Eğitim

Kanaldaki Kadın – Maj Sjöwall Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kanaldaki Kadın – Maj Sjöwall Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kanaldaki Kadın kimin eseri? Kanaldaki Kadın kitabının yazarı kimdir? Kanaldaki Kadın konusu ve anafikri nedir? Kanaldaki Kadın kitabı ne konu alıyor? Kanaldaki Kadın PDF indirme linki var mı? Kanaldaki Kadın kitabının yazarı Maj Sjöwall kimdir? İşte Kanaldaki Kadın kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Maj Sjöwall

Yazar: Per Wahlöö

Çevirmen: Bige Turan

Editör: Rüstem Osman

Orijinal Adı: Roseanna (Martin Beck Police Mystery #1)

Yayın Evi: Ayrıksı Kitap

İSBN: 9786058072732

Sayfa Sayısı: 336


Kanaldaki Kadın Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Bir Modern Polisiye Klasiği: Martin Beck

Eğer bir çağıl polisiye klasiği arayacak olursanız bu Martin Beck serisi olacaktır. On kitabından oluşan bu seri Komiser Martin Beck ve ekibinin katliam soruşturmalarını mevzu alır. İsveçli yazarlar Maj Sjöwall ve Per Wahlöö çağıl polisiye romanının mihenk taşlarıdır. 1960 ve 70’lerde yazdıkları bu seri çağıl toplumun sancılı yaratımına ayna tutarken tüm dünyada sayısız polisiye yazarına da esin deposu olmuştur.

İsveç’te bir kanalda bir bayan cesedi bulunur ve Komiser Martin Beck bu cinayeti çözmek için iş başına geçer. Ilkin kadının kimliğini saptamak ve sonrasında da katili bulmak zorundadır. Yorucu ve sual işaretleriyle dolu bir soruşturmanın arkasından sezgileri kuvvetli komiserimiz katili tehlikeli bir tuzağa çeker.


Kanaldaki Kadın Alıntıları – Sözleri

  • “İyi niyet tembihleri vermek; almaktan kolaydır.”
  • “Bana öyleki bir kitap verin ki başkahramanıyla beraber vaka çözelim.”
  • “Ölünün arkasından kötü konuşulmaz.”
  • Her biri bu büyük yapboza kendi minik parçasını ekleyecek olan, birisi olası suçlu ve geri kalanı ihtimaller içinde şahit seksen beş şahıs. Dört ayı kıtaya yayılmış, seksen beş insan. Yerlerini saptamak bile deveye hendek atlatmaktan farksızdı.
  • İyi niyet tembihleri vermek, almaktan kolaydır.
  • “Her vakit şükredilecek bir şey vardı.”
  • “Kara kara düşünmek insanı güçten düşürür.”
  • Tilkinin ruhu bile duymuyor fakat tazılar onu ölümüne kovalıyor, diye düşündü Martin Beck.


Kanaldaki Kadın İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Sjöwall & Wahlöö’nün 10 kitaplık polisiye serisinin 1965’te yazdıkları ilk kısmı. Serinin tamamını işiniz gücünüz yoksa 4-5 günde bitirmeniz mümkün. Romancılıkta nadir görülecek bir halde gerçek hayata oldukça uygun kısa diyaloglara dayalı sayfalar mevcut. Laf ebesi Bernie Günther ya da içli Kurt Wallander’in aksine Martin Beck son aşama ketum, azca konuşan ve mütevazi bir dedektif. Neredeyse dedektiflikle alakası yok benzer biçimde görünen fakat soruşturmacılığı içgüdülerinde gizli saklı bir polis. Biroldukça dedektif roman karakterinden değişik olarak boşanmış ya da müzmin bekar değil. Varoluş sancılarından da mustarip değil. Tüm bu özellikleriyle Günther kadar olmasa da Beck benimseyebileceğim bir roman karakteri.
Serinin ilk romanı Kanaldaki Kadın (Bir polisiye yayıncılık klişesidir adı satışlara zarar verecek orijinal roman isimlerini saçmasapan şekilde değişiklik yapmak ve Ayrıksı Kitap da bu saçmalıktan geri durmamış.) neredeyse cetvelle bölünmüş benzer biçimde old school giriş-gelişme-netice bölümlerine ayrılmış. Giriş, kimliği belirsiz maktulün kim olduğuna dair uzun araştırmalarla, gelişme katl zanlısı sayısını (bir tanesi de Ankaralı) 28’den 1’e düşürme çabalarıyla geçerken netice müthiş bir takip/tuzak/soruşturma aksiyonu içeriyor. Romanın en zevkli kısmı (Metroda lens batması yüzünden gözyaşı üreterek okudum bu kısmı. Diğer yolcular ağlatan bir dram okuduğumu zannetmiştir herhalde.) son 100’e girerken başlıyor ve hız kesmeden finale bağlanıyor.
’60’lı yılların İsveç sosyopolitiğine oldukça uygun bir tutucu akıl karışmasını yansıtan olay, İsveç’in İkinci Dünya Savaşı’nda Nazilerle olan iş birliğinin suçluluğundan mustarip jenerasyonunun iç huzursuzluğunun ve bu şekilde dönemlerde derhal yükselişe geçen ahlakçı muhafazakarlığın belli belirsiz yansımasını taşıyor. (Muhammed Tiryaki)

Sayısız Polisiye Yazarına Esin Olan
BİR MODERN POLİSİYE KLASİĞİ

Kitaba başlarken şimdiki zamanı ve şu anda okuduğunuz tüm polisiyeleri unutun. Şu sebeple Martin Beck ile 1960’lı yıllara seyahat ediyoruz. O dönemde bir soruşturma yürütmek bugüne kıyasla oldukça zor. Bunu bilerek, o periyodu göz önüne alarak okumaya başlayınca tüm taşlar yerine oturuyor.  
Kitabımızda ölen kadının kimliğini belirlemek bile ekibimizin altı ayını alıyor. Katili yakalamak için çıktıkları sıkıntılı yolculukta bir sürü fedakarlık yaptılar. Sabırla, özveriyle, tüm dikkatlerini bu işe verdiler. 
Martin Beck bir sorgu uzmanı ve öteki astığım astık, kestiğim kestik sorgu uzmanlarına benzemiyor. Oldukca sakin ve işinin ehli biri. 
Sakin sakin suçluya suçunu itiraf ettirmekte bir numara. Bir de bir dava çözülene kadar başka bir şey düşünemeyen ve devamlı beyninin içinde çarklar dönen biri.
Başlarda birazcık karşılaştırma yapmış olup, kendimi zor bir okumanın içine sokmuş olsam da sonradan adapte olunca, doğal olarak birazcık da katili bulmak için adımlar atılmaya başlayınca daha kolay bir okuma yaptım. Tabi bunda okuma arkadaşlarımın oranı büyük. Daha önümüzde uzun bir seyahat var bakalım bizi en oldukça etkileyen hangi kitap olacak
İsveç’te bir kanalda bir bayan cesedi bulunur. Martin Beck bu cinayeti çözmek için görevlendirilir. 
Ama ne kadının kimliği bellidir, ne de katile dair bir iz vardır. 
Martin Beck ve mesai dostlarını sıkıntılı bir vazife bekler. (Hestia)

Ödüllü Dönem polisiye klasiklerinden olan Martin Beck #kanaldakikadın ile seriye start verdim. Kitap 1960-70 lerde yazılmış ve o devrin şartlarına nazaran oldukça durağan geçen bir polisiye kitabıydı. Neden durağan şundan dolayı teknoloji günümüzdeki benzer biçimde ilerlemiş değil ve işler posta ve telgraf benzer biçimde yöntemlerle yürütülüyordu. Durağan geçmesi yalnız bunlardan kaynaklı değil, olayların akışıyla da ilgili normal olarak. Kan yok, vahşet yok, aksiyon yok, elle tutulur bir coşku, gerilim yok.
İsveç’te bir kanalda hanım cesedi bulunuyor ve Komiser Martin Beck ilkin kadının kimliğini saptamak için sonrasında da katili bulmak için iş başına geciyor. Aylar devam eden kimlik tespiti, katili bulma aşaması asla te kolay olmuyor doğal ki.
Kitap oldukça akıcı anlaşılır ve sizi yormayan bir üslupla yazılmış bir çırpıda okuyup bitirebilirsiniz. Lakin okurken polisiye olduğundan beklentinizi sakın yüksek tutmayın. Aksi taktirde hayal kırıklığına uğrarsınız. Tek yapmanız ihtiyaç duyulan o periyodu düşünerek ve karşılaştırma yapmadan okumak.
Okuduguma pişman mıyım? Tabii ki hayır. fakat serinin ilk kitap oluşu ve vaka akış heyecanının düşük olmasından kaynaklı etkisiz üm şimdilik. (oku yor)


Kanaldaki Kadın PDF indirme linki var mı?


Maj Sjöwall – Kanaldaki Kadın kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de Kanaldaki Kadın PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Maj Sjöwall Kimdir?

1935 Stockholm doğumlu yazar hem de çevirmendir. Per Wahlöö ile birlikte yazdıkları bir polisiye klasiği olan Martin Beck serisiyle bilinmektedir. Bu seri birçok dile çevrilirken Edgar Allan Poe ve İsveç Akademisi başta olmak suretiyle birçok ödül almıştır. Aynı zamanda tek başına yazdığı romanları da vardır. Maj Sjöwall, İskandinav polisiyesinin kraliçesi olarak anılır.


Maj Sjöwall Kitapları – Eserleri

  • Kanaldaki Kadın
  • Duman Olan Adam
  • Balkondaki Adam
  • Gülen Polis
  • Kayıp İtfaiye Arabası
  • Savoy Cinayeti
  • Pis Adam
  • Kilitli Oda
  • Polis Katili
  • Teröristler
  • Saffle Pisliği
  • Oteldeki Cinayet


Maj Sjöwall Alıntıları – Sözleri

  • “İyi niyet tembihleri vermek; almaktan kolaydır.” (Kanaldaki Kadın)
  • “Ben özür dilemek. Ben yok sizin dil iyi konuşmak, siz bir ihtimal beni yanlış idrak etmek. Ne sordu sen? Biz yiyecek burada mı yiyecek? Hayır. Yemek pişirmek yasak. Mutfak kullanmak yasak. Odada elektrikli tencere sokmak yasak. Yemek pişirmek yasak, kahve yapmak yasak. Yalnız para ödemek yok yasak.” (Gülen Polis)
  • Umut fakirin ekmeğiydi. (Kilitli Oda)
  • “Her vakit şükredilecek bir şey vardı.” (Kanaldaki Kadın)
  • “Ula, çömezin iti de var,” dedi Kristiansson.
    “Kolu da var, el ediyor.”
    “Haşlakın teki, bana aş olmaz.” (Gülen Polis)
  • Yaptığınız hareketin savunulacak bir tarafı yok. Milis kurma fikri, cemiyet huzuru için bir suçlu ya da çeteden daha büyük bir tehlikedir. Linç zihniyetinin ve rastgele hakkaniyet dağıtmanın yolunu açar. Toplumun koruyucu mekanizmasını sekteye uğratır. (Balkondaki Adam)
  • Martin Beck. Bişey sezdi. Ne bir gölge, nede bir ses, fakat yalnızca havada bir minik kıpırtı, tam ardında. Öyleki belirsiz bir şey ki, sadece gecenin durgunluğı bunu algılanır kıldı. (Duman Olan Adam)
  • Nedir biliyor musun? İçten pazarlıklı şahıs utangaç olur. Beslenen fena duyguların dışavurum korkusu. (Gülen Polis)
  • Hiyeroglif yada çivi yazısı. Hamurabi Kanunları’nı herhalde bizim Fredrik yazmış olmalı. Ne var ki, okuyan çıktığına nazaran, bu da olanaksız. Yine de üzülme, ben varım. Fredrik yazıtlarını çözme uzmanı olarak, burada devletten para alıyorum. (Gülen Polis)
  • Her biri bu büyük yapboza kendi minik parçasını ekleyecek olan, birisi olası suçlu ve geri kalanı ihtimaller içinde şahit seksen beş şahıs. Dört ayı kıtaya yayılmış, seksen beş insan. Yerlerini saptamak bile deveye hendek atlatmaktan farksızdı. (Kanaldaki Kadın)
  • “Elbette bunu söylemek bile yersiz, fakat gene de bir kez daha belirtmek isterim ki, kişi olarak, bir tutucu olarak ve de en önemlisi özgür demokratik bir ülkenin yurttaşı olarak, renk, ırk ve değişik görüşler taşımaları bakımından insanoğlu içinde en minik bir fark yapmam. Ama bir de karınca benzer biçimde Yahudi ve komünist kaynaşan bir polis ordusu göz önüne getir. Efendim? Demek istediğimi anlıyorsun ya?” (Gülen Polis)
  • Noel’e hemen hemen bir ayı aşkın bir süre olmasına rağmen, reklam canavarı ava çıkmıştı. satın alma furyası, süslü püslü mağazaların toplaştığı caddelerde kara ölüm kadar hızı ve yıkıcı olarak yayılageliyordu. Salgın hastalık önüne çıkanı silip süpürmekteydi ve de bir kurtuluş yolu yoktu. Ahtapotumsu uzun kollar her yana uzanmakta, evlere ve apartmanlara dalmakta, her şeyi ve herkesi zehirleyip paramparça etmede, kimseciklerin gözyaşına bakmamaktaydı. Çocuklar bitkinlikten perişan, aile babaları gırtlaklarına dek borca gömülü, bir çılgınlıktır gidiyordu. Yasal sömürü devi kurban sayısını giderek artırıyor, artan kurban sayısıyla koşut, iştahı da giderek kabarıyordu. Hastaneler kalp sektesine uğrayan, sinir bunalımları geçiren ve de mide ülseri patlamış kişilerle dolup taşmaktaydı. (Gülen Polis)
  • “Hem pastam dursun,
    Hem karnım doysun olmuyordu.” (Duman Olan Adam)
  • Bir minik kız seneler sonrasında bile hatırlanası bir döviz taşımaktaydı: GÖREV BAŞINA! PİÇ ÜRETİMİNE DEVAM,
    POLİSE YETİŞTİR ADAM! (Gülen Polis)
  • “Bana öyleki bir kitap verin ki başkahramanıyla beraber vaka çözelim.” (Kanaldaki Kadın)
  • Hayat söylediğin nedir ki aslına bakarsanız? (Kilitli Oda)
  • “Kara kara düşünmek insanı güçten düşürür.” (Kanaldaki Kadın)
  • İyi niyet tembihleri vermek, almaktan kolaydır. (Kanaldaki Kadın)
  • “Ölünün arkasından kötü konuşulmaz.” (Kanaldaki Kadın)
  • Tilkinin ruhu bile duymuyor fakat tazılar onu ölümüne kovalıyor, diye düşündü Martin Beck. (Kanaldaki Kadın)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş