Yürek romanındaki Wilbur Kelly karakteri şeklinde bir saatçi ve kuyumcuydu. McCullers on yaşından itibaren piyano dersleri almaya başladı. Babası ilk daktilosunu 15 yaşlarındayken armağan etti.

1934 senesinde, 17 yaşlarındayken New York’taki Juilliard School of Music’de piyano eğitimi almak suretiyle evden ayrıldı. Fakat şehre varmasının peşinden okula hiçbir süre devam etmedi. Hizmetçilik halletmeye ve Dorothy Scarborough’un Columbia Üniversitesi’nde geceleri verdiği yaratıcı yazarlık derslerine katılmaya başladı. Yazar olmaya karar McCullers’ın otobiyografik öğeler taşıyan Wunderkind adlı hikâyesi 1936 senesinde Story dergisi’nde gösterildi. Bu öykü yazarın The Ballad of the Sad Cafe adlı kitabında da yer almıştır.


Carson McCullers Kitapları – Eserleri

  • Küskün Kahvenin Türküsü
  • Altın Gözde Yansımalar
  • Yalnız Bir Avcıdır Yürek
  • Kadransız Saat
  • Düğünün Bir Üyesi


Carson McCullers Alıntıları – Sözleri

  • “İçindeki sıkıntıyı bir türlü tüketemediği için derhal koşup bir şeyler halletmeye çalışırdı. Eve döner, kömür te­nekesinin kapağını bir delinin hunisi şeklinde başının üzerine koyar masanın çevresinde dönmeye başlardı. Aklına ilk eseni yapardı – oysa yapmış olduğu hep yanlış olurdu, yapmak istediği de olmazdı. Bu saçma yanlışları yaptıktan sonrasında mutfak kapısında duraksar, kendini boş ve anlam ifade etmeyen bu­lur ve ‘Tüm bu kasabayı yerle bir edebilsem.’ derdi.” (Düğünün Bir Üyesi)
  • Tutku hayal kurmanızı sağlar, aritmetiğe
    odaklanmanızı engeller ve parlak zeka olmaya can attığınız sırada kendinizi aptal şeklinde hissetmenize niçin olur. (Kadransız Saat)
  • Ölüler hâlâ yüreğimde dolaşırken iyi mi hakkaten ölü olabilirler? (Kadransız Saat)
  • “Evlat nankörlüğü, yılan dişinden fazlaca daha keskindir.” (Kadransız Saat)
  • Evet, yaşam hüzünlü olabilir. (Altın Gözde Yansımalar)
  • “Oldukca fazla insan dünyayı boğuyor.” (Altın Gözde Yansımalar)
  • Normallik pahasına elde edilmiş herhangi bir doyum duygusu yanlış ve bu duygunun mutluluk getirmesine izin verilmemeli. Kısacası, ahlaksal yönden onurlu olduğundan kare uçlu bir çivinin yuvarlak bir deliği kazıyıp durması ve geleneksele aykırı, kendisine uyacak kare biçimli deliği kullanmaması daha mı iyi? (Altın Gözde Yansımalar)
  • “Bir kız kardeşin olsaydı, zenci bir herifle evlenmesine izin verir miydin?” (Kadransız Saat)
  • “Nisan ayının yeşil ağaçlarında ve çiçeklerinde Frankie’ye hüzün veren bir şeyler vardı. Hüznün nedenini çözemiyordu fakat bu acayip hüzün yü­zünden kasabayı bırakıp gitmesi icap ettiğini anlıyordu. Bir taraftan savaşla ilgili haberleri okuyor, dünyanın durumunu düşünüyor bir taraftan da gitmek için bavulunu topluyordu. Oysa nereye gideceğini bilemiyordu.” (Düğünün Bir Üyesi)
  • Yaşam kimi zaman yalnızca sağ kalmak için lüzumlu şeyleri elde etmek uğruna girişilen uzun ve bunalticı bir didinme olur çıkar. İnsana garip gelen de şudur: Yararlı her şeyin bir fiyatı vardır, yalnızca parayla satın alınabilir. Seviye bunun üstüne kuruludur. Bir balya pamuğun ya da yarım litre pekmezin fiyatını bilirsiniz, bunun sebebi aklınıza bile gelmez. Oysa insan yaşamına hiçbir kıymet biçilmemiştir. Bize parasız verilir, geri alındiğında da bir şey ödenmez. Peki nedir kıymeti? (Küskün Kahvenin Türküsü)
  • “Tümümüz nedense kıstırılmışız. O şekilde ya da bu şekilde doğ­muşuz. Nedenini de bilmiyoruz. Ama yakalanmışız bir kez. Ben Berenice olarak doğmuşum, sen de Frankie olarak. John Henry de John Henry. Ve kim bilir genişle­mek, ağlarımızdan kurtulmak istiyoruz fakat ne yapsak ne etsek, gene de yakalanmışız bir kez. Ben benim, sen sensin, o da o. Her birimiz ayrı ayrı tek başımıza yaka­lanmışız. Bunu mu demek istiyorsun?”
    “Bilmiyorum fakat ben yakalanmak istemiyorum,” dedi F. Jasmine. (Düğünün Bir Üyesi)
  • En büyük çekince, doğrusu insanoğlunun kendi benliğini kaybetmesi, önemsiz bir şeymiş şeklinde sükunet içinde meydana gelebilir; öteki tüm kayıplar, bir kolun, bacağın, beş doların, bir eşin vs. kaybı kesinlikle fark edilir. (Kadransız Saat)
  • “Neden bu kadar acı çekmek istiyorsun?”
    “Yenildiğimi hissediyorum da ondan.” (Yalnız Bir Avcıdır Yürek)
  • Onun varlığı öylesine bir teselliydi ki… (Altın Gözde Yansımalar)
  • ”Canlan birazcık da burnun boka girmesin gene.” (Yalnız Bir Avcıdır Yürek)
  • En basit birisi çoşkun, yakıcı ve bataklıktaki zehirli zambaklar kadar güzel bir sevginin nesnesi olabilir. (Küskün Kahvenin Türküsü)
  • Sevginin kıymetini, özgünlüğünü yalnızca seven belirler. (Küskün Kahvenin Türküsü)
  • “Evlat nankörlüğü, yılan dişinden fazlaca daha keskindir.” (Kadransız Saat)
  • “Şimdiye dek gözünün önüne g­etirdiğin bir fotoğraf şeklinde değil de, yalnızca bir duygu olarak anımsadığın insanoğlu oldu mu asla?” (Düğünün Bir Üyesi)
  • Bir seferinde bir yumurta tavuğunu üç milyon dolara takas ettiğini söylediğini hatırlıyorum. O günlerde hepimiz açtı ve hepimiz inancını yitirmişti. Büyük büyük büyükannen hariç hepimiz. “Bu para geri gelecek, gelmek zorunda” söylediğini asla unutmayacağım. (Kadransız Saat)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş